- 17 Mayıs 2011
- 18
- 0
Yaklaşık bir yıldır ne alacaksam, ne giyeceksem, nereye gideceksem vs. vs.. her konuda önce sizin görüşlerinizi okudum. Yeni bir kremmi çıkmış, saç bakımı mı gerekiyor, hangi yağı neremize sürecez, neyi ne kadar yiyeceğiz.... Tavsiye ve tecrübeleriniz hep rehber oldu, hepinize tek tek teşekkürler.. Sonunda sadece 1 ay kadar önce üye olmayı aklı edebildim:) Sizler bana nasıl rehber olduysanız, ben de kendi deneyimlerimi tarafsızca sizlerle paylaşma ihtiyacı hatta sorumluluğu hissettim. Umarım bunlar da birilerine rehberlik eder, faydalı olurlar. Tekrar teşekkürler...
İlk olarak, Ay takvimi gerçekten işe yarayan bir yöntem. Aycangül adlı arkadaşımız da sağolsun bu işe çok emek veriyor, detaylı takvimler hazırlıyor. Ben 2 aydır düzenli takip ediyor ve uyguluyorum, tavsiye ettiği kitabı da aldım. Saç bakımı, cilt bakımı, tüy alımı, beslenme... her konuda yararlanın. Öncelikle saçımda çok faydasını gördüm. Sarışın, ince telli ve hacimsiz, zayıf saçlarım var, vad dı! Tabiki 2-3 misli artış falan oladı ama makul ve ırsi ölçülerde hacim ve görünüşte ciddi iyileşmeler oldu. Mutlaka deneyin, ne kaybedersiniz ki:)
Cilt bakımıyla başlayalım; 40 yaşında maalesef uzun yıllardır sigara içen, yazın güneşten kışın solaryumlardan çıkmayan beyaz tenli biri olarak, bu yaşlarda artık yüzümde epey lekelenmeler var Buna rağmen dışarıdan tüm yorumlar 32-33 yaşılarda göründüğüm fikrinde birleşiyor:) Bi de sigara içmesem:) en kısa zamanda ondan da kurtulacam, kesin!!! Bizim 20 li yaşlarımıza oranla bugün kozmetik ve dermokozmetikler asırlar aştı:) genç arkadaşlar, boşverin bronzlaşmayı diyemiicem, biliyorum olmuyo ama çok zorunlu olmadıkça solaryumlardan uzak durun. Yaz ve kış!!! mutlaka en az 30 faktörlü koruyucu kullanın. Tavsiyem dermokozmetik olanlar! Marka ismi vermek istemiyorum şimdilik yanlış anlaşılmalar olabilir. Ama araştırın, kadınlar kulübüne danışın:) ben iyi ama populer olmayan bir marka kullanıyorum, çooook da memnunum. Olan lekeleri yok etmiyor ki bu zaten onun işi değil. Yeni leke oluşumunu önlüyor. Çift etkili, ayrıca çevresel etkilerden (sigara, hava kirliliği..) koruyor. Biraz pahalı gibi, uçuk değil ama! Bunu alınca günlük nemlendiriciyi daha basite indirgedim, maliyeti düşürmüş oldum. Tüm estetik cerrahlar dahi diyorki, dışarıdan kullanacağınız hiç bir ürün cildinizde mucizeler yaratacak etkiler gösteremez!!! basit ama yoğun bir nemlendirici yeterli yani, boşuna dehşet paralar saçmayın. Zaten üstüne iyi bir koruyucu kullanacaz ki en iyi anti aging ürünleri koruyucular!!! Ben yaşlardaki ve ileri yaşlardaki arkadaşlara tavsiyem AHA içerikli ürünler, kışın lekeleri açıyor, doğal yolla cildi soyup, yeniliyor. Bilginiz olsun. Temizlik için de ben jel ve köpüren ürünleri seviyorum, köpürmezse temizlenmiyomuş gibi hissederim:) Bunlarda da pahalı olmayan ama zengin içerikli ve mutlaka hafif formullü olanlar tercihim. İlerki dönemlerde marka yorumları ve tavsiyelerini de paylaşacam, ama şimdilik samimiyetime gölge düşürmesin diye yazamıyorum:) neredeyse 20 yıldır denemediğim marka ve ürün kalmadı:) Haftada 1 kez mutlaka peeling yapıyorum, cildiniz benimki kadar hassas değilse bunu haftada 2 yada 5 günde bir falan da yapabilirsiniz. Hiç bişey kalmamışsa bile biraz bal, biraz tuz, birazda şekeri bazen birkaç damla limon da ekleyip, çok hırpalamayacak bir kıvam elde edip yapıyorum. Hatta hemen yıkamayıp 5 dk fln bekletip sonra yıkıyorum, pamuk gibi, pürüzsüz oluyor. Bunu vücut için de deneyin, sonuç süper:) Sonrasında bir toniğim varki bu da bilinen ama bana ait de bir ürün. İyi bir marka gül suyuna çok yağlı kalmayacak kadar ne bulursam (kayısı, üzüm çekirdeği, çilek, susam yağı..) karıştırıp kullanmadan çalkalayıp uyguluyorum. Son derece etkili, ucuz ve faydalı bir tonik işte:) Tabi cildiniz yağlıysa yağ miktarını az tutun mutlaka! Sonrasında da nemlendirici ki ben bu aralar sitedeki tavsiyeler doğrulrusunda hodan yağını sürüyorum akşamları. Çoookk iyi geldi cildime. 10-15 dk sonrasında da basit ve ucuz Üzüm çekirdeği özlü bir krem uyguluyorum. İnanın bunca yıldır kullandığım en pahalı kremlerden daha iyi görünüyor cildim. Yine haftada bir peeling den sonra toniğimle temizleyip şu meşur çinko oksit maskesini yapıyorum, fazlasını silip yıkamadan yatıyorum. Eczaneden çinko oksit oranı en yüksek pişik kremini alıyorum, içine de malum tonikteki yağlardan ilave edip ne çok katı ne de vıcık vıck olmayacak şekilde karıştırın tamam. Tüm yüze ve boyuna hatta hafif bir kat da göz altlarına da sürün. Maliyet sıfır kadar ucuz ama etki süper:) Ama dediğim gibi ay takviminden de cilt bakımı günlerini takip edip o günlere denk getirin, etkisi kanıtlanmıştır:) 2 aydır da düzenli olarak cilt bakımı desteği tableti alıyrum(maalesef şimdilik marka yok ) 2 ay daha devam edip 7-8 ay ara verecem. Bu kürü neredeyse 5-6 yıldır düzenli uyguluyorum. Tüm bunların toplamında cildim gayet güzel ve sağlıklı, yaşıma göre de son derece iyi görünüyor. Unutmadan, bol bol su içmeye gayret edecez. Sanıldığı gibi sadece kilo vermek için değil, cilt güzelliğimiz ve sağlığımız için de suyun önemi büyük. Cildimiz de toksinleri bu yolla atıyor. Doğadaki en önemli nimet Su ve hava!!! Bu yüzden özellikle yazın ağır makyajlardan, yoğun fondotenlerden de uzak durmalıyız. En azından uzun süre yüzümüzde bırakmamaya çalışalım ki cildimiz rahatça hava alsın. Dilerseniz güneş koruyucunuza bir miktar likit fondoten ekleyip de renklendirebilirsiniz yüzünüzü. Bunlarda da mineral olanları tercih edelim mümkün mertebe.
Saç bakımına gelince, hazır karışım yağlar var, onlar tercihim. Biçok markanın yok kürü yok maskesi,spreyi fln fln... denedikten sonra (offff olmuyo bööle marka yazmadan da yaa :) ) evet Arifoğlu'nun saç bakım yağını aldım. Karışım zengin, bir şişesine 1 küçük şişe sarımsak yağını karıştırıyorum. Kullanmadan önce çalkalayıp gerektiği kadarını alıyorum. Yıkaması kolay olsun diye (ki beslsyiciliği de var) de 1 yumurta sarısı veee 1 ampul bepanthene + 1 ampul de evigen (Evitamini) ekleyip bekletmeden saç diplerime sürüyorum. Kısa bir masaj ve hemen streçliyorum. 50-60 dk kadar bekletip bitkisel bir şampuanla yıkıyorum. Öncelikle, ben bu bakımı uygulamadan önce saçımı tek şampuan yapıp kurutuyorum. Temiz saça daha iyi nüfus edeceği tamamen benim fikrim, tercih sizin. Sarımsak pek iyi kokmuyor evet, 2 şampuan yapıp yıkamaya rağmen yumurtayla birleşince, koku illaki kalıyor ama bence rahatsız edici boyutta değil. 1 gün bekleyip, 2. gün tekrar yıkıyorum çünkü, saçın yağlanmaya da ihtiyacı var. 2 gün sabrederseniz sonuç gayet iyi. Haftada en az 1 kullanımla, 1 ayda netice alırsınız mutlaka. Ama sarımsak eklemeseniz de iyi sonuç verecektir heralde. Tabiii, en önemlisi, bunları ay takvimindeki uygun günlere denk getirelim. (Bakınız Aycangül; o kadar bakım yapıyor neden...). Bu tarihlerde yaratıcılığınızı kullanarak bakıma ilaveler, değişiklikler yapın. Vitamin günlerinde ampulleri kullanıp, mineral günlerinde başka bişeylerle değiştirin mesela.. Benim saçlarım ince telli, sarışınım ve saç sayım da az. Bir arkadaşa da yazdım, hep bakım-hep bakım bi rahat yok. Benim saçıma yaptıklarımı başkası yapsa, çim biterdi kafasında:)) Yani siz daha kısa zamanda daha iyi sonuçlar alabilirsiniz. Dna sı kötü benim saçımın:) hiç boş bırakmaya gelmiyor:) Bir de yıkarken mutlaka masaj la yıkayalım. Bu oldukça etkiliymiş. Ben ısırgan, ginseng, papatya... gibi bitkisel şampuanlar kullanmaya çalışıyorum. Saç kremi de kullanmam, çok gerekirse nemlendirici fıs fıslar var, haftada 1 onları sıkarım kolay açılsın diye (özellikle bakımdan sonra) o kadar. Veee, yine ay takvimine göre düzenli kırık aldırın. Hiç bişey yapamıyorsanız kendiniz uclarından küçücük alıverin, daha çabuk ve gür uzadığını 2 ay sonra farkedebileceksiniz:)
Daha çok anlatacaklarım ve önerilerim olacak. Sırada vücut ve selülit bakımı, beslenme .... çook konu var. Şimdilik bu kadar.
Sizlerin de bunlara katkısı olursa sevinirim. Görüş ve önerileriniz benim için hep değerli olmuştur:)
İlk olarak, Ay takvimi gerçekten işe yarayan bir yöntem. Aycangül adlı arkadaşımız da sağolsun bu işe çok emek veriyor, detaylı takvimler hazırlıyor. Ben 2 aydır düzenli takip ediyor ve uyguluyorum, tavsiye ettiği kitabı da aldım. Saç bakımı, cilt bakımı, tüy alımı, beslenme... her konuda yararlanın. Öncelikle saçımda çok faydasını gördüm. Sarışın, ince telli ve hacimsiz, zayıf saçlarım var, vad dı! Tabiki 2-3 misli artış falan oladı ama makul ve ırsi ölçülerde hacim ve görünüşte ciddi iyileşmeler oldu. Mutlaka deneyin, ne kaybedersiniz ki:)
Cilt bakımıyla başlayalım; 40 yaşında maalesef uzun yıllardır sigara içen, yazın güneşten kışın solaryumlardan çıkmayan beyaz tenli biri olarak, bu yaşlarda artık yüzümde epey lekelenmeler var Buna rağmen dışarıdan tüm yorumlar 32-33 yaşılarda göründüğüm fikrinde birleşiyor:) Bi de sigara içmesem:) en kısa zamanda ondan da kurtulacam, kesin!!! Bizim 20 li yaşlarımıza oranla bugün kozmetik ve dermokozmetikler asırlar aştı:) genç arkadaşlar, boşverin bronzlaşmayı diyemiicem, biliyorum olmuyo ama çok zorunlu olmadıkça solaryumlardan uzak durun. Yaz ve kış!!! mutlaka en az 30 faktörlü koruyucu kullanın. Tavsiyem dermokozmetik olanlar! Marka ismi vermek istemiyorum şimdilik yanlış anlaşılmalar olabilir. Ama araştırın, kadınlar kulübüne danışın:) ben iyi ama populer olmayan bir marka kullanıyorum, çooook da memnunum. Olan lekeleri yok etmiyor ki bu zaten onun işi değil. Yeni leke oluşumunu önlüyor. Çift etkili, ayrıca çevresel etkilerden (sigara, hava kirliliği..) koruyor. Biraz pahalı gibi, uçuk değil ama! Bunu alınca günlük nemlendiriciyi daha basite indirgedim, maliyeti düşürmüş oldum. Tüm estetik cerrahlar dahi diyorki, dışarıdan kullanacağınız hiç bir ürün cildinizde mucizeler yaratacak etkiler gösteremez!!! basit ama yoğun bir nemlendirici yeterli yani, boşuna dehşet paralar saçmayın. Zaten üstüne iyi bir koruyucu kullanacaz ki en iyi anti aging ürünleri koruyucular!!! Ben yaşlardaki ve ileri yaşlardaki arkadaşlara tavsiyem AHA içerikli ürünler, kışın lekeleri açıyor, doğal yolla cildi soyup, yeniliyor. Bilginiz olsun. Temizlik için de ben jel ve köpüren ürünleri seviyorum, köpürmezse temizlenmiyomuş gibi hissederim:) Bunlarda da pahalı olmayan ama zengin içerikli ve mutlaka hafif formullü olanlar tercihim. İlerki dönemlerde marka yorumları ve tavsiyelerini de paylaşacam, ama şimdilik samimiyetime gölge düşürmesin diye yazamıyorum:) neredeyse 20 yıldır denemediğim marka ve ürün kalmadı:) Haftada 1 kez mutlaka peeling yapıyorum, cildiniz benimki kadar hassas değilse bunu haftada 2 yada 5 günde bir falan da yapabilirsiniz. Hiç bişey kalmamışsa bile biraz bal, biraz tuz, birazda şekeri bazen birkaç damla limon da ekleyip, çok hırpalamayacak bir kıvam elde edip yapıyorum. Hatta hemen yıkamayıp 5 dk fln bekletip sonra yıkıyorum, pamuk gibi, pürüzsüz oluyor. Bunu vücut için de deneyin, sonuç süper:) Sonrasında bir toniğim varki bu da bilinen ama bana ait de bir ürün. İyi bir marka gül suyuna çok yağlı kalmayacak kadar ne bulursam (kayısı, üzüm çekirdeği, çilek, susam yağı..) karıştırıp kullanmadan çalkalayıp uyguluyorum. Son derece etkili, ucuz ve faydalı bir tonik işte:) Tabi cildiniz yağlıysa yağ miktarını az tutun mutlaka! Sonrasında da nemlendirici ki ben bu aralar sitedeki tavsiyeler doğrulrusunda hodan yağını sürüyorum akşamları. Çoookk iyi geldi cildime. 10-15 dk sonrasında da basit ve ucuz Üzüm çekirdeği özlü bir krem uyguluyorum. İnanın bunca yıldır kullandığım en pahalı kremlerden daha iyi görünüyor cildim. Yine haftada bir peeling den sonra toniğimle temizleyip şu meşur çinko oksit maskesini yapıyorum, fazlasını silip yıkamadan yatıyorum. Eczaneden çinko oksit oranı en yüksek pişik kremini alıyorum, içine de malum tonikteki yağlardan ilave edip ne çok katı ne de vıcık vıck olmayacak şekilde karıştırın tamam. Tüm yüze ve boyuna hatta hafif bir kat da göz altlarına da sürün. Maliyet sıfır kadar ucuz ama etki süper:) Ama dediğim gibi ay takviminden de cilt bakımı günlerini takip edip o günlere denk getirin, etkisi kanıtlanmıştır:) 2 aydır da düzenli olarak cilt bakımı desteği tableti alıyrum(maalesef şimdilik marka yok ) 2 ay daha devam edip 7-8 ay ara verecem. Bu kürü neredeyse 5-6 yıldır düzenli uyguluyorum. Tüm bunların toplamında cildim gayet güzel ve sağlıklı, yaşıma göre de son derece iyi görünüyor. Unutmadan, bol bol su içmeye gayret edecez. Sanıldığı gibi sadece kilo vermek için değil, cilt güzelliğimiz ve sağlığımız için de suyun önemi büyük. Cildimiz de toksinleri bu yolla atıyor. Doğadaki en önemli nimet Su ve hava!!! Bu yüzden özellikle yazın ağır makyajlardan, yoğun fondotenlerden de uzak durmalıyız. En azından uzun süre yüzümüzde bırakmamaya çalışalım ki cildimiz rahatça hava alsın. Dilerseniz güneş koruyucunuza bir miktar likit fondoten ekleyip de renklendirebilirsiniz yüzünüzü. Bunlarda da mineral olanları tercih edelim mümkün mertebe.
Saç bakımına gelince, hazır karışım yağlar var, onlar tercihim. Biçok markanın yok kürü yok maskesi,spreyi fln fln... denedikten sonra (offff olmuyo bööle marka yazmadan da yaa :) ) evet Arifoğlu'nun saç bakım yağını aldım. Karışım zengin, bir şişesine 1 küçük şişe sarımsak yağını karıştırıyorum. Kullanmadan önce çalkalayıp gerektiği kadarını alıyorum. Yıkaması kolay olsun diye (ki beslsyiciliği de var) de 1 yumurta sarısı veee 1 ampul bepanthene + 1 ampul de evigen (Evitamini) ekleyip bekletmeden saç diplerime sürüyorum. Kısa bir masaj ve hemen streçliyorum. 50-60 dk kadar bekletip bitkisel bir şampuanla yıkıyorum. Öncelikle, ben bu bakımı uygulamadan önce saçımı tek şampuan yapıp kurutuyorum. Temiz saça daha iyi nüfus edeceği tamamen benim fikrim, tercih sizin. Sarımsak pek iyi kokmuyor evet, 2 şampuan yapıp yıkamaya rağmen yumurtayla birleşince, koku illaki kalıyor ama bence rahatsız edici boyutta değil. 1 gün bekleyip, 2. gün tekrar yıkıyorum çünkü, saçın yağlanmaya da ihtiyacı var. 2 gün sabrederseniz sonuç gayet iyi. Haftada en az 1 kullanımla, 1 ayda netice alırsınız mutlaka. Ama sarımsak eklemeseniz de iyi sonuç verecektir heralde. Tabiii, en önemlisi, bunları ay takvimindeki uygun günlere denk getirelim. (Bakınız Aycangül; o kadar bakım yapıyor neden...). Bu tarihlerde yaratıcılığınızı kullanarak bakıma ilaveler, değişiklikler yapın. Vitamin günlerinde ampulleri kullanıp, mineral günlerinde başka bişeylerle değiştirin mesela.. Benim saçlarım ince telli, sarışınım ve saç sayım da az. Bir arkadaşa da yazdım, hep bakım-hep bakım bi rahat yok. Benim saçıma yaptıklarımı başkası yapsa, çim biterdi kafasında:)) Yani siz daha kısa zamanda daha iyi sonuçlar alabilirsiniz. Dna sı kötü benim saçımın:) hiç boş bırakmaya gelmiyor:) Bir de yıkarken mutlaka masaj la yıkayalım. Bu oldukça etkiliymiş. Ben ısırgan, ginseng, papatya... gibi bitkisel şampuanlar kullanmaya çalışıyorum. Saç kremi de kullanmam, çok gerekirse nemlendirici fıs fıslar var, haftada 1 onları sıkarım kolay açılsın diye (özellikle bakımdan sonra) o kadar. Veee, yine ay takvimine göre düzenli kırık aldırın. Hiç bişey yapamıyorsanız kendiniz uclarından küçücük alıverin, daha çabuk ve gür uzadığını 2 ay sonra farkedebileceksiniz:)
Daha çok anlatacaklarım ve önerilerim olacak. Sırada vücut ve selülit bakımı, beslenme .... çook konu var. Şimdilik bu kadar.
Sizlerin de bunlara katkısı olursa sevinirim. Görüş ve önerileriniz benim için hep değerli olmuştur:)
Son düzenleme: