• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Gülse Birsel'den hükümete 'kızlı erkekli' eleştiri: Bir rock star olarak Başbakan

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.873
40.718
698
[h=1][/h]Ünlü senarist, oyuncu ve yazar Gülse Birsel'den Erdoğan'ın 'kızlı erkekli' çıkışını köşesinden eleştirdi. İşte Birsel'in çarpıcı yazısı.
Hoppala bayram, bu öğrenci evi konusu nereden çıktı şimdi? Herkes birbirine bunu
soruyor. Hülya Avşar yapardı böyle ani çıkışlar. “Türkiye’de jön yok”, “Erkek adam
aldatır” filan diye, hop ortaya bir kıtır atardı, herkes üzerine atlar, bir hafta konuşulur,
gündemde kalırdı. Diyeceksiniz ki, Avşar sanatçı, şov insanı. İşinin, imajının bir parçası
olabilir. Başbakan niye yapsın?

Erdoğan’ın bazı mitingleri rock konserlerini hatırlatır bana. AK Parti’nin
performansından bağımsız, ona delicesine hayran insanlar görürüm. Rock konserine
gelmiş gibi, ağlayan, bağıran, üstünü başını yırtan, heyecandan fenalık geçiren. “Öl de
ölelim” diye slogan atan...

Rock star dediğin, malumunuz, Türk sanat musikisi solisti gibi sakin, ölçülü, mutedil
olmaz.

Sivridir. Başına buyruktur, asidir. Büyük ve ani çıkışları olur. İngilizce ‘controversial’
tabir ettiğimiz, tartışma yaratan, aykırı laflar eder. Kendi hayranlarını ayrı ve özel bir
grup olarak tanımlar, diğerlerinden ayırır ve coşturur.

Mick Jagger da böyledir, Jim Morrison da, Madonna da. Ve mesela, bu verdiğim
örneklerin ortak yanları, kural tanımaz, egosu büyük, kafası ve dili cinsellikle biraz
fazla meşgul insanlar olmalarıdır!

Çünkü rock star dikkat çekmeyi sever. Rock star gürültü çıkarır, iyi-kötü kendinden
bahsettirir. Tepki toplayacak şeyler yapar. Bazen karakteri öyle olduğu için, bazen
hayranlarını daha çok hayran, gıcık olanları daha gıcık etmek için!

Rock star bir cümle patlatır, bir hareket yapar ve ortalığı karıştırır! Tepki alma
pahasına, safları sıklaştırmak, hayranlarının onda sevdiği özelliği daha da
keskinleştirmek, hayran kitlesini kemikleştirmek, iyice coşturmak için.
Özellikle yeni albüm çıkmadan önce!

Belki Başbakan’ın da kendi hayran kitlesiyle buna benzer bir ilişkisi vardır, sebep
budur, kimbilir…

Problem ne bi anlatsanıza?
Başbakan çok net şöyle dedi: “Kişilerin özel müstakil evlerinde, bir farklı kız, bir farklı
erkek aynı evde kalması nasıl doğru olabilir? Siz kızınıza, oğlunuza böyle bir şeyi
hoşgörüyle karşılayabilir misiniz?” Sonra Hüseyin Çelik, “Bu konu özel evler değil,
vergi ödemeyen, denetlenemeyen, saatlik kiralanan apart’larla ilgili bir sorundur” dedi.
Ardından İçişleri Bakanı Güler, “Sorun, terör örgütleri ve cinsiyet ayırımı yapılmaksızın,
kızlı-erkekli barındırılan evlerde, gençlere şiddete yönelik eğitimler, hatta silah ve
bomba hazırlama eğitimleri bile verilmesidir” dedi. Şimdi… Problem apartların vergisi
mi? Fuhuş mu? Terör mü? Kızlı-erkekli kalmaları mı? Hepsi birden mi? Konu vergi
vermeyen apartsa, maliye baksın. Fuhuşsa, ne gerekiyorsa yapılsın. Konu terörse de,
emniyet güçleri çözsün. Terör örgütleri kızlı-erkekli aynı evde eğitim vermese; erkek
erkeğe, kız kıza hücre evleri tercih etse, problem küçülecek mi? Hani kızlar, ayrı bir
evde, kendi aralarında, ev ekonomisi, fazla yünlerden halı örme, ‘kaçmış naylon
çoraplar ve kullanılmayan şişelerden bütçeyi sarsmayan molotof yapımı’yla filanla
uğraşsalar, “Terör sorunu değil ama en azından ahlaksızlık bitti, bu da bir şey” diye
teselli mi bulacağız? Hey Allahım yav.

Siz kime ahlak dışı diyorsunuz arkadaş?
‘Kızlı-erkekli’ tartışmasının, aslında ‘tartışılacak’ bir yanı yok. Hukuka, demokrasiye,
anayasaya, özgürlüğe, hiçbirine sığmıyor. Erişkin insanların evde nasıl bir hayat
sürdüklerinin “ihbar, denetim, yasal düzenleme” gibi laflarla aynı cümle içinde
kullanılması bile endişe vericidir, kabul edilemez. Onu geçtik zaten.

Yalnız, bir ayıp da “Bu özel hayata müdahaledir ve yanlıştır” diyenlerin bile bazısının,
tuhaf bir mahalle baskısı ve korku içinde “Yani ben kendi çocuğum için asla istemem,
Türkiye’de aşağı yukarı hiçbir aile de böyle bir şeyi kabul etmez, ahlak kurallarımıza,
değerlerimize aykırı tabii ama…” filan diye söze namus kumkuması olarak devam
etmesi.

Benim kız-erkek öğrenciler olarak aynı evde yaşayan arkadaşlarım oldu. Hem
yurtdışında, hem burada. Evlerine misafir de gittim. Kimse birbirine tecavüz filan
etmiyordu! Hatta sevgili olan da pek yoktu. Genellikle çocukluk arkadaşları, kankalar,
liseden sınıf arkadaşları, yakın dost ailelerin çocukları, iki kız öğrenci ve birinin abisi,
yeğeni, filan tarzı gruplardı. Bazıları da önceden tanışmayıp, okulda kaynaşıp, bir süre
sonra arkadaş grubu olarak eve çıkmıştı. Kriter cinsiyet değil, öncelikle bütçe, temizlik
ve düzen anlayışı, anlaşmak, aynı bölümde okuyup birbirine ders notu verebilmek
olmuştu. Ailelerin haberi de vardı, çocuklarına güveni de.
 
Back