fıkralardan seçmeler

asiyah

özer&berke
Kayıtlı Üye
1 Mart 2008
1.886
15
Birkac yillik evli ciftin bir bebekleri olur.. ancak gunler
haftalargectikce bebegin cok farkli ve insan ustu yetenekleri oldugu ortaya
cikar..
1 yasina geldiginde yetiskin gibi konusur, 2 yasinda akliniza
gelen her dilde okuyup yazmaya baslar,3 yasinda ileri matematik
profesorleriyle tartismaya oturur, ve 4 yasinda gelecekle ilgili
inanilmaz tahminlerde bulunmaya baslar...der ki:
"Tam 1 yil sonra bugun ben olecegim... ben oldukten 2 yil sonra
annem olecek.. annem oldukten 1 yil sonra babam olecek..." Bir yil sonra bebek ölür... baba cok uyanik oldugu icin karisini hemen milyarlar degerinde sigortalatir... ve 2 yil sonra da anne ölür.... ve baba 1 yillik omrunun kaldiginin farkinda, karisininsigortasindan kazandigi milyarlarla evlere, arabalara, seyahatlere ve birbirinden guzel kadinlara yatirim yapar... ve olumune 1 gun kala son parasiyla bir dansci kiz kiralar,once superlux villanin havuzunda eglence, sonra yatakodasinda zevk dolu bir gece.. ve adam hersey
bittiginde gozlerini kapatir ve "vay be yarin ölmüs olucam.. ama ne
hayat gecirdim, herseyi yaptim dolu dolu yasadim herseyi.. helal olsun bana"
diye keyifle uykuya dalar.. Ama o da ne...... sabah bir de gozlerini
acar ki hala yasiyor..!!!!!!
Yatakta saskinlik icinde bakinirken geceyi beraber gecirdigi dansci kiz ciglik cigliga kosarak iceri girer...
"HEMEN ASAGI GELIN N'OLUR.. KAHYANIZ SALONDA BOYLU BOYUNCA
UZANMIS YATIYOR... GALIBA ÖLMÜS!!!!" :)
 
Üniversite yemekhanesine giren bir ögrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip üniversite profesörünün oturdugu masaya oturmus.
Profesör kaşlarını çatarak: ” Öküzler ve kuşlar aynı masada oturamaz!”
Öğrenci: “O zaman ben uçuyorum…”
Profesör cevaba çok sinirlenmis, sınavda öğrenciye takmış ve sınavını başarısız geçmesi icin elinden geleni yapmış.
Yanlız sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel bir şekilde cevaplamış.
Profesör öğrenciye: Sana son bir soru soracağım – demis.
Yolda yürürken iki torba buldun, birinde akıl var, digerinde ise para var. Hangi çuvali alırsın?
Öğrenci: “Para olan cuvalı seçerdim…”
Profesör: “Ben akıl olan çuvalı seçerdim…”
Öğrenci:”Normal! Kimde ne eksikse onu seçer…
Profesör çok sinirlenmis, öğrencinin not defterini alıp icine “Öküz”
yazmış. Öğrenci nota bakmadan odadan çıkmış.
Bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış : “Sayın profesör, imzanızı
atmışsınız, fakat notumu yazmayı unutmuşsunuz.”- demiş.
 
Dursun canı sıkkın bir şekilde tarladan gelen Temel'i görür ve hemen sorar:
- Hayrola Temel ne oldu daa. Neye böyle öfkelu öfkelu gideysun.
Temel
- Hiç sorma Dursun derdum büyüktür.
Dursun
- Hayrola uşağum neymiş derdin?.
Temel
- Tarlada iken canım acayip fadimeyi çekiyur, ama eve gelince tık yok.
Dursun
- Uşağım o zaman Fadime sana gelsin.
Temel
- Nasıl olacak bu?
Dursun
- Al tüfeği yanına canın çekince patlat Fadime anlar koşar gelir.
Temel
- Hay aklınla bin yaşa emi.
Tabi Temel bunu hemen uygulamaya koyar. Canı çekince hemen tüfeği patlatıveriyor Fadime yanında. Aradan bir kaç hafta geçiyor Dursun yine Temel'i tarladan gelirken görüyor.
Dursun
- Hayrola Temel nasıl gidiyor verdiğim taktik?
Temel
- Valla Dursun ilk başta çok iyidi, ama av sezonu açıldı açılalı Fadimenin yüzünü göremez oldum.
 
Bir gün Temel'le Fadime komşularına misafirliğe gitmişler.Geç saatlere kadar oturmuşlar. Tam kalkarken komşuları çok hızlı yağmur yağdığı ıçin burada kalın demiş. Bir süre sonra yataklar hazırlanmış ve bakmışlarki Temel ortalarda yok. O anda zil çalmış kapıyı açmışlar. Temel sırılsıklam duruyor.
- Neredeydin diye sormuşlar
Temel de :
- Pijamamı almaya gittum da !
demiş.
 
Temel ile Dursun İstanbul'da minibüsle bir yere gidiyorlarmış...
Şoför: "Levent, Fatih, Eyüp" diyormuş.
Dursun sıkılmış ve Temel'e:
"Ula Temel, ne zaman ineceuk?
Temel de:
"Çatlama ula, ismimiz okunsun ineruk...!"
 
Çocuk babasına sorar: "Baba politika nedir?"

Baba şöyle der: "Bak oğlum, ben eve para getiriyorum, öyleyse ben kapitalistim.

Annen parayı yönetir, öyleyse o hükümettir.

Deden paranın doğru idare edilip edilmediğine dikkat eder, öyleyse o
da sendikadır.

Hizmetçi kız ise isçi sınıfıdır.

Bizlerin ise tek hedefi vardır, senin rahatlığın. Dolayısıyla sen de halksın ve altında bezi ile yatan küçük kardeşin ise gelecektir.

Söyle bakalım anlayabildin mi?"

Çocuk düşünür ve o gece babasının anlattıklarını düşüneceğini söyler.

Gece yarısı cocuk uyanır. Çünkü küçük kardeşi altını pisletmiştir ve ağlamaktadır.

Ne yapacağını bilemeyen çocuk anne ve babasının yatak odasına gider.

Annesi yalnız ve derin bir şekilde uyumaktadır, öyle ki onu uyandıramaz.

Hizmetçi kızın odasına gider. Bakar ki babası hizmetçi kızla yatmaktadir.

Dedesi de pencereden gizlice onları izlemektedir.

Hepsi öyle meşguldürler ki çocuğun orada olduğunu farketmezler bile. Çocuk hiç bir sey yapamadan yatağına geri döner.

Ertesi sabah baba çocuğa kendince politikanın ne oldugunu anlatmasını
ister.

-"Evet" der çocuk, "kapitalizm" işçi sınıfını kötüye kullanıyor... Sendika bunu seyrediyor... Bu arada hükümet uyuyor... Halk ise dikkate alınmıyor ve gelecek bokun içinde yatıyor!

İşte politika budur..!
 
Karısından boşanmış olan bir adam, o gün annesini görecek olan kızına
- ''Al kızım bu zarfı. Sen artık 18 yaşına bastın bu annene vereceğim son nafaka çeki. Bunu annene ver, sonra 1 adım geri çekil ve annenin yüzündeki ifadeyi seyret demiş.
Kız annesine gitmiş;
- ''Anne babam bu zarfı sana gönderdi ben artık 18 yaşıma bastığımdan sana gönderdiği son nafaka çekiymiş. zarfı sana verip sonra 1 adım geride durup senin yüzündeki ifadeyi seyretmemi söyledi''.
Annesi;
- ''Peki kızım şimdi babana git 18 seneden sonra O'na aslında senin gerçek baban olmadığını söyle sonra 1 adım geri çekil ve yüzündeki ifadeyi seyret' :))
 
Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..."
 
Adamla kadın evlenmeye karar verırler ama adamın önemli bir şartı vardır.evlenmeleri halinde basucundaki komodinin en üst çekmecesini asla açmaması için söz vermesini ister
kadın kabul eder evlenırler.aradan 25 yıl geçer ve kadın sonunda dayanamayıp çekmeceyi açar.içinde 3 yumurta ve 700 dolar vardır.kadın adama çekmeceyi açtığını itiraf eder ve bunların anlamını sorar.adam kadını affedip o da itiraf eder.kendisini aldattığını ve her sefer için oraya bir yumurta koyduğunu söyler.
kadın da adamın yapmış olduğu bu 3 kaçamağı affeder ama hala 700 doların ne işi olduğunu anlamamıştır.
adam der ki :
Yumurtalar çekmeceye sığmadığı için ara ara onları sattım ve o parayla dolar aldım
 
Afrika'da zencilerin bulunduğu bir köyde beyaz bir doktor göreve başlamış.Bir süre sonra bir zencinin üçüncü çocuğu beyaz olarak doğmuş. Zenci hemen köyde tek beyaz olan doktordan şüphelenmiş ve doktorun kapısına dayanıp doktora;
'- Ben ve karım zenciyiz, ama son çocuğumuz beyaz.Bu köyde de tek beyaz sensin! Nasıl oluyor bu?' demiş.
Doktor biraz düşündükten sonra zenciye;
'-Karşıdaki keçileri görüyor musun? Dişi olan beyaz, erkek olan beyaz, iki yavrusu da beyaz ama üçüncü yavru siyah.' demiş.
Zenci hemen;
'-Tamam doktor, ben sana bir şey sormamış olayım, sen de keçilerden kimseye bahsetme!' demiş ...!:))
 
Temel, Cemal´e sorar:
-Bu cün ögleye cok güzel bir sey yedum, pil pakalum nedur?
-Ola ne pileyum?
-Pi golayluk edeyrüm sagaa... Yedugum sey "P" ile baslayiii...
-pilav...
-Yok...
-Pirasa...
-Yok...
-Pasturma...
-Yok...
-E.. Pilemedum, sen söyle...
-Pamya!..
 
Amerika'da olen bir kadin icin kilisede cenaze toreni duzenlenmisti. Toren sonunda cenaze gorevlileri tabutu tasirken, tabutun on bolumunu yanlislikla kilisedeki sutunlardan birine carptilar.
Bu olaydan sonra tabuttan bir inilti sesi duyuldu. Tabut acildi ve oldugu sanilan kadinin yasadigi anlasildi.
Bir sure hastanede tedavi edilen kadin iyilesti ve 10 yil daha yasadi. 10 yil sonra oldugunde ise cenaze toreni yine ayni kilisede yapildi.
Toren sonrasi gorevliler tabutu tasirken, kilisedeki ayni sutunun onune geldiklerinde, olen kadinin kocasinin, arkalardan sesi duyuldu;
"Lutfen sutuna dikkat ediniz......."
 
Temel ateistmiş. Birgün ormanda gezerken etrafına bakınmış
ve "Herşey ne kadar tesadüf eseri oluşmuş." Diye
düşünürken birden arkasından gelen sesle irkilmiş. Arkasına
dönüp baktığında büyük bir ayının kendisine hızla
yaklaşmakta olduğunu görmüş. Temel koşmuş ayı
kovalamış. En sonunda Temel bir ağaç kütüğüne takılarak
yere düşmüş. Ayı da Temel'in üstüne atlamış.
Tam pençesini Temel'e vuracakken Temel haykırmış:
-Taaaanrıııımmm!
Bir anda herşey durmuş. Dünya dönmemiş, ayı donup
kalmış, dere akmaz olmuş.
Temel aptallaşmış bir şekilde ne olduğunu anlamaya
çalışırken gökten bir ışık hüzmesi Temel'e doğru yaklaşmış
ve ışıktan bir ses gelmiş:
-Bu güne kadar beni hep inkar ettin. Şimdi sıkışınca beni
çağırıp yardım istiyorsun şimdi söyle bana bugüne kadar
beni inkar edene ben şimdi nasıl yardım edeyim?
Temel iyice aptallaşmış bir şekilde:
-Tamam seni bugüne kadar hep inkar ettim. Şimdi senden
yardım istemem anlamsız. Ama en azından şu ayıyı imana
getirebilirsin!
Demiş.
Ses:
-Peki...
Dedikten sonra ışık hüzmesi kaybolmuş.
Her şey normale dönmüş. Dünya dönmeye başlamış, dere
akmış, ayı da elini indirmiş.
Temel tam "yırttık" diye düşünürken ayı iki elini havaya
kaldırarak şöyle demiş:
-Ey Allah'ım senin rızkınla orucumu açıyorum! Hamdolsun
verdiğin nimetlere. Amin.
 
Boşanma davasında kadın, hakime talebini gerekçesi ile açıklamış:
- "Sayın hakim, çocuğun bende kalmasını istiyorum. Onu dokuz ay karnımda taşıdım."
Hakim kocaya sormuş:
- "Karınızı duydunuz. Bir diyeceğiniz var mı?"
Adam "Var tabii" demiş ve anlatmış:
- "Sayın hakim. Farzedelim ki canınız bir kutu soğuk kola istedi. Makineye parayı attınız ve kola geldi. Şimdi bu kola makinenin midir, yoksa parayı deliğe atanın mı?"
Hakim sekreterine dönmüş:
- "Yaz kızım. Çocuk babada kalacaktır
 
İlkokul 5. sınıfta resim dersinde öğretmen
-"çocuklar konu serbest, hayvan resimleri çizin bakayım" dedi.

10 dakika sonra küçük Ahmet el kaldırdı. Öğretmen yanına geldi. Resim kağıdının üzerinde bir sinek duruyordu. Çocuğun bu sinekten şikayetçi olduğunu zanneden Öğretmen eliyle sineği kovaladı ama hayvan hiç hareket etmedi. Biraz daha dikkatli bakınca da sineğin gerçek olmadığını fark etti. Bu bir sinek resmiydi. Öğretmen şaşkınlıkla sordu;
-Sen mi yaptın oğlum bu resmi?
-Evet öğretmenim.
-Peki bir de at resmi yap bakayım.

Küçük Ahmet öyle bir at resmi çizdi ki, at, sanki kağıttan fırlayıp çıkacak. O kadar canlı. Şaşıran öğretmen:
-Yavrum beni hemen babana götür. Sen müthiş bir yeteneksin. Burada harcanmaman gerekir. Derhal güzel sanatlara transfer olman lazım. Babanla konuşmalıyım, dedi.
Son dersten sonra Ahmet le beraber yola koyuldular. Dar bir patikadan bir gecekonduya geldiler. İçerde, yatakta, dizlerini karnına çekmiş, üzerinde yorganı bir adam yatıyordu. öğretmen konuşmaya başladı;
-Geçmiş olsun efendim.
-Teşekkürler.
-Ben oğlunuzun...
-Allah kahretsin oğlumu.
-Aman böyle söylemeyin, yaptığı resimler...
-Onun yaptığı resimler yerin dibine batsın.
-Ama beyefendi böyle yetenekli bir çocuğun...
-Yeteneğine başlatmayın şimdi.
-Peki ne oldu, niçin böyle kızgınsınız oğlunuza?
-Neden olacak, dün gece eve biraz çakırkeyif geldim. Bu eşşoğlu sobanın üzerine çıplak kadın resmi çizmiş....
 
Dört arkadaş barda muhabbete dalmıştır.İçlerinden biri tuvalete gider.Diğerleri sohbete devam eder. Birinci adam, oğlundan söz ederek;

"Benim oğlan araba yıkamakla işe başladı. Bir baltaya sap olamayacağından korkuyordum ama bir gün arabasını yıkadığı adamlardan bi ona iş teklif etmiş. Sonra iyi bir araba satıcısı oldu hatta o kadar iyi para kazandı ki geçenlerde bir arkadaşının doğum gününde, ona mercedes aldı."
İkinci adam konuya girer;

"Benim oğlanda biraz sorunluydu.Büyük bir emlak şirketinde çalışırken, inanılmaz bir iş kaptı ve ondan sonra ilerledi. Acayip zengin oldu. Çalıştığı şirketide satın aldı. Bir arkadaşının doğum gününde ona ev bile hediye etti."
Diğerlerini dinleyen üçüncü adam;

"Benimki de bir borsa şirketinde temizlik elemanı olarak işe başladı. Bir gün kendi kendine hesap yaparken, patron tarafından fark edilince, broker oldu. Büyük başarılarla, inanılmaz bir servete sahip oldu. Üstelik en iyi arkadaşına da, doğum gününde bir milyon dolarlık hisse senedi hediye etti."

Bu sırada dördüncü adam tuvaletten çıktı ve sohbete katıldı. Diğerleri, çocuklarından bahsettiklerini söyleyince, adam içini çekerek konuştu;

"Benim oğlan, tam bir hayal kırıklığı... Doğru dürüst bir işi olmadı. Berber çıraklığı falan yaptı, eroine bulaştı. Bu arada oğlancı olduğunuda öğrendim maalesef bir sürü erkekle birlikte oluyormuş." Adam gülümsemeye çalışarak, konuşmasına devam eder;

" Ben yinede olaya iyi tarafından bakmaya çalışıyorum. geçen doğum gününde, ilişki kurduğu arkadaşları; ona bir mercedes, bir ev ve bir milyon dolarlık hisse senedi hediye etmişler!
 
Alman,Fransız,İngiliz ve Temel Küçük bir uçakta seyahat ederlerken yardımcı pilot heyecanla gelerek
-"Bakın büyük bir sorunumuz var,uçağın motoru arızalandı ve düşüyoruz.Bu yüzden uçaktaki yükü hafifletmemiz lazım.içinizden birisi kendini feda etmek zorunda" deyince .
Herkes birbirinin yüzüne bakmaya başladı.Kısa bir sessizlikten sonra Alman gururla ayağa kalkarak
-"Çok yaşa Almanya" diyerek bağırdı ve kendini aşağı attı.
Fakat on dakika sonra yardımcı pilot gelerek aynı şeyleri söyledi.Bu sefer Fransız gururla ayağa kalktı ve
-"Çok yaşa Fransa" diyerek kendini aşağı attı.
Fakat biraz sonra yardımcı pilot gene gelerek
-"Maalesef inebilmek için son bir kişinin daha kendini feda etmesi gerekiyor" dedi.Temel ve İngiliz bir müddet birbirlerine baktılar ve Temel gururla ayağa kalkarak
-"Çok yaşa Türkiye" diye bağırdı ve İngilizi tutup aşağı attı.
 
İş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir.
Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk
görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar;
-"Bu çocuk var ya,dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi..."
Berber çocuğa seslenir:
-"Ali, buraya gel!". Bunun üzerine çocuk sakince dükkana girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber işadamının kulağına sessizce, "bak şimdi" diye fısıldar ve bir elinde beş yüz bin, diğer elinde beş milyonluk bir
banknot olduğu halde çocuğa sorar:
-"Hangisini istiyorsan alabilirsin?"
Çocuk dalgın dalgın bir beş yüz bine bir de beş milyona bakar ve sonunda beş yüz binlik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır.
Berber işadamına döner ve gülerek:
-"Gördün mü? Sana söylemiştim." der.Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali'yi görür. Yanına giderek, neden beş milyonluk değil de, beş yüz binlik banknotu aldığını sorar.Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir :
-Eğer beş milyonluğu alırsam oyun biter!"
 
Temel barda oturmuş içki içiyormuş. Yan tarafta içki içen uzun atkuyruk saçlı yuvarlak gözlüklü topsakallı entel bir damın elindeki kitaba göz takılmış. Adama sormuş
- Haçan o kitap neyun nesidur.
Adam
- Düzmantık kitabı
demiş.
- Ula o nedur ki
- Bilmiyormusunuz beyefendi
- Bilmeyrum
- Anlatayım o zaman
demiş ve başlamış anlatmaya
- Evinizde akvaryum var mı?
- Vardur
- O zaman siz balıkları seviyorsunuz
- Doğrudur
- O zaman siz hayvanları da seviyorsunuz
- Haçan bu da doğrudur
- E o zaman siz insanları da seviyorsunuz
- Evet
- O zaman sizin karşı cinse karşıda ilginiz var
- Evet vardur
- E o zaman siz *bne değilsiniz
Temelin hoşuna gitmiş bu hemen bir düzmantık kitabı almış. Yolda giderken Dursunla karşılaşmış. Dursun Temel in elindeki kitabı görünce
- Ula Temel nedur o kitap da
demiş.
Temel de hemen bilgiç bilgiç
- Düzmantık kitabıdır
- Ula düzmantık da nedur da
- Ula bilmey misun
- Yok bilmeyrum
demiş.
Temel de hemen başlamış anlatmaya
- Ula sizin evde akvaryum varmidur
Dursun
- Yoktur
deyince
Temel hemen demiş ki
- O zaman sen *bnesin.:))
 
Adam karısını sevgilsiyle yatakta basmaya kararlıymış.Evden çıkınca bindiği taksinin şöförüne olayı anlatmış.Taksici şahit olmayı kabul etmiş ve bu ikili adamın evine geri dönmüşler.Tabi beklenen gibi
adam karısını sevgilisiyle içerde.
... Çarşafı kaldırınca karısıyla adamı beraber görmüş.Kocası sinirli neredeyse adamı öldürcek karısı demiş "Dur!!" "Niye?" diye sormuş adam."Şimdi oturduğumuz evi kim aldı biliyor musun? Çocukları Amerika'da kim okutuyor sanıyorsun.Bodrumdaki yazlıkla yeni tripleks villayı kim yaptırıyor zannediyosun.Hepsini bu adam yapıyor.
Kocası bunları duyunca daha çok sinirlenmis.
Beraber baskın yaptıkları şahit olacak olan taksiciye sormuş:"Ne yapayım ben bu adama he söyle demiş ne yapayım ?
Taksici çok sakin bi sesle:
-Üstünü ört abi üşümesin...
 
X