Değerli üyeler ve misafir katılımcılar,
Burada bulunma nedenimi bir kez daha açıklamak istiyorum. Gerek Lazer epilasyon yöntemi konusundaki insafsız denebilecek reklam kampanyaları neticesinde, gerekse öğrenmesi ve uygulaması son derece sabır gerektiren iğneli epilasyon mesleğine olan ilginin azalması ve kötü niyetli olmasalar bile kısa süreli kurslarla bu mesleğe başlayıp sağlık gibi son derece hassas bir konuda hanımlarımıza çok acı deneyimler yaşatanların sayılarının önemsenecek boyutlara gelmesi neticesinde aslında en etkili yöntem olan iğneli epilasyon yöntemine olan ilginin zamanla azaldığı gerçeğini gören, yıllarını iğneli epilasyon mesleğine vermiş bir kişi olarak denizde bir damla bile olsa görev üstlenerek bilgilendirme yapmam gerektiğini düşündüğüm için buradayım. Buradayım çünkü maalesef ülkemizde insana ve insan sağlığına gereken özenin yeterince gösterilmediğine inanıyorum. Buradayım çünkü emeğe gereken değerin verilmediğine inanıyorum. Bireylerin yaşam seviyelerini yükseltebilmelerinin sadece kendileri için çaba sarf etmekle mümkün olamayacağını , en az kendileri kadar ülke ekonomisine de imkanları ölçüsünde katkı sağlayarak bunun mümkün olabileceğini bildiğim için buradayım.
İnandıklarım için sabrım ve gücüm yettiğince burada bulunmaya da devam edeceğim.
Son birkaç gün içinde yapılan değerlendirmelerin yanlış yorumlara neden olmaması maksadıyla bazı açıklamalar yapmam gerektiğini düşünüyorum.
1- Teknolojik gelişmeler karşısında hiçbir zaman önyargılı bir kişi olmadım. Ancak günümüz dünyasında ekonominin ne denli önem taşıdığının da herkes kadar farkındayım. Bu nedenle felsefem , ihtiyaç duyduğum , fayda sağlayacağına inandığım kadar teknolojiye sahip olmak olmuştur. Evimde hala tüplü televizyon var ama işyerimde yer darlığı nedeniyle LCD ekran. İhtiyaç duymadığım için kısa bir süre önceye kadar cep telefonum yoktu, şu an mevcut olan da son derece basit bir model, katalogunda yazdığı halde okumayıp bir kenara atacağım haberleşme dışında ihtiyacım olmayan bir sürü özellik için neden birilerinin daha fazla kazanmasına katkı sağlayayım ki. Gün gelir de bu özelliklere de ihtiyaç duyar ve etkin olarak kullanacağıma inanırsam değiştiririm tabii.
İğneli epilasyon yöntemi için yıllardır aynı cihazı kullanmamın nedeni de bu felsefemdir. Bu cihazın görevi elektrik üretmektir. Cihaz üreticisi firmaların satış elemanı tecrübesi ile yazan arkadaşların verdiği bilgilerden de anlaşılacağı gibi yeni model cihazlarda esas amacına ilave olarak konulmuş bazı farklı özellikler mevcut. Peki nedir bu ilave özellikler ve benim bunlara gerçekten ihtiyacım var mı? Uygulama yapılacak bölgeye göre akım şiddetini kendisi ayarlıyormuş. Bunu yapabilmesinin bence iki yolu var. İğneli epilasyon uygulamasına ihtiyaç duyabilecek dünyadaki tüm insanların kıl kökü yapılarına ait bilgilerinin cihazın hafızasına yüklenmiş olması veya halihazırda tıp dünyasında önemli ameliyatlarda kullanılan yöntem gibi iğne ucuna mini bir kamera yerleştirilerek uygulama anında gördüklerini cihaza aktarıp cihazın otomatik karar vermesini sağlaması. Mantıklı gelmiyor değil mi? Olsa olsa istatistiksel çalışmalar neticesinde tespit edilmiş bazı referans yani tahmini değerler olabilir. Belki de hiçbiri. O zaman satış elemanı bilgisine sahip arkadaşlarımızdan bizi aydınlatmalarını rica edelim. Açıklaması çok daha kolay bir başka özelliği daha var bu yeni model cihazların. Ayarladığınız süreye göre akımı kendisi otomatik kesiyor.
Bu belirtilen özelliklere mesleğinde tecrübe sahibi olmuş hiçbir uzmanın ihtiyaç duyacağına inanmıyorum. Bir tahmini değer de ben vereyim. 24 yıllık meslek yaşantımda 50 milyondan fazla kıl kökünü tahrip ettim. (Bu değeri nasıl bulduğumu merak eden olursa hemen hesabını açıklarım.) Hangi cihaz üreticisi referans değerleri için bu miktarda bir istatistik çalışma yapmış olabilir. Akım şiddeti kadar, akımın uygulandığı sürenin de son derece önemli olduğu bir gerçek ama lütfen bu yazıyı okuyanlar herhangi bir bölgelerinde mevcut kılları büyülteç altında incelesinler, çıplak gözle aynı gibi gözüken yapıların bile büyülteç altında yan yana iki kıl da dahi aslında hiç de aynı olmadığını göreceksiniz. Akım şiddetini sürekli olarak değiştirmek zamanla yarışılan bir uygulama da çok etkili bir yöntem olamayacağı için bu farklılığa ait çözümünde süreyle elde edildiğini belirtmeliyim. Kendi uygulamamda, bölgeye göre değişmekle birlikte bir kıl kökünü tahrip edebilmek için toplam 1-2 saniye gibi bir süreyle çalıştığım ilave bilgisini de vermem gerekiyor sanırım. Peki süreyi cihazın otomatik kesmesine müsaade edecek uzman olsanız hangi süreyi belirleyip cihaza yüklersiniz.. Ben olsam yakma riskine karşı o bölgedeki en zayıf yapı için gerekeni yüklerim. Bu durumda daha güçlü olan köklere ne derece etkili olabilirim sorusuna benim cevabım belli.
Birileri oturmuş kafa yormuş cihazları geliştirmiş, ihtiyaç olmasa taleplisi de olmaz neden boş yere çaba sarf etsinler diye düşünenler olabilir. Elbette bu sorunun cevabı var. Bende bugün bu mesleğe kısa süreli kurslarla yeni başlayan birisi olsam tecrübe edinmeden insanların sağlığını riske atmamak için etkisini göz ardı ederek hiç düşünmeden bu cihazları tercih ederdim. Yeterlimi derseniz değil tabii ki. Dikkat edilecek olursa bu cihazlarda bile en önemli husus konusunda imkan yok. Yani kıl köküne ulaşma, kök dışında başka bir yerde akım vermeme konusu hala uzmanın becerisi. Aklıma gene kameralı sistem geliyor keşke şu araçlara takılıp insanların istedikleri yere gitmesini sağlayan sistem gibi bir sistemi bu cihazlara da uygulamayı başarabilseler de kimse yanlış uygulama yapmasa/ yanlış uygulamaya maruz kalmasa.
Bu cihazı temin etmenin mesleğinde yeterli tecrübeye sahip, gerçek uzmanlara tek bir faydası olabilir. Göz boyamak.
2- Uygulamaya yönelik bazı yanlış belki de kasıtlı değerlendirmelere de kısa yanıtlar vermek istiyorum.
a. En uygun akım şiddeti, dayanılabilen en yüksek akım demek asla değildir.
b. Kabuklanmanın yara yapmak, iz bırakmakla en ufak bir ilgisi yoktur.
c. En iyi cihaz ya da en iyi uzman da olsa hata olasılığı her zaman mevcuttur. Ama bu olasılık uygulatanların değerlendirmelerinde de her zaman söz konusu olabilir.
d. Bu nedenle ister samimi, ister reklam amacına yönelik bir düşünce olsun “Uygulamadan hemen sonra banyo yaptım hiçbir şey olmuyor gibi” insanların sağlığını riske atıcı ifadeler kullanmaya kimsenin hakkı olmamalıdır.
Son sözlerim değerli meslektaşıma,
Başarıyı başkalarının başarısızlığında arayanlar hiçbir zaman gerçek başarıyı yaşayamazlar ve yaşatamazlar da. Amacınız ne olursa olsun rahatsız edici bir üslup kullanarak buna ulaşacağınızı sanıyorsanız sadece kendinizi aldatırsınız.
Saygılarımla.