Horasanda namuslu temiz ve iffetli bir aile yaşıyormuş. Evin beyi kuyumcu, hanımı da ev işleriyle meşgul oluyormuş. Bir gün kadın sütçüden süt satın almak için her zamanki gibi kapının arasından süt kabını uzatmış. Ama sütçü her zamanki gibi hareket etmeyerek, kadının uzattığı elini şehvetle tutmuş. İffetli kadın, kendinden geçerek kabı sütçünün üzerine fırlatarak kapıyı kapatıp evine girmiş. Akşam beyi evine gelene kadar da gözyaşı dökmüş.
Beyi eve geldiğinde büyük bir hırsla olanları ona anlatmış. Sonra da ona: “Söyle bakalım, bugün ne yaptın ki bunlar benim başıma geldi” demiş.
Bu durumda beyi durumunu itiraf etmek mecburiyetinde kalarak şöyle demiş: “Doğrudur, hatun! İtiraf ederim ki, bu güne kadar hiç yapmadığım bir şey yaptım. Bilezik almak isteyen bir kadın ‘bileziği takamıyorum, bana biraz yardım eder misin?’ deyince, bileziği onun koluna takarken, sanki bilezik koluna zor giriyormuş gibi davranarak onun elinden biraz daha fazla tuttum. Anlıyorum ki senin başına gelenlerin sebebi budur” demiş.