'Güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin.'

elizzya

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
1 Mayıs 2014
27
58
Mevlana'nın güzel bir sözüdür bu..
merhaba, aslında bunları biraz da kendime terapi maksatlı yazıyorum ama bir kişinin bile faydalanması da büyük mutluluk olur. Amacım konfor alanına yapışıp kalan kadınlarımıza basit de olsa bir örnek verebilmek.

Ben meşhur satürn döngüsü ile (29 yaş bunalımı da diyebiliriz sanırım) hayatı tepe takla olmuş bir kadınım. öğretmenim,ataması zor bir branştan mezun oldum. üniversite hayatım boyunca bir yaprak gibi oradan oraya savruldum ve mezun olduğumda da süreç aynı şekilde devam etti. neye elimi atsam tutunamadım . nerede akşam orada sabah tadında bir iş hayatı aynı senkronda bir aşk hayatı. En kötü karar , kararsızlıktan iyidir düsturuyla bir evlilik. Bazen biz kızlar sanıyoruz ki ,bir erkeğin kanatları altında olmak hayatımızı kurtaracak. Eğer kurtulmaktan kastınız, sen getir ben yiyeyim ,çorabını yıkayayım iki de çocuk yapayım'sa evet kurtuluştur. Bu mantalitedeysek zaten yazıyı okumayı burada kesebiliriz :)

Daha bırak karşındakini tanımayı, kendini tanımadan yapılan bir evliliğin sürecini tahmin edersiniz nasıl olur. Senelerce evde oturdum ve her gün kendimle konuştum, bu dünyaya soğan kavurmaya gelmiş olamam. Bu hayatı, başkaları bir şeyleri yapmam gerektiğini söylediği için yaparak geçiremem. geçirmemeliyim bu kadar basit olmamalı. tabiki zorla evlenmedim. Çok aşık olduğumu SANARAK evlendim. Ama bir evlilikte saatlerce sohbet edemeyeceksem, en derin yaralarını omuzunda anlatamayacaksam , her zaman eşimin ailesinden sonra geleceksem, yalnız bırakılacaksam neden evlendim? hayat yükünü zaten yalnız taşıyordum, evlilikte de bu böyle olacaktıysa neden evlendim?
Toplumun büyük bir çoğunluğuna göre bir ''rahat batması'' sonucu kpss ye çalışmaya başladım. hiçbir zaman parlak bir öğrenci değildim. ek bir yardım almadım. eşimin maddi durumu gayet iyi olmasına rağmen doğru düzgün kitap bile almadım internetten çalıştım. ve bir şeye inat edince tüm engeller pusuda bekler ya , hepsi teker teker önüme dizildi. sürekli ailevi hastalıklar sonucu şehirlerarası yolculuklar yapmaya başladım. Selam olsun otobüs muavinleri beni bellemişti artık, abla sen gene mi ders çalışıyorsun , ne çok duydum bunu. klasik ne gerek var, zaten siz de atama zor, doğursana ne bekliyorsun vıdı vıdılar. eşimin ailesinden çektiklerim cabası, zaten onlar için ayrıca bi bilinçaltı temizliğine ihtiyacım var :) tabi insan böyle 3 5 cümleyle özetliyor ama intiharı düşündüğüm günlerim bile olmuştu. ne çocukluk..

''güçlü olmaktan başka bir seçeneğin kalmayana kadar , ne kadar güçlü olduğunu bilemezsin.'' Bob Marley

ve evet bilmiyordum. fark etmeden çekim yasasını çalıştırdığımı düşünüyorum. atanırsam öğrencilerime şu çalışmaları yaptırırım diye notlar ayırıyordum, hatta kalemler almıştım atandığımda kullanacaktım. hep ilk dersimi hayal ettim.
psikolojik olarak çok zor bir sürecti ve ancak atandığım sene daha derli toplu çalışabildim. 3 senenin sonunda derece yaptım. yaşım 29du. ve türkiye nin hiç bilmediğim bir şehrine bile değil bölgesine tek başıma gittim. kimilerinin adını bile duyunca ,ay orda okul mu var , ordakilerin o dersi öğrenmesine ne gerek var elitliği yaptığı yerlere ben gururla gittim. tek başıma.

ve kaçınılmaz son olarak , ki olmaması için cok çabalamama rağmen, boşandım. ailem reddetti tamamen alakasız bir konudan. en yakınım dediğim insanlar birer birer hayatımdan çıktı. köksüz bağsız hatta yersiz yurtsuz kaldım. kendini kandırabiliyorsun, ikna edebiliyorsun ama adliye salonuna benimle gelen bir arkadaşımın annesinin , kızım senin kimsen yok mu, sorusuyla kimsem olmadığını anladım.

eğer ben evli kalıp, hayatımı ,ailesinin ağzının içine bakan,o psikolojik şiddeti bana çektiren, tek kelime muhabbet edemediğim, sevgiyi aşkı iliklerime kadar bana hissettiremeyen bir adamla geçirseydim, muhtemelen birçok kimsem olmaya devam edecekti.
konfor alanımdan çıktım özetle tabi kolay olmadı.kendimi çok kandırdığım zamanlar oldu, kısır günleri görümce muhabbetleri bana göreymiş gibi çok davrandım. ama insan neyse odur. kısır günlerini aşağılamak için söylemiyorum sadece ben o değildim. ve hatta samimi söylüyorum keşke ben 'o' olsaydım. bunca atraksiyona gerek kalmazdı.

tabi insan ,şu olunca her şey güzel olacak, bu da olsun değme keyfime moduna giriyor hayatı boyunca. atandım gene yıkığım, boşandım gene yıkığım. aşık oldum gene yıkığım. ve sonunda anladığım şudur , olanı kabulleniyorum, yalnız mıyım tamam şuan yalnızım ama yarın? ve yalnızlığın tadı da bir başka bunu kabullenmeyi de geçtim zevk alıyorum.
yığınla kitap okudum, okuyorum. bir arkadasla günlük dedikoduları yapmaktan daha zevk aldığımı fark ettim. tabiki günlük dedikodu da yapıyorum:) hayatın anlamını sorguladım durdum yeri geldi isyan ettim, bir nevi varoluş sancısı cektim. astrolojiyle tanıştım, tasavvufla tanıştım, felsefeyle tanıştım, kuantumla tanıştım. ve tüm yasadıklarımın sorumlusunun kendim olduğumu idrak ettim. hayatıma öyle insanları benim çektiğimi anladım. bunu hep duyardım ve safsata gelirdi ama gerçekten bunu anladım. tabi bu ayrı bi başlık konusu :)

biliyorum ne hayatlar var, ne acılar var. benimki küçücük bir örnek. Kimseyle acı kıyaslamasına girmek için yazmadım bunları . dediğim gbi tarihe not kendime terapi tadında.
ben 'oldum' demiyorum, hala uzun bir yolum var , biliyorum ki gene düşeceğim kalkacağım seveceğim deliler gibi hem de, hatta üzüleceğim ama tüm bunları çocukça mızmızlanarak değil , olgunlukla karşılayacağım.

Bana böyle bir hayat planı veren Rabbime şükürler olsun.
 
O kadar güzel yazmışsınız kii bazı cümlelerde kendimi gördüm. Atanmış olmanıza çok sevindim vee güzel bir aşk ve hayat yaşamanızı dilerim
 
Çok güzel yazmışsınız bende bu yıl mart ayında sürekli kendimi amacım ne bir hedefim olmalı diye sorgulayarak kpss çalışmaya başladım sonra başarıyla ilgili şeyler okumaya başladım nasıl yaparım diye araştırırken nlp çekim yasası gibi şeylerle karşılaştım yaşım da 28 evliliğimde bir problemim yok çok şükür yazdıklarınızda kısmen kendimi buldum. Bölümümüzü merak ettim açıkçası
 
öncelikle teşekkür ederim. az bulunan bir branş olduğu için kendimi deşifre etmemek adına burda yazmasam kusura bakmazsanız eğer :) inşallah hedefinize kolaylıkla ulaşırsınız :) bahsettiğiniz konular insan hayatında gerçekten cok etkili bir itici güç. ben yıllarca olumsuz şekilde çalıştırmışım. kpss evresinde bunlarla tanışmış olmanız ne şans.
 
Benim branşımda az bulunan bir branş o yüzden merak etmiştim. İnşallah bende yeterli puan alıp aranırdım. Siz toplam ne kadar süre çalışmıştınız sınav için
 
Benim branşımda az bulunan bir branş o yüzden merak etmiştim. İnşallah bende yeterli puan alıp aranırdım. Siz toplam ne kadar süre çalışmıştınız sınav için
3 kere sınava girdim ama yazdığım gibi 3. girişime nispeten daha iyi çalışabildim . diğerleri sınava girmek için girmekti diyebilirim. inşallah hak ettiğinizi alırsınız
 
Bu kadar cesaretli olmanıza hayran kaldım ki olması gereken de bu bence klasik ama bir kere geldiğimiz dünyada isteklerimiz için risk almamız gerektiğine inanıyorum. Umarım çok mutlu olursunuz ve diğer evliliğiniz istediğiniz gibi olur ♥
Çok araştırmış göründüğünüz için sormak istedim. Başımıza gelen şeyleri bizim seçtiğimiz kısmını ben de çok duyuyorum, peki istediğimiz şeyleri nasıl seçicez? Nasıl hayatımıza çekicez? Sadece hayal kurarak olmuyor sanki inanmak gerekiyor ama nasıl inandırıcam kendimi zor gibi
 
güçlü olmaktan başka bir seçeneğin kalmayana kadar , ne kadar güçlü olduğunu bilemezsin.
 
çok teşekkür ederim iyi dilekleriniz için..
evet aynen inanç gerekiyor ama bilinç düzeyinde değil tabiki. bu çok detaylı ve uzun bi konu aslında . bilinçaltımızı istediğimiz şeye inandırmak gerekiyor çekim yasasını çalıştırabilmek için. şunun gbi nasıl yarın sabah güneşin doğacağını biliyoruz ve bunun için bi acabamız yok rahatız bu konuyla ilgili, işte istediğimiz şeyin olacağına da bu şekilde bi rahatlıkla inanmamız gerekiyor.
şunu yapıyoruz duygu katarak (ki bu en önemli nokta) hayal kuruyoruz ve evrene Allah a artık neye inanıyorsanız ona havale ediyoruz. çok güzel bir örnek var bununla ilgili, nasıl bi cafeye gidip çay sipariş veriyoruz ve peşine düşmüyoruz o çayın ,yani nerde kaldı hadi gelsin olsun artık demiyoruz ya da acaba bana cay gelecek mi diye kaygılanmıyoruz.garsonun o çayı getireceğine eminiz. işte mantık bu.teslimiyet.

inanç problemimiz varsa da , bilinçaltını değiştirmek için çeşitli yöntemler var. kendinizin aşamadığı noktalarda yardım almanızı öneririm hatta alabiliyorsanız alın. bnm öyle bi imkanım olmadı çekirdek inanç değişimiyle ilgili. ama sorunlarını tespitte büyük bi adımdır. tespit ettim . mesela olay doğum öncesine kadar gidebiliyor. annem bni hiç istememiş hep düşürmeye çalışmış. kaç kere kürtaj için doktora gtmiş ama doktor bi çeşit oyalamış vs ve doğmuşum. ve hayatım boyunca hep istenmediğim tarzda olayları çekmişim kendime , örnek abimin her zaman ailede bnden daha çok ön planda olması, kuzenlerimin hiçbir eksiğim olmamasına rağmen benden daha cok sevilmesi, eşimin beni değil ailesini ön plana koyması vb.. bunları yasamışım cünkü bilinçaltı buna programlanmış, istenmeme sevilmeme. bilinçaltı iyi ve kötüyü ayırt edemez .bunu tecrübe etmiş ve bunu hayatına çekiyor.
uzun oldu biraz ama gene de yeterli bilgiler değil bunlar. önerebileceğim isimler var ama siteyi çok kullanmadığım için isim yazmak reklama girer belki bilmiyorum ama youtube da arastırırsanız çok kaliteli isimler var bunları anlatan zaten.

kitap olarak da nil gün ün özellikle çekim yasası uygulama kitabı var. aykut oğut var mike dooley eckart tolle ilk bunlar geldi aklıma.
 
çok güzel anlatmışsınız teşekkür ederim ♥ ben de çok okuyorum bu tür şeyler o kök çekirdek sorun da sanırım fark edilince kendi kendine düzeliyor çünkü okuduğum kaynaklarda ne yapılacağı bir türlü yazmıyor.
 
aslında kendi kendine düzelme çok da mümkün olmayabilir eger yerine yeni bir inanç koymazsak. eğer inancı tespit ettiysek , internete bilinçaltı temizleme yazın bn site adı vermeyeyim bi tane güzel bi kayıt bulmuştum onu yaparak teker teker her seferinde cocukluğumda yasadığım farklı anı gözümün önüne geldi ve onları değiştirdim.ya da çalıştım diyeyim :) buna destek olarak olumlama yapıyorum. inandığımın aksine hayaller kuruyorum .biliyorsunuz bilinçaltı bir anıyla bir hayali ayırt edemez eğerki hayalimizi duygu katarak yasarsak sanki öyle olmuş gibi yani türkçesi :) telkin dinleyebilirsiniz ayrıca. ve yazmak çok önemli iki açıdan önemli hem yazarken konu konuyu açıyor ve aslında dilinizden dökülenenin aksine neye inandığınızı gerçekte ne düşündüğünüzü tespit edebiliyorsunuz hem de hayallerimizi yazarsak eğer bunu somutlaştırmış oluyoruz ve gerçekleşme hızını arttırabiliyoruz. daha bir sürü teknik var aslında ne yapılacağı ile ilgili . internette ciddi arastırma yaparasanız bulabilirsiniz özellikle youtub çok faydalı bir mecra bu arastırmalar için.
 
Özel mesajdan atsanız olur mu o videoyu?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…