Meme gelişmesinin ilk dış belirtisi 10–11 yaşları sırasında başlar. Bazen 14 yaşına kadar gecikebilir. Yumurtalıklar östrojen hormonu salgılamaya başlar ve bu bağ dokuntusunda yağ birikmesine neden olarak memelerin büyümesini sağlar. Kanal sistemi de gelişmeye başlar fakat bu sadece kanalların sonunda hücresel toplantılar yapacak kadardır. Bilindiği kadarı ile süt üretme ve salgılama mekanizması hamileliğe kadar gelişmemektedir. Memelerin puberteden birkaç yıl sonra tam büyümüş görülmesine rağmen gelişmeleri biyolojik fonksiyonlarını yerine getirinceye kadar tam olarak tamamlanmaz. Bu fonksiyonlar da hamilelik, doğum ve emzirmedir. Ancak bundan sonra memeler değişikliklere uğrarlar. Genç bir kız ergenliğe eriştiği zaman yumurtlama ve adet görmeye başlar ve memeler süt kanallarının sonunda hakiki süt ifraz eden bezlerin gelişimi ile olgunlaşmaya başlar. Başlangıçta bu bezler çok az gelişmiş olup sadece bir veya iki tabaka bazal membran(temel zar) ile kaplanmıştır. Bu zar ve bezlerdeki hücrelerden başka bu aralıkta myo-epitel hücreleri denilen ve hamilelik olup süt yapımı başlayınca sütü dışarı sıkan hücreler de vardır. Daha büyüme ile bezlerdeki loblar birbirinden kuvvetli bağ dokusu ve yağ birikimleri ile ayrılırlar. Bu doku kolaylıkla esneyebilir ve bu özellik doğal büyüme formülünü ortaya çıkarır. Gebelik sırasında normal olarak süt bezlerinin şişmesi ve büyümesi memelerin büyümesini sağlar. Hamile kalındıktan sonra süt kanalları belirgin olarak büyür ve çok daha fazla süt bezleri ve lobüller oluşur. Bu da bebeğe gıda temininde rollerini tamamlamak amacı ile gelişirken memelerin boyutlarının büyümesine sebep olur.
Memelerin yaşlanması
İnsanlar yaşlandıkça memeler sarkma ve düzleşme temayülü gösterirler. Daha büyük memeler daha fazla sarkar. Menepozla birlikte bütün dokulara olduğu gibi estrojen hormonu uyarısının meme dokusuna da azalması memede süt bezi dokusunun azalmasına neden olur. Böylece memeler erken evrelerdeki doluluklarını kaybederler. Buna karşı olarak muntazam egzersiz yapmak insanların yaşlanma sürecini yavaşlatarak koruyabilir. Memedeki bağ dokusunun büyük bölümü KOLLAJEN denilen ve sağlıklı olmak için ESTROJEN gereksinim duyan bir proteinden yapılmıştır. ESTROJEN olmayınca bu KOLLAJEN kurur ve elastikliğini kaybeder. Kollejenin şekil ve esnekliğinin bir defa kaybedildikten sonra yeniden normal durumuna dönmesinin kabil olmadığına inanılmaktadı
Ayrıca en çok östrojen içeren şeyler NAR NAR ÇEKİRDEĞİ,KAKAO ÇEKİRDEĞİ,CİVAN PERÇEMİ,ANASON,ADAÇAYI,ÜZÜM,ÜZÜMÜN ÇEKİRDEĞİ (YANİ KÜÇ),MAYDANOZ,SOYA FASÜLYESİNDE AYRICA DOĞAL ÖSTROJEN VARMIŞ...