• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Felsefeden Astral Dünyaya !!!

Revolucion

Artık Güneş Doğmuyor :(
Kayıtlı Üye
6 Mart 2007
2.549
115
323
Uyarı: konular herkese uymayabilir, rahatsız edebilir bu başlıkta olmak isteyip istemediğinize alttaki cümleyi düşündükten sonra karar vererek okuyunuz :1:

Örümceğin Zehir Aldığı Çiçekten Arı, Bal Alır...

bakış açılarına göre değişir her şeyin yorumu. bazısına göre bir cümle sadece cümledir gerek yoktur anlamını düşünmeye bazısına göreyse .......... uzar gider altından çıkabilecekler.
bir kaç yıl önce bende cümlelere kelimelere saplanıp kalmadan öylesine işte diyerek bakıyordum pek çok şeye. romanlar benim için sadece romandı. filmler eğlencelik.hiç aklıma gelmemişti arkalarına bakmak. zevk için vakit öldürmek için girdiğim bir online oyunda bir arkadaşımın o dönem elimde olan bir kitabın yazarına yaptığı açıklamayla ve verdiği bir linkle değişmeye başladı herşey.o gün saatler boyunca üzerinde konuştuk yaptığı yorumun hiç bilmediğim bir dünyadan bahsediyordu. önceleri kabullenemedim çünkü bildiğim herşey savunduğum herşey şekil değiştiriyordu resmen ancak garip bir şekilde de yapboz parçaları gibi birbirine birleşiyor.ancak kabul etmek için daha elle tutulur şeylere ihtiyacım vardı bana göre değildi hemen haklısın demek. önce bahsettiği sadece internette yayınlanan bir dizi videoyu izledim. yaklaşık 4 bölüm her biri 40'ar videodan oluşan. her videoda yok canım diyerek daha derine indi araştırdıklarım. o dönem nasıl olduysa elime geçen bir kitapta merakımı iyice deşti.derken felsefenin gerçek anlamının filozoflardan ibaret olmadığını aslında hayatın bile bir felsefe olduğunu kabul etmeye ve sorgulamaya başladım. o ara Ersin Özdül'in kitaplarıyla tanıştım. onun sayesinde antik çağları, kabul görmüş dinleri ve felsefelerini tanımaya odaklandım önceleri. ancak eksiğim çoktu. bu güne kadar sadece Elahamdülillah demiştim fakat ya öncesi ve sonrası.aslında her Peygamberin hayatında öyle çok detay vardı ki. kısa sürede tüm eksiği kapatamasamda en azından bir bölümüne ulaştıktan sonra ana unsur olan bilgiye yoğunlaşmaya başladımki ondan sonra işler iyice karıştı. hayatın insanın önüne gerçekten aradığını koyduğunu işte o zaman farkettim.işte o ara elime Meg Brain'ın ve E. D. Anna'nın kitapları geçti. Meg Brain Bilginin Gizemli tarihine Yolculuk isimli kitabıyla videolar neredeyse bire bir örtüşüyordu. (konular farklı olmasına karşın) onun sayesinde bu kendilerine spritüeller daha yaygın adıyla gizemciler denen garip dünyayı farkettim. o döneme kadar okuduğum kişisel gelişim kitapları olsun, göyya bizlere daha iyi, daha mutlu bir dünyayı sunanlar olsun faklı bir dünya ve amacın peşindelermiydi ? yok canım daha neler ne çıkarları olabilirdi ki ?
o ara bir türlü kitapçılardan temin edemediğim sonunda yayın evini arayarak istediğim ve aslında yasaklı olan yedi uyuyanlar isimli bir roman verdi cevabı. ne gariptirki şimdide farklı dönemlerde yazılmış kitaplar yapılmış videolar ve çekilmiş filmler tek bir perde de toplanıyordu. amaç inançların derinlerini yıkmaktı bu sayede her şeyin ve her yerin yıkımı daha kolay olacaktı. istedikleri yerde istedikleri şeyi daha kolay arayabileceklerdi. kanıtmı küçücük bir örnek mescidi aksanın altındaki tüneller.sadece bir kaç dakikalığına orayı şu ankiianançlarımız doğrultusunda altında arkeolojik kazı yapılması için yıkmak istediklerini açıkça söylediklerini düşünün. şuanki halimizle kabul etmeyiz değilmi ? peki ya inandıkları şeye inanırsak ?
neye inanıyorlar.en büyük gücün insan beyni olduğuna. tamam bu kabul edilebilir ne varki buda bu zaten artık kanıtlandıda diyorsunuz diymi bende bunu kabul ediyorum ama yaratmak !!! bu biz müslümanların kabul edeceği bir şey değil. Meg brain kitaplarından birinde çok açık bir dille insan tanrıdır der. saf ışıktan varolduğunu ve varlığını mükemmele taşıyana dekte bu ışığın (ruh) beden değiştirerek gelişeceğini savunur. !!! tanıdık geldimi :1:hani bir kaç yıl önce tv kannalarının en çok reyting toplayan konusu Reankarnasyon.Allah'tanki aklı başında bir bilim adamı bu çılgnlığa mantıklı bir açıklama getirdide ortalık biraz olsun yatıştı. ancak malesefki artık günümüzde reankarnasyona inananlar azımsanamayacak kadar çok. bir delik açıldı nihayet inançlarda ama devam etmek lazım çünkü şuan bizim elimizde olan pek çok yer onlara lazım. çünkü asıl tarihlerinin ve büyük sırların bu bölgelerde olduğunu düşünüyorlar. ayinleri için belli kilit noktalara ihtiyaçları olduğu görüşündeler.
iyide nerden çıktı bu adamlar kimler ? asıl kimlikleri bilinmemekte ve belliki bu kitapların yazarları, filmlerin yapımcılarıda ya kendi isimlerini kullanmıyorlar yada onlarda sadece maşalar. nereden çıktıklarına ise tarih bile cevap veremiyor. bilinen en eski filmleri tiron üçlemesi. eserleri tüm dünyaca ünlü resimler ( son akşam yemeği sadece biri ).tarihin derinliklerine indiğinizde. Mu medeniyetini (kayıp atlantis) ataları olarak kabul ediyorlar. ilk ortaya çıkmaya başladıkları dönemse. milattan sonra 4. y.y. lara dayanamıyormuş gibi görünsede, daha öncesi olduğunu kanıtlama çabasında olan araştırmacı yazarlar mevcut.

kısaca burada bahsedeceğimiz ve tartışacağımız konuların özeti bunlardan ibaret. bu konularla ilgili gözden kaçırmak istemeyeceğimiz yayınların kitap film ve makalelerin isim, tartışma ve analizlerini rahat rahat kimseyi rahatsız etmeden kendi yağımızla kavrulmak için açtığımız bir topik.
 
ilk ele alacağımız konumuz bu topiğin açılmasınada sebep olan bir film/kitap ismi Secret.
yalın gözle bakıldığında bize sadece istediklerimizi elde etmenin anahtarlarını sunan hiç bir zararı olmayan hatta yararlı bir yapıt ( tam kelmeyi bulmadığımdan kullandığım bir sözcük) olmuş. peki gerçekten öylemi ? ben kapıyı açıyorum siz maddeler halinde öğretilerine bakın buyrun tartışmaya :))
 
DİP NOT :

daha önce karşılaştığım bir konuşmadan ötürü öncesine değinmekte yarar buldum. bu konular (film, kitap, makale vb. ) hakkında 10 yılı aşkın süredir araştırıyorum ve inceliyorum. şimdiye kadar verdiğim yazar ve kitap isimleri sadece içlerinde en belirgin ve yalın anlatımları olanlar videoların bulunduğu sitenin isminiyse site kurallarından dolayı veremiyorum. fakat bunları zaten biliyorum daha derine inmek istiyorum diyen olursa tüm arşivimin isimlerini verebilirim.
 
Revolucion, sen bu konuda çok bilgilisin, çok araştırmışsın belli. Doğal olarak bu kadar bilgiyi burada herkesin anlayacağı dilde özetlemek zor. Bu konular hakkında hiç bilgisi olmayan kişiler için biraz havada kalmış olabilir bu konu. Kimseden de ses çıkmamış.
Başka bir topikte bu "secret"la ilgili, dikkatli olunması gerektiğiyle ilgili bi şeyler söylemiştin. Onu biraz açar mısın?
 
tabiki firforcum.
önce kısa örneklemeler yapayım. secret tarzını ilk Dünyanın En Büyük Sırrı (Og Mandino ) isimli kitapla tanıdım. yaklaşık 7-8 yıl önce o dönem için çok cazip gelmişti bana çünkü altında başka bir sebep yada inanç aramak aklımın ucundan bile geçmemişti. düşünsenize hayalini kurduğunuz şeyin gerçekleşmesi mükemmel ötesi ve yalan söyliim denememişte değilim. aslına bakarsanız meyvasınıda yedim ancak garip bir şekilde rahatsız etmeye başlamıştı bu konu beni ve sebepleri üzerine felsefede budur diyebileceğim bir arkadaşımın (aslında hocam demeliyim ) farkındamısın kadere inancını yitirmeye başladın uyarısı üzerine ayılmış ve bu konuların derinlerine inmeye başlamıştım.doğal olarak baktığınız açı işi cazip yada kötü kılan şey oluyor. diğer topikte bir arkadaşımızın bir sözü vardı (tam hatırlayamamakla birlikte) belli düzeylerdeki insanların ayrımı yapabileceğinden bahsediyordu ve çokta haklıydı. belli bir seviye kelimesinde.çünkü yüzeysel bakıldığında aslında çok iyi ve güzel şeyler anlatıyor bu kitap ve film. ama derinde. ilk olarak Şükür le başlıyor tamam bu bizim inançlarımızada uyan bir durum ama ya maddecilik? elinde bir taş çeviren biri geliyor karşımıza ve bize şunu söylüyor hatırlatacak bir şey ??? tarihe bakıldığında dinlerin bozulma unsurlarından biridir gözle görülen şeylere yönelme örnek ilk insanların tek tanrılı olduğu halde sonrakilerin onlardan kalma maddelere tapınmaya başlaması. yada daha basite indirgeyelim. film önce en basit bize en yakın unsurlarla ve hiçte inançlarımıza değinmeden başlıyormuş gibi görünüyor ve masumca "çekim yasası diyor" çekim yasasına eş değer olarakta düşünceyi gösteriyor. tamam buraya kadar bir sorun yok. peki düşünceyi ön plana çıkarırken neden "anlamamız reddetmeniz anlamına gelmez " diyor ve ilerleyen sahnelerde neden "bilgilenin ama onun bir parçası olmanız gerekmez " deniyor ?
aslında çok küçük nüanslar bunlar ve tehlike neresinde diymi işte size asıl cevap yine filmden birkaç cümle ardı ardına sıralandıklarında cevabı zaten siz bulmuş olacaksınız !!!
" kendi hayatınızın şaheserisiniz"
" kendi gerçekliğinizi yaratan sadece sizsiniz"
" artık farklı ianançlar geliştirmelisiniz "
" her şey enerjidir = Ruh Eşittir enerjidir = Ruh Tanrıdır "(haşa .... ben söylemek bile istemiyorum) bu cümle merak edicekler için filmin 1 saat 10. dakikasında geçmekte
" Tanrıya ne diyorsanız siz O sunuz "
buraya kadar yüzeysel sadece filmden gittik şimdide derinine inelim. akımın tam başlama tarihi bilinmemekte ancak Mısır'ın 11. hanedanlık dönemlerinde ilk izlerine raslanmakta. o denm çok daha basit şeylerin peşindelerin büyü sanatıyla güç ve ölümsüzlüğü bulmak için çabalıyorlarmış sonraysa ilahi dinlerin tekrar ortaya çıkmasıyla işleri zorlaşmaya başlıyor. çünkü istedikleri belgeler ( taş tablet, tapınaklardaki duvar yazıları vs.) kutsal dinlerin yayılmaya başladığı bölgelerde kalıyor ve üstlrine birde kutsal dinlerin yapıları gelince iyice ulaşılamaz bir hal alıyor.
konunun bundan sonrasıysa çok daha derin bunun için tek tek inanışlarını sebep ve sonuçlarını incelemek gerekiyor ki bu başka bir konu ancak isteyen olursa daha derine inebilirim. ayrıca yazdıklarımın hepsi farklı kaynaklar aracılığıyla edindiklerimden bir derlemedir ve dikkat deme sebebim dinin ince bir çizgi oluşudur. tabi çok derin incelemiş olabilirim hatta hatalarımda olabilirki vardırda muhakkak bunun içinse her bir detayı tek tek masaya yatırıp tartışabiliriz.
 
harika bir topik harika bir konu ..zamanında çokça ilgilendiğim ve kafayı yemek üzereyken bıraktığım bir konu...
lisedeyken bir arkadaşım bunlrla kafayı fena bozmuştu ,müslümanken bir süre ateist olarak yaşadı ,hiçbir dini benimsemedi ,fakat derinlere indikçe asıl derinliğin islamda olduğunu anlayarak müslümanlığa geri dönüş yaptı..
yazdıkların gerçekten sadece hayata objektif bakabilen ,ezbere yaşamayan ,yaşadığı herşeyi sorgulayan insanların işi..
bunu yapabilen insan sayısı çok az ,çoğu insan ezbere yaşadığı ve hayatındaki hiçbirşeyi sorgulamadan ,incelemeden ,araştırmadan ölüp gittiği için boş bir hayat yaşamış olarak ayrılıyor bu dünyadan..
oysaki insanın yaşama dair sorguları ,ilgisi olmalı ..
tam bana göre bir topik burası biliyormusun ...
aslında ilgi alanlarımız aynı ancak bakış yönlerimiz farklı ..
şöyleki sen bütün bunlara felsefe penceresinden bakıyorsun ben ise sosyal-kültürel siyasi açıdan..
her zaman tarihe ilgim çok büyüktü..
dünyadaki düzeni ,meydana gelen küresel olayları ,ülkelerin siyasi stratejilerini ,kimlerin nasıl bir dünya düzeni oluşturmak istedğini ve bu düzenin hangi aşamalardan geçerek nasıl inşa edildiğini hep merak etmişimdir..çünkü bu merak özümden geliyor ..ben kimim neden yaşıyorum nerede yaşıyorum etrafımda neler oluyor sorularının cevabı bütün bunlar aslında..
ve sürekli tarih ve siyaset kitapları okuyorum..
çok küçük yaşlarda lisedeyken okuduğum yakın tarih kitaplarıyla başladı bu ilgim..
sandığım birçok şeyin aslında öyle olmadığını öğrenmeye başlayınca ,dünya düzenine ,tarihine ait herşeyi öğrenme isteği oluştu bende ..
daha sonra illuminati ile ilgili kitaplar okudukça iice kafa yormaya başladım ..şuanda da yine bu tür kitaplarla ilgileniyorum ..
dünyanın düzenin keşfetmek ve yaşamı daha ii anlayabilmek için..
paylaşımlarını şiddetle takip edeceğim haberin olsun :34:
 
Son düzenleme:
gerçekten bakış açılarımız farklı ama bence buda bizim için bir artı. böylece benimde eksik yönlerimi sen kapatabilirsin :) çünkü gerçekten çok dallaı budaklı bir konu ne tarafından tutsan bi yönün hep açıkta kalıyo ve hepsini birden irdelemekte neredeyse imkansız boyutta ancak bir beyne bir çip falan yerleştirip sayfa çevirme hızında okuyabilmek falan gerekiyor ki hem eski yayınları hemde yenileri yetiştirebilelim :1: ee oda olmayacağına göre.
Illuminati benimde başlangıç noktalrımdan sayılır daha doğrusu parçaları birleştirdiğim şey. şey diyebiliyorum çünkü tam bir isim koyamıyorum oluşum desem değil, yapı desem değil bakış açısı ise çok yüzeysel kalıyor bu konuyu anlatmaya. ama yeni dünya düzeni ve nasıl bu hale geldiği benimde en çok ilgimi çeken nokta. heleki kitaplarını olsun, filmlerini olsun yada hayata geçirdikleri bazı şeyleri bilerek ve irdeleyerek baktığında gerçekten nereden geldik nereye gidiyoruz demeden edemiyor insan. birde adamların bu kadar uzun zamana yayılan projelerini gözlemleyince resmen akıl oyunlarının içinde hissediyorsun.
fikir değişimlerine gelince gerçekten onlarını dünyasını sadece yüzeysel tanıyarak durduğu çizgiden sapan çok insan oluyor. ve suçlayamıyorumda ne yalan söyliim çünkü sanki bir hiç bir zararları yok gibi hatta çok iyi ve güzel şeyler empoze ediyormuş gibide görünüyorlar dahada öncede dediğim gibi fakat neden dediği zaman insan işte orda asıl cevaplar çıkıyor ortaya. bu konular üzerine araştıran hatta bir kaçta kitabı çıkan bir hocamın bu konulara ilgim artmaya başladığında bana söylediği bir sözünü asla unutmam. "bu dünyada en ucuz şey bilgidir ancak onunda bedelleri ağırdır " demişti.
bu arada takip etmektense koulara girmeni daha çok tercih ederim çünkü dediğim gibi benimde eksik olduğum noktalar mevcut bu sayede bende eksiklerimi kapatabilirim bir nebze olsun.:34:
 
KONFÜÇYUS

geçtiğimiz akşam filmini izleme fırsatını nihayet bulabildim. aslında çok şanslı hissediyorum bu konuda çünkü daha önce hem onun bibliyografisini direk Çince'den çeviri okuyabilmiş hemde gerçek bir Çinli'den dinleyebilmiştim.ancak görsel olarak izleyebilmek çok daha iyi oldu. ancak ben filmdeki unsarı irdeleyeceğim burada ;
birincisi tüm filmde dikkat çeken üç kare sembolü bayraklarında yazılarında hatta aklına gelebilecek hemen emen her sahnede kullanılmış. yan yana üç kare tarihte ilk Nakal tabletlerinde görülmekte ve Mu Hanedanlığını simgeliyor. üç olma sebebi üç büyük hanedanlık ve üç kıta oluşundan geliyor. bir nevi Konfüçyus'un bilgeliğinin ve eğitiminin dünyanın ilk bilgelerinden geldiği işlenmiş. Çin, Hint ve mısır kültüründe Mu'ların dünyanın en büyük ve en bilge kişilerinin yaşadığı yer olduğu ve atalarının onlar olduğuna inanılıyor. hatta şu anki Çin bayrağı bile onların simgelerinden birini taşıyor.Ra-Mu ancak son dönem Mısırındaki Ra kavramıyla Çin deki Ra birbirinden çok farklı sonradan sapan mısırlılar ra yı güneş tanrısı olarak betimliyor ve ona tapınıyorlar. ancak Ra-Mu kavramında tüm evrenin tek yaratıcısı olduğu inancı mevcut. bunu anlatmak içide daire simgesi kullanılmış. başı ve sonu olmayan her şeyi içinde barındıran anlamını taşıyan boş daire. ancak baştada belirttiğim gibi sonradan sapan mısırlılar onun güneş olarak betimleyip, algılayıp güneşe tapınmaya başlamışlar.
bir diğer göze çarpan sembolse halka şeklindeki yeşim taşı. filmdede belirtildiği gibi eve dönüşü simgeliyor. daha geniş kapsamlı bakıldığında insanoğlunun topraktan gelip tekrar toprağa döneceğinin simgesi.
( bilgilendirmelerim Kayıp Kıta Mu kitabına dayanmaktadır )
devamı daha sonra :))
 
Back