Yaşamak için her gün vücudumuzdan dışarı atmamız gereken; dışkı,
idrar, ter ve sümük gibi maddeler vardır. Saçımızı ve tırnaklarımızı
da belli aralıklarla kesmemiz lazımdır. Boşaltım ve salgılama
yapmaksızın bir gün bile yaşamamız mümkün değildir. Yukarıda sayılan
maddelerin tümünde ortak bir özellik olduğunu belki fark
etmişsinizdir: Vücudun dışına çıktıklarında hepsi birer atıktır.
İçerideyken onların kirli olduğunu düşünmeyiz ama, vücudumuzu terk
ettikleri andan itibaren bize artık temiz görünmezler.
Ancak, dışarıya attığımız bir madde vardır ki, bizde hiçbir zaman
Tiksinti uyandırmaz: Gözyaşı.
Gözyaşı da bedensel bir atıktır ama, kimse ona diğer atıklara baktığı
gibi iğrenerek bakmaz. Hipokrat gözyaşını bir atıktan çok, beyinden
gelen bir beden sıvısı olarak görmektedir.
İnsanlar duygulandıkları zaman genellikle ağlarlar. Güçlü duygular
gözümüzden yaş getirir ancak, fizyolojik olarak bu genlerin ortaya
çıkardığı bir durumdur ve zihnimizin genlerimizi nasıl etkilediğinin
göstergesidir.
Ağlayacak kadar heyecan duymak güzel bir şeydir. Üzüldüğümüz zaman
ise, güzelce ağlamak bizi rahatlatıp kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar.
Kendimizi iyi hissetmemiz, iyi genlerimizin harekete geçtiğinin
işaretidir.
Birçok yaşlı insan, derin duygulanmaların uzun yaşamın anahtarlarından
biri olduğunu belirtir. Aynı şey, yaşlarını göstermeyen insanlar için
de geçerlidir.
Uzun ve dolu dolu bir ömür sürebilmek için; sizde kalbinizin
derinliklerinden gelen içten duygular uyandıran işlerin ve ilişkilerin
peşinden gitmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Genetik Zekâ-Yaşamın İlahi Sırları / Dr. Kazuo Murakami
:smiley-cool:
idrar, ter ve sümük gibi maddeler vardır. Saçımızı ve tırnaklarımızı
da belli aralıklarla kesmemiz lazımdır. Boşaltım ve salgılama
yapmaksızın bir gün bile yaşamamız mümkün değildir. Yukarıda sayılan
maddelerin tümünde ortak bir özellik olduğunu belki fark
etmişsinizdir: Vücudun dışına çıktıklarında hepsi birer atıktır.
İçerideyken onların kirli olduğunu düşünmeyiz ama, vücudumuzu terk
ettikleri andan itibaren bize artık temiz görünmezler.
Ancak, dışarıya attığımız bir madde vardır ki, bizde hiçbir zaman
Tiksinti uyandırmaz: Gözyaşı.
Gözyaşı da bedensel bir atıktır ama, kimse ona diğer atıklara baktığı
gibi iğrenerek bakmaz. Hipokrat gözyaşını bir atıktan çok, beyinden
gelen bir beden sıvısı olarak görmektedir.
İnsanlar duygulandıkları zaman genellikle ağlarlar. Güçlü duygular
gözümüzden yaş getirir ancak, fizyolojik olarak bu genlerin ortaya
çıkardığı bir durumdur ve zihnimizin genlerimizi nasıl etkilediğinin
göstergesidir.
Ağlayacak kadar heyecan duymak güzel bir şeydir. Üzüldüğümüz zaman
ise, güzelce ağlamak bizi rahatlatıp kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar.
Kendimizi iyi hissetmemiz, iyi genlerimizin harekete geçtiğinin
işaretidir.
Birçok yaşlı insan, derin duygulanmaların uzun yaşamın anahtarlarından
biri olduğunu belirtir. Aynı şey, yaşlarını göstermeyen insanlar için
de geçerlidir.
Uzun ve dolu dolu bir ömür sürebilmek için; sizde kalbinizin
derinliklerinden gelen içten duygular uyandıran işlerin ve ilişkilerin
peşinden gitmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Genetik Zekâ-Yaşamın İlahi Sırları / Dr. Kazuo Murakami
:smiley-cool: