HERŞEY DAHİL OTELLERDE ÇALIŞAN BİR AŞÇININ İTİRAFLARI

Caddy

Guru
Pro Üye
28 Mart 2012
8.170
2.003
Kırmızı et olarak genelde hindi eti kullanırız. Bu da yapısı gereği fazla süner. Ne kadar pişirirseniz pişirin elastiki bir yapısı vardır. Müşteriler genellikle çok az pişmesinden şikayetçidir.

Balık olarak Alabalık ya da Kuzu Balığı vardır. Kuzu Balığı da tercihen tuzda pişmiş olarak verilir. Aslında tükettiğiniz şey, köpekbalığıdır. Ben hiç kuzu balığı pişirdiğimizi hatırlamıyorum. Tuzda pişirmemizin nedeni, lezzet farklılığını ortadan kaldırmaktır.

Donmuş balıklarda genelde Sudak ve Kalamar kullanılır. Ahtapot, Ege Bölgesi’nde daha yoğundur. Tabii ki bunları biraya bastırıyoruz.

Bir gün akşam büfesinde kalan 50 – 60 kg. eti, tabii ki çöpe atmıyoruz. Bu, müsrifliktir. Stajyerlere sosu yıkatıyoruz ve başka bir sos ile bağlayarak ertesi gün büfeye sunuyoruz. Örneğin Demiglace sos ile pişmiş bir yemeğin etlerini alıp Hollandez sos ile tekrar büfeye sunuyoruz. Ama Hollandez sos öyle kolay değildir. Emeğe saygı lütfen…

Pastane bölümü… Hani bir pastaneye gittiğinizde vitrindeki o devasa boyuttaki tatlıları gördüğünüzde ve fiyatını sorduğunuzda içinizi tuhaf bir sevinç kaplar ya… Eve gittiğinizde tüketirsiniz, tadı da çok lezzetlidir ya hani…

Ya da her şey dahil sistemini uygulayan bir otele gittiğinizde büfede devasa boyutlarda, krem şanti ile kaplanmış yaş pasta tarzında pastalar karşılar ya sizi. Kime sorsanız ismini bilmediği, herkesin birbirinin yüzüne aval aval baktığı, maşa ile tabağınıza koyarken stajyer çocukların kikirdeyerek sizi izledikleri pastalar vardır ya hani…

Evet evet onlar işte, doğru bildiniz. Biz onlara ”DOYURAN” deriz.

Bir akşam önceden kalan artıkları çocuklar büfeden toplar, pastanedeki demi chef’ler bu tatlıları bir güzel yoğurur ve akabinde üzerine pralin, damla drop, çırpılmış krema, en sonunda da meyve aromalı krem şanti ekleyerek tekrar büfeye gönderirler.

Bu durumdan müşteriler şikayetçi değildir çünkü ilk önce biten pastamız bu Doyuran’dır. Hatta takviyesi olmadığından mütevellit, bazı müşteriler şikayet ederler alamadıkları için.

Pastanelerde bu olay biraz daha hijyeniktir. Eğer sahibi çok iğrenç bir adam değilse sadece vitrindeki pastaları kullanır.

Kasaphanede işler, bütün gelen parçalara bakar. Genelde köftelerde dana döş ve gerdan kullanılır. Eğer menüde Adana Kebap ya da Urfa Kebap var ise yemeyiniz. Tekrar söylüyorum, her şey dahil sistemin olduğu bir otelde Adana Kebap yemeyiniz. Elinizi bile sürmeyiniz.

Soğuk bölümünde ise işler çığrından çıkmıştır. Genel olarak, yapılan portör muayenelerinde gaita oranı çok yüksektir. Bunun nedeni, mutfak personelinin hijyeninin yanı sıra mayonez içerikli yiyeceklerin bu bakterilerin gereğinden fazla üremesini sağlamalarıdır. 2000 kişilik bir otelde yapılan rus salatasını, aşçıların elleriyle harmanlamadığını düşünmez birazcık saflıktır.

Eğer Türk Gecesi var ise ve menüde çiğ köfte de mevcutsa hemen koşa koşa gidip atlamayın. Önce bir düşünün. 1 kg. çiğ köfte 2 saatte yapılıyor. Orada bulunan çiğ köfte en az 20 kg.’dır. Eğer tam kıvamında olduğunu düşünüyorsanız işler sandığınızdan daha kötüdür. Stajyerler ayaklarına poşet giyer ve büyükçe bir kazanın içinde bir güzel yoğururlar. Kıvamı mükemmel oluyor ama tadını bilmiyorum. Müşteriler iyi olduğunu söylüyor.

Bütün bunlara karşın büfede hiçbir masraftan kaçınılmaz. Müşterileri aldatmak için bol bol karpuz ve kabak dekoru yaparız. Bir gün saydığımda büfede 20 çeşit yemek olmasına rağmen 50’ye yakın dekor vardı. Önce gözünüzü doyurmak nedir, bunu çok iyi biliriz.

Patates içeren yemekler bol kalorilidir ve tokluk hissi verirler. Çalıştığım mutfakta en az üç kişiyi patates çuvalının başına dikerim. Sabahtan akşama kadar patates soydururum. Bir öğünde en az üç yemeğim patates içeriklidir, siz fark etmezsiniz de patates gördüğünüzde saldırıyorsunuz. İçgüdüsel bir şey galiba…

2000 kişilik bir otelde, sıcak büfede en az 20 kişi çalışması gerekir. Akşamları yemek yediğiniz büfenin önünde bekleyen aşçıların sayısı 4’ü geçmiyorsa ve kılık kıyafetleri temiz ama düzensizse orada işler pek iyi gitmiyor demektir. Ben, mesleğimi saklayarak hemen muhabbete girerim ve sıcak bölümünün yemeklerinin diğer bölümlerden iyi olduğunu söylerim, çok yorulduklarını tahmin ettiğimden bahsederim. Hemen kaç kişi yapar, nasıl yapar, maaş durumu nedir dökülürler. Bu şekilde otel değiştirdiğim çok olmuştur.

Mümkün olduğunca şov olarak tabir edilen, o anda hazırlanan yemekleri tercih edin. Sıra bekliyorsunuz, biliyorum. Lezzetsiz ama hijyeniktir.

Pasta tüketecekseniz dilimlenmiş yaş pastalara ağırlık vermeyiniz. Detayına girmeyeceğim, başım belaya girebilir.
 
İnsanın okurken bile midesi bulanıyor... 2004 senesinde Alanya'da 5 yıldızlı bi otelde animatörlük yapmıştım... Biliyordum çok hijyenik olmadıklarını, ancak bu kadar olabileceğini de asla düşünmezdim. Aslına bakacak olursak dışarıda yediğimiz herşey için geçerli bu tarz şeyler... Fırından alınan en basit bir ekmek için bile ne haberler çıkıyor...
 
Fırınlanmış hamburger köftesini ertwsi fün için tekrar ıslatıp kazıyıp tektr kızartarak hamburger yaptıklarını söylemişti mutfakts çalışan bi arkadaşım, ıyyyyyy
 
Çok korkunç ya insanların saglığıyla oynuyorlarmıs resmen bizde tatillerde açık büfelere abanıyorduk
 
Bi kaç gün sonra tatile gidecek biri olarak çoook rahatladım. Teşekkürler!
 
Açık bufe tatile gidicem bikaç gün sonra bunlar dogru mu dogruysa iğrenc
 
5 yıldızlı ve sürekli denetlenen otellerde yapamazlar bence bunlari
bende sizim gibi düşünüyorum öyle oteller varki musterısı sabıt ve hersene %90 doluluk oranını buluyor ,kesınlıkle göze alamazlar ve cok cıddı denetlenıyorlar,kım ne derse desın ben sewıyorum hersey dahıl 5 yıldızlı otellerı rahat oluyor
 
Evet. Büyük oteller bunu göze alamaz.hatta bir çoğu artan yemekleri hayvan barinaklarina gonderiyor. Bu aşçınin anlattiklari elbet vardir. Ama 80-90 liraya herşey dahil diye satilan 3-4 yıldızlı otellerde.
 
bunlar doğruysa da yapacak birşey yokki... 5 yıldızlı otele gidip dışarda bir büfeden tost sipariş etmeyeceğime göre mecbur yiyeceğiz. ama etlerin dana eti olmadığı çok belliydi zaten tadının alakası bile yoktu. neyse ki domuz falan değilmiş hindi de yenir yani tatlıyı sevmezdim bir ona içten ohh çektim
 
5 yıldızlı otellerde bu mumkun degıl
cunku 5 yıldızlı otelde cıgkofte ve rus salatası ıcın ozel makına olmak zorunda hamur yogurma makınası gıbı
master sefler calısıyor
ve anıden habersız denetlıyorlar musterı gıbı gelıp yanı o 5 yıldızlar bosuna olmuyor
bunu ucuzcu oteller yapıyor
 
her yer boyle degildir ya.. evet igrenc ve kul hakki bu.. kendileri dusunsun verecekleri hesabi..
 
İllaki bişekilde değerlendirebildiklerini değerlendiriyorlardır ama bu kadarda sanmam.
Tatil sezonu millet yemeklere dalıp acık büfeyi tabaklara doldurmasınlar diye bu.
5 yıldızlı oteller yapamaz böyle seyleri
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…