Güzel Dostlukların Anavatanı , İkinci Yuvamız "Erkek İnfertilitesi"nin Geyik Topiği!!

Uluslararasi ölçekte bir kadin arastirmasi yapan sosyolog, dünyanin çesitli ülkelerinde kadinlara bir soru sormus.Kocanizi baska bir kadinla yakalarsaniz ne yaparsiniz??? Soruya ülkelere göre verilen yanitlar ise söyle olmus: Isveçli
Neyimi begenmedigini sorarim.Rus : Evi terk ederim.Fransiz : Sesimi çikarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.Italyan : Kadini vururum.Ispanyol: Kocami vururum.Yunanli : Her ikisini de vururum.Türk : Benim kocam yapmaz
 
Soğuk ve karlı bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir işadamı ve sekreteri arabalarını terketmek zorunda kalırlar ve uzun bir yürüyüşten sonra üşümüş ve ıslanmış durumdayken bir kulube bulurlar.Kulubede bir yatak, bir uyku tulumu ve birsürü battaniye bulunmaktadır. Geceyi geçirmeye hazırlanırlar ve işadamı bir centilmen olarak, yatağı sekreterine verir. Ben yerde uyku tulumunda uyurum, der. Sekreter yatağa yatar, adam uyku tulumunun içine girerek fermuarı çeker. Bir süre sonra tam uyumak üzereyken, sekreterinin sesini duyar: - Efendim, ben çok üşüyorum. Adam fermuarı açar, uyku tulumundan çıkar, bir battaniye alı

p kadının üzerine örter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak üzereyken yine sekreterinin sesini duyar: - Efendim, ben hala çok üşüyorum. Adam yine fermuarı indirir, tulumdan çıkar, bir battaniye daha alıp kadının üstüne örter, uyku tulumuna girerek fermuarı çeker. Tam uykuya dalacağı sırada yine duyar: - Ben yine çoooook üşüyorum. Adam yattığı yerden: - Bir fikrim var, der. Burası ıssız bir yer. Neler olduğunu kimse göremez, istersen evliymişiz gibi davranabiliriz. Genç kadın kıkırdar: - Tamam, bana göre hava hoş. Adam yattığı yerden avazı çıktığı kadar bağırır: - Öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al
 
At yerde yatiyor, Temel basinda tufegi dogrultmus duruyor.
Tetigi cekmek uzere.. Ordan gecen Dursun kosarak geldi..

"Hayrola.. Niye vuruyorsun atini.. Ayagi mi kirildi?.."

"Ayagi falan kirik degil. Ben yatirdim onu, vurmak icin" dedi Temel..

"Yahu bu kadar guzel ata kiyilir mi?.. Sakat da degil ustelik" dedi Dursun..

"Sakat" dedi Temel.. "Kafadan sakat!.."

"Nasil yani" diye merakla sordu Dursun.. Anlatti Temel..

"Gecen gun atimla ormanda gezmeye cikmistim.. Bir ara yurumek icin indim.. Dolasirken ayagim islak cimlerde kaydi. Boylu boyunca dustum.. Bilegim fena halde burkulmus. Aninda sisti..
Atim dustugumu gorunce hizla bana dogru kosmaya basladi.."

"Ve gelip seni ezdi. Uzerine basti fena halde.." dedi Dursun..

"Yok canim" dedi Temel.. "Sabret dinle.."

"Atim beni kemerimden yakaladi.. Havaya kaldirdi.
Dort nala eve kadar agzinda tasidi.. Beni birakti, ayni hizla doktora haber vermeye gitti.."

"Ve sen bu harika ati vuruyorsun oyle mi, gerzek" dedi, Dursun..

"Patlama dedim ya" diye ofkelendi Temel..

"Gerzek olan ben degilim o.. Bu salak hayvan, doktor diye baytar cagirmamis mi?"
 
Ahmet sarayın hizmetkarlarından biri.. Yıllardır Kraliçeyi görür ve onun gögüslerine hayran olurmuş..

Artık bir saplantı halini almış Kraliçenin gögüslerine dokunmak.. Tüm cesaretini toplayıp harem ağasına açılmış..

- "Bana sultanın göğüslerini koklat. Ömur boyu biriktirdiğim bin altın senin" demiş.

Harem ağasının aklı yatmış bu karlı işe. Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyaci - büyücü karışımı bir kadın varmış. Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın o gün banyodan sonra giyeceği
korseye iyice sürmüş.

Sultan çıplak tenine korseyi takınca, losyon etkisini hemen göstermiş. Göğüsleri yangın yeri gibi yanmaya başlamiş. Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar.

Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek. Harem ağası ortaya çıkmış ve padişaha "Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir. Onun salyası, herşeye iyi geliyor. Tek care, Ahmed'in dili.

Kralicemizi ancak o kurtarır, eğer siz izin verirseniz" demiş. Padişah çaresiz çağırmış Ahmet'i hareme. Ahmet bir saate yakın sultanla yalnız kalıp muradına ermiş.

Ne var ki söz verdiği halde 1000 altını harem ağasına vermeye yanaşmamış. "Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider. Bunu göze
alamazsın. Hadi bakalım, çek arabanı" demiş, harem ağasına.

Çok kızmış harem ağası.. Öyle kızmış ki.. Ertesi gün aynı yakıcı losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş...
 
bugün iki topikte çok sessiz....
herkes nerelere gitti...
yetercim fıkralar için sağola.s.
 
Bir gün yaşlı Temel otobüse biner bir fahişenin yanı boştur.
Eteği kısa ve şeffaftır.

Temel ayakta durmaya dayanamaz ve kızım yanına oturabilirmiyim der.

kız "ben kız değilim kadınım!" der.

Temel oturur ve
"pardon gözlerim bozuk o kadar ayrınrılı gözükmüyo burdan" der.
 
:eek:lmaz: opuyorumnanaktan kaydirigubbakcemile5 mafoldumben kaydirigubbakcemile2 kaydirigubbakcemile :lepi: :lepi:
 
Dursun Kocabaşla çarşıya gidiyormuş. Temel'e rastlamış.Temel:
-Ha Uşağum pu eşşekle nereye cidiyorsun?
Dursun:
-Pueşşek teğil çi köpek.
-ula pen senle konuşmayrum kocabaşla konuşayrum.
 
6-0 biten Galatasaray Fenerbahçe maçından sonra galatasaray'lı arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bir cafe ye gider. Cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve :
-Naber Arif, der.
Bunun üzerine Arif delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır Arifin yanına yine
-naber Arif.
3. gün Arif cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine:
- Naber Arif.
Arif dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.
Yaşlı teyze :
- Olum ben Bülent len.
 
X