Herşeyin en iyisi benim kayınvalidede !

northernlight .!.:

kızlar benim kayınvalidenin herşeyi, en iyisidir
kendisi buna can-ı gönülden inanıyor. ha bunda bişi yok, bırakıyoruz öyle inansın mutlu mesut yaşasın. ama bizi de inandırmaya çalışıyor.
örnek: bahçesindeki kiraz ağacı. şöyle iri iriymiş, böyle güzelmiş, şöyle suluymuş böyle lezzetliymiş. hayatında onun gibi kiraz yememiş, amerikaya gidenler nolur bize de çekirdeğini verin dikelim demiş vs vs. yani her gittiğimde 2 saat ağacı dinliyorum. ben de ne diyeyim hı hı annecim oh çok güzelmiş ay ne güzel bol bol yiyin, diyip geçiyordum artık sinirime dokunuyor.

geçen de tutmuş 3 harfli ucuz markette satılan unla bişiler yapıyor, diyor ki bak zaten en iyi un markası bu. bilmem kimler de hep bunu kullanıyor. 'ee ucuz tabii ondan kullanıyorlardır, x markette satılıyor. iyidir iyidir.' dedim ben de. 'aa yooo, heryerde satılıyor, çok güzel marka' diyor. hayır anne dedim 'x marketin malı, sadece orda satılıyor', 'hayır orda da vardır ama başka yerde de satılıyordur ben başka yerden aldım' diyor. paketi çıkardım. bak burda ne yazıyor, bak hangi markete özel üretilmiş dedim. sonra oğlu da söyledi de haa pardon ben karıştırdım ben de ordan aldım galiba' dedi.

plajda güneşleniyoruz, güneş kremi sürüyoruz, üzerine kendi kızının aldığını çıkarıp ay durun bundan sürün diyor. anne sürdük diyoruz, 'aa ama bu çok özel, bu çok değişik diyor, kızım bunu özel aldı diyor' hayır eczanede satılan mişel suyuyla ünlü olan marka işte. neyini özel almış anlamıyorum ki
hele oğlunun herşeyi mükemmeldir, ola ki oğlunun evinin balkonu dar diye vs bişi diyecek olsanız sinir krizi geçirir. ben de 'tabii ki annecim onun herşeyi güzel, herşeyi dört dörtlülk. baksana en çok da karısı güzel diyorum (evet bildiniz: ben) bişi diyemiyor.

tabii çok ufak şeyler dert de değil. aslında iyi de bir kadın, sağolsun bir dediğimizi iki etmez ama ben eskiden 'hıı tabii tabii aa öyle mi bak ben de bundan alayım' diyordum baktım ki bu beni iyice saf sanıyor ben de artık un mevzusunda olduğu gibi tak tak söylüyorum.

sizinkiler de böyle herşeyin en iyisi en güzeli enn ennn ennni bende, benim çocuklarımda der mi? eskisi gibi hı hı en güzelini sen bilirsin mi diyeyim, kırmadan tak tak söyleyeyim mi? sizin taktikler nedir?

Genişletmek için tıkla...

northernlight .!.:

kızlar benim kayınvalidenin herşeyi, en iyisidir
kendisi buna can-ı gönülden inanıyor. ha bunda bişi yok, bırakıyoruz öyle inansın mutlu mesut yaşasın. ama bizi de inandırmaya çalışıyor.
örnek: bahçesindeki kiraz ağacı. şöyle iri iriymiş, böyle güzelmiş, şöyle suluymuş böyle lezzetliymiş. hayatında onun gibi kiraz yememiş, amerikaya gidenler nolur bize de çekirdeğini verin dikelim demiş vs vs. yani her gittiğimde 2 saat ağacı dinliyorum. ben de ne diyeyim hı hı annecim oh çok güzelmiş ay ne güzel bol bol yiyin, diyip geçiyordum artık sinirime dokunuyor.
geçen de tutmuş 3 harfli ucuz markette satılan unla bişiler yapıyor, diyor ki bak zaten en iyi un markası bu. bilmem kimler de hep bunu kullanıyor. 'ee ucuz tabii ondan kullanıyorlardır, x markette satılıyor. iyidir iyidir.' dedim. 'aa yooo, heryerde satılıyor, çok güzel marka' diyor. hayır anne dedim 'x marketin malı, sadece orda satılıyor', 'hayır orda da vardır ama başka yerde de satılıyordur ben başka yerden aldım' diyor. paketi çıkardım. bak burda ne yazıyor, bak hangi markete özel üretilmiş dedim. sonra oğlu da söyledi de haa pardon ben karıştırdım ben de ordan aldım galiba' dedi.

plajda güneşleniyoruz, güneş kremi sürüyoruz, üzerine kendi kızının aldığını çıkarıp ay durun bundan sürün diyor. anne sürdük diyoruz, 'aa ama bu çok özel, bu çok değişik diyor, kızım bunu özel aldı diyor' hayır eczanede satılan mişel suyuyla ünlü olan marka işte. neyini özel almış anlamıyorum ki
hele oğlunun herşeyi mükemmeldir, ola ki oğlunun evinin balkonu dar diye vs bişi diyecek olsanız sinir krizi geçirir. ben de 'tabii ki annecim onun herşeyi güzel, herşeyi dört dörtlülk. baksana en çok da karısı güzel diyorum (evet bildiniz: ben) bişi diyemiyor.

tabii çok ufak şeyler dert de değil. aslında iyi de bir kadın, sağolsun bir dediğimizi iki etmez ama ben eskiden 'hıı tabii tabii aa öyle mi bak ben de bundan alayım' diyordum baktım ki bu beni iyice saf sanıyor ben de artık un mevzusunda olduğu gibi tak tak söylüyorum.

sizinkiler de böyle herşeyin en iyisi en güzeli enn ennn ennni bende, benim çocuklarımda der mi? eskisi gibi hı hı en güzelini sen bilirsin mi diyeyim, kırmadan tak tak söyleyeyim mi? sizin taktikler nedir?

Genişletmek için tıkla...

northernlight .!.:

kızlar benim kayınvalidenin herşeyi, en iyisidir
kendisi buna can-ı gönülden inanıyor. ha bunda bişi yok, bırakıyoruz öyle inansın mutlu mesut yaşasın. ama bizi de inandırmaya çalışıyor.
örnek: bahçesindeki kiraz ağacı. şöyle iri iriymiş, böyle güzelmiş, şöyle suluymuş böyle lezzetliymiş. hayatında onun gibi kiraz yememiş, amerikaya gidenler nolur bize de çekirdeğini verin dikelim demiş vs vs. yani her gittiğimde 2 saat ağacı dinliyorum. ben de ne diyeyim hı hı annecim oh çok güzelmiş ay ne güzel bol bol yiyin, diyip geçiyordum artık sinirime dokunuyor.
geçen de tutmuş 3 harfli ucuz markette satılan unla bişiler yapıyor, diyor ki bak zaten en iyi un markası bu. bilmem kimler de hep bunu kullanıyor. 'ee ucuz tabii ondan kullanıyorlardır, x markette satılıyor. iyidir iyidir.' dedim. 'aa yooo, heryerde satılıyor, çok güzel marka' diyor. hayır anne dedim 'x marketin malı, sadece orda satılıyor', 'hayır orda da vardır ama başka yerde de satılıyordur ben başka yerden aldım' diyor. paketi çıkardım. bak burda ne yazıyor, bak hangi markete özel üretilmiş dedim. sonra oğlu da söyledi de haa pardon ben karıştırdım ben de ordan aldım galiba' dedi.

plajda güneşleniyoruz, güneş kremi sürüyoruz, üzerine kendi kızının aldığını çıkarıp ay durun bundan sürün diyor. anne sürdük diyoruz, 'aa ama bu çok özel, bu çok değişik diyor, kızım bunu özel aldı diyor' hayır eczanede satılan mişel suyuyla ünlü olan marka işte. neyini özel almış anlamıyorum ki
hele oğlunun herşeyi mükemmeldir, ola ki oğlunun evinin balkonu dar diye vs bişi diyecek olsanız sinir krizi geçirir. ben de 'tabii ki annecim onun herşeyi güzel, herşeyi dört dörtlülk. baksana en çok da karısı güzel diyorum (evet bildiniz: ben) bişi diyemiyor.

tabii çok ufak şeyler dert de değil. aslında iyi de bir kadın, sağolsun bir dediğimizi iki etmez ama ben eskiden 'hıı tabii tabii aa öyle mi bak ben de bundan alayım' diyordum baktım ki bu beni iyice saf sanıyor ben de artık un mevzusunda olduğu gibi tak tak söylüyorum.

sizinkiler de böyle herşeyin en iyisi en güzeli enn ennn ennni bende, benim çocuklarımda der mi? eskisi gibi hı hı en güzelini sen bilirsin mi diyeyim, kırmadan tak tak söyleyeyim mi? sizin taktikler nedir?

Genişletmek için tıkla...

northernlight .!.:

kızlar benim kayınvalidenin herşeyi, en iyisidir
kendisi buna can-ı gönülden inanıyor. ha bunda bişi yok, bırakıyoruz öyle inansın mutlu mesut yaşasın. ama bizi de inandırmaya çalışıyor.
örnek: bahçesindeki kiraz ağacı. şöyle iri iriymiş, böyle güzelmiş, şöyle suluymuş böyle lezzetliymiş. hayatında onun gibi kiraz yememiş, amerikaya gidenler nolur bize de çekirdeğini verin dikelim demiş vs vs. yani her gittiğimde 2 saat ağacı dinliyorum. ben de ne diyeyim hı hı annecim oh çok güzelmiş ay ne güzel bol bol yiyin, diyip geçiyordum artık sinirime dokunuyor.
geçen de tutmuş 3 harfli ucuz markette satılan unla bişiler yapıyor, diyor ki bak zaten en iyi un markası bu. bilmem kimler de hep bunu kullanıyor. 'ee ucuz tabii ondan kullanıyorlardır, x markette satılıyor. iyidir iyidir.' dedim. 'aa yooo, heryerde satılıyor, çok güzel marka' diyor. hayır anne dedim 'x marketin malı, sadece orda satılıyor', 'hayır orda da vardır ama başka yerde de satılıyordur ben başka yerden aldım' diyor. paketi çıkardım. bak burda ne yazıyor, bak hangi markete özel üretilmiş dedim. sonra oğlu da söyledi de haa pardon ben karıştırdım ben de ordan aldım galiba' dedi.

plajda güneşleniyoruz, güneş kremi sürüyoruz, üzerine kendi kızının aldığını çıkarıp ay durun bundan sürün diyor. anne sürdük diyoruz, 'aa ama bu çok özel, bu çok değişik diyor, kızım bunu özel aldı diyor' hayır eczanede satılan mişel suyuyla ünlü olan marka işte. neyini özel almış anlamıyorum ki
hele oğlunun herşeyi mükemmeldir, ola ki oğlunun evinin balkonu dar diye vs bişi diyecek olsanız sinir krizi geçirir. ben de 'tabii ki annecim onun herşeyi güzel, herşeyi dört dörtlülk. baksana en çok da karısı güzel diyorum (evet bildiniz: ben) bişi diyemiyor.

tabii çok ufak şeyler dert de değil. aslında iyi de bir kadın, sağolsun bir dediğimizi iki etmez ama ben eskiden 'hıı tabii tabii aa öyle mi bak ben de bundan alayım' diyordum baktım ki bu beni iyice saf sanıyor ben de artık un mevzusunda olduğu gibi tak tak söylüyorum.

sizinkiler de böyle herşeyin en iyisi en güzeli enn ennn ennni bende, benim çocuklarımda der mi? eskisi gibi hı hı en güzelini sen bilirsin mi diyeyim, kırmadan tak tak söyleyeyim mi? sizin taktikler nedir?

Genişletmek için tıkla...

northernlight .!.:

kızlar benim kayınvalidenin herşeyi, en iyisidir
kendisi buna can-ı gönülden inanıyor. ha bunda bişi yok, bırakıyoruz öyle inansın mutlu mesut yaşasın. ama bizi de inandırmaya çalışıyor.
örnek: bahçesindeki kiraz ağacı. şöyle iri iriymiş, böyle güzelmiş, şöyle suluymuş böyle lezzetliymiş. hayatında onun gibi kiraz yememiş, amerikaya gidenler nolur bize de çekirdeğini verin dikelim demiş vs vs. yani her gittiğimde 2 saat ağacı dinliyorum. ben de ne diyeyim hı hı annecim oh çok güzelmiş ay ne güzel bol bol yiyin, diyip geçiyordum artık sinirime dokunuyor.
geçen de tutmuş 3 harfli ucuz markette satılan unla bişiler yapıyor, diyor ki bak zaten en iyi un markası bu. bilmem kimler de hep bunu kullanıyor. 'ee ucuz tabii ondan kullanıyorlardır, x markette satılıyor. iyidir iyidir.' dedim. 'aa yooo, heryerde satılıyor, çok güzel marka' diyor. hayır anne dedim 'x marketin malı, sadece orda satılıyor', 'hayır orda da vardır ama başka yerde de satılıyordur ben başka yerden aldım' diyor. paketi çıkardım. bak burda ne yazıyor, bak hangi markete özel üretilmiş dedim. sonra oğlu da söyledi de haa pardon ben karıştırdım ben de ordan aldım galiba' dedi.

plajda güneşleniyoruz, güneş kremi sürüyoruz, üzerine kendi kızının aldığını çıkarıp ay durun bundan sürün diyor. anne sürdük diyoruz, 'aa ama bu çok özel, bu çok değişik diyor, kızım bunu özel aldı diyor' hayır eczanede satılan mişel suyuyla ünlü olan marka işte. neyini özel almış anlamıyorum ki
hele oğlunun herşeyi mükemmeldir, ola ki oğlunun evinin balkonu dar diye vs bişi diyecek olsanız sinir krizi geçirir. ben de 'tabii ki annecim onun herşeyi güzel, herşeyi dört dörtlülk. baksana en çok da karısı güzel diyorum (evet bildiniz: ben) bişi diyemiyor.

tabii çok ufak şeyler dert de değil. aslında iyi de bir kadın, sağolsun bir dediğimizi iki etmez ama ben eskiden 'hıı tabii tabii aa öyle mi bak ben de bundan alayım' diyordum baktım ki bu beni iyice saf sanıyor ben de artık un mevzusunda olduğu gibi tak tak söylüyorum.

sizinkiler de böyle herşeyin en iyisi en güzeli enn ennn ennni bende, benim çocuklarımda der mi? eskisi gibi hı hı en güzelini sen bilirsin mi diyeyim, kırmadan tak tak söyleyeyim mi? sizin taktikler nedir?

Genişletmek için tıkla...

ulasimiz .!.:

Valla çok tatlı bir kayinvalideniz var hele ki oğlunun balkonuna bile laf soyletmiyor:)

Bırakın böyle mutlu olsun..Gönlünü kırmaya gerek yok..Siz de evet anneciğim der geçersiniz.

Genişletmek için tıkla...

ulasimiz .!.:

Valla çok tatlı bir kayinvalideniz var hele ki oğlunun balkonuna bile laf soyletmiyor:)

Bırakın böyle mutlu olsun..Gönlünü kırmaya gerek yok..Siz de evet anneciğim der geçersiniz.

Genişletmek için tıkla...

northernlight .!.:

kızlar benim kayınvalidenin herşeyi, en iyisidir
kendisi buna can-ı gönülden inanıyor. ha bunda bişi yok, bırakıyoruz öyle inansın mutlu mesut yaşasın. ama bizi de inandırmaya çalışıyor.
örnek: bahçesindeki kiraz ağacı. şöyle iri iriymiş, böyle güzelmiş, şöyle suluymuş böyle lezzetliymiş. hayatında onun gibi kiraz yememiş, amerikaya gidenler nolur bize de çekirdeğini verin dikelim demiş vs vs. yani her gittiğimde 2 saat ağacı dinliyorum. ben de ne diyeyim hı hı annecim oh çok güzelmiş ay ne güzel bol bol yiyin, diyip geçiyordum artık sinirime dokunuyor.
geçen de tutmuş 3 harfli ucuz markette satılan unla bişiler yapıyor, diyor ki bak zaten en iyi un markası bu. bilmem kimler de hep bunu kullanıyor. 'ee ucuz tabii ondan kullanıyorlardır, x markette satılıyor. iyidir iyidir.' dedim. 'aa yooo, heryerde satılıyor, çok güzel marka' diyor. hayır anne dedim 'x marketin malı, sadece orda satılıyor', 'hayır orda da vardır ama başka yerde de satılıyordur ben başka yerden aldım' diyor. paketi çıkardım. bak burda ne yazıyor, bak hangi markete özel üretilmiş dedim. sonra oğlu da söyledi de haa pardon ben karıştırdım ben de ordan aldım galiba' dedi.

plajda güneşleniyoruz, güneş kremi sürüyoruz, üzerine kendi kızının aldığını çıkarıp ay durun bundan sürün diyor. anne sürdük diyoruz, 'aa ama bu çok özel, bu çok değişik diyor, kızım bunu özel aldı diyor' hayır eczanede satılan mişel suyuyla ünlü olan marka işte. neyini özel almış anlamıyorum ki
hele oğlunun herşeyi mükemmeldir, ola ki oğlunun evinin balkonu dar diye vs bişi diyecek olsanız sinir krizi geçirir. ben de 'tabii ki annecim onun herşeyi güzel, herşeyi dört dörtlülk. baksana en çok da karısı güzel diyorum (evet bildiniz: ben) bişi diyemiyor.

tabii çok ufak şeyler dert de değil. aslında iyi de bir kadın, sağolsun bir dediğimizi iki etmez ama ben eskiden 'hıı tabii tabii aa öyle mi bak ben de bundan alayım' diyordum baktım ki bu beni iyice saf sanıyor ben de artık un mevzusunda olduğu gibi tak tak söylüyorum.

sizinkiler de böyle herşeyin en iyisi en güzeli enn ennn ennni bende, benim çocuklarımda der mi? eskisi gibi hı hı en güzelini sen bilirsin mi diyeyim, kırmadan tak tak söyleyeyim mi? sizin taktikler nedir?

Genişletmek için tıkla...

Albunualalalal .!.:

Evet evet de nereye kadar evet?

Genişletmek için tıkla...