• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Gezi Parkı eyleminin sonuçları ;

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
oeit.jpg



"Sanat, hayatımızı diri tutan, bizi acılarımızdan arındıran, soluk almamızı sağlayan nefes borumuzdur. Bu ülkenin toplumsal değerlerine, acılarına her zaman yakın durmuş, sorunlarını gözlemlemiş, bu çabaları sayesinde toplumca ödüllendirilmiş veya bu uğurda acılar çekmiş sanatçılar olarak diyoruz ki:


Ortada yine bir öfke ve nefret kokusu var. Sanatı ve sanatçıyı değersizleştirme, hedef gösterme, itibarsızlaştırma, suçlama, baskı altına alma girişimleri olanca hızıyla sürüp gidiyor. 'Ayaklar baş oldu' sözünü sakınmadan söyleyen dil, topluma nefret tohumları ekiyor. 'Siz ve biz' söylemi, toplumsal kutuplaşmayı keskinleştiriyor.

Biz aşağıda imzası olanlar toplumda yeni mağduriyetler yaşanmaması için nefret dilinin sona ermesini, sanatçıların ve sanat eserlerinin hedef gösterilmemesini ve toplum üzerindeki baskıların kaldırılmasını istiyoruz."




 
Bundan sonra istenmesi gereken tek bir şey var.
Dokunulmazlıkların kaldırılması.Her gelen ardına sığınıyor.
Kanunda öncelikle değişmesi gerekeni görmezden geliyorlar.Şu anda yapsalar meclisin yarıdan fazlası mahkemelik.İşlerine gelmez.

Hangi parti,hangi düşünceden olursanız olun buna karşı gelecek olmasın diyecek bir kişi çıkacağını sanmıyorum.(meclis hariç)
 
$develioglu.jpg

Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu, Taksim Gezi Parkı olaylarında altı aylık bebeğiyle birlikte göstericilerin saldırısına uğrayan ve darp edilen 25 yaşındaki gelini Z.D.’nin yaşadığı travmayı anlattı.

Dün Habertürk televizyonuna konuk olan Develioğlu, gelininin yaşadığı elim olayı konuşmak bile istemediğini dile getirerek, “Altı aylık çocuğun anne sütüne ihtiyacı vardır değil mi? Annesini emmesi gerekir değil mi? Ama benim çocuğum, gelinim çocuğunu emziremiyor. Büyük travma yaşıyor. Kendisi de bu konuyu konuşmak istemiyor. Biz evde bu konuyu konuşmuyoruz. Psikolojik destek alıyor. Ama ben şuna üzülüyorum. Bu olayın toptancı bir yaklaşımla savunulmasına, müdafaa edilmesine üzülüyorum.” ifadelerini kullandı.

Konuyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını ve bu işin peşini bırakmayacağını belirten Osman Develioğlu, olayı gören ya da olaya bizzat karışanların arasından vicdan sahibi birilerinin çıkacağına inandığını kaydetti. Olayı görenlerden savcılığa ifade vermelerini isteyen Develioğlu, şöyle devam etti: “Helal süt emmiş birileri elbette olacak. Diyecekler ki ‘Bizim de çoluğumuza çocuğumuza böyle bir şey yapılabilir’ noktasında birilerinin çıkacağına inanıyorum. Bundan rahatsız olan izan sahibi, insaf sahibi, vicdan sahibi mutlaka o ekibin, grubun içinde birileri vardır. Bu birileri mutlaka bu konuda bir şeyler söyleyecektir. Kendini insan olarak gören birileri mutlaka olmalı. Yoksa insanların diğer insanlara olan inancı kaybolur. Bu işin faili meçhul olarak kalmayacağına inanıyorum.”

Bir baba olarak gelininin başına gelenlerden dolayı içinin titrediğini dile getiren Osman Develioğlu, “Ben ilk defa televizyona çıkıyorum. Bugün de içimdeki duyguları bastırarak konuşuyorum. Çocuğum basında çıkan haberleri okuduğundan dolayı da çok üzgün. Bunu yaşamak hakikaten zor bir şey. O anı yaşamak lazım. Hadisenin dışında olup yorum yapmamak lazım. Hani kamera diyenler var. İstanbul’un her yerinde kamera mı var? Baba olarak içim titriyor. Böyle bir şey kabul edilemez. Şu anda anlatırken bile içim titriyor.” diye konuştu.

Kim olursa olsun hiçbir insana zarar verilmemesi gerektiğini vurgulayan Bahçelievler Belediye Başkanı, “İnsana zarar verilmemeli. İnsanın eşi emsali yok. Kim olursa olsun. Bu olaylarda beş tane can kaybedildi. Ben onlar için de üzülüyorum. Olmamalıydı bunlar.” şeklinde duygularını dile getirdi. İSTANBUL ZAMAN
 
bazı arkadaşlar hatırlar direnişin ilk 5-6 günü kardeşim de eylemlere katılmştı hatta elinden yaralanmıştı..o akşam ondan haber alamamıştık ve endişlerimi burada bir çok arkadaşım paylaşmıştı benimle..bugün izne ayrılmış ve memleketimize geldi..biraz direnişten konuştuk..görmediğimiz duymadığımız o kadar çok şey var ki o anlattı ben şoka girdim..kardeşim yasadışı bir grup üyesi değil,terörist değil,bir parti mensubu değil,hükümeti yıkmak gibi bir amacı yok,darbe taraftarı değil,polise taş atmış bilmem ne atmış biri değil sadece özgürlüklerimize yaşantımıza artık çok müdahil olmayın,ağaçlarımıza doğamıza dokunmayın diyen 27 yaşında işinde gücünde olan pırıl pırıl bir genç adam..ama o 6 gün yaşadıklarını,yaşatılanları burada anlatmsam yine polisi kötülüyorsunuz,propaganda yapıyorsunuz,dış güçlerin oyununa gelmeseydi,onlar vatan haini zaten gibi garip laflar edilecek..o yüzden sadece yaşadığım şoku sizlerle paylaşıyorum..buradan takip etmekle alanlarda olmak çok farklıymış bunu bugün duyduklarımdan sonra çok daha net anladım..

iyi günler arkadaşlar..
 
''Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız."[/QUO

Konuyla ilgili twitter a bakıyorum da bir grup vatan haini ilan etmiş insanları yazık vallla

Üzücü gerçekten.Bu millet tepeden inen ve kendilerine hazır sunulan Cumhuriyet nimetinin ne olduğunu anlayamadı,kaybetmeden de anlamayacak gibi görünüyor.Avrupa ülkeleri 100-150 yıl öncesi aşmışken biz daha emeklemeye başladık.
Vatan haini bu ülkeyi satanlardır.Twitter yok benim.Kim olduklarını bilmiyorum.Ama içlerinde askerlik yapan bu vatan toprağını koruyanlarda vardır.
Vatan toprağını korumaktan aciz (askerlik yapmamış çürük raporu almış) sadece satmayı bilirler.Ve derlerki babanın malımı satarım sana ne.İşte vatan hainleri.
 
şu develioğlunada hiççç inanmıyorum:27:
kocası geldiğinde arabada sormuş karısına'' ne oldu diye'' kadında eşinin başı derde girmesin diye hemen söylememiş

yahu hani bu kadının üzerine işemişlerdi
o kadar insan işemişte ne kadar çabuk kurumuş üstü başı
kocasının burnu koku almıyormu ki sidik kokmamış

neyse bu kadar yeter....
 
Biz bir insan öldüğünde, şiddet gördüğünde ilk önce etnik kökenine, mezhebine bakmadığımız zaman, bir kadın şiddete, tacize mağdur kaldığında başörtülü yada örtüsüz diye nitelendirmeyi bıraktığımız zaman ancak bir bütün olabileceğiz, gelişeceğiz
 
Biz bir insan öldüğünde, şiddet gördüğünde ilk önce etnik kökenine, mezhebine bakmadığımız zaman, bir kadın şiddete, tacize mağdur kaldığında başörtülü yada örtüsüz diye nitelendirmeyi bıraktığımız zaman ancak bir bütün olabileceğiz, gelişeceğiz


Kısaca ''İNSAN'' olduğumuzda yani.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back