- 20 Haziran 2024
- 846
- 872
- 48
- Konu Sahibi mahmut abi
- #1
(güncelleme sayfa 3te) Emekliyiz. Yazlık bir ilçeye yeni taşındık. Eşim 1 aydır ailesinin yanında kalıyor, ben yalnızım. Akşamları evime 25-30 dakika mesafede sakin bir koya yürüyorum denize girip dönüyorum. koya bir aile geliyor, bazen de tek tük insan. Son bir haftadır orada bir İngiliz kadın görüyorum, 60lı yaşlarında. Ben hava kararmaya yakın eve dönüyorum, o saatte kimse kalmıyor fakat hava kararmaya başlamasına rağmen kadının orada kalması dikkatimi çekmişti. Neyse ben son 3 gündür kadınla arkadaş oldum. Kadın gayet aklı başında entelektüel bir kadın. Tüm dünyayı dolaşmış, gittiği yerleri falan anlattı. Biyofizik mezunuymuş. 62 yaşındaymış 6 sene önce eşi ölmüş. 10 yıl kadar önce eşiyle burada yaşıyorlarmış, şimdi de buradaki arkadaşlarını ziyarete gelmiş arkadaşlarında kalıyormuş. Türkiye'de o kadar yaşamasına rağmen Türkçeyi öğrenmediği için utandığını söyledi, Fransızca biliyor, koyda bir Türk kadınla Fransızca konuştular. Biz İngilizce anlaşıyoruz.
Neyse muhabbet oldu çocuğun var mı? diye sordum kadın önce bir duraksadı sonra yok dedi. sonra “sana bir şey itiraf edeceğim, ben yalnız olduğum için başımda erkek yokmuş gibi görünmemek için insanlara bir oğlum var diyorum, geçenlerde plajda bir kadınla tanıştım ve oğlum var dedim kadını bir daha görmem sandım ama arkadaş olduk ve bana kendi oğlunun resimlerini gösterdi, benim oğlanın da resmini görmek istedi ben de ona bir arkadaşımın oğlunun resmini kendi oğlum diye gösterdim. çok utandım şimdi artık yalan söylemiyorum” dedi.
Neyse bu akşam yine kadınla muhabbet ettik Kadın “arkadaşım olan 85 yaşında bir teyze var onu yarın denize götüreceğim buraya getirmeyi düşündüm ama girip çıkamaz” dedi ben de yaşlılar için uygun olabilecek birkaç rampalı girişi olan plaj tarif ettim ona. Not aldı bunları. Bu arada hava epey karardı ve ben kalktım ama kadının kalkmaya niyeti yok. “Ben gidiyorum ama sen burada iyi misin?” Dedim. Kadın "iyiyim iyiyim beni merak etme" dedi sonra “çok utanıyorum ama benim deli olduğumu düşünürsün diye sana yalan söyledim, yanında kaldığım arkadaşlarım Ankaraya döndüler ben burada kamp yapıyorum geceleri burada kalıyorum” dedi. “Çadırın var mı?” dedim. “var küçük bir çadırım ama 85 yaşındaki arkadaşımın evinde duruyor, ben burada yıldızları seyrediyorum” dedi. Bir şeye ihtiyacın olursa diye kadına telefonumu verdim, kadının bu arada tablet şeklinde pahalı da bir telefonu var, parasız bir şeye benzemiyor anlayamadım Çadırı yok, battaniyesi yok, kıyafetleri ıslak, ince bir piknik şiltesi var altında, feneri yok, hiçbir şeysi yok kadının. Issız bir koyda öyle tek başına sabaha kadar nasıl kalıyor anlayamadım. Bir de istersen bana gelebilirsin diye ağzımdan kaçırdım mı düşünmeden? “Siz Türkler çok misafirperversiniz, o plajda tanıştığım arkadaş da beni evine yemeğe davet etti, bir akşam gelirim” dedi.
Yani kadına acısam mı ne yapsam bilemedim. Evime çağırdım ama pişman oldum Tanımadığım kadın, gelir de gitmezse ne yaparım? Şimdi yarın yine göreceğim kadını orada. Belli ki bunun kocası öldü kadın da kafayı yedi diye düşündüm ama üzüldüm de haline… Bir battaniye, bir fener mi götürsem dedim, ama durum bana gerçekten çok saçma geldi. Söylediklerinin ne kadarı yalan ne kadarı gerçek bilemiyorum şimdi. Epey de sıcak muhabbet ettik kadınla şimdi ben ne yapayım?
Neyse muhabbet oldu çocuğun var mı? diye sordum kadın önce bir duraksadı sonra yok dedi. sonra “sana bir şey itiraf edeceğim, ben yalnız olduğum için başımda erkek yokmuş gibi görünmemek için insanlara bir oğlum var diyorum, geçenlerde plajda bir kadınla tanıştım ve oğlum var dedim kadını bir daha görmem sandım ama arkadaş olduk ve bana kendi oğlunun resimlerini gösterdi, benim oğlanın da resmini görmek istedi ben de ona bir arkadaşımın oğlunun resmini kendi oğlum diye gösterdim. çok utandım şimdi artık yalan söylemiyorum” dedi.
Neyse bu akşam yine kadınla muhabbet ettik Kadın “arkadaşım olan 85 yaşında bir teyze var onu yarın denize götüreceğim buraya getirmeyi düşündüm ama girip çıkamaz” dedi ben de yaşlılar için uygun olabilecek birkaç rampalı girişi olan plaj tarif ettim ona. Not aldı bunları. Bu arada hava epey karardı ve ben kalktım ama kadının kalkmaya niyeti yok. “Ben gidiyorum ama sen burada iyi misin?” Dedim. Kadın "iyiyim iyiyim beni merak etme" dedi sonra “çok utanıyorum ama benim deli olduğumu düşünürsün diye sana yalan söyledim, yanında kaldığım arkadaşlarım Ankaraya döndüler ben burada kamp yapıyorum geceleri burada kalıyorum” dedi. “Çadırın var mı?” dedim. “var küçük bir çadırım ama 85 yaşındaki arkadaşımın evinde duruyor, ben burada yıldızları seyrediyorum” dedi. Bir şeye ihtiyacın olursa diye kadına telefonumu verdim, kadının bu arada tablet şeklinde pahalı da bir telefonu var, parasız bir şeye benzemiyor anlayamadım Çadırı yok, battaniyesi yok, kıyafetleri ıslak, ince bir piknik şiltesi var altında, feneri yok, hiçbir şeysi yok kadının. Issız bir koyda öyle tek başına sabaha kadar nasıl kalıyor anlayamadım. Bir de istersen bana gelebilirsin diye ağzımdan kaçırdım mı düşünmeden? “Siz Türkler çok misafirperversiniz, o plajda tanıştığım arkadaş da beni evine yemeğe davet etti, bir akşam gelirim” dedi.
Yani kadına acısam mı ne yapsam bilemedim. Evime çağırdım ama pişman oldum Tanımadığım kadın, gelir de gitmezse ne yaparım? Şimdi yarın yine göreceğim kadını orada. Belli ki bunun kocası öldü kadın da kafayı yedi diye düşündüm ama üzüldüm de haline… Bir battaniye, bir fener mi götürsem dedim, ama durum bana gerçekten çok saçma geldi. Söylediklerinin ne kadarı yalan ne kadarı gerçek bilemiyorum şimdi. Epey de sıcak muhabbet ettik kadınla şimdi ben ne yapayım?
Son düzenleme: