Hamilelikte Dikkat Etmeniz Gerekenler...

vicdan

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
20 Kasım 2006
1.098
26
Hamilelik döneminde daha doğal içerikli bakım ürünleri kullanmaya özen gösterin. Ayrıca çillerinizin veya benlerinizin hamilelik döneminde koyulaşması ve olmayan lekelerin ortaya çıkması sizi şaşırtmasın; bunlar doğumdan sonra genellikle kaybolurlar.

Anne adaylarının saçlarında da bazı farklılıklar gözlemleniyor. Hamilelik döneminde saçlar daha yumuşak ve canlı oluyor. Bu durumun sebebi sadece hormonlardaki değişiklikler değil. Hamilelik döneminde tüketilen besin maddelerine dikkat edilmesi de saç sağlığı açısından büyük bir etkendir. Hamilelik döneminde yeni ruh halinize uyan ve pratik bir saç modeli kesimi uygulatabilirsiniz; bu, sizin zindeliğinizi arttıracaktır.

Bazı kadınlar doğumdan birkaç ay önce saçlarını değiştirmeye karar verir: Bunun sebebi; doğumdan sonra özel bakımlara zaman ayıramayacakları düşüncesidir. Hamilelik döneminde saç rengini değiştirmek; saçları boyatmak uzmanlar tarafından yanlış olarak kabul edilmiyor, çümkü piyasada bulunan saç boyaları ve akıcı boyalar birçok kez test ediliyor. Buna rağmen saçlarını boyatmaktan korkan anne adayları hazır kına setleri gibi naturel boyaları uygulayabilirler.

Hamilelik döneminde ayaklarınızı yukarı kaldırmaya özen gösterin. Ayrıca, ayaklardan başlayarak baldırlara doğru yapılan masajlar, ayaklarınızdaki yükü azaltmaya yardımcı olur. Damarlar, hamilelik döneminde yüksek performans gösteriyor, çünkü toplardamarlar kan dolaşımını hızlandırıyor. Bacakların ve ayakların, hamilelik dönemini daha rahat atlatrmnaları için nemlendirici kremle ovulmaları ve ayakların gün içinde sık sık yükseğe kaldırılarak dinlendirilmeleri gerekiyor.
Arama | İsim Bankası | Hesaplayıcılar |
 
GEBELİĞİNİZ NASIL İZLENECEK?

Henüz gebeliğinizin planlama aşamasında iken, bu konuda uzman bir hekimle görüşmek ve gerekli öneri ve tahlilleri yaptırmak, gebeliğinizin daha sağlıklı ve güvenli olmasını sağlayacaktır. Genel olarak, gebelik öncesi danışma dediğimiz bu görüşmede yapılacak olan jinekolojik muayenenin yanında kilo, tansiyon, ilaç kullanımı, sigara vb. alışkanlıklar, kronik hastalıklar ve yaşam şekli araştırılır. Beslenme, ilaç kullanımı ve gebe kalınabilecek günlerin saptanabilmesinde yol gösterecek adet takvimi tutulması ile ilgili önerilerde bulunulur. Bebekte olabilecek bazı sakatlıkları önlemede kanıtlanmış rolü olan folik asit desteğine başlanır. Rutin testlerin yanı sıra, anne adayının kişisel öyküsü ile anne ve baba adayının aile öyküsü doğrultusunda bazı rutin olmayan testler bile gebelik öncesi istenebilir.



Genellikle istenilen testler:

* Rubella (kızamıkçık) ve Toksoplazma bağışıklığının incelenmesi,

* VDRL, HIV (Riskli guruplarda),

* Hepatit B (HBsAg),

* Tam kan sayımı,

* PAP Smear (bir yıl içinde yapılmamışsa),

* Kan grubu.



0 - 3 AY İÇİNDEKİ TESTLER

Anne adayı gebe kalmadan muayene olmadıysa ve yukarıda bahsedilen testler istenmemişse onlar istenip, aşağıdaki testler ek olarak yapılmaktadır.

* Gonore, Clamidya, Sifilis testleri (Riskli Guruplarda),

* İdrar tahlili ve gerekirse idrar kültürü,

* TSH,

* 10-14. haftalar arasında ense kalınlığı, burun kemiği ve erken dönem fetal yapıların ultrasonografik değerlendirilmesi,

* 10-14 haftalar arasında yapılan ultrasonografik muayeneye ek olarak ikili test (PAPP-A ve Serbest HCG) diye adlandırılan kan tetkiki, kromozamal tarama testi,

* 50 g. şeker yükleme testi (riskli gruplarda).

İlk gebelik muayenesinde son adet tarihinin ilk günü (SAT) dikkate alınarak beklenen doğum tarihi (BDT) saptanır. Son adet tarihinin ilk gününden itibaren bu süre 40 haftadır. Bahsedilen tarihler dikkate alınarak aylık muayenelerde bebeğin gelişimi izlenmektedir. Bu aylarda ayrıca yaşam şekli,beslenme, aşılar, gebelikte önemli olabilecek belirtiler hakkında bilgilendirme yapılır.



3. - 6. AYDA YAPILACAK TESTLER

Genellikle bebeğin sağlığı ile ilgili testler istenir. Bu testler daha çok tarama (screening) testleri olarak anılır.

* 16-18 haftalar arasında üçlü test,

* 18-22 haftalar arasında anomali tarama amacıyla ultrason ve gerekirse dopler,

* Üçlü testi pozitif olan veya riskli gruplara amniosentez önerilmesi,

* 24-28 Haftada gebeliğin ikinci yarısında çıkabilecek glukoz intoleransını (gebelik diyabetini) araştırmak için 50 gr. şeker tarama testi. Bu testin sonucu normal değerin dışında çıkacak olursa 3 saatlik OGTT(100gr glukoz yükleme testi) istenir.

Yukarıda bahsedilen tetkikler sonrası bebeğin sağlığıyla ilgili tüm testler ve tetkikler yapılmış olmaktadır. Bu aylardan itibaren bebeğinizin doğumuna yönelik planlar yapmaya başlayabilirsiniz. Özellikle doğuma hazırlık kurslarına katılarak, ilgili kitapları, interneti izleyerek, ruhsal hazırlığınızı yaparak doğum sürecinizde ve doğum eyleminde daha etkin rol oynamalısınız.



6. - 9. AYDA YAPILACAK TESTLER

Rutin muayenenizin ve bebeğin gelişiminin izlenmesinin yanında, bu döneme özgü gebelik belirtileriyle, doğum belirtileriyle ve doğumun nasıl olacağıyla ilgili öngörüler, seyahat, cinsel yaşamla ilgili olabilecek öneriler hakkında bilgilendirileceksiniz. Doğuma yakın kan sayımı ve bazı testleriniz tekrar kontrol edilebilir. Bunlara sizin izleminizi yapan doktorunuz karar verecektir.

Gebeliğinizin izlemini yapan deneyimli ve eğitimli profesyoneller her zaman, her hastaya aynı uygulamayı, aynı izlemi yapmayabilirler. Çünkü her anne adayının kendine özgü kişisel öyküsü, aile öyküsü, fizik yapısı, etnik kökeni, yaşam şekli, alışkanlıkları ve belki bazı riskleri ve hastalıkları vardır. Bu nedenle gebelik boyunca yapılanların ve istenenlerin bir kısmı size özgü olacaktır. Bir kısmı da modern bilimin kanıtlanmış ve klasikleşmiş uygulamaları olacaktır ve bunlar tüm gebelerde istenen veya yapılan testler olacaktır. Her anne adayı bu prensiplerde izlenmektedir. Genel olarak yedinci aya kadar ayda bir, sonraki aylarda onbeş günde bir ve doğuma yakın çok daha sık olan doktor ziyaretleriyle sizin ve bebeğinizin sağlığını güvence altına alabilirsiniz.

Sağlıklı Günler...

Kaynak: Acıbadem Sağlık Grubu
 
Seyahatte dikkat etmeniz gerekenler...

Seyahat genellikle bir sorun oluşturmaz ancak uzun seyahatler yorucu olabileceği gibi, ilk üç ay içinde mide bulantısı, kusma, sık idrara gitme, yorgunluk gibi şikayetler nedeniyle rahatsız olabilirsiniz. Uzun seyahat düşünüyorsanız, ikinci trimestr denen 4.-5.-6. Aylar uygunsa tercih edebilirsiniz. Çünkü bu dönem fiziksel olarak daha rahat olduğunuz, kendinizi iyi hissettiğiniz bir dönemdir.Yolculuk sırasında,

# Sizi rahatsız etmeyecek kıyafetler giyin.
# Yanınıza hafif, sağlıklı yiyecek ve içecekler alın.
# Elinizi yıkayamayabileceğiniz için antibakteriyel el bezleri, kolonyalı mendil bulundurun.
# Uzun yolculuklarda sık sık kısa molalar verin, kısa yürüyüşler yapın.
# Rahat ayakkabılar giyin.
# Yurtdışına çıkacaksanız, doktorunuzla görüşün, aşı yaptırmanız gerekiyorsa yaptırın. Sıtma. Kolera, tifo, sarılık gibi bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu ülkelere gitmeyi hamilelik sonrasına erteleyin.

Uçak yolculuğunda:

Uçak yolculuğu için hamileliğinizin son dönemlerine kadar herhangi bir sakınca yoktur. Doktorunuz uygun görüyorsa uçakla seyahat edebilirsiniz. Pek çok havayolu şirketi, 8. Ay hamilelikten sonra uçak yolculuğuna sınırlama getirmektedir, doktor raporuna ihtiyacınız olabilir.Uçak yolculuğu yapacak olursanız, hareketsiz oturmayın, uçakta zaman zaman yürüyün. Aşağıdaki durumlarda uçak yolculuğu önerilmez;

- İkiz ya da çoğul hamileliklerde
- Daha önce düşük yapmış hamilelerde
- Kalp-damar hastalığı olan hamilelerde

Hamilelik sırasında tromboz riski artmıştır. Bu nedenle uçak seyahati sırasında tromboza karşı önlemler alınmalıdır. Doğumdan sonra da en az bir hafta uçağa binilmemesi gerekir.

15.09.2003
Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hamit Hancı, yaptığı yazılı açıklamada, uçak yolculuğuna çıkacak hamilelerin, “tıbbi raporlarının bir kopyasını ve doktorlarına acil durumda ulaşılabilecek telefon numarasını” yanlarında bulundurmaları gerektiğini hatırlattı. Hamilelerin uçakta koridor tarafında oturmasının hareket kolaylığı sağlayacağını belirten Prof. Dr. Hancı, rahat ve bol kıyafetlerle topuksuz ayakkabı giyilmesinin, yolculuk süresince kadınları rahatlatacağını ifade etti. Prof. Dr. Hancı, hamilelere şu önerilerde bulundu:

- Uçakta verilen yemeği beğenmeme olasılığına karşı, yanınızda yiyecek bir şeyler götürün.

- Tıbbi raporlarınızın bir kopyasını ve doktorunuza acil durumda ulaşabileceğiniz telefon numarasını alın. Gerektiğinde çıkarabileceğiniz şekilde kat kat giyinin. Emniyet kemerinizi göbeğinizin üstünde değil altında tutun.

- Bel ağrısına karşı yanınıza yastık alın. Uçuş heyecanı için, yanınızda sakinleştiren zencefil çayı veya nane çayı bulundurun. Uçuş sırasında, her 2 saatte 1 litre su içmeye çalışın.

Akciğerlerdeki hava kesecikleri henüz yeterince genişlememiş olan yeni doğan bebeklerin de uçağa binmeleri doğru değildir.
 
Gebelikle birlikte, bebeğe bir zarar verme korkusu nedeniyle evli çiftlerin cinsel yaşamları oldukça etkileniyor.
(Habersaglık-Istanbul) Güven Hastanesi Kadın Doğum ünitesinin “Mutlu ve Sağlıklı” bir gebelik için verdiği bilgiye göre; gebelikle birlikte, bebeğe bir zarar verme korkusu nedeniyle evli çiftlerin cinsel yaşamları oldukça etkileniyor. Bu düşünceye ilk ve son üç ay içerisinde sıkça rastlanıyor. Bu da çiftlerin cinsel hayatını etkileyen olumsuz bir faktör. Oysa bilinen risk faktörlerinin yokluğunda, gebelik sonuna kadar cinsel ilişkide hiçbir sakınca yok.

Hamileliğinizi Eşinizle Paylaşın...
Gebelikte kadın ve erkek cinsel açıdan stres altındadır. Psikolojik olarak gebelik endişeleri, çekiciliğin azaldığının hissedilmesi, bebeğe zarar verme korkusu, cinsel isteğin azalması olarak sıralanabilir. Burada yapılması gereken bu endişelerinizi ve hislerinizi eşinizle paylaşabilmeniz ve konuşabilmenizdir. Önemli olan çiftin bedensel ve duygusal birlikteliğini sürdürmesidir.
Gebelikte yaşanan bir diğer cinsel sorunda doğum sonrası eşlerin birbirlerine olan ilgisizliğidir. Çiftlerin hayatına bir kez bebek girdikten sonra sürekli yorgunluk, uykusuz geceler, maddi zorluklar ve zaman darlığı gibi sorunlar eşler arasındaki ilişkiyi zedelemektedir. Burada önemli olan eşlerin birbirlerini unutmadan zaman ayırmalarıdır. Tekrarlayıcı gebelik kayıpları olan hastalarda cinsel ilişki konusunda ciddi endişeler olabilir. Bu durumlarda düşüklerin nedeni olarak başka bir faktör saptanmadıkça cinsel ilişkide kısıtlama getirilebilir. Burada bilinmesi gereken seksin düşüğe yol açmadığıdır. Ancak cinsel ilişki sonrası ortaya çıkan bir düşükte evli çiftler bir dereceye kadar endişe duyabilirler.

Gebelikte Yaşanan Cinsellikte Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar;
Bilinen risk faktörlerinin yokluğunda gebelik sonuna kadar cinsel ilişkide hiçbir sakınca yoktur.
Ancak dikkat edilmesi gereken hususlar vardır:
* Erken doğum tehdidi, tekrarlayıcı gebelik kayıpları
* Sebebi belli olmayan vajinal kanamalar
* Uzun süreli tekrarlayıcı vajinal akıntılar
* Çoğul gebelikler
* Genital bölgede varis, ödem gibi fiziki rahatsızlıklar
Bu durumlarda gebelerin jinekologlarıyla görüşmeleri ve eğer doktorları müsaade ederse cinsel yaşamlarına devam etmeleri daha uygun olacaktır. Gebelikte cinsel ilişkilerde orgazma bağlı olarak rahimde kasılmalar ortaya çıkabilir. Bu kasılmalar orgazmın doğal bir parçasıdır. Eğer bu kasılmalar sürekli ve sık sık olursa gebenin jinekoloğu ile görüşmesi gerekir. Bu tür kasılmalar gebelerde meme ucu uyarılması sonrasında da görülebilr. Gebelikte cinsel ilişki sonrası lekelenme tarzı kanamalar beklenen bir durum değildir. Bu durumlarda plasenta (bebeğin eşi) ve bebeğin durumunun ultrasonografi ile saptanmasına kadar cinsel ilişki ertelenmelidir. Gebelikte cinsel istekte azalma olabilir ancak genellikle rastlanan artma şeklindedir. Bunun nedeni gebelikte genital bölgede kanlanmanın artışına paralel olarak uyaranlara hassasiyetin artmasıdır.
 
Hangi kadında gebelikte ne gibi bir cilt değişikliği ortaya çıkacağını tahmin etmek zordur. Bazı anne adayları gebelik döneminde herhangi bir cilt sorunu yaşamazken, bazılarında cilt kuruluğu, karın çatlakları, kaşıntı, ciltte yağlanma gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Bazı anne adaylarında da başta yüz olmak üzere vücudun heryerinde çok sayıda lekeler oluşabilir.

Gebelikte cilt değişikliklerinin sorumlusu gebeliğe bağlı her tür değişiklikte olduğu gibi gebelik döneminde artan hormonlardır...
Melasma, Kloazma (Gebelik maskesi)

Yüzdeki pigment (cilt rengi) değişiklikleri sıklıkla yanaklar, alın, üst dudak, burun ve çenede düzensiz sınırlı kavheverengi lekeler şeklindedirler ve gebelik maskesi adını alırlar. %70-90 kadında görülen bu pigment artışı doğumdan sonra sıklıkla ortadan kalkar. Ender durumlarda pigment artışı adeta bir dövme yaptırılmış gibi cildin derin katmanlarındadır. Böyle durumların tedavisi bu konuda tecrübeli bir Cildiye uzmanı tarafından gerçekleştirilir.
Yoğun bir ultraviyole ışık kaynağı olan güneşten uzak durmak ve güneşe çıkıldığı zamanlarda en az 15 faktörlü bir güneşlenme kremi kullanmak lekelenmelerin azaltılmasında oldukça etkilidir. Yazın bulutlu havalarda bile güneşin UV ışınlarının cilde etki gösterebileceği unutulmamalıdır.

Lekelenme olan bölgelerin makyajla kapatılmasında bir sakınca yoktur.

Gebelikte sivilceler

Gebelikte özellikle 8. haftadan itibaren değişen hormonal ortam bazı anne adaylarında önceden varolan sivilcelerin artmasına ya da ilk defa gebelik döneminde sivilcelerin ortaya çıkmasına neden olur. Ender durumlarda ise varolan sivilcelerde azalma görülür. Yüz cildi temiz ve kuru tutulmalıdır. Sivilceler kozmetik sorunlar yarattığında doktor önerisine göre topikal (bölgesel) ilaçlar kullanılabilir (dikkat: izotretinoin içerikli "sivilce ilaçlarının" doğumsal anomalilere neden olduğu kanıtlanmıştır. Bu yüzden gebelik döneminde sivilceleriniz için ilaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız!).

Tırnak değişiklikleri

Tırnaklar cildin bir uzantısı olarak kabul edilirler ve gebelik döneminde artan hormonların etkisiyle tırnaklar yumuşayıp incelerek kolay kırılır hale gelebilirler. Tırnak cilası durumu daha da kötüleştirebilir. Bulaşık ve çamaşır yıkarken lastik eldiven kullanmak ve el ve tırnaklara nemlendirici losyon sürmek çoğu durumda faydalı olur.
Linea Nigra

Linea nigra latincede siyah çizgi anlamına gelir. Linea nigra kadınların çoğunda göbek deliği ile kasıkların tam ortasında yer alan pubis bileşkesi (her iki pubis kemiğinin orta hatta birleştiği bölge) arasında yeralan linea alba (=beyaz çizgi) adlı anatomik yapının koyulaşmasıyla ortaya çıkan ince bir çizgidir. Gebelikten sonra çoğunlukla kaybolur.
Avuçiçinde kızarıklık

Latincede palmar eritem adı verilen bu durum, gebelik dışındaki bir dönemde ortaya çıktığında bir karaciğer hastalığını düşündürmesine karşın, gebelik döneminde fizyolojik olarak ortaya çıkabilir. Avuçiçlerinde ve nadiren de ayak tabanlarında kızarıklık ve kaşıntı şeklinde ortaya çıkar. Palmar eritemin de diğer çoğu cilt değişikliğinde olduğu gibi gebeliğe bağlı olarak kandaki östrojenin artması nedeniyle ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Kaşıntı şiddetli olduğunda nemlendirici kremler faydalı olabilir. Nemlendiricilere cevap vermeyen kaşıntılarda ise doktor önerisine göre bazı ilaçlar kullanılabilir.
Ciltte örümcek tarzında damarlanmalar

Bu tür oluşumlar sıklıkla yüzde ve boyunda, bazen de karın cildinde ortaya çıkarlar. Merkezde bir damar ve bu damardan etrafa adeta bir örümceğin ayakları gibi ışınsal olarak yayılan kılcal damarlanmalar şeklindedirler. Gebelik dışı bir dönemde ortaya çıktıklarında bir karaciğer hastalığını düşündürmelerine karşın, gebelikte artan östrojenin etkisine bağlı fizyolojik olarak ortaya çıkabilirler.
Gebelikten sonra genellikle kısa sürede kaybolurlar. Bir şikayete yolaçmadıklarından tedavi gereksizdir.
Çatlaklar
Gebelikte kadınların önemli bir kısmında karın cildinde, kalçalarda ve göğüslerde çatlaklar ortaya çıkar. Cildin aşırı gerilmesine bağlı olarak ortaya çıkan değişikliklerdir ve çoğu zaman çatlayan bölgelerde tabloya rahatsız edici bir kaşıntı da eşlik eder. Gebelik döneminde kırmızı görünümde olan çatlaklar bebeğin doğmasından sonra kısa zamanda gümüş bir renk alırlar ve kalıcıdırlar
Bazı anne adaylarında gebelik döneminde oldukça fazla kilo alınmasına karşın çatlak oluşmamakta, bazılarında ise gebeliğin erken dönemlerinden itibaren çatlaklar ortaya çıkmaktadır. Yine bazı anne adaylarında gebeliğin en erken dönemlerinden itibaren "çatlak kremleri" kullanmalarına rağmen yaygın çatlaklar oluşabilmekte, bazılarında ise hiç bir "koruyucu önlem" almamalarına rağmen hiç bir çatlak oluşmamaktadır. Bu nedenle çatlakların kalıtımsal özelliklerle çok yakın bir ilişkisi olduğu düşünülmektedir.

Çatlakları tümüyle önlemek mümkün olmamakla beraber alınan bazı önlemlerle çatlakların kalıcı kozmetik sorunlar yaratması önlenebilir. Piyasada bulunan "çatlak kremlerinin" tümünün ortak özelliği cildi nemlendirmeleri ve esnemesine yardımcı olmalarıdır. Bu özellikleriyle "çatlak kremleri" çatlakların beraberinde getirdiği kaşıntının da dinmesine yardımcı olurlar. Anne adaylarının bir kısmı ise çoğunlukla yüksek fiyatlı bu "çatlak kremlerinin" yerine badem yağı kullanmayı tercih etmekte ve bu maddenin ciltlerinin nemli kalmasına ve kaşıntı şikayetinin ortadan kalkmasına yardımcı olduğunu belirtmektedirler.

Son zamanlarda moda olan "aromaterapi" adı verilen tedavi yönteminde kullanılan yağlardan gebelikte kaçınılmalıdır. Bu yağlar her ne kadar bitkisel kökenli olsalar da, ilaçların da çoğunun bitkisel kökenli olduğu unutulmamalıdır.

Son olarak da sıvı alımının öneminden burada da bahsedilmelidir: Vücuda giren su miktarı yetersiz olduğunda cildin elastikiyeti azalır ve çatlaklar daha kolay oluşur. Aksine, sıvı miktarı yeterli bir cilt, tonusunu daha iyi korur ve gerilmeye karşı daha dayanıklı hale gelir.
.
Benler

gebelikte ilk kez ortaya çıkan benler, ya da sayıca artan benler genelde kanser belirtisi değildir. Gebelik döneminde her ne kadar melanom (cilt kanseri) sıklığı çok düşük olsa da, hızlı büyüme gösteren benlerin bir cildiye uzmanı tarafından değerlendirilmesinde fayda vardır.

Memeuçlarında ve diğer bölgelerde koyulaşma

Anne adaylarının %70-90'ında memeuçlarında cilt rengi az ya da çok koyulaşır. Artan östrojen seviyelerine bağlı olduğu düşünülen bu durum özellikle esmer tenli olan anne adaylarında daha belirgindir.

Ciltte koyulaşma özellikle meme uçlarının çevresindeki koyu bölgede, vulva ve anüs arası bölgede (perine) ve göbek etrafında belirgindir. Koltukaltları ve bacakların iç kısmında da koyulaşma ortaya çıkabilir.

Yukarıda bahsedilen linea nigra ve gebelik maskesi bölgesel koyulaşmanın diğer örnekleridir.

Saç dökülmesi

Özellikle doğumdan sonraki günlerde hızlı bir şekilde saç dökülmesi ortaya çıkabilir. Telogen affluvium adı verilen bu durum, kılların büyüme fazlarının hormonal seviyelerin artması sonucunda değişmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Tedavi gerektiren bir durum değildir. 3-6 ay sonra kendiliğinden düzelir.

Hangi durumlarda doktora başvurulmalıdır?

Yukarıda bahsedilen cilt değişiklikleri fizyolojik cilt değişiklikleridir. Ancak bazı cilt değişiklikleri kendini başka belirtiler ve bulgularla belli eder ve mutlaka doktor değerlendirmesi gerektirir.

Doktora başvurulmasını gerektiren cilt değişiklikleri şunlardır:

ciltte yaygın kaşıntı: karın cildinde ve çatlayan cilt bölgelerinde kaşıntı normal olmakla beraber bazı anne adaylarında gebelik hormonlarının etkisiyle yaygın vücut kaşıntıları ortaya çıkabilir. Çoğu durumda selim tabiatlı olan bu kaşıntılar, altta yatan muhtemel bir karaciğer safra kanalları patolojisinin ortaya çıkarılması için doktora başvurulmasını gerektirir.

ciltte yaygın döküntüler: allerjik kökenli ya da enfeksiyona bağlı olabilir. Mutlaka doktor kontrolü gerektirirler.
 
merhabalar size sormak istediğim bişey var eğer bilginiz varsa beni aydınlatırsanız cok memnun olurum.Bende doğum kontrol hapı ve ucak yolculuğu yüzünden sağ bacağımda akut derin ven trombozu olustu 7 aydır tedavisini görüyorum tedavilerim sınırda olmak üzere fena gitmiyor.sorum şu olacak cocuk yapma riskim oldugunu söylediler önceden tromboz olan insanlarda hamilelik sırasında tekrarlama olasılığı %90 mış.acaba ben hiç cocuk sahibi olamıyacakmıyım?
 
X