- 14 Temmuz 2006
- 700
- 8
Feng Shui sözcükleri Çince'de Rüzgar ve Su anlamına gelir.
Yüzyıllar öncesinde Çinliler yaşadıkları topraklar üzerinde yaşam kalitelerini yükseltmek için uğraşmışlar ve yerin ve havanın dilinden anlamak için bu bilgeliğe başvurmuşlardır. Bugün artık, batıda da şans ve refahı arttırmak için Feng Shui, işyerlerinde ve evlerde kullanılan ve giderek popülaritesini artıran bir sanat halini almıştır.
Feng Shui'nin temel amacı doğal düzenle tam bir uyum içinde olmak ve derin bir duyarlılık yaratmaktır. Feng Shui'nin kullanımında sezgilerin ve sağduyunun da büyük bir önemi ve katkısı vardır.
Bizim de amacımız size Feng Shui'yi kavramsal ve teorik olarak tanıtmak, genel bir anlayış yaratarak, hayatınızda aksayan yanları daha iyi bir hale getirmenize, şansı, mutluluğu ve zenginliği yakalamanıza yardımcı olmak.
Feng Shui'nin temeli çok eskilere dayanır. Kadim Çin efsanelerine göre, bundan yaklaşık 4,000 yıl önce Lo Nehri'nden (Sarı Irmak) yüzeye dev bir kaplumbağa çıkar ve Çin'in merkezine doğru ilerler. O tarihlerdeki inanışa göre, tanrıların kaplumbağanın içinde yaşadığı düşünüldüğü için, bu kaplumbağaya da çok önem verilmiş ve uğurlu olduğuna inanılmış. Eskiler kaplumbağanın kabuğu üzerinde bir şekil görmüşler (sağda en uçtaki resme bakın). Kabuğun üzerindeki bu şekil üçe üçlük, dokuz kareden meydana gelen ve üzerinde noktalarla sembolize edilen sayılarmış.
Yatay ya da dikey, her yönden bu sayılar toplandığı zaman 15 ediyormuş. Onbeş ise, Çin güneş takvimine göre bir seneyi oluşturan her bir 24 döngüdeki (ay) gün sayısıdır.
Bu dev kaplumbağanın üzerindeki sayıların düzeni bazı enteresan konularla bağlantılıdır. Mesela, Çinlilerin zaman sisteminde 9 sayısının (kaplumbağanın üzerindeki dokuz kare) çok ayrı bir değeri vardır. Zaman her biri 20 yıl süren 9 çağa bölünmektedir. Üç 20 yıl bir "dönem"i meydana getirir. Büyük Döngü'nün tamamlanması için 180 yılın geçmesi gerekir. Her 20 yıllık küçük dönem bir ila dokuz arasında bir sayıyla isimlendirilir.
Feng Shui'yi anlayabilmek ve kullanabilmek için Yin ve Yang kavramlarına da aşina olmak gerekir. Yin ve Yang ikiz kavramları antik Çin kozmolojisinin temel taşlarındandır ve Güneş ve Ay ile de sembolize edilir. Bu semboloji evrende aktif olan kutuplaşmanın en temel halini ya da başka bir deyişle, iki temel karşıt gücü temsil eder.
Yin (dişi) Yeryüzü, Ay, karanlık, gece, dişil, negatif, statik, kış, soğuk, emen, alıcı, kış, yumuşak, içine çeken.
Yang (erkek) Gökyüzü, Güneş, aydınlık, gündüz, eril, pozitif, dinamik, yaz, sıcak, sert, dışarı veren
Ama bu kavramlar hiç bir şekilde yalın değillerdir ve birbirlerinin içine geçmişlerdir. Yani, Yin Yang'da, Yang ise Yin'in içinde her zaman vardır. Olumluyla olumsuzun, karanlıkla aydınlığın, sıcakla soğuğun, bu değişken bileşimi, dünyanın dönmesini de sağlayan, yaşamsal enerji Chi'yi yaratır. Chi insanın yaşamınındaki temel etkenlerden ilkidir. Anlamı "nefes" olan chi, yeryüzünün şekillerini, bitkilerin biçimlerini yaratan, hayvanların yaşam mücadelesini sağlayan enerji ya da güçtür. İnsanlarda ise, bedenin varlığını devam ettiren, eylemlerimizi, amaçlarımızı belirleyen, ruh ya da bedensel güçtür. Dolayısıyla her seviyede yaşamın dengeli bir biçimde devam edebilmesi için, bu enerjinin rahatça akması, engellerle karşılaşmaması da en önemli gereksinimdir.
Feng Shui, yaşamımızı devam ettirdiğimiz ortamlardaki enerji akışını yani yaşamsal gücü inceler ve eksiklikleri tamamlamaya, hataları düzeltmeye yardım eder. Yaşanan ortamdaki chi akşını düzeltmek, arttırmak orada yaşayan insanların da enerji akışlarının düzelmesine yardımcıdır.
Beş Element
Bir ortamdaki enerji akışını verimli hale getirmek için, Yin ve Yang faktörlerinin dengeli dağılımını sağlamanın yanı sıra, Çin inanışında bilimlerin temelini oluşturan Beş Element'i de tanımak son derece önemlidir. Su, Ağaç, Ateş, Toprak ve Metal'den oluşan bu elementler hayatın yapıtaşları olarak kabul edilir.
Beş Element zamanla, mevsimlerle, gezegenlerle, renklerle, yönlerle, bedenimizdeki organlarla bağlantılıdır. Eski Çinlilere göre, bu elementler karşılıklı etkileşim içinde enerji akışımızı yani hayatımızı şekillendirirler.
Uyum, refah ve mutluluk için varolan doğal düzene uyum sağlamak bizler için de en kolay yöntem olacaktır.
Elementlerin karşılıklı etkileşimleri farklı etkiler yaratabilir. Bunlar Üretici Döngü ve Yokedici Döngü olarak nitelendirilirler.
Su bitki ve ağaçları besler, Ağaç meydana gelir, Ağaç Ateş'i yaratır, ateşin yanarak küle dönüşü Toprak'ı oluşturur, Toprak ise Metal'in kaynağıdır. Metal yoğunlaşak ya da eriyerek suya dönebilir İşte bu Üretici Döngü'dür.
Bir de kötü enerji yaratan dolayısıyla, kötü olayların ve felaketlerin nedeni olan Yokedici Döngü vardır. Bu döngü, doğal düzenin dengesinin bozulması ya da tahrip edilmesi sonucunda oluşur. Su Ateş'i söndürür; Ateş Metal'i eritir; Metal Ağaç'u kırar; Ağaç (bitkilerin kökü) Toprak'a nüfuz eder; Toprak Su tarafından emilir.
Feng Shui uzmanları bu türlü durumlarda bu gibi zararlı etkilerden kaçınmak için dengeleyeci bir elementin kullanılmasını tavsiye ederler.
Yüzyıllar öncesinde Çinliler yaşadıkları topraklar üzerinde yaşam kalitelerini yükseltmek için uğraşmışlar ve yerin ve havanın dilinden anlamak için bu bilgeliğe başvurmuşlardır. Bugün artık, batıda da şans ve refahı arttırmak için Feng Shui, işyerlerinde ve evlerde kullanılan ve giderek popülaritesini artıran bir sanat halini almıştır.
Feng Shui'nin temel amacı doğal düzenle tam bir uyum içinde olmak ve derin bir duyarlılık yaratmaktır. Feng Shui'nin kullanımında sezgilerin ve sağduyunun da büyük bir önemi ve katkısı vardır.
Bizim de amacımız size Feng Shui'yi kavramsal ve teorik olarak tanıtmak, genel bir anlayış yaratarak, hayatınızda aksayan yanları daha iyi bir hale getirmenize, şansı, mutluluğu ve zenginliği yakalamanıza yardımcı olmak.
Feng Shui'nin temeli çok eskilere dayanır. Kadim Çin efsanelerine göre, bundan yaklaşık 4,000 yıl önce Lo Nehri'nden (Sarı Irmak) yüzeye dev bir kaplumbağa çıkar ve Çin'in merkezine doğru ilerler. O tarihlerdeki inanışa göre, tanrıların kaplumbağanın içinde yaşadığı düşünüldüğü için, bu kaplumbağaya da çok önem verilmiş ve uğurlu olduğuna inanılmış. Eskiler kaplumbağanın kabuğu üzerinde bir şekil görmüşler (sağda en uçtaki resme bakın). Kabuğun üzerindeki bu şekil üçe üçlük, dokuz kareden meydana gelen ve üzerinde noktalarla sembolize edilen sayılarmış.
Yatay ya da dikey, her yönden bu sayılar toplandığı zaman 15 ediyormuş. Onbeş ise, Çin güneş takvimine göre bir seneyi oluşturan her bir 24 döngüdeki (ay) gün sayısıdır.
Bu dev kaplumbağanın üzerindeki sayıların düzeni bazı enteresan konularla bağlantılıdır. Mesela, Çinlilerin zaman sisteminde 9 sayısının (kaplumbağanın üzerindeki dokuz kare) çok ayrı bir değeri vardır. Zaman her biri 20 yıl süren 9 çağa bölünmektedir. Üç 20 yıl bir "dönem"i meydana getirir. Büyük Döngü'nün tamamlanması için 180 yılın geçmesi gerekir. Her 20 yıllık küçük dönem bir ila dokuz arasında bir sayıyla isimlendirilir.
Feng Shui'yi anlayabilmek ve kullanabilmek için Yin ve Yang kavramlarına da aşina olmak gerekir. Yin ve Yang ikiz kavramları antik Çin kozmolojisinin temel taşlarındandır ve Güneş ve Ay ile de sembolize edilir. Bu semboloji evrende aktif olan kutuplaşmanın en temel halini ya da başka bir deyişle, iki temel karşıt gücü temsil eder.
Yin (dişi) Yeryüzü, Ay, karanlık, gece, dişil, negatif, statik, kış, soğuk, emen, alıcı, kış, yumuşak, içine çeken.
Yang (erkek) Gökyüzü, Güneş, aydınlık, gündüz, eril, pozitif, dinamik, yaz, sıcak, sert, dışarı veren
Ama bu kavramlar hiç bir şekilde yalın değillerdir ve birbirlerinin içine geçmişlerdir. Yani, Yin Yang'da, Yang ise Yin'in içinde her zaman vardır. Olumluyla olumsuzun, karanlıkla aydınlığın, sıcakla soğuğun, bu değişken bileşimi, dünyanın dönmesini de sağlayan, yaşamsal enerji Chi'yi yaratır. Chi insanın yaşamınındaki temel etkenlerden ilkidir. Anlamı "nefes" olan chi, yeryüzünün şekillerini, bitkilerin biçimlerini yaratan, hayvanların yaşam mücadelesini sağlayan enerji ya da güçtür. İnsanlarda ise, bedenin varlığını devam ettiren, eylemlerimizi, amaçlarımızı belirleyen, ruh ya da bedensel güçtür. Dolayısıyla her seviyede yaşamın dengeli bir biçimde devam edebilmesi için, bu enerjinin rahatça akması, engellerle karşılaşmaması da en önemli gereksinimdir.
Feng Shui, yaşamımızı devam ettirdiğimiz ortamlardaki enerji akışını yani yaşamsal gücü inceler ve eksiklikleri tamamlamaya, hataları düzeltmeye yardım eder. Yaşanan ortamdaki chi akşını düzeltmek, arttırmak orada yaşayan insanların da enerji akışlarının düzelmesine yardımcıdır.
Beş Element
Bir ortamdaki enerji akışını verimli hale getirmek için, Yin ve Yang faktörlerinin dengeli dağılımını sağlamanın yanı sıra, Çin inanışında bilimlerin temelini oluşturan Beş Element'i de tanımak son derece önemlidir. Su, Ağaç, Ateş, Toprak ve Metal'den oluşan bu elementler hayatın yapıtaşları olarak kabul edilir.
Beş Element zamanla, mevsimlerle, gezegenlerle, renklerle, yönlerle, bedenimizdeki organlarla bağlantılıdır. Eski Çinlilere göre, bu elementler karşılıklı etkileşim içinde enerji akışımızı yani hayatımızı şekillendirirler.
Uyum, refah ve mutluluk için varolan doğal düzene uyum sağlamak bizler için de en kolay yöntem olacaktır.
Elementlerin karşılıklı etkileşimleri farklı etkiler yaratabilir. Bunlar Üretici Döngü ve Yokedici Döngü olarak nitelendirilirler.
Su bitki ve ağaçları besler, Ağaç meydana gelir, Ağaç Ateş'i yaratır, ateşin yanarak küle dönüşü Toprak'ı oluşturur, Toprak ise Metal'in kaynağıdır. Metal yoğunlaşak ya da eriyerek suya dönebilir İşte bu Üretici Döngü'dür.
Bir de kötü enerji yaratan dolayısıyla, kötü olayların ve felaketlerin nedeni olan Yokedici Döngü vardır. Bu döngü, doğal düzenin dengesinin bozulması ya da tahrip edilmesi sonucunda oluşur. Su Ateş'i söndürür; Ateş Metal'i eritir; Metal Ağaç'u kırar; Ağaç (bitkilerin kökü) Toprak'a nüfuz eder; Toprak Su tarafından emilir.
Feng Shui uzmanları bu türlü durumlarda bu gibi zararlı etkilerden kaçınmak için dengeleyeci bir elementin kullanılmasını tavsiye ederler.