Evlenmek istememeniz tabii ki en doğal hakkınız. Ben de 32 yaşındayım ve bekarım. Daha önce flörtlerim de oldu, hatta bir tanesi ile evliliğin eşiğinden döndüm. İyi ki de o kişiyle evlenmemişim diyorum nitekim maksat sadece evlenmek ise 10 defa evlenir 10’undan da boşanırdım. Fakat kimse evlenirken boşanmak için evlenmez. Hayatının her anını paylaşabileceği birini bulduğuna inandığı anda evlenmeye karar verir. Mantıklı olan da budur zaten.
Gelelim şu mahalle baskısına. Kendimden örnek vereyim; eğitim hayatımın bir kısmını yurtdışında güzel bir okulda geçirdim, çok severek yaptığım çok güzel bir mesleğim ve mesleki başarılarım var. Ama gelin görün ki çok sık olmasa da arasıra bir araya geldiğim eş dost akraba kişilerinin tek merak ettiği konu benim ne zaman evleneceğim, kiminle evleneceğim mevzusu. Allah çirkin şansı versin diyenini mi ararsın, senin için çok üzülüyorum diyenini mi... Hatta sen artık evlenemezsin diyenler bile var. Anladım ki solucan deliğinden geçip farklı galaksileri keşfedip orada koloni de kursam, oraya da gitti bir koca bulamadı görüyor musun diyecekler. O yüzden aldırış etmeyin, ben artık etmiyorum. Çok üzerlerinize gelirlerse de; hayattaki en büyük başarılarının ne olduğunu sorun mesela. Velhasıl bu toplumda bekar kadın olmak zor, boşanmış kadın olmak zor, hoş evli kadın olmak da zor. Özetle bu toplumda kadın olmak çok zor. Erkeğe eşya muamelesi yapıp “evde kaldın” tabirini kullananı ne duydum ne de gördüm mesela.