HIRSIZI/ŞİİR olmaya çalışan ŞİYİRLER

HIRSIZI

bütün kızlar toplandık :)
Kayıtlı Üye
11 Eylül 2013
4.279
6.003
248


Gözlerinde güneş batıyor
Gündüz vakti…
Beni karanlık,
Şehri yakamozlar basıyor
kalbin benim yurdum
...Ben sensiz evim de bile gurbetteyim
Üst üste yapıştırılan afişler gibi
örtme beni
Yokmu - dur'' bunun bir çaresi
Şimdi kuşlar yükseklere uçamaz
Papatyalar korkudan açamaz
Kötürüm kalır bütün sevdalar
Gidersen
Her gün anılar yağar şehre
Tıkanır sevgiliye giden yollar
Gidersen
Gençliğimi toplayıp kaldırırım
Büyümem senden sonra
Hep çocuk kalırım
Avutamaz beni şehir, ağlarım
Gidersen
Tırnaklarımı yerim
Belki geceleri altıma da ıslatırım
Demir yollarında gezerim
Kırarım bütün salıncakları
Saçını çekerim sevgililerin
Gidersen
Kibritle oynarım
Yakarım bütün aşıkları
düşerim tırmandığım ağaçlardan
kanar dizlerim...
Gidersen
Sensizliğime intihar süsü verir
Çocukların ulaşacağı yerlere koyarım
…………Bütün ayrılıkları

hly u.
 

yol kenarındayım...
senin yolunun kenarında...
senin giderken, benim döndüğüm yolun kenarında...
sonuna kadar aç sesini hayatın...
bilirim sen bangır bangır yaşarsın...
...duyuyorum...
Geçmeyeceğini bilmesem...
beklermiyim...delimiyim...
beklerim !!!
Bak sana otostop çekiyorum...
Görüyorsun aşkımın baş parmağını...
Kalbinin otobanındayım...
Sevdanın tozunu yutturma bana son gazla...
Yavaşla be adam...
Yada durmak için balatalarını sıyır aklının...
Benimde sevmeye ehliyetim var...
direksiyonu bana bırak...yer aç yüreğinde..
Kay kenara...

Hly u.
 

Sıfır dört/sıfır yedi/ikibinonbeş
Seneler önce bu günlerde
Kaybettim seni… Hükümsüz müsün?

Nasılsın?
...Beni sorsaydın daha iyi olurdum inan…
Ama daha iyi günlerim de oldu
Seninleyken… Dopdolu…
Senden kalan boşlukları doldurmakla geçiyor zaman
Sana benzeyen insanları seviyorum
Yoksa ben insanları sana mı benzetiyorum
Bilmiyorum
Yokluğunun en dibindeyim
Tenhaydım ya…
İyice ıssızlaştım
İyice yaşlandım... Her şey iyice
yetmiş üç yaşındayım
İkimiz kadar oldum

Hala seni düşündüğüme inanamıyorum
Öyle cüretkâr özlüyorum
Birlikte bir şey… Şimdi hiç bir şey
Belki kulağın çınlar diye
Arada bir adını fısıldıyorum
Kalbine mülteci gibi sığınıp
İnan yerimi hiç yadırgamıyorum

Ölmedim hala
….
İzlerken uyuyakaldığım filmler gibi
En güzel yerinden başlasak
Uyuyup kalmadan…
Bizimle başlayan cümlelerin sonunu mastarlamasak

Bu sene
Bırakıp, üzerinde ‘’aslı gibidir’’ yazan sevdaları…
Emanetçide unutulmuş bir eşyanı…
Almaya gelsene
..... beni

Hly u.
 

Çocukken de inanmazdım masallara
Kırmızı başlıklı kızın tek başına ormanda ne işi vardı
Onu kurtta yerdi kuşta
Polyanna kesin alkolikti… Ondan kafası hep iyiydi
Pinokyonun burnunun yerine başka bir yerinin uzamasını istediğinden eminim
...Yedi cüceler nasıl pamuk prensesi, prense yedirebilirlerdi ki
He-man de bence zekâ geriliği vardı…
Her seferinde iskelotora inanılmaz dı
Peter pan ın işinin adı neydi… Bildiğin hırsız... Hümanist ayaklarında
Külkedisini, düşürdüğü ayakkabısıyla arayan hödük
Yüzünden tanıyamıyor muydun kızı?

Sen inanıyorsun sanırım
Hala kurbağa öptüğüne göre
Üstelik öpebilmek için her birine
Masallar anlatıyorsun…

Ben hayatın sakladıkları için
İnsan biriktiriyorum
İşaretlenmiş yerlerinden kesip
Üst üste koyuyorum
Tıpkı şehrin binaları gibi
Sığamıyoruz… İstifleniyoruz
Siyah beyaz yaşadığımız kutuda
Gözlerimizi kapatabilmek için
Rengarenk masallar düşlüyoruz
Çünkü orada kimse ölmüyor
İyiler kaybetmiyor
Masallarda bir kişiye bir dünya düşerken
Bizim gerçekliğimiz de
kişi başına......... bir müstakil yalnızlık

hly u.
 

Susar kadın sevgili
Susar erkek sevgili
Sevgiden uslanalı
Hiç bir şey sormuyorlar
Korkuyorlar... gelmiyorlar bir araya
...Sırları çoğalıyor
Su gibi saydam değiller artık
Ağlarını attılar hasretin kıyılarından
Çeke çeke bitirdiler anıları
Pabuç bırakmadılar umutlarına
Kadehlerini vurdular
Ayrılığın şerefine… Şerefsizce
Bütün merhabaları gönderdiler masadan
Sigaralarını sardılar
Hoş çakallar tellendire tellendire
Mübarek sevgililer gününde

Sevgi hamalları
Bıraktılar yüklerini
Sustu kadın sevgili
Sustu erkek sevgili
Ağızlarını açar açmaz
Bu yalnızlığı kim biliyor… Sordular
Kaçırdılar sevgi dolu yaşları
Dost muydular, düşman mıydılar?
Dağ mıydılar, taş mıydılar?
Hiç bahar gelmeyecek kıştaydılar
Biri kadındı biri erkekti

Sustukları kadar susamadı aşka
Kondisyonu düşük kalpleri
Ki eritirdi çeliği bile içindeki güneşleri
Sevgi engellilerinin
Neslini çoğaltmak için dağıldılar
Artık kime çarpsalar… Yarımdılar

Sakındılar kalplerini
Aşk battı


Hly u.
 

Sonuncu Aşk Harbi...
Yenil sekte savaşmadık mı?
Her aşk bir kayıp verir
Ben sömürgene girdim
Sen ganimetin peşine
...Dilim sen
Dinim sen oldun da
Yenilen neden sendin?

Biz çok kırıcıydık üstelik
Bile bile esaretlik değil mi aşk
Dünyayı, bu yangından sonra
Küle bulaştırma sakta
Kavrulacaktır kelimelerimizden
Senin içindeki karanlığa
Şehrin bütün ışıkları direniyor
Davamız başka vesselam
Ben kalbinle sevişiyorum
Sen kollarımda savaşıyorsun
Senin bedeninde yok mu bir yer… Yalan söylemeyen
Her sıkıldığında gidemezsin…
Bilmelisin
Her döndüğünde beni göremezsin

Sen kimsin?
Neden sonra tanımadığımı fark ettirdin
Bir yabancıyı bu kadar çabuk benimseten şeyle
Benimsediklerimi bu kadar geç yabancılaştıran kim
Bu kaçak dövüşen…

Bu ıssızlıkta o kadar çoğalmışım ki
Kime dönsem beni görüyorum
Çok geç varmışım
Tek başıma çarpıştığımın farkına
Bronzlaşmak bana yakıştığından değil
Bu kadar çok yanmaya merakım
Ben sadece senden biraz daha insanım

Sen taş bir kalbe sahipken
Benim sahip olduğum tek taş… mezarım olacak
Sevgi dediğin bu debelenmeden evvel
Kalbini açıp görebilseydim eğer
Aşk için uğraşmaya değer
Fethedilecek bir yerin kalmamış meğer

hly u.
 

Seçimleri sen yap
Sonuçları bana bırak
Gideceksen ....Git…
Her şeyime sinmeden be adam
Kokunu da al git
...Toplama sevişmelerini tenimden
Bırak dağınık kalsın, saçların gibi
Yaz aylarını götür
Soğukları bana bırak
Üşürsün oralarda
Koynunda güneş yokken
Seni sevdiğim anları bavuluna koy
Çerçevelettiğim gülüşünü de
Karar verilmemiş başlangıçların
Sonlarını beraber yazalım
Hatta 2. sayfadaki ilk öpücüğün altını çizelim
Fosforlu kelimelerle
Güzel aşkların
Çirkin taraflarına komplo teorileri kuralım
Giderken ayağını sürt, mutlu kalplere
Ayrılsın bütün sevgililer
Nisanın 1 nde git
Hatırlarken hep güldüğüm
Kötü bir şaka olsun gidişin
Her adımında eskiyecek bu hikâyeyi de götür
Bana, anlattığın masallar kalsın
Ne yaparsan yap tribünler seni ayakta alkışlayacak
Aralarında ben olmayacağım
Çünkü gidişine sallayacak ellerim de
Hâl kalmayacak



Giderken şehrin ışıklarını söndür
Bilirsin ben korkarım aydınlıktan
...............Seni göremezsem …

hly u.
 

Terk edileceğimi bilmem için
Müneccim olmama gerek yok sevgili
Çünkü bende seni terk edeceğim
Biz insanlar dünyada hep beraber
Ama yapayalnız dölleriz
...Bu yüzden...
Yalnızlık Allah’a mahsustur ya
....... mahsusçuktan beraberiz
hly u.
 


Herkes gibi olamadım ben
Senin hiç kimse olamadığın gibi
Hiçbir yerdeyken her yerimdesin
Hey yalnızlık!
Her yerden gel
...Hiçbir yere git
Benden
Hiç kimseden, herkese
Selam söyle

hly u.
 

Benim bir balığım var
Ben'im..
El kadar bir fanusta yaşıyor...japon balığı...
Aslen japonya' lı değil...
Japon demeye bin şahit lazım ...gözleride çekik değil zaten...
...Yem benden su şebekeden geçinip gidiyor...
Allah sizi inandırsın ...ben inandıramam...
dedikodu yapmaz...
Ben havadan , o sudan konuşur...
Bazen yalnızlıktan şikayet eder ...ben pek duymam
O hiç aşık olmamış , denize düşse yılana sarılacak kollarıda yok...

Beni terkedecek ayakları da...
Ayrı eve çıkacak durumu da yok...
O bana mecbur...
Bu uzun bir hikaye aslında...hikayenin adı uzun... kendisi değil...
Benim bir sevgilim vardı
Ben'im di...
Gözleri çekik...
El kadar bir kalpte yaşıyordu...
Aslen hödük...
Ekmek elden su gölden geçinirdi...
Onunla havadan sudan pek konuşmazdık...pek konuşmaz dı...
Bana ayrılıktan bahsetti...ben duydum...
O hiç aşık olmamış...O'nu denize atsam ,denize düşen yılan ne yapar bilmiyorum...
Onun beni terkedecek ayakları vardı...
Ayrı eve çıkacak durumu da
Ben O'na mecburdum...

Benim bir balığım var
O balık, ben alık..
ona yalnızlıktan bahsettim ...beni duymadı...


hly u.
 

Her sabah seninle uyandığıma bakma..
Zaman tam da gittiğin an...
Özlemin birikmiş... Kirli çamaşırlarım gibi...
Karıncalar habire bir şeyler götürüyorlar...
Örümcekler ağlarıyla duvarları nakış gibi süslemiş...
......Sigara izmariti tepecikleri var masalarda...
Gidişin Tekel'e yaradı anlayacağın...
Radyo kanalları gidişini duymuşlar gibi besteler yapıyorlar...
Dünya ahiret sevgilime gelsin bu parça ...Zeki Müren çalıyor...
İnleyen nağmeler değil ...ruhumu saran...
Sen ruhumu inletiyorsun...ben nağmelere sarılıyorum..
Hiç bir şey ....ben....Toparlanamıyorum...
Azrail gelse beni bulamaz bu dağınıklıkta..
Allah'ım sana verecek bir ruhum yok anlayacağın..

Borcumu deftere yaz..

O bana canım 'ı VERESİYE kadar..
Çizmeyi aşıyor ayrılık...
Paramparça aynalarda tanımadığım birini izliyorum...
Amiyane tabirle; hala seni Seviyorum...



hly u.
 

Çok yorulmadık...
Kendi cesedimizi taşımaktan..
Telekomünikasyon çağı....iletişim bozukluğu...
Dükkân camekânları sınıfsal ayrımcılık satıyor...
Caddeler t.v. den fırlamış et pazarı...
......Kapsama alanı genişleten baz istasyonları...
Bizi aynı şekilde kilometrelerce uzaklaştırıyor...
Bir araya gelmek için ölmemiz gerekiyor
Çünkü mezarlar yan yana kazılıyor. ..
Göz göze gelmeden...aşkı bulacağız....
Yazı karakterleri de azaldı, krktrlermz gibi...
slm ...nbr?...vs.
Dokunmadan... Titreterek... kıpraşarak...
Ağzımızda ,manyetik..dijital...metal tatlar...
Teknolojiden korunmadan sevişiyoruz...
Sistem bizi beceriyor...
Büyüyemeden, büyüdüğümüz, büyütemediğimiz çocuklar...
Bu çelimsiz çareler havaya, toprağa, suya karıştı...
Ne halimiz varsa görüyoruz...

ve hala elimizi kolumuzu sallaya sallaya yürüyoruz...
Navigasyonu bozulmuş kalplerimizle...yanlış adreslere....


hly u.
 

Ne kadar vaktin daha var
Bensiz geçireceğin
Dinlensen biraz
...
Daha ne kadar his var
Yaşaman gereken
Kaç aşkı gömeceksin daha
Kaç kalbi daha kırman gerek
Kaç duygu kaldı ırzına geçilecek

Sanma ki bu devran böyle döner
Gün gelir
Uğrana akan gözyaşlarında boğulursun
Bu kadar canı kanatırsan
Sanma kendini, sevda masallarında
...ancak
Kan davasının içinde bulursun

hly u.
 

Arada bir ben de unutuyorum… Seni
Karamsarlığın ortasına düşürülüyorum
Bu hep aynı düzmecenin içine çekiliyorum
Biraz batına gitsem belki biraz doğuna
Hatta ben bizzat pusulan olsam
Hiç bitmiyor… Bitemiyor
O kadar büyütüyor ki insan gözünde
Nereye baksa onu görüyor… Görmek istiyor
Karayel esiyorum ben
Kuzey batına dönüyorum
Karşı koyulamayacak kadar çekicimi bu iklim
Âşık olunca kaçamıyorsun... Kovulup durup
Lodoslarına çarpılıyorum yine
Güneybatına dönüyorum
Alıştım… Alıştım mı? Senden vazgeçtim mi?
Senden vazgeçtim
Seni sevmekten geçemiyorum
Kelimeler bir yerden sonra adamı yiyor güneyinden
Kıblene sürükleniyorum
Biliyorum… Biliyor musun?.. Bil
Aslında ben seninle değil, hep kendimle uğraşıyorum
Tekrar denesem... Denesen... Başlasak
Birbirimizi estirmeden… Savurmadan
sevmeden olmuyor… Oluyor mu?
Çok uzak değiliz birbirimize
Gökyüzüyle yeryüzü arasında bir yerlerde
Hangi rüzgâr atacak kavak yellerini başından
Bu kadar uğraşım neden
Biliyorum… Biliyorum
Fırtınanda savrulan gazeller gibi
Nafile çabalıyorum
Seni bana dönmeye değil
ben beni
kendime döndüremiyorum

hly u.
 



Geceler var ya bu geceler
Üşüşür afakanlar gibi koynuma
Uykularımı tırmalayan bir kedi
Yüreğimi sokan şu saatin akrebi gibi
Her aklıma düştüğünde
Önce mantık yıkılır
…Gözkapaklarım enkaz
Uyuşuk miskin hayallerim
Köşe bucak… Daha karanlık ücralarda
Umutlarımı kemirir
Bir parça mazi dişlerimi sızlatan
Susuzluğum gibi ağzımın duvarlarında
Bir fısıltıdır olmaz olasıca adın
Dur yok durak yok
Yapışır bilekleri kesik ruhuma
Yalın ayak aklımla
Ne zaman geri dönmek istesem
Dilim dönmez… Ufuk yok
Duymuyorum soluğunun çizgisini
İstikbalimin çatırtısından
Ne zaman kokunu yakalasa kulaklarım
Eriyi verir vuslatın kanatları
Yem olur koşar adım ayaklarım
Piranha bakışlara
Kişilikleri çürümüş yeryüzü müdavimleri
Çoğalıyorlar
Bu insan kırımı… Önce fiyatını soruyorlar
Paslı bir salıncağın gıcırtısı gibi
bunlar adam olanı yiyorlar
Sende mi onlardansın... Anlamıyorum
Ne zaman geri dönmek istesem
Olmayacak yarın ağlıyor… Göremiyorum
Silme soru yağmuru… Bir adım arkam



Bir an… Bir an olsun
And olsun nefesimi yutarsam
Hep mi karavanaydı
Perspektifi kayık
Bin bir köşegen dünya
Bir an…
Söyle bana da mı?
Üçyüzaltmışbeşgünaltısaatin de demi
Kaypaktın
Kırpık kırpık
Yaşadık…
Yaşıyoruz…
Yaşamaksa
...

Hayat…
Doğumuma bir cevabım olurdu belki
Ölümüm parmak kaldırmasa


hly u.
 


İçindeki çocuğu bana bıraktın ya
Bu ara ikimizin de ihtiyacı var sana
''Ya sabır ''çekiyorum
Çocuk çocuğa bakar mı diyorum
Avunamıyoruz
Çocukluk işte
Üstümüz başımız… Terk edilmişlik
Yarın doğum günü… İkimizin de
Ve nihayet
Bir yaş daha küçülüyoruz


hly u.
 


İpe dizerim şimdi gözyaşlarımı
Zamanla kurur… Kurur da durur mu?
O sesleri boş ver… Kedi beslemem ki ben
Korku, korkar mı hiç karanlık bir yerden
Bu günlerde ortalıkta görünmüyor alınganlığım
Sanki birileri duvarlarımı götürmüş
Sokakta kalmışım gibi
Ben, ben olmadığım zamanlar
Çatlak aynalarda, bin bir suratlı
Andırıyorum… Tuhaf… Ona benzetiliyorum
O günden beri ortalık fena dağılmış
Çocukken gelinlik yaptığım perdeler kirlenmiş
Ruhuma ihanet dökülmüş… Ne çıkaracak?
Yıllar geçse de üstünden… Hala o gün ki gibi
Sadakatim… Yıpranmış
Çıplak umutla yürüyemiyorum evde
Dilinden düşürdüğün hayal kırığı, etraf
Ne münasebet zayıflamadım
Aklımı yiyorum üstelik
Beni sorarsa
Sensiz iyiymiş deyin
Belli etmiyorum… İyi de oluyorum
Hatta
Her geçen gün daha da bitmeye az kalıyorum
Giderken ağız alışkanlığı demiştin ya ‘’öpüyorum’’
…..… Öptüğün yerlerimden çürüyorum

sen sağ, ben hayattayken üstelik

Hly u.
 


Ne o
Aşkı yiyip içip eğlenirken iyiydik
Artık şimdi… Artık mıyız?

Hly u.
 


Şu teninin kokusu zakkumlarda olmasaydı eğer
Ekmezdim evde bastığın her yere kokunu
kurban ediyorum zıkkım günleri ömrümün
Zoruna gitmesin diye sana geldiğim
‘’ pazar’’ların yüzü suyu hürmetine, tüketiyorum bir bir
Gözlerinin içinde çocuk cıvıltıları ışıl ışıl
Her bakışında bir oyun parkını andıran
Hapsolmuşum arkalarına, gözlerinin
Kirpiklerin parmaklıklar
Kırık dökük söylediklerin
hani, giderken ellerin ellerimde
arkandan , su döküyor gözlerim
dön çabuk, diye
Her aklıma geldiğinde
Kalbimi kanatır, bütün hayal kırıkların
Hala sarılmadan yatıyorum yastığına
Bozulmasın diye başının bıraktığı çukurun
Kolay mı sandın düşüp,düşlerinden
Tekrar ayaklanmayı
sensiz nasıl doğruluşumun
Kolay olması da gerekmezdi zaten
Sen toprağın altındayken
Benim toprağın üstünde
...... ölüyor oluşumun



Ömrüm benim

Hly u.
 



Yeterince vedalaştım
Sadece sana benzettim herkesi
İnan
Hepsini toplasam bir sen etmezdi
Sende bana benzettiklerini mi sevdin
Belki evlendin
İnşallah çok sevildin
Ellerini tuttun…
İnşallah çok üzülmedin
İnan
O eller
bana uzatman için bıraktılar ellerini
Başka gidecek yerin kalmayana kadar
yeterince vedalaş
……
Seni bekliyor ellerim

Hly u.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…