Evlenmiş boşanmış, elli yaşlarında aklı başında biri olarak tanıdığım Hanımefendi’ye üzerinde çalıştığım “Evlenmeden Önce” adlı kitaptan söz ettim. Doğan Bey, dedi, şimdiki aklımla yeniden evlenecek olsam, kişiyi daha iyi tanımak için şu dört durumda nasıl davrandığını görmek isterdim. Anlatmamı ister misiniz?
Anlatmasını rica ettim, kısaca şöyle açıkladı:
1- Aç olduğu zaman nasıl hissediyor ve nasıl davranıyor, ona bakardım. Duygusal bakımdan olgun değilse, aç insan sabırsız ve bencil davranmaya başlıyor.
2- Öfkeli olduğu zaman, bir şeye kızdığı zaman nasıl konuşuyor, nasıl davranıyor, dikkatle gözlerdim. Bencil insanın kızgınlığı ile olgun insanın kızgınlığı farklıdır. Diyebilirim ki bir insanın olgunluğunun en iyi göstergeci öfkesini nasıl yönettiğidir.
3- Kendini yalnız hissettiği zaman ne yapıyor? İçine kapanıp dünyaya küsen ve onu suçluyan bir tavır içine mi giriyor, yoksa yalnızlığıyla dost olup, hayatın bu hallerini de sakin bir olgunlukla kabul edebiliyor mu?
4- Yorgun olduğu zaman nasıl davranıyor? İnsanın bencil olup olmadığını en iyi yorgunken nasıl hissettiği ve davrandığı gösterir. İlişkinin önemini kavramış olgun insan ne kadar yorgun olursa olsun diğerlerini de düşünerek davranır.
Kendisine teşekkür ettim ve söylediklerini sizinle paylaşmaya karar verdim.
Hani derler ya "doğru değildi,sinirden söyledim" diye.
İşte ben buna inanmam.
Bir insanın en gerçek yüzü en öfkeli anında belli olur derler.
Tabii tedavilik derecesinde sinir hastası değilse...
Sevdiğine kıyamaz insan. Bağırmaya bile kıyamaz...
Hani derler ya "doğru değildi,sinirden söyledim" diye.
İşte ben buna inanmam.
Bir insanın en gerçek yüzü en öfkeli anında belli olur derler.
Tabii tedavilik derecesinde sinir hastası değilse...
Sevdiğine kıyamaz insan. Bağırmaya bile kıyamaz...
Hemfikirim sizinle.
Seven insan kıyamaz.. Ne kadar doğru bir söz..
Sinirden söylenen herşey aslında gerçekleri yansıtır..
Çünkü içerisinde gizlediği herşeyi sinir anında
dışına yansıtır insan. .
Evlilik zor bir müessese vesselam.