Günün Sözü ?

Farkındayım etrafımdaki bütün sahte insanların,
Istesem bir çırpıda silmesinide bilirim ama bunca sahteliklerin benim samimiyetime ihtiyacı var..

Hz Mevlana
 
İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir. Sana koku sürmese de, yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın.Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenince, ateş kıvılcımları seni yakmazsa da, kokusu seni rahatsız eder.Hadis-i Şerif
 
SEVGİ HAK EDENİN, UMUT SABREDENİN, ZAFER İNANANIN, MUTLULUK BEKLEYENİN, BUNLARIN TÜMÜ SİZİN VE SEVDİKLERİNİZİN OLSUN...
 
Birgün Mevlana'ya Hanımı sorar: "Bu kadar aşıksın Mevlaya, şükürler olsun bu aşkı yaşayıp, yaşatana... Peki bana ne kadar aşıksın?" Mevlana hanımına şöyle der; "Sen benim; Yaradan’dan ötürü yaradılanı sevişim, Bir adım gelene on adım gidişim, Ve herkesi olduğu gibi kabul edişimsin.. Sen benim; Bugünüme şükür, yarınıma dua edişim, Azla yetinişim, çoğa göz dikmeyişim, Ve kapanmayan avuç içimsin...
 
Aşk Mutluluktu. Temizlik ve saflıktı. Masum ve samimiydi. Değeri onu yaratan kadar büyüktü. Çünkü aşk sonsuz bir sevgiden geçiyordu. İlk insan olan Adem'in Havva'ya duyduğu zahiri aşk, aşkların ilki, yani başlangıcıydı. Bu güzelliği onlara ilk lütfeden Allah, zahiri aşklarını, dünyada yaşamalarını istedi. Böylelikle dünyaya gelen ilk aşk Adem ile Havva'nın zahiri aşkıdır. Aşkı yaratan, yaşanacak olayları biliyordu ve bunların hepsini elbette önceden planlamıştı.
 
Kadınlar gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar.
Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde ‘yetim-öksüz’ kalan çok olur:
Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler.. .
Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.
Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.
Sık sık boynunu büker ’sarıkız’.
O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.
Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.
Bir kadın gittiğinde…
Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci.. .

Bir anne gider…

Bir dost…

Bir arkadaş…

Bir sevgili…

Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.
Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.
Kapı eşiğindeki ‘Dikkat et…’ duyulmaz, annesi gitmiştir ‘geç kalma’nın.
Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında.
Ve bir kadın gittiğinde pek çok ‘yetim’ bırakmıştır arkasında.

Bekir Coşkun
 
Leyla baharın ilk papatyası
Kays(mecnun) doğan günün ilk şarkısı
Leyla günün okşadığı ilk çiçek
Kays ilk ışıklarda doğan gerçek
Leyla ilk yağmura oluşan su
Kays söken şafakların ilk kokusu
Leyla ilk yalnızlığı güzelliğin
Kays en yeni çığlığı sessizliğin
Leyla umut demeti dünyamızın
Kays yalnızlığı yalnızlığımızın
Leyla yaşatmanın tek toprağı
Kays susuzluklarımızın yanardağı
Leyla sevilmenin dinmez yüceliği
Kays sevmenin ölçüsüz kesinliği
Leyla son durağı inanılmanın
Kays tek şaşmaz varışı inanmanın
Leyla eksiklerimizin kesiksiz arınışı
Kays yanlışlarımızın bitmez yıkanışı
Leyla düzlüklere bakışı dorukların
Kays tek başedilmezi korkuların

Leyla gözünü sevinçlere açınca
İlkin Kays'ı görmüştü karşısında
Kays yüreğini sarsan sevinçleri
Leyla'nın bakışlarından öğrenmişti
Oynadıkları aynı bahçelerde
Uyudukları aynı gecelerde
Yürüdükleri aynı sevinçlerde
Kurdukları aynı serüvenlerde
Birbirine çarpan çocuk yüreklerinde
Birbirini söyleyen çocuk türkülerinde
Leyla sevgi adına Kays'ı buldu
Onun çocuk varlığının ilk rüzgârları oldu

Kays ilk coşkusuydu Leyla'sının
Leyla'dan öte sevinci yoktu Kays'ın
Okudukları aynı kitaplarda
Öğrendikleri aynı satırlarda
Sevindikleri aynı tutkularda
Yaşadıkları aynı kuşkularda
Yalnızca birbirlerini bildiler
Yalnızca birbirlerini söylediler

Bir sevinç yokluğun buzdağına çarpmasa
Bir duyuş bir durgunlukta dönüşsüz bozulmasa
Yalnızlık yalnız olmaya bizi inandırmasa
Kuş gökten gök maviden yorulmasa
Her umudun karşısına bir bitmişlik çıkmasa
Onu çocuk uykusunda pençesiyle boğmasa
Bir sabah tutkusuna ışıksız varılmasa
Korkularda bir ölmezlik tadı var sanılmasa
Fulya gibi güzellense ilkyaza
Umut gibi yüceliğe uzansa
Tutkuların kanına işleyen bir gül olsa
Bütün bir yaz özleminin duygusunu anlatsa
Boy verse buğday gibi eskimeyen yazlara
Gün gelince onurla bitmişliğe sararsa
Yaban lalesinin yoğun kırmızısıyla
Başak yüklü ovaların beyazlığına uçsa
O zaman her güne bir güneş doğacaktır
Her gece ayrı bir ayla ışıyacaktır
Her Kays bir Leyla'nın tutkusu olacaktır
Her Leyla sevgisine ölümsüz kalacaktır

Bir sevinci yalnızlıktan sordular
Uçtuğu gün kanadından vurdular
Umdular ki bitimsiz denizlerde
Kolay kaptan olunur her gemiye
Sandılar ki sevgi çabuk değişir
Esmeyi bilen dinmeyi de bilir
Sandılar ki sevmek de inanmak da
Dayanamaz bitimsiz olmaya
Sandılar ki sonludur her yüce

Sevgide umut yoktur yüceliğe
Bir denizi çoğaltan sudan bile
Gün gelir damla kalmaz geriye
Sandılar ki yalnızlıktır sevmek
Umutsuzu umut diye beklemek
Leyla'nın sevincini çok gördüler
Sevgi denen çabuk ölür dediler
Bir sevgiye umutsuzluk ektiler
Ona tuzak kurdular ağ gerdiler
Leyla'nın sevincini görünce annesi
Onu okuldan alıp eve kilitledi

(Leyla'nın annesine söyledikleri)

Sevgi bir sonsuz denizdir mavisinde
Umudumu taşıyor sen taşımaz desen de
Beni hiç tanımadığım ülkelere çekiyor
Gezdirip duyarlığımı inanç denizlerinde
Ben göklerimi dolduran Kays'a güneş demişim
Beni ayrı bir güneş çizgisinde gösterme
Korkular gibi girme dinmeyen sevincime
Direnen inancıma karanlıklar giydirme
Sevgi bir sonsuz denizdir yüreğimde
Umudumu taşıyor sen taşımaz desen de

(Annesinin Leyla'ya söyledikleri)

Sevgi boş bir denizdir yıllarca gitsen de
Bir kıyıya ulaşmayı yaşatmayacak sende
Her gün bir başka dalgadan bir başka dalgaya
Aralıksız koşacaksın umutsuzluk içinde
Sevgi seni sonsuzun acısıyla vuracak
Dağların başeğecek karlı tepelerine
Sevgi hiç varılmamış bir masal ülkesidir
Dünyada ilk günden beri geçit vermez kimseye
Sevgi ormanlardan geçen yorgun uzun yollardır
Kendini yok eder de vardırmaz hiçbir yere


(Leyla'nın annesine söyledikleri)

Ey denizlerce dağlarca inandığım sevgi
Uğrunda bir sevinip bir yandığım sevgi
Hava gibi soluduğum su gibi içtiğim
Dünyada onsuz olunmaz sandığım sevgi
Aldannak bile deseler karşılık beklemeden
İnsan düşlere aldanır gibi aldandığım sevgi
Kaynağından daha bir yudum içmeden
Bütün bir susuzluğa kandığım sevgi
İlk yağmurlar gibi yağarken topraklara
Bir sonsuzu anar gibi andığım sevgi

(Annesinin Leyla'ya söyledikleri)

Her yanışta kül kalır her sevinçten
Deniz bilmez teknelerle geçilmez bu denizden
Bir eksilmez tutku gibi düşünme sevgiyi
Bir yıkım biçeceksin ektiğin her sevinçten
Kurgulardır yüceltir eksiksizde avutur
Sevgi bir mum ışığıdır geçmek için geceden
Sevgi bir ilkyaz tadıdır bir dorukta başlayıp
Değişen yamaçlarda sıcak yazlarla biten
Sevgi bir umutsuzluk ülkesidir geçilmez
Yokluğa karışırsın direnir de geçersen

Dünyamız mutluluğunu tasarlar
Mutlulukta bilen bir sevgi var
İnanç bir sevginin toprağında
Kıştan başlar uzanır ilkyazlara
Korku sevgiyi anlamaz içinde
Korku yıkım nedenidir zaman geçitlerinde
Sevgi ancak yücede çiçeklenir
Her sevgi bir tanrılaşma biçimidir
Eksiğin yanlışın dünyası yok sevgide
Sevgisizlik geçittir ölüme
Kays gördü ki sevgisini anladılar
Leyla'sını okuldan aldılar
Kapadı kitabını defterini
Adına Mecnun dedi çöle vurdu kendini
İnsana küstü çöle koştu

Çöllerin yalnızlığına erişti
Maviye anlattı buluta söyledi
Güneşle konuştu rüzgârı dinledi
Acıyı konuk etti sevgisine
Sevgiyi yasakladı kenisine

Sevgi bu bit deyince biter mi
Sevgi kuş mu git deyince gider mi
Sonsuza inançlıdır sevgi denen
Geriye kalandır her bitenden
Her yanlışın toprağıdır çürütmeye
Her eksiğin dünyasıdır değişmeye
Her doğrunun inancıdır yaşatmaya
Her yücenin amacıdır yaratmaya
Her güzelin biçimidir korumaya
Her çirkinin ölümüdür yok etmeye
İyiliğin sonsuzluk ülkesidir
Kötülüğün bitmişlik şarkısıdır
Yokluğa yaratılan ilk evrendir
Bir iyiye sonsuzda değişendir
Duygusudur bakışıdır varolmanın
Direnişinde adıdır çağların
Dağılmış bölünmüştür uzaylara
Bakarsın kazınmış topraklara
Bakarsın biçimlenmiş kayalara
Bir bakarsın rüzgâr olmuş dağlara

Bakarsın bir tutkuya eklenmiş
Bir bakarsın sonsuza yüreklenmiş
Bir bakarsın uzakta bir ovadır
İlkyaza umutlarla doğmadadır
Bir buluttur görürsün ki dorukta
Yağmurlardır bitmeyen sonsuzlukta
Beklenen dost sesidir yalnızlıkta
Engeldir her bozgunda kaçışlara
Bakarsın bir tutkuda söylenir
Bir bakarsın bir masalda seslenir
Bir bakarsın sevgi bir kavgadır
Bir inançta ölümü vurmadadır



 
Son düzenleme:
Şimdi bir başkasına anlatırken acıyorsa için,
ve derin bir kesikten ibaretse titreyen sesin..
aşk'tı o..
bilesin..



''İyi geceler canım” derdin.
Gecenin iyiliğinden çok,
Canın olma düşüncesi yeşerir dururdu içimde…​




birini düşünmenin en güzel yanı,
onun da sizi düşünüyor olma ihtimaliyle,
kalbinizin çarpması ve uykunuzun kaçmasıdır...
 
Serüvene koşmak için trenler bekliyorsan,
Güneşi yakalayip gözlerine yerleştirmek için, beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan,
Yarına inanmak için günbatımına,
Iyi kalpli görünmek için zayıflığa,
Ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa;

Demek ki,

Hiçbir sey anlamadın.

''Jacques BREL''
 
Karşı koyduğumuz şeylerin ısrarla olmasının nedeni, bir şeye direndiğimiz zaman; "Hayır ben bunu istemiyorum; çünkü şimdi hissettiklerimi hissetmeme neden oluyor" dersiniz. Böylece, gerçekten güçlü bir; "Bu histen hakikaten hiç hoşlanmıyorum" duygusu ortaya koymuş oluyorsunuz ve o da size doğru koşarak geliyor.

Bob DOYLE
 
“Zamanı ayarla sen, hayallerimizi ayaz vurmadan,
Meydan okurcasına zamana ve yardım istercesine zamandan.
Kalite sevginin kıvançlandığı aynada, göz temasının ışıltısından,
Bin akça sevinç yayılsın tüm bedene anlar ötesi mekânlardan.
Ve gönül tarlamı belle, cansı dirilişler öncesi baharlardan.”

EDİP YÖRÜKOĞLU
 
Her zaman yapılan yanlış nedir, bilir misin?
Yaşamın değişmez olduğunu sanmak,
Trenin ray değiştirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmektir.
Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir.

Susanna Tamaro
 
Back