- 7 Ağustos 2007
- 928
- 24
- Konu Sahibi SHADOWGIRL
- #1
Akciğerlerin dışarıdan gelen kimyasal, mekanik ya da ısı farklılığı oluşturan etkenlere karşı geliştirdiği bir refleks olan öksürük, çeşitli anlamlar taşıyor.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Çiğdem Serttürk, öksürük şekillerini ve anlamlarını anlattı:
“Sağlıklı bir insan nefes borusunun ‘yabancı’ olarak tanımladığı bazı yemekleri ve maddeleri dışarı atmak için öksürür. Dışarıdan gelen egzoz kokusu ya da keskin bir deterjan kokusu da öksürük nedenidir.
Vücudun savunma mekanizmaları arasında yer alan öksürük ayrıca bronşların içinde oluşan ve balgam adı verilen sekresyonların da dışarıya atılmasını sağlar.
Bu doğal mekanizmalar dışında bazı hastalıkların habercisi olarak da karşımıza çıkabilen öksürük, uzaması durumunda kişinin performansını düşürür. Altta yatan enfeksiyon var ise havada asılı kalan damlacıklar yolu ile başkalarına hastalığın yayılmasına neden olur (Örneğin, verem, zatürree gibi).
Ani oluşan öksürükler ise astım krizinin gelişini ifade edebilir.
Öksürük sadece akciğerlerden değil; kulak zarı, burun, sinüsler akciğer zarı, mide ve diafragmadan da başlayabilmektedir.
Bronşit, larenjit, çocuklarda çok sık görülen bronşiolit, soğuk algınlığı, aşırı sigara, polenler ve ev tozları(mite) en sık öksürük yapan hastalık ve etkenlerdir.
Öksürük şekli, sıklığı, gelişimi sıkı takip edilmelidir. Eğer kişi hafif halsizlik ve kuru öksürükten şikayet ediyorsa, bu bize basit üst solunum yolu enfeksiyonunu hatırlatır. Öksürük balgamlı ve sık oluyorsa, buna ateş ekleniyorsa zatürreenin habercisi olabilir.
Öksürdükten sonra dışarıya çıkartılan sekresyonun rengi hastalık değerlendirmede doktor kadar hasta ve yakını için de önemlidir. Balgam rengi beyazdan sarı ve yeşile dönüyor ise olay ağırlaşıyor anlamına gelir.
Yine öksürük ani gelişiyor ise çocuklarda enfeksiyon ve boğaza yabancı cisim kaçması düşünülebilir (fındığın soluk borusuna kaçması gibi). Erişkinlerde ise kötü kimyasal gazların solunmasına bağlı öksürük düşünülebilir."
Öksürüğün süresi önemli
Kronik, yani uzamış öksürükler çocuklarda astım, kistik fibrozis gibi genetik özellik içeren hastalıkları düşündürürken, erişkinde eğer buna balgam ilavesi var ise astım, müzmin bronşit, tümör, kalp yetmezliği, verem ve akciğer embolisini hatırlatabiliyor.
Dr. Çiğdem Serttürk, balgamsız ve uzun süreli bir öksürük var ise sinüzit kökenli bronşitler, astım, reflü ve bazı tansiyon ilaçlarının yan etkisinin düşünülebileceğini de belirtti:
"Uzamış öksürükler psikojenik kökenli de olabilir. Bu öksürükler huzursuzluğa bağlı olarak ortaya çıkabileceği gibi, heyecanlanınca ve sinirlenince ortaya çıkabilir.
Çocuklarda meydana gelen öksürükler dikkat çekme nedenli de olabilir. Zira, bir çocuk yeni doğan kardeşini kıskandığı için öksürebilir. Çocuklarda boğmaca hastalığında görülen öksürükler, ani tekrarlayıcı ve çok kuvvetlidir.
Tek bir nefeste 30'a varan nefes almaya izin vermeyen tekrarlamalar olur. Buna bağlı olarak çocuk nefessiz kalır ve morarır. Bu krizler günde 15-20 kez oluşabilir. Bu öksürükler kusma ile sonlanabilir. Kusma ile sonlanabilen diğer öksürük türü ise geniz akıntısına bağlı gelişen öksürüktür. Erişkinlerde havlama tarzı öksürükler ise soluk borusu iltihaplarında ve tümörlerinde görülür. Bunun tıptaki adı ise Trakeit’tir."
Astım için önemli bir kriter
Öksürüğün gece uykudan uyandırıp uyandırmadığı, hem çocuklarda hem de erişkinlerde astım hastalığının takip ve tedavisinde de önemli bir kriter.
Dr. Çiğdem Serttürk, hasta sabah saatlerine doğru sebepsiz veya kuru bir öksürükle uyanıyor ise astımın düşünülebilceğini anlattı:
"Tedavi edilmekte ise tedavi dozunun yetersiz olduğunun göstergesidir. Bu hastalarda gün içinde muayene bulguları ve solunum testleri normaldir.
Gece ise hava yollarının daraldığı anlamına gelir. Yine geceleri yatay pozisyon nedeni ile geniz akıntısı artar ve sabaha doğru akciğere biriken balgamı dışarı atmak isteyen kişide öksürük oluşur.
Reflü hastalığı olanlarda, geceleri yatış pozisyonuna bağlı olarak mide asidinin soluk borusuna ve ses telleri üzerine kaçması daha kolaydır. Bu durum beraberinde kuru ve şiddetli öksürüğü getirir. Bu nedenle reflüsü olanlara geceleri baş yukarıda olacak şekilde uyumaları tavsiye edilmektedir.
Yemek yerken gelişen öksürükler, yutma refleksinin iyi çalışmadığı yaşlı ve beyin fonksiyonları bozulmuş kişilerde ya da yeni doğan bebekte doğumsal olarak görülen yemek borusu ile soluk boruları arasında geçiş olan anomalilerde olur.
Bebeklerdeki durum düzeltilebilir. Yemek sonrası gelişen öksürükler reflüyü, mide fıtığını, yemek borusunda cepleşmeyi akla getirir."
Sigara öksürüğü 'tipik'
Sigara öksürüğünün ise çok tipik olduğunu dile getiren Dr. Çiğdem Serttürk, yıllar içinde sigaranın bronşlarda yaptığı hasara bağlı olarak bol sekresyonlu şekle dönüştüğünü de açıkladı:
"Bu öksürükler tekrarlar ve sekresyon dışarı atılınca kişinin nefesinde rahatlama meydana gelir. Sigara içenlerde gelişen öksürük hep tehlikeyi akla getirir (Akciğer kanserleri, bronş kanserleri, ses tellerinin kanserleri gibi).
Balgamdaki kan, yeni gelişen ve derinleşen ses kısıklığı bu kanserlerin öksürüğe eşlik eden bulgularıdır. Sigara içen kişi birbiri ardına iki yılda en az üç ay öksürüp balgam söküyor ise bu KOAH’ı Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) çağrıştırır. KOAH yaşam kalitesini düşüren öldürücü bir hastalıktır.
Öksürükle başvuran hastada anamnez yani sorgulama çok iyi yapılırsa birçok hastalık devre dışı kalmaktadır. Yine de uzamış öksürükler mutlaka akciğer grafisi ile kontrol edilmelidir.
Akciğer grafisi, verem gibi muayene bulgusu vermeyen hastalıkları en kolay ortaya çıkartan tetkik yöntemidir. Çocuklarda doğumsal anomalileri ve zatürreeleri ortaya çıkartır. Erişkinde sigara kullananlarda şikayet olsun olmasın tarama amaçlı yılda bir kez yapılmalıdır.
Astımlı hastalarda ise akciğer filmleri genelde normaldir. Eğer ani gelişen atak var ise akciğer grafisi ile bronşların tıkalı olup olmadığı değerlendirilir.
Sadece gece öksürüğü ve uykudan uyanma bulgusu veren astımlarda ileri tetkikler gerekebilir. Geniz akıntısın bağlı olduğu düşünülen öksürüklerde de mutlaka kulak burun boğaz muayenesi yapılıp, aile öyküsü var ise alerji testi uygulanmalıdır.
Öksürüklerin büyük kısmı basit şikayete yönelik ilaçlarla tedavi edilirler. Daha az bir kısmı ise derinleşir ve dolu hal alır, antibiyotik tedavisine ihtiyaç gösterir.
Astıma bağlı öksürükler antibiyotik tedavisine cevap vermezler. Bu hastalarda inhalerler (fısfıs) ve alerji ilaçları kullanılır. Alerjili insanların dörtte birinde reflü vardır. Mutlaka endoskopi yapılıp antiasit tedavisi uygulanmalıdır.
Reflü tespit edilip tedaviye rağmen gece öksürükleri olan kişiler akşam yemeklerini az ve erken yemelidirler. Bu kişiler mutlaka yüksek yastıkla yatmalıdırlar. Kalp yetmezliği nedeni ile tedavi gören hastalar ise gece öksürükleri varsa bunu mutlaka doktorlarına anlatmalıdırlar.
Bu öksürükler tedavi yetersizliğinin ya da hastalığın ağırlaştığının ifadesi olabilir."
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Çiğdem Serttürk, öksürük şekillerini ve anlamlarını anlattı:
“Sağlıklı bir insan nefes borusunun ‘yabancı’ olarak tanımladığı bazı yemekleri ve maddeleri dışarı atmak için öksürür. Dışarıdan gelen egzoz kokusu ya da keskin bir deterjan kokusu da öksürük nedenidir.
Vücudun savunma mekanizmaları arasında yer alan öksürük ayrıca bronşların içinde oluşan ve balgam adı verilen sekresyonların da dışarıya atılmasını sağlar.
Bu doğal mekanizmalar dışında bazı hastalıkların habercisi olarak da karşımıza çıkabilen öksürük, uzaması durumunda kişinin performansını düşürür. Altta yatan enfeksiyon var ise havada asılı kalan damlacıklar yolu ile başkalarına hastalığın yayılmasına neden olur (Örneğin, verem, zatürree gibi).
Ani oluşan öksürükler ise astım krizinin gelişini ifade edebilir.
Öksürük sadece akciğerlerden değil; kulak zarı, burun, sinüsler akciğer zarı, mide ve diafragmadan da başlayabilmektedir.
Bronşit, larenjit, çocuklarda çok sık görülen bronşiolit, soğuk algınlığı, aşırı sigara, polenler ve ev tozları(mite) en sık öksürük yapan hastalık ve etkenlerdir.
Öksürük şekli, sıklığı, gelişimi sıkı takip edilmelidir. Eğer kişi hafif halsizlik ve kuru öksürükten şikayet ediyorsa, bu bize basit üst solunum yolu enfeksiyonunu hatırlatır. Öksürük balgamlı ve sık oluyorsa, buna ateş ekleniyorsa zatürreenin habercisi olabilir.
Öksürdükten sonra dışarıya çıkartılan sekresyonun rengi hastalık değerlendirmede doktor kadar hasta ve yakını için de önemlidir. Balgam rengi beyazdan sarı ve yeşile dönüyor ise olay ağırlaşıyor anlamına gelir.
Yine öksürük ani gelişiyor ise çocuklarda enfeksiyon ve boğaza yabancı cisim kaçması düşünülebilir (fındığın soluk borusuna kaçması gibi). Erişkinlerde ise kötü kimyasal gazların solunmasına bağlı öksürük düşünülebilir."
Öksürüğün süresi önemli
Kronik, yani uzamış öksürükler çocuklarda astım, kistik fibrozis gibi genetik özellik içeren hastalıkları düşündürürken, erişkinde eğer buna balgam ilavesi var ise astım, müzmin bronşit, tümör, kalp yetmezliği, verem ve akciğer embolisini hatırlatabiliyor.
Dr. Çiğdem Serttürk, balgamsız ve uzun süreli bir öksürük var ise sinüzit kökenli bronşitler, astım, reflü ve bazı tansiyon ilaçlarının yan etkisinin düşünülebileceğini de belirtti:
"Uzamış öksürükler psikojenik kökenli de olabilir. Bu öksürükler huzursuzluğa bağlı olarak ortaya çıkabileceği gibi, heyecanlanınca ve sinirlenince ortaya çıkabilir.
Çocuklarda meydana gelen öksürükler dikkat çekme nedenli de olabilir. Zira, bir çocuk yeni doğan kardeşini kıskandığı için öksürebilir. Çocuklarda boğmaca hastalığında görülen öksürükler, ani tekrarlayıcı ve çok kuvvetlidir.
Tek bir nefeste 30'a varan nefes almaya izin vermeyen tekrarlamalar olur. Buna bağlı olarak çocuk nefessiz kalır ve morarır. Bu krizler günde 15-20 kez oluşabilir. Bu öksürükler kusma ile sonlanabilir. Kusma ile sonlanabilen diğer öksürük türü ise geniz akıntısına bağlı gelişen öksürüktür. Erişkinlerde havlama tarzı öksürükler ise soluk borusu iltihaplarında ve tümörlerinde görülür. Bunun tıptaki adı ise Trakeit’tir."
Astım için önemli bir kriter
Öksürüğün gece uykudan uyandırıp uyandırmadığı, hem çocuklarda hem de erişkinlerde astım hastalığının takip ve tedavisinde de önemli bir kriter.
Dr. Çiğdem Serttürk, hasta sabah saatlerine doğru sebepsiz veya kuru bir öksürükle uyanıyor ise astımın düşünülebilceğini anlattı:
"Tedavi edilmekte ise tedavi dozunun yetersiz olduğunun göstergesidir. Bu hastalarda gün içinde muayene bulguları ve solunum testleri normaldir.
Gece ise hava yollarının daraldığı anlamına gelir. Yine geceleri yatay pozisyon nedeni ile geniz akıntısı artar ve sabaha doğru akciğere biriken balgamı dışarı atmak isteyen kişide öksürük oluşur.
Reflü hastalığı olanlarda, geceleri yatış pozisyonuna bağlı olarak mide asidinin soluk borusuna ve ses telleri üzerine kaçması daha kolaydır. Bu durum beraberinde kuru ve şiddetli öksürüğü getirir. Bu nedenle reflüsü olanlara geceleri baş yukarıda olacak şekilde uyumaları tavsiye edilmektedir.
Yemek yerken gelişen öksürükler, yutma refleksinin iyi çalışmadığı yaşlı ve beyin fonksiyonları bozulmuş kişilerde ya da yeni doğan bebekte doğumsal olarak görülen yemek borusu ile soluk boruları arasında geçiş olan anomalilerde olur.
Bebeklerdeki durum düzeltilebilir. Yemek sonrası gelişen öksürükler reflüyü, mide fıtığını, yemek borusunda cepleşmeyi akla getirir."
Sigara öksürüğü 'tipik'
Sigara öksürüğünün ise çok tipik olduğunu dile getiren Dr. Çiğdem Serttürk, yıllar içinde sigaranın bronşlarda yaptığı hasara bağlı olarak bol sekresyonlu şekle dönüştüğünü de açıkladı:
"Bu öksürükler tekrarlar ve sekresyon dışarı atılınca kişinin nefesinde rahatlama meydana gelir. Sigara içenlerde gelişen öksürük hep tehlikeyi akla getirir (Akciğer kanserleri, bronş kanserleri, ses tellerinin kanserleri gibi).
Balgamdaki kan, yeni gelişen ve derinleşen ses kısıklığı bu kanserlerin öksürüğe eşlik eden bulgularıdır. Sigara içen kişi birbiri ardına iki yılda en az üç ay öksürüp balgam söküyor ise bu KOAH’ı Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) çağrıştırır. KOAH yaşam kalitesini düşüren öldürücü bir hastalıktır.
Öksürükle başvuran hastada anamnez yani sorgulama çok iyi yapılırsa birçok hastalık devre dışı kalmaktadır. Yine de uzamış öksürükler mutlaka akciğer grafisi ile kontrol edilmelidir.
Akciğer grafisi, verem gibi muayene bulgusu vermeyen hastalıkları en kolay ortaya çıkartan tetkik yöntemidir. Çocuklarda doğumsal anomalileri ve zatürreeleri ortaya çıkartır. Erişkinde sigara kullananlarda şikayet olsun olmasın tarama amaçlı yılda bir kez yapılmalıdır.
Astımlı hastalarda ise akciğer filmleri genelde normaldir. Eğer ani gelişen atak var ise akciğer grafisi ile bronşların tıkalı olup olmadığı değerlendirilir.
Sadece gece öksürüğü ve uykudan uyanma bulgusu veren astımlarda ileri tetkikler gerekebilir. Geniz akıntısın bağlı olduğu düşünülen öksürüklerde de mutlaka kulak burun boğaz muayenesi yapılıp, aile öyküsü var ise alerji testi uygulanmalıdır.
Öksürüklerin büyük kısmı basit şikayete yönelik ilaçlarla tedavi edilirler. Daha az bir kısmı ise derinleşir ve dolu hal alır, antibiyotik tedavisine ihtiyaç gösterir.
Astıma bağlı öksürükler antibiyotik tedavisine cevap vermezler. Bu hastalarda inhalerler (fısfıs) ve alerji ilaçları kullanılır. Alerjili insanların dörtte birinde reflü vardır. Mutlaka endoskopi yapılıp antiasit tedavisi uygulanmalıdır.
Reflü tespit edilip tedaviye rağmen gece öksürükleri olan kişiler akşam yemeklerini az ve erken yemelidirler. Bu kişiler mutlaka yüksek yastıkla yatmalıdırlar. Kalp yetmezliği nedeni ile tedavi gören hastalar ise gece öksürükleri varsa bunu mutlaka doktorlarına anlatmalıdırlar.
Bu öksürükler tedavi yetersizliğinin ya da hastalığın ağırlaştığının ifadesi olabilir."