- Konu Sahibi ulkeryildizi
- #1
Yazı biraz uzunca ama ben çok beğendim arkadaşlar. Okumanızı tavsiye ederim...
Zaten hep savunurdum çocuk yetiştirmede salt doğru yoktur diye. Çocuğun kişiliği, ailenin yaklaşımı, çevresel etkiler, genetik faktörler vs. hepsi bir bütün. Önemli olan ahlaklı, çevresine saygılı çocuklar yetiştirmek diye düşünüyorum... :81:
Türkiye'nin suda doğumla dünyaya gelen ilk bebeği Zirve Doruk Kesican, Türkiye'nin modern usüllere göre yetiştirilen ilk çocuğu... Daha annesinin karnındayken klasik müzik dinletilerek hayata hazırlanan Zirve Doruk, 1985 yılının haziran ayında Türkiye'de bir ilki gerçekleştiren annesi
Ebru hanım tarafından suda dünyaya getirildi. Çocuklarının gelişimine verdikleri önemi Oğlumuzun içine doğduğu evrene saygılı, özgüvenli ve bizim başaramadıklarımızı erçekleştirebilecek bir çocuk olması için her şeyi yaptık" sözleriyle özetleyen anne Ebru Kesican, biricik yavruları Zirve Doruk hakkında şu bilgileri verdi:
"Eşim ve ben, Zirve Doruk için o zamanın en modern usulleri neyse hepsini birer birer uyguladık inanın. Oturmasını, kalkmasını, tuvalet adabını, kaç yaşında hangi arkadaşları ile ne oynayacağını falan hepsini kitabına uygun yaptık. Koca insanlarız, şu yaşa kadar daha bir kere psikoloğa gitmedik; Zirve Doruk belki 2 yaş sendromuna girer diye pedagog'a koştuk zamanında. Henüz 5 yaşında baleye başladı, sonra piyanoya yazdırdık, ilkokuldayken tenis oynardı, satranç deseniz o da var, yemedik içmedik özel okullara da gönderdik ama gelin görün ki yaş biraz ilerledikçe bizim oğlanın da diğerlerinden pek bi farkı kalmadı. O kadar tenis dersi alan çocuk yine halı saha maçına gitti, yine bütün gün oturup televizyon izledi. İşte şimdi de bankacı oluyor... Tamam oğlumuzdur, bir yaramazlığını da görmedik çok şükür ama suda dünyaya gelen bir çocuğun, şimdi elinde iddaa kuponlarıyla gezip, bankacılık sınavlarına hazırlanması da ağrıma gidiyor açıkçası."
"Çocuk maalesef kendini amorti etmedi" Sözlerine oğlunun hiç değilse it kopuk serseri olmadığı için memnun olduğunu söyleyerek başlayan baba Serhat Kesican ise yine de yaptıkları yatırımların çok da karşılığını alamadıklarını itiraf etti. Kendisinin de bir devlet bankasından emekli olduğunu dile getiren baba Kesican, "Zirve Doruk ne olursa olsun bizim canımız ama yine de bir kendi çocukluğuma bakıyorum, bir bizim Zirve Doruk'un çocukluğa bakıyorum, aklım almıyor...
Ben köy yerinde, saldım çayıra mevlam kayıra anlayışıyla yetişip bankacı oldum, bizim oğlan aman hangi yaşta hangi oyun kişisel gelişimine katkıda bulunacak, aman organik gıdalarla beslensin falan derken yine sonunda benimle aynı noktaya vardı. Kabaca bir hesap yaptım, bankadan emekli olana kadar kazanacağı parayla bu yaşa gelene kadar onun için yaptığımız masrafı ucu ucuna ancak çıkartabiliyor. Neyse, canı sağolsun tabii. Evlattır neticede..." diyerek, yaşadığı hayal kırıklığını gözler önüne serdi.
"Bazı şeyler zorla olmuyor"
Anne ve babasının açıklamalarının ardından söz alan Zirve Doruk Kesican ise bazı şeylerin de fıtrat meselesini olduğunu ve ailesinin daha en başta klasik müzikle olsun, suda doğumla olsun beklentileri gereksiz yere yükselttiğini belirtti. Sadece isminin ağırlığının bile kendisi için yük
olduğunu vurgulayan Zirve Doruk Kesican, "Valla benim kimseden baleydi, gitar kursuydu bilmmneydi gibi bir talebim olmadı. Zaten sonra arkadaşlar arasında da epey zorluk yaşadım, sıkıntılar oldu. Baleyi filan zaten kimseye anlatamazsın da, suda doğum hikayesi yüzünden bile lise bitene kadar lakabım lepistes olarak kaldı. Sağolsunlar uğraşmışlar etmişler ama keşke hiç girmeselerdi böyle işlere" dedi.
Hayatının bundan sonraki dönemi için sınavları geçebilirse bankacı olmak ve Fizik öğretmeni olarak atama bekleyen kız arkadaşıyla evlenip birlikte 10 sene ev kredisi ödemek gibi planları olduğunu belirten Zirve Doruk Kesican, açıklamalarına şöyle son verdi: "Bizden geçti artık ama çocuk sahibi olunca yine elimiz mahkum deniycez bu klasik müziğiydi, suda doğumuydu, zeka geliştiren oyuncaklarıydı falan. Bu şekilde 3-5 jenerasyon sonra belki aileden dahi bir bilimadamı ya da bir gol kralı falan çıkarabilirsek ne mutlu bize..."
Zaten hep savunurdum çocuk yetiştirmede salt doğru yoktur diye. Çocuğun kişiliği, ailenin yaklaşımı, çevresel etkiler, genetik faktörler vs. hepsi bir bütün. Önemli olan ahlaklı, çevresine saygılı çocuklar yetiştirmek diye düşünüyorum... :81:
Türkiye'nin suda doğumla dünyaya gelen ilk bebeği Zirve Doruk Kesican, Türkiye'nin modern usüllere göre yetiştirilen ilk çocuğu... Daha annesinin karnındayken klasik müzik dinletilerek hayata hazırlanan Zirve Doruk, 1985 yılının haziran ayında Türkiye'de bir ilki gerçekleştiren annesi
Ebru hanım tarafından suda dünyaya getirildi. Çocuklarının gelişimine verdikleri önemi Oğlumuzun içine doğduğu evrene saygılı, özgüvenli ve bizim başaramadıklarımızı erçekleştirebilecek bir çocuk olması için her şeyi yaptık" sözleriyle özetleyen anne Ebru Kesican, biricik yavruları Zirve Doruk hakkında şu bilgileri verdi:
"Eşim ve ben, Zirve Doruk için o zamanın en modern usulleri neyse hepsini birer birer uyguladık inanın. Oturmasını, kalkmasını, tuvalet adabını, kaç yaşında hangi arkadaşları ile ne oynayacağını falan hepsini kitabına uygun yaptık. Koca insanlarız, şu yaşa kadar daha bir kere psikoloğa gitmedik; Zirve Doruk belki 2 yaş sendromuna girer diye pedagog'a koştuk zamanında. Henüz 5 yaşında baleye başladı, sonra piyanoya yazdırdık, ilkokuldayken tenis oynardı, satranç deseniz o da var, yemedik içmedik özel okullara da gönderdik ama gelin görün ki yaş biraz ilerledikçe bizim oğlanın da diğerlerinden pek bi farkı kalmadı. O kadar tenis dersi alan çocuk yine halı saha maçına gitti, yine bütün gün oturup televizyon izledi. İşte şimdi de bankacı oluyor... Tamam oğlumuzdur, bir yaramazlığını da görmedik çok şükür ama suda dünyaya gelen bir çocuğun, şimdi elinde iddaa kuponlarıyla gezip, bankacılık sınavlarına hazırlanması da ağrıma gidiyor açıkçası."
"Çocuk maalesef kendini amorti etmedi" Sözlerine oğlunun hiç değilse it kopuk serseri olmadığı için memnun olduğunu söyleyerek başlayan baba Serhat Kesican ise yine de yaptıkları yatırımların çok da karşılığını alamadıklarını itiraf etti. Kendisinin de bir devlet bankasından emekli olduğunu dile getiren baba Kesican, "Zirve Doruk ne olursa olsun bizim canımız ama yine de bir kendi çocukluğuma bakıyorum, bir bizim Zirve Doruk'un çocukluğa bakıyorum, aklım almıyor...
Ben köy yerinde, saldım çayıra mevlam kayıra anlayışıyla yetişip bankacı oldum, bizim oğlan aman hangi yaşta hangi oyun kişisel gelişimine katkıda bulunacak, aman organik gıdalarla beslensin falan derken yine sonunda benimle aynı noktaya vardı. Kabaca bir hesap yaptım, bankadan emekli olana kadar kazanacağı parayla bu yaşa gelene kadar onun için yaptığımız masrafı ucu ucuna ancak çıkartabiliyor. Neyse, canı sağolsun tabii. Evlattır neticede..." diyerek, yaşadığı hayal kırıklığını gözler önüne serdi.
"Bazı şeyler zorla olmuyor"
Anne ve babasının açıklamalarının ardından söz alan Zirve Doruk Kesican ise bazı şeylerin de fıtrat meselesini olduğunu ve ailesinin daha en başta klasik müzikle olsun, suda doğumla olsun beklentileri gereksiz yere yükselttiğini belirtti. Sadece isminin ağırlığının bile kendisi için yük
olduğunu vurgulayan Zirve Doruk Kesican, "Valla benim kimseden baleydi, gitar kursuydu bilmmneydi gibi bir talebim olmadı. Zaten sonra arkadaşlar arasında da epey zorluk yaşadım, sıkıntılar oldu. Baleyi filan zaten kimseye anlatamazsın da, suda doğum hikayesi yüzünden bile lise bitene kadar lakabım lepistes olarak kaldı. Sağolsunlar uğraşmışlar etmişler ama keşke hiç girmeselerdi böyle işlere" dedi.
Hayatının bundan sonraki dönemi için sınavları geçebilirse bankacı olmak ve Fizik öğretmeni olarak atama bekleyen kız arkadaşıyla evlenip birlikte 10 sene ev kredisi ödemek gibi planları olduğunu belirten Zirve Doruk Kesican, açıklamalarına şöyle son verdi: "Bizden geçti artık ama çocuk sahibi olunca yine elimiz mahkum deniycez bu klasik müziğiydi, suda doğumuydu, zeka geliştiren oyuncaklarıydı falan. Bu şekilde 3-5 jenerasyon sonra belki aileden dahi bir bilimadamı ya da bir gol kralı falan çıkarabilirsek ne mutlu bize..."