fıkralardan seçmeler

Çok zengin bir kadın "Recainin Yeri" isimli bir petshopa gider.

Girişteki papağ...an ;
...
- " Hoşgeldin o...pu " , der.
...
Kadın kızar ve papağanın sahibine :

-Bu papağanı terbiye et yarın fiyatının 50 katı para verip satın alacağım der.


Kadın gidince sahibi papağanı kafesten çıkarıp terbiye etmek için kafasını su dolu kovaya sokar çıkarır , sokar çıkarır..

- " O kadın gelince ne söyliceksin? " , der papağana.

Papağan :

- " Hoşgeldin o...pu "

Adam papağanın kafasını tekrar suya sokar, bir iki derken papağan en sonun da terbiye olur.

Ertesi gün kadın gelir .


Papağan :

- "Hoşgeldin hanım efendiciğim bu ne güzellik böyle.." der

Kadın da :

"Aferin sana" der ve papağana sorar :

- Peki ben evime bir adamla gelsem ne dersin peki?

papağan :

- " hoş geldin hanım efendi ve beyfendi"

kadın:

-2 adamla gelirsem?

papağan

-"hoş geldin hanım efendi ve beyfendiler"

kadın bu cevaplardan çok memnun olur ve tekrar sorar :

- 3 ?

papağan bağırır :

- "Recaiiiiiiiiiii kovayı getirrrrrrr anam avradım olsun bu kadın o...pu "
 
Temel,Dursun ve iki çırak küçük bir imalathanede 3-5 yıldır çalışıyorlar. sabah patronla iş yerine gelip akşam 21.00 de hep birlikte işten çıkyorlarmış.
Fakat son bir aydır patron öğleden sonra 5 cıvarları iş yerinden ayrılıyormuş ve ertesi sabah geliyormuş. Yine patonun erken çıktığı bir gün Temel Dursun'a demişki
- Nasılsa patron gelmez bizde iş yerini kapatalım kahveye okey oynamaya gidelim demiş. Dursun'da
- Tamam demiş kapatmışlar çıkmışlar. Kahveye giderken Temel eve uğrayayımda ceketimi alayım kahveye gelirim demiş. Temel evin kapısını açmış ceketetini alırken yatak odasından sesler geldiğini duyar kapıyı yavaşca aralar ne görsün patronla kendi karısı sevişiyorlar. Ses çıkarmadan hemen evden çıkar koşarak kahveye gider. Dursun'a
- Eyvah az daha patrona yakalanacaktım, patron bizim evdeymiş.
 
Nasrettin Hoca pazarda zeytin satıyormuş...
İki üç sokak ileride oturan yarıbuçuk tanıdığı bir kadın gelmiş zeytinin iyi mi...???
Diye sormuş...
-Hoca da tadına bak demiş...Kadın ben orucum demiş...
Hoca da madem oruçlusun zeytini al git parasını sonra ver demiş....
Hocanın birdenbire aklına düşmüş...
Ramazanlık değilmiş çünkü...
Tuttuğun oruç ne orucu ki...????
Kadın cevap vermiş
-Üç sene önceden borcum vardı da onları tutuyorum demiş...
Hoca tam zeytinleri veriyormuş vazgeçmiş...
Kadın biraz önce algit dedin nolduda vazgeçtin HOCA deyince...
Nasrettin Hoca
-Get anam get...Allaha olan borcunu üç senede veriyorsan bizim borcu nezaman getirirsin kimbilir...
 
Bir Fransız, İngiliz, Alman, Hollandalı, Rus, İranlı ve Türk bir araya gelmişler ve ülkelerinin özelliklerini anlatıyorlarmış...
Fransız :
- Bizim ülkenin kızları o kadar güzel, o kadar güzeldir ki, bakmaya, öpmeye kıyamazsınız....
İngiliz :
-Bizim ülkenin biraları, içkileri o kadar güzeldir ki içmeye doyamazsınız..
Alman :
-Bizde de öyle güzel, öyle sağlam arabalar var ki inanamazsınız. Hepsi müthişdir.
Hollandalı:
- Siz bizim ülkenin evlerini bir görseniz, içiniz gider..Mükemmel tasarımdırlar
İranlı:
- Bizim oraların halılarını bir görseniz, güzelliğine ve dokuma sanatına hayran olursunuz..
Rus:
- Arkadaşlar bizde bir gizli servis var, KGB, dünyada neler olsa anında haberi olur.. İnanılmazdır...
Sıra Türk'e gelir :
- Bizde öyle delikanlılar vardır ki...İnanamazsınız.
Alır Fransız kızını, atar Alman Arabasına, içer İngiliz içkilerini, gider Hollandalının evine, yatırır İran Halısının üstüne, değil Rusların gizli servisi, kocasının bile ruhu duymaz...
 
Temel gittiği göz doktoruna dert yanıyordu.
-- Ne zaman çay içsem sağ gözüm ağrıyor doktor bey.
Doktor, Temel'ın gözlerini kontrol ettikten sonra anlamlı anlamlı başını salladı ve gülerek cevap verdí:
-- Hımmm. Durum anlaşıldı. Çay içmeden önce kaşığı bardaktan çıkarın. O zaman sağ gözünüz ağrımaz
 
Yaşlı Fred, hastaneye kaldırılmış. Ailesi, aile papazını da kendilerine eşlik etmesi ve gereği haline görevini yapması için çağırmış.
Papaz ve aile efradı yatağın etrafında beklerken, Fred'in durumu aniden kötüleşmiş. Yatağından yarı doğrularak, el işaretleri ile yazacak bir şeyler istemiş.
Papaz, anlayışlı bir şekilde, Fred'e bir kağıt ve bir kalem uzatmış. Fred titreyen ellerle hızlı hızlı kağıda bir şeyler yazıp papaza uzatmış ve aniden ölmüş. Papaz, böyle acılı bir anda kağıttakileri okumanın doğru olmayacağını düşünerek kağıdı cebine sokmuş.
Birkaç gün sonra cenaze sırasında, Fred'in verdiği kağıdın cebinde olduğunu hatırlamış. Cenazenin gömülmesinden hemen önce, Papaz ileri çıkarak:
"Sevgili Fred, ölmeden hemen önce benden kağıt kalem isteyerek bir şeyler yazdı. Zamanı uygun olmadığı için o anda bakmadım fakat şimdi, hepinizin önünde bu notu okumak istiyorum," demiş ve cebinden kağıdı çıkararak yüksek sesle okumuş:
"Lütfen bir adım sola çekil. Oksijen hortumuma basıyorsun!"
 
Sabah anne, oğlunun odasına girdi ve onu uyandırdı. "Haydi oğlum, uyan artık. Okula geç kalacaksın..." Oğlu, yarı açık gözlerle annesine baktı ve uykulu bir sesle "fakat anne, bugün okula gitmek istemiyorum" dedi. Anne, oğlunun isteğine karşı çıktı: "Okula neden gitmek istemiyormuşsun bakayım?" dedi. "İki ciddi neden söyle bana..." Oğlu bir yandan esnerken, bir yandan da annesini yanıtladı: "Okuldaki tüm öğretmenler benden nefret ediyorlar, biiir... Tüm öğrenciler de nefret ediyorlar, ikiii... Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?" Annesi oğlunun nedenlerini geçerli bulmadı; "bunlar okula gitmemen için neden olamaz" dedi. "Şimdi hemen kal ve çabuk hazırlan..." Bu kez oğlu iki ciddi neden göstermesini istedi annesinden: "Sen de bana, okula kesinlikle gitmemi gerektirecek iki ciddi neden gösterebilir misin, anne?" dedi. Sabrı tükenme noktasına gelen anne, oğlunun üstündeki yorganı hızla çekti ve oğlunun istediği iki ciddi nedeni ondan sonra açıkladı: "Birinci ciddi neden, 52 yaşında koskoca bir adamsın..." dedi şöyle devam etti: "İkinci ciddi neden ise, sen okulun müdürüsün, oğlum..."
 
Yeni evli bir çift evli ilk günlerini geçireceklermiş. Gelin uyanmış. Bakmış damat yatakta yok. Kapı deliğinden kocasının ne yaptığına bakmış. Yeni damat sobayı yakmış, kahvaltıyı hazırlamış, gömleklerini ütülemiş. Kadın iyi bir adama düştüm diye çok sevinmiş ve yatağına yarım kalan uykusunu tamamlamaya gitmiş. Birkaç dakika sonra damat gelini uyandırmış. Gelin uyanmış ve damatdan sabah duyduğu ilk söz gelinin bütün sevincini alt üst etmiş ;
- Her sabah böyle isterim... :)
 
Ali öğretmenine sormuş:
Ögretmenim zeki insan ile salak insanın farkı ne?
Ögretmen:
Salak insan konuştuğu zaman kesin sözler söyler zeki insan ise şüphecidir kesin sözler söz söylemez.
Ali:
Eminmisiniz Ögretmenim der.
Ögretmen:
Kesinlikle..:):)
 
temel sinifdaymis oretmen sormus "cocuklar kim cennete gitmek istiyor ?" herkes parmak kaldirmis bir tek temel parmak kaldirmamis ogretmen sormus "temel neden cennete gitmek istemiyorsun ?" temel : "ogretmenim annem okuldan sonra hemen eve gel dedi"
 
Afrika tarlalarinda gezen 10 zencinin karsisina cin cikmis dileyin benden ne dilerseniz herkes 1 dilek dileyebilir demis 1.Si beyaz olmak istemis ve olmus 2.Si beyaz olmak istemis oda olmus 9 zenci ayni seyi istemis ve olmuslar sira 10.Ya gelince yere yatip kahkahayla guluyormus :
- hepsini zenci yap demis :)
 
İlkolkuda üç çocuk bebeklerin nasil dunyaya geldigini konuşoyormuş.
Dursun:
-Bizum ailede hep leylekler getirir.
Fadime:
-Bizde gül bahçesinde bulunur.
Temelcik:
-Piz faciriz, pizde bebekleri annem kendisi yapayi! :)
 
Adam, köşe başındaki dilenciye para verirken gönlünü de almak istedi:
-Ayağın topal ama şükret, ya kör olsaydın?
-Körlüğü de denedim be abi İş yok!
Yüzlük diye ellilikleri yutturuyorlar :)
 
Dursun koşarak içeri girer ula temel koş arabanı çalıyorlar der. Temel hemen dışarı çıkar 2 dakika sonra gülerek içeri gelir. Dursun: yakaladın mı der. Temel: "yakalamadım ama plakasını aldım" :)
 
Bir gün deliler hastenesinde doktor akıllı olan warmı die kontrole gelms ve duvara bir araba cizmis ve bu arabaya binmelerini söylemş herkes urasmıs fakat bi deli takmamış bile doktor akıllandı zannedip yanına gidmis sen neden urasmıosun demiş deliye deli o calısmaz doktor neden demiş deli çünkü anahatarları bnde :KK70:
 
Deliler hastanesinde iki deli warmış.Delilerden birisi susamış. Demiş ki ben su içmeye gidiyorum.Öbür delide benim yerime de iç demiş. Deli gelmiş ve sırıtmaya başlamış.öbür deli demiş:neden sırıtıyorsun?Deli demiş ki senin yerine pis su kendi yerimede temiz su içtim. :)
 
Adamin biri ölür ve öbür dünyaya gider, birtercih yapmasi gerekir. Adam ilk önce cennete girer herkesin namaz kıldiğını görür sonra cehenneme gider, bihter, müjde ar, banu alkan, asenayi görür ve adam cehenneme gitmeye karar verir, kapıyı açar adım atar ve ateşe düşer, adam zebaniye sorar, nerde o ünlüler?
Zebani cevap verir;
"onlari reklam için koyduk müsteri çeksin diye..:-)
 
Biri kekeme iki dağcı tırmanıyorlarmış. Kekeme arkadan, normal konuşan önden tırmanır. Kekeme birşey söylemek istemş. Adam yukarda söylersin demiş.
Yukarı vardıklarında kekeme; aaşağıda malzemeleri uuuunuttuk demiş. Tekrar adam önden kekeme arkadan iniyorlarmış. Kekeme tekrar bişey söylemek istemiş. Adam aşağıda söyle demiş. Aşağıya vardıkılarında kekeme:
-Şaka yaaaptıııııım.. :)
 
Bi adam yalan dedektörü almış.

Akşam yemeğinde denemek istemiş.
Oğluna bugün nerdeydin demiş.
Oğlu da "okuldaydım" diyince dedektör ötmüş.
Sonra oğlu itiraf etmiş, okuldan kaçıp maça gittik.. demiş

Babası da kızmış, oğluna
"ben senin yaşındayken maç nedir bilmezdim bile" demiş.
Dedektör yine ötmüş. :)

Bunu duyan anne gülmüş ve
"al işte senin oğlun" demiş.
Dedektör yine ötmüş :
 
Hoca Sınıfa girmiş ve Biraz gezmis bir zaman durmus ve
- Kendini geri zekalı hisseden ayagı kalksn demiş
sınıftan cıt yok ve bir sure sonra biri ayagı kalkmıs hoca
-olum sen kendini geri zekalımı hissediosun öğrenci
-hocam bize sordunuzda soruyu 2 saatir ayakta bekleyen sizsiniz :))
 
X