Ankara'nın gizemli kavşağı
Ankara'da devasa bir robotun kim bilir hangi ruh haliyle heykel olsun diye, kent için bir görsel, bir farkındalık, bir acayiplik, bir değişiklik olsun diye dikildiği bir kavşak varmış. (Bu değişik sözünü özlenen dizi Behzat Ç.'deki Hayalet tonlamasıyla düşünüp okuyoruz.)
Ankaralılar dev robotu gördüklerinde biraz şaşırmışlar. Ama hakikaten biraz şaşırmışlar. Çünkü bu halk, sıra dev robotlara gelene kadar öyle ilginç şeyler görmüş ki (buna söz konusu şehre giriş kapıları da dahil) dev robotu görünce
yani tamam bu da ilginç bi şey ama sonuçta miyonlarca yıldır bu şehri yönetsin diye Melih Gökçek'i seçip duruyoruz, bu kadar da ilginç olamaz demişler. Yine içlerinden bazıları o kavşağa bir mim koymuş. İçlerine mi doğmuş artık ne olmuş bilemiyorum.
Gel zaman git zaman o dev robot ezici ve ezmekten beter komik haliyle geleni geçeni rahatsız etmeye başlamış. İnsanların psikolojisinde "kıtlama şekerin başına gelenler sendromu" yaratmış. Her geçişte biraz daha kıtlanmış sanki sinirleri. Ufaktan sesler yükselmiş ve sonunda bir de bakmışlar ki, robot yok! Gitmiş koskoca robot. Muhtemeldir ki kadimler ötesi Başkan,
siz ne anlarsınız benim içine tükürmekten imtina etmediğim sanattan, diyerek heykeli anlaşılabileceği zamanlara saklamak üzere kaldırmış.
Mış da mış.. tam burada masal bitip Ankaralılar bi rahat edecekken, bir de bakmışlar ki aynı kavşakta bu sefer devasa bir dinozor kendilerine tepeden tepeden bakıyor!
A aa tamam demişler, y
ok canım ne tamamı nooluyo orda demişler ve sonunda Başkan'ın nostalji yapmaya karar verdiğini düşünüp biraz rahatlamışlar.
Özledi herhalde o ilk çocukluğunu falan demişler.
Yani o zamanlardan bu zamanlara dinolar kalmadı ama bi Başkan kaldı, naapsın adam şimdi demişler.
Yalnız yine içlerinden bazıları durumdan kuşkulanmaya devam etmişler.
Doğrudur biz alışkınız acayipliklere ama bunda başka bir iş var sanki diye düşünmüşler.
Neden bu kavşak diye akıllarına takılmaya başlamış sonunda. Şimdi bunu çözmeye çalışıyorlarmış. Kafalarında bi takım sorular varmış.
Bu aslında nelerin kavşağı diyorlarmış.
Yani burada yollar değil de evrenler mi kesişiyor diyorlarmış.
Zamanlar arasında birleşmeler, kavuşmalar mı oluyor bu kavşakta aman tanrım diyorlarmış.
Acaba bu kavşak Dinolar çağı ile devasa robotların şehirleri ele geçireceği gelecek çağların buluşma noktası mıdır diyorlarmış.
Desinler bakalım. Sonuçta şurada bi masal anlatmaya çalışıyorum, öyle her şeyi bilemem. Biz çıkalım kerevetine der bitiririm ne olacak. Tepelerine düşen elmaları Ankaralılar düşünsün. Daha bunun Jetgiller dönemi sanat anlayışı falan var, tepelerine neyin heykel diye dikileceği hiç belli olmaz, sonuçta Başkan, zamanlar ötesi Başkan, hep Başkan.