Fake hissetmek


Yaaa şu kalınlaştırdığım yer inanılmaz doğru bir tespit Rahatlıyorum buraya yazınca. Yaşım 32 aslında geç bir yaş. Aslında gençliğimde çok daha takıntılıydım bu BAYA BAYA aşmış halim...

Aklindaki dusunceleri onemsedigin icin oluyor ve obsesif boyle basliyor o dusunceleri dikkate almazsan duzelir zamanla ilk zordur ama sonra gercekten onemsemeye basliyorsun dikkatini baska seye ver karsindakine odaklan

Evet bu biraz obsesyon bence de. Ve bu dediğinizi yeni yeni uygulamaya başladım. Çok faydasını gördüm.


Aynen çok doğru anlamışsınız. Teşekkür ederim.

Bir arkadaşın tavsiyesi üzerine youtubedan Tülay Kök videolarını incelemiştim, "Sınırlar" serisi sizin bu derdinizi de kapsıyor. Bi bakın derim:


Evet bu videoların hepsini izledim yeni izledim hatta. :) Zaten bunları izledikçe bu konularda bu şekilde ilerlemeler kaydediyorum...


Evet dediğiniz gibi bu bir denge işi tamamen... Yani elbette kimseyi takmayan dağdan gelmiş gibi hört zört davranan ya da her aklından geçeni her yerde söyleyen biri olayım demiyorum ama yani daha spontan, daha doğal, daha rahat...

Sanırım aynı kişiyiz ahahahhaa Dediklerinizin her kelimesine katılıyorum bu arada ne sıkması ya konumu ciddiye alıp uzun uzun yazmanıza da onore oldum cidden. Ailemi artık suçlayacak takatim kalmadı artık onlara vurmuyorum 65 yaşında insanlar yazık. Tabi ki aileden kaynaklanıyor. Ben de 32 yaşındayım aslında bu dediklerinizin çoğunu ben de fark ettim aştım da sayılır ama yani hani yeni yeni şeyler fark eder ya insan.


Evet zaman zaman fake olunabilir ama aşırı maskelilik de cidden yoruyor.
Ben de konu benimmiş gibi her mesajı konu sahibinden önce takip edip beğeniyorum.

Fark ettim kanka beğenine sağlık
Şu an izliyorum.
Sizi çok iyi anlıyorum. Halbuki şu yukarıdaki BAM DİYE ORTAMA GİREN BİM REKLAMI gibi olmak lazım. Fazla düşünüyoruz. Bazen aklımda kurdugum şeylerin hiç de gerçek olmadıgını goruyorum

Ben de bazen onu fark ediyorum. Sebebi de bence o kadar kendimize dönük durumdayız ki etrafta gerçekte ne oluyor göremiyoruz bazen.
.
 
N nscckts ay bu arada bana antep'ten hala iş teklifi gelmedi (son aşamalardayım, referanslarımı filan aramışlar o yüzden sanırım alınacağım). taşınınca size haber vericem. korona geçerse eğer ben gelene kadar (allahtan ümit kesilmez ) buluşuruz :) . rahatsız rahatsız otururuz sonra da endişe içinde eve döneriz dermişim gerçi abartmıyim ya o kadar da değil.
 
yaslarımız da yakınmıs dun dogum gunumdu artık 34 yasımdayım
cok mutlu olurum gorusmeyı cok ısterım bence bırbırımızın dılınden ıyı anlarız destek tim
 
Maalesef bendede var o sorun.
Ve bende kendimden bile yoruldum. Ince dusunmekden, kirilsamda kirilmamis gibi ustunu kapatmakdan. Beni kotu bilmesinler diye canim sıkıldıgı konularda bile bu benim canimi sıktı dememekden cok yoruldm.
Aman kimseyle küs olmayim demekden...
Biriyle tartissam onu gunlerce kafaya takmakdan yoruldm.
Insanlarla aram kotu olmasin, bak kekkirintisi soyle soyle biliyomusun demesinler diye duygularimi saklamakdan biktim.

Nasil gecer bilmiyrm. Bence bu kendimizden cok karsimizdaki insanlara deger verdigimizden kaynaklaniyo kesinlikle..
Ve ailenin yetistirilmesinden. Bence cokda asilcak bise degil sanirim. Cok yiprandim cok sey yasadim hala kolay kolay biri kekkirintisida beni cok kirdi diyemez bu hayatta. Bu benim huyum napim. Ama cok yorucu onu biliyorm.

Yazdiklarinizi okurken aaa bu benim dedim...
 
kesınlıkle benımkı boyle
 

Annem biraz manyaktı, aynen bu dediğiniz gibiydi. Yani anlatsam inanamayacağınız yuh küçücük çocuğa bu yapılır mı diyeceğiniz türden sindirilme hikayelerim var. Kötü anne değildi çok ilgiliydi aşırı sevgi dolu ilgili koruyucu ama Alman yatılı okul müdiresinden halliceydi. Hatta Alman okul müdireleri annemin yanında daha lakayt kalır. Şu an çok yumuşadı çok sakinleşti aramız çok iyi. Hayatıma filan hiç karışmaz şu an. Uzun süredir böyle. Bir on on beş senedir annem bambaşka bir insan oldu.


Bence Türkiye'de çoğu kadında var ya... Bence Türkiye'de çoğu kadına "aman benden kıymetli mi be" farkındalığı 30dan sonra yükleniyor... Bence aşılacak bir şey. Yani ben son zamanlarda art arda bu konuları açıyorum mesela ama aştığımı fark ediyorum. Aşarken birileriyle paylaşmak ihtiyacından açıyorum konuyu. Bence kesinlikle aşılır.
 
öff yettı be noktasına geldıgınızde gecıyor
o noktaya gelene kadar sabrınızı ozverınızı fazlasıyla tuketmıs oluyorsunuz sonra bu yasa geldım bu yastan sonra kımseyı cekemeyecegım artık benı bılen bılır bılmeyende kendı gıbı bılır dıyor cekılıyor ınsan kosesıne
 
bir an kendi hayat hikayemi okur gibi oldum, ne kadar güzel yazmışsınız ve aynı şeylerden geçmişiz.

konu sahibi senin çocukluğun nasıl bilmiyorum ama ben de çok eleştirel ve sürekli kendime dikkat etmem, doğru davranmam konusunda obsesif, mükemmelliyetçi bir anne ile büyüdüm. ruhumda çok derin yaralar açtı ki hala çoğunun üstesinden gelsem de, yaşım 33, hala etkilerini hayatımın bazı alanlarında tam anlamıyla silebilmiş değilim.

ufak bir örnek vereyim: annem çocukken bir misafirlikte bile bana kızım bir şey yemek ister misin diye sorsalar, asla evet demememi tembih ederdi, biri soru sordu mu kaş göz yapardı, bakışlarını hissederdim. olur da onun istediği gibi davranmazsam hep bana " insanları neden rahatsız ediyorsun?" diye sorardı. bak bu minik bir örnek. daha niceleri var. ben hep sanki kendim olursam hep hata yapacağım, hep bir şeyleri mahvedeceğim annem beni sevmeyecek anksiyetesiyle büyüdüm ki daha derine inersek de ben karakter olarak babama benzediğimden annem hiçbir zaman benim "gerçek karakterimden" memnun olmadı, kabullenmedi. ta ki yetişkin olup ikimiz de birbirimizi kabullenene dek.

fakat tahmin edebileceğin üzere ben bunun etkilerini çok yaşadım. insan ilişkileri hep çok yorucu oldu benim için, hayatımın neredeyse ilk 25 yılında "ben mutlu muyum? ben ne istiyorum? ben ne hissediyorum?" diye soru sormak gibi bir durumum yoktu. anladım ki en büyük hata buymuş, aslında en merkezde sadece biz varız, bunu görmek gerekiyormuş. alıntı yaptığım üye de aynılarını çok güzel yazmış.

bu bencilce gelecektir sana ben de zamanında öyle algılıyordum ama değil, sadece sana böyle öğretilmiş. kendini hayatının başrolü yap emin ol sen olmazsan onlar da yok, kimsenin bir önemi yok. nasıl bir dizide başrol en önemli karakterse ve diziyi götürüyorsa, diğerleri sadece yan karakterlerse insanlar da öyle. sen başrolsun, bu hayat senin, diğerleri gelip geçici, bunu bilmek seni bencil bir psilik yapmaz. kendine değer veren saygı duyan bir kadına dönüştürür, ben bu yolda hala çabalıyorum, umarım bu yazdıklarım sende de bir şeyler uyandırır.
 
önceden bende de çok oluyordu. kimseyle zıt düşmemek için kendi fikirlerimi bile söylemediğim çok olmuştur
hala da insanlara göre yaşamamayı çok öğrenemedim, mesela eşim çok rahat bir insandır.. insanlarla iletişim kurarken hiç kasmaz kendini oduğu gibidir bu arada bende cok konuskan ve iletişim kuran bir insanım. ama ben söylediklerime daha cok dikkat ederim, aman insan yanında şu denir mi şu yapılır mı kendini rahatsız hissetmesin, sevmiyormuşuz istemiyormuşuz gibi düşünmesin gibi gibi bir çok şeye dikkat ederim.

bende eleştirel bir anneyle büyüdüm. hatta cok kıyaslandım uslu olmadığım için.
her şeyime müdahale eden ve ne yapmaya kalksam sen onu yapamazsin bunu yapamazsın diyen bir anneydi. bu yüzden de evde bile hiçbir şey yapmama izin vermezdi. sonra aradan yıllar geçti bu sefer de hiçbir şey yapmadığım için şikayet eden biri oldu.
şimdi evlendim aramız iyidir gelir gider ama hala yemek ve temizlik yapmama dahi inanmaz
bu yüzden de biraz özgüvensiz ve sürekli insanlara bir şeyler yaptığımı kanıtlamaya calısıp onları memnun etmeye calısırdım.

eleştirilicem korkusuyla da herkese katlanır aram herkesle iyi olsun aman zıt olmayayım derdim. artık öyle değilim. gerçek dostlarım var ve onlarla kendim gibiyim. ağzıma geldiği gibi konuşuyorum, yanında rahat olmadığım insanlarlaysa görüsmüyorum
 

Cidden aynıyız. Ben de babama benzediğim için annem çok kızıyordu bana. Aynen yüzde yüz mükemmeliyetçi anne. Bu dediklerinizin hepsini istisnasız ben de yaşadım. Şu an konu açmamın sebebi aslında şu aralar bu konulara çok eğiliyorum ve çok değiştim. Dediklerinizin hepsine katılıyorum.
 
İnsanları yedi yirmidort sallamamak onlara değer vermediğin anlamına gelmez ki. Benim enn yakın arkadaşım,hatta eski ev arkadaşım, canım dostum var bir tane,başka bir şehirde yaşıyor. Çoğu aradığımda açmaz, ona ilettigim komik videolara bir beğen emojisi koymaz, hatta bir kere ona da yakın A şehrine gitmiştim, 'gece sana geçer, bir gün geçirir akşamına kendi sehrime donerim' diye konuşmuştuk. Ben o a şehrine gittim,işim bitti aradım,açmadı. Otogara gittim,aradım açmadı. Bilet almadan önce daha sık aramaya başladım,açmadı. En son 'garajdayim lan' yazdım, telefon elindeymis ki hemen aradı 'aaaaaa unutmuşum ben yaaa' diye. Ve daha şu an aklıma gelmeyen tonla benzer anı :) o da kafası dağınık, 7/24 konusamayacagin birisi. Ama benim candostum. Başıma kötü bir şey geldiğinde arayacağım ilk insan (bazen açmasa da), her durumda , ne olursa olsun yanımda olacagini ve benimle olan kardeşlik bağını da biliyorum. Belki tüm mesajlarıma cevap vermez ama her ihtiyacım olduğunda bana varlığını hissettirir. Önemli olan da bu bence.

Ahllahimmm,ne kadar güzel bir özellik, keşke bende de olsa .
Ben mesela hayatta tahammül edemem , benim fikrime aykırı bir konuşma dönüyorsa. Oysa o onun fikri, onun düşüncesi. Herkesin içine doğduğu dünya,yaşadıkları, okuduğu/izlediği şeyler,kendi hayal gücü belirler düşünce yapısını, farklılıklar asıl zenginliktir, kimse benim gibi düşünmek zorunda değil falan filan. Bunları zaten biliyorum ama gerçekten 'o da onun hayati' diyip susamiyorum. İş yerine hiç sevmediğim bir kız var mesela. Geçen gün 'bizim ülkenin en kötü yanı, vatandaşlari ülkeyi sevmiyor, kendi ülkesini kötüleyen dünya uzerinde sadece turkler var. Kimse ülkesine toz kondurmuyor, İranlılar bile ülkesini asla eleştirmiyor' konuştu durdu, susmuyor da. Oysa kendi (saçma) düşüncesi, konuşsun, sussun yani. Bana ne? Ama tahammül edemediğim için dünya üzerinde türk ırkına mensup olmayan kaç arkadaşının olduğunu sordum, 'demek ki seninle konuşan İranlılar sana yakın hissetmemislerdir çünkü komşunun komşuyu ispiyonlamasiyla dönen bir sistemdeler' falan diye başladım... Yani benim tanıdığım rusundan Amerikalısina, faslisindan Polonyalisina herkes ülkesinin bazı politikalarını eleştirir. Hatta Norveçli gay arkadaşım var, sen norvectesin, her türlü imkanın elinin altında...o bile bazen eylemlere katılıyor , görüyorum. Bir şeyleri protesto ediyor (ki vatanını gerçekten seven insan bence eleştiri yapıp daha güzel olması için çabalar)
Yani ben böyle ters ters konuştum, ortamda bir sessizlik oldu (neyse ki kız artık sustu) falan... Ne gerek var? Kulaklığını tak müzik dinle,onlar konuşsun işte:) keşke etrafımda insanlar benim düşünce yapıma ters konuştuklarında susabilsem. Ama benim sulalem de boyle,uyuz da olurum,çok itici ve gelişime kapalı bir davranış biçimi.
Bence sen kendini hiç değiştirme. Böylesi çok daha güzel
Sanki o insan gerçek yüzümü görse beni sevmez gibi geliyor.
Bence çok yanlış bir dusunce :) az çok seni tanıyan biri olarak diyebilirim ki gerçekten daha çok sever bence :)
kucuklugumden beri herkes beni sevsin takıntım var.
Bu hissi bilmiyroum gerçekten. Ben açıkçası şöyle düşünüyorum ; 'aman ne düşünürse düşünsün,ben ona bayılıyor muyum sanki?'
Gerçekten de kimse kimseyi sevmek zorunda değil ki. Nasıl biz uyuz oluyorsak bircok insana, onlar da bize uyuz olabilirler. Ben hiç problem etmem... Hatta bilirim ki bazı insanlar beni cidden sevmiyorlar ama 'zaten bu salak beni sevse üzülürüm' diye düşünüyorum :)
Ayrıca dünya tarihinden kaç tane imparator, kaç tane peygamber, kaç tane aziz geçmiş. Bunların bile sevmeyenleri var. Yani bir grubun taptığına dunyanin geri kalanı tü kaka diyor.
Onu geç dünyanın büyük bir kesimin inandigi,uğruna kanlar döktüğü, ömrünü ibadete verdiği yaratıcı kavramını da sevmeyen çokça insan var.
Yani hal böyleyken 'herkes beni sevsin' biraz uçuk bir istek oluyor:)
Sen kendini sev , yeter. Tek gerçek o
 
Ahhh o dediginiz oluyomu gercekden. Kendinden yoruluyo insan. Susmakdan....
Bende artk kimsenin benim hakkimda ne dusundugunu umursamadan yasamak istiyrm acikcasi.
Konuyu ben acmisim gibi hissettm gercekden
 
Birebir aynı hissediyorum, kendim yazmışım gibi okudum! İnsanlarla yakın da görünsem çok yüzeysel konuşuyormuşum gibi geliyor, çocukluktan veya çok eskiden kalma birkaç arkadaşım dışında kimse benimle ilgili bir şey bilmez mesela. Ben de onlarla güzel zaman geçiriyorum ama çoğunun hayatını bilmiyormuşum gibi hissediyorum. Ve evet bazen insanlar beni çok yoruyor, üşendiğimden bildiğim konuları bile konuşasım gelmiyor. Moleküler biyoloğum ben mesela, covid ile ilgili makaleleri takip ediyorum keyfi olarak ve bazı konularda bilgim var. Ama birisi konu açtığı zaman “aynen aynen öyle” diyip geçiyorum artık. Pandemi başlarında “sıtma ilacı covide iyi geliyor, Türkiye’de bu ilaç sayesinde ölüm oranı az” diyip duruyorlardı. Birkaç kere bazı makalelerden referans verip o işin öyle olmadığını anlatmaya çalıştım, Almanya’da çalıştığım yerde korona labında çalışan virologların hidroksiklorokinin karşıtı görüşlerini paylaştım vs.diye beni taşlayanlar oldu, neymiş oraya gitmişim de Türkiye’yi beğenmez olmuşum. İnsanlara bir şey diyorsun konu nerelere gidiyor. O yüzden saldım ben de artık hiçbir şeyle uğraşacak gücüm kalmayınca. Herkesi onaylayıp geçiyorum, en azından kafam rahat
 
Konu dışı soruyorum sizin orada uçuşlar durdu mu

Bence senin sorunun fazla düşünmek

Anı yaşa irdeleme
 
Konu sahibi ben de bazen sizin hissettiklerinizi hissediyorum, bir söz var ya "bu dünya hassas kalpler için cehennemdir" diye bu cümle tam olarak beni yansıtıyor, siz de böylesiniz muhtemelen, insanları incitmemek için kılı kırk yarıyorsunuz ama gün sonunda kırılan siz oluyorsunuz, ben de çok aşmayı denedim, bazı zamanlar başarılı oldum bazı zamanlar düşünceler hız kesmeden beynimin içinde dönmeye devam etti.
Örnek vereyim buraya konu da açmıştım hatta, görümcem bana iftira atmıştı 1 2 ay önce, hayatımda ilk kez iftiraya uğradım, günlerce ağladım artık o kişinin adını duyunca bile istemsiz bir gerilme ya da tüm kalbimi saran bir nefret kin hissediyorum, her gün o iftirayı düşünmekten aşırı yoruldum ama düşünmemeyi yapamıyorum ve her günüm mutsuz mutsuz geçiyor ne yazık ki... Kendime diyorum ki "bu insan için değer mi yapma" diyorum ama düşüncelerimi davranışlarıma ve hislerime dökemiyorum, o günden beri her gün saatlerce düşünüyorum, kendimi çok güçsüz hissediyorum
Hanımlar lütfen bana da bir akıl verin
 
Sevmek bir ihtiyac ama sevilmekte ihtiyac denebilir.Herkes sevecek diye bisey yok birbirimizin ayiplarini ortemezken birbirimize ne kadar candan davranabiliriz.En onemli sey bence su hayatta ilk kendini sevmek.Kendini sevince seni sevende cogaliyor.Kendi hayatina bak sende kimse seni kurtarmaz veya kimse bir anne baba olamaz oyuzden iliskiler fasa fiso kendi onune bak.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…