- Konu Sahibi guldenasya
- #1
İÇİMİZDEKİ BİLGELİK
Yazan Tolga ÇELEBİ
Varlığımızın merkezindeki derinlikte sonsuz bir sevgi, sevinç, huzur ve bilgelik vardır. Bu her birimiz için geçerlidir. Ancak içimizdeki bu hazinelerle ne sıklıkta temasa geçiyoruz? Bunu günde bir kere mi yapıyoruz? Arada sırada mı? Yoksa içimizdeki bu hazinelerden bütünüyle habersiz miyiz? (Louise L.Hay – Düşüncenin İyileştirici Gücü)
İnsanoğlu, fiziksel ve biyolojik birçok mükemmellikle birlikte yaratılmıştır. Bedenindeki kusursuz uyum, organların çalışması, birbirini tamamlayan birçok sistemin bir arada bulunması insanı yaratılanların en üstünü kılmaktadır. Aslında insanı kusursuz kılan tek şey, biyolojik olarak mükemmel tasarlanmış olması değildir. Bundan daha da şaşırtıcı olan şey, henüz sınırlarını keşfedemediğimiz bir ruhsal yapı ile donatılmış olmasıdır. Her birimiz birçok duygu, his ve düşünce ile donatılmışız.
Derler ya her Adem, bir alem. Sanki bu koskoca kainat, küçültülmüş ve bizim içimizde yeniden var olmuş. Şu an gözlerinizi kapatın ve o kısmınızla temasa geçin. Merkezinize gitmek, sadece bir nefes ötede. İhtiyacınız olan tek şey, odaklanmak.
İçinizdeki sevinci hissedin, yaşama sevincini. Sonra huzuru hissedin, sevgiyi hissedin, sevginin sizi saran sıcaklığını hissedin. Ardından içinizdeki sonsuz bilgeliğe gidin. İnanın bana insanoğlunun yaratıldığı günden bu güne kadar yaşadığı her evre bizim genetik kodlarımızda gizli. Bu bilgeliğe hepimiz sahibiz. Binlerce yılın bilgeliğini paylaşıyoruz.
Tasavvufta; vücut ruhun bineği olarak nitelendirilir. Yani ruh kutsal bir varlıktır ve manevi alemdedir. Ama hedefine ulaşması, yaradılış gayesini yerine getirmesi için bir bedene ihtiyaç duyar. Beden ise bu dünyadadır. İnsan doğum ile dünyaya geldiğinde; manevi dünyada ki Ruh ile yaşadığımız fiziksel dünyadaki beden bir araya gelir. Bizim bedenimizde, hem dünyanın, bu fiziksel alemin tüm elementleri varken, ruhumuzda da kavrayamadığımız manevi alemin izleri var. Bunların dışında bir de akıl var. Akıl; ruhun veziri, bedenin hocasıdır.
Bu hazineler, ruhani bağınızın bir parçasıdır ve esenliğiniz için hayatidir. Vücut, akıl ve ruh – tüm üç düzeyde dengede olmamız gerekir. Sağlıklı bir vücut, mutlu bir akıl, güçlü ruhsal bağlar; tümü genel dengemiz ve uyumumuz için gereklidir.
Kişinin kendini tanıması, hayatı anlamasına rehberlik eder. Hayat ile bir olmayı hissettikçe, öfke, nefret, önyargı gibi duygulardan vazgeçebiliriz. Biz inanılmaz bir sevinç ve dingin bir huzurla doluyuz.
Bu gün, yarın içi hazırlanıyoruz. Nasıl mı? Düşüncelerimiz, konuştuğumuz kelimeler, kabul ettiğimiz inançlar yarınlarımızı şekillendiriyor.
Yaşadığımız en acı dolu anlar, bize gelişim için en büyü fırsatları sunan anlardır. Bu anlar, daha büyük bir öz saygı ve öz sevgiye ulaşmamız için fırsat olur. Bizler bu evrende hızlandırılmış bir “Kişisel Gelişim Seminerindeyiz.”
Artık daha önce olmadığı kadar kendinize sevgi, saygı ve sabır dolu olmanın zamanı. Bizler olağan üstü bir evrende, mükemmel bir varlık olma potansiyelimize doğru gelişmek ve değişmek için çabalamalıyız. Hayat bir öğrenme sürecidir. Bizler, burada öğrenmek, gelişmek için varız.
tolgacelebi com
Yazan Tolga ÇELEBİ
Varlığımızın merkezindeki derinlikte sonsuz bir sevgi, sevinç, huzur ve bilgelik vardır. Bu her birimiz için geçerlidir. Ancak içimizdeki bu hazinelerle ne sıklıkta temasa geçiyoruz? Bunu günde bir kere mi yapıyoruz? Arada sırada mı? Yoksa içimizdeki bu hazinelerden bütünüyle habersiz miyiz? (Louise L.Hay – Düşüncenin İyileştirici Gücü)
İnsanoğlu, fiziksel ve biyolojik birçok mükemmellikle birlikte yaratılmıştır. Bedenindeki kusursuz uyum, organların çalışması, birbirini tamamlayan birçok sistemin bir arada bulunması insanı yaratılanların en üstünü kılmaktadır. Aslında insanı kusursuz kılan tek şey, biyolojik olarak mükemmel tasarlanmış olması değildir. Bundan daha da şaşırtıcı olan şey, henüz sınırlarını keşfedemediğimiz bir ruhsal yapı ile donatılmış olmasıdır. Her birimiz birçok duygu, his ve düşünce ile donatılmışız.
Derler ya her Adem, bir alem. Sanki bu koskoca kainat, küçültülmüş ve bizim içimizde yeniden var olmuş. Şu an gözlerinizi kapatın ve o kısmınızla temasa geçin. Merkezinize gitmek, sadece bir nefes ötede. İhtiyacınız olan tek şey, odaklanmak.
İçinizdeki sevinci hissedin, yaşama sevincini. Sonra huzuru hissedin, sevgiyi hissedin, sevginin sizi saran sıcaklığını hissedin. Ardından içinizdeki sonsuz bilgeliğe gidin. İnanın bana insanoğlunun yaratıldığı günden bu güne kadar yaşadığı her evre bizim genetik kodlarımızda gizli. Bu bilgeliğe hepimiz sahibiz. Binlerce yılın bilgeliğini paylaşıyoruz.
Tasavvufta; vücut ruhun bineği olarak nitelendirilir. Yani ruh kutsal bir varlıktır ve manevi alemdedir. Ama hedefine ulaşması, yaradılış gayesini yerine getirmesi için bir bedene ihtiyaç duyar. Beden ise bu dünyadadır. İnsan doğum ile dünyaya geldiğinde; manevi dünyada ki Ruh ile yaşadığımız fiziksel dünyadaki beden bir araya gelir. Bizim bedenimizde, hem dünyanın, bu fiziksel alemin tüm elementleri varken, ruhumuzda da kavrayamadığımız manevi alemin izleri var. Bunların dışında bir de akıl var. Akıl; ruhun veziri, bedenin hocasıdır.
Bu hazineler, ruhani bağınızın bir parçasıdır ve esenliğiniz için hayatidir. Vücut, akıl ve ruh – tüm üç düzeyde dengede olmamız gerekir. Sağlıklı bir vücut, mutlu bir akıl, güçlü ruhsal bağlar; tümü genel dengemiz ve uyumumuz için gereklidir.
Kişinin kendini tanıması, hayatı anlamasına rehberlik eder. Hayat ile bir olmayı hissettikçe, öfke, nefret, önyargı gibi duygulardan vazgeçebiliriz. Biz inanılmaz bir sevinç ve dingin bir huzurla doluyuz.
Bu gün, yarın içi hazırlanıyoruz. Nasıl mı? Düşüncelerimiz, konuştuğumuz kelimeler, kabul ettiğimiz inançlar yarınlarımızı şekillendiriyor.
Yaşadığımız en acı dolu anlar, bize gelişim için en büyü fırsatları sunan anlardır. Bu anlar, daha büyük bir öz saygı ve öz sevgiye ulaşmamız için fırsat olur. Bizler bu evrende hızlandırılmış bir “Kişisel Gelişim Seminerindeyiz.”
Artık daha önce olmadığı kadar kendinize sevgi, saygı ve sabır dolu olmanın zamanı. Bizler olağan üstü bir evrende, mükemmel bir varlık olma potansiyelimize doğru gelişmek ve değişmek için çabalamalıyız. Hayat bir öğrenme sürecidir. Bizler, burada öğrenmek, gelişmek için varız.
tolgacelebi com