evlat edinme benim de savunduğum, hatta bu konuda kendimi anlatamamaktan yakındığım bir konu.
Orta okul sıralarında meslek seçimimi yaparken başka etkenlerle birlikte, bir gün anne olursam çocuğuma yeterince zaman ayırabilmeliyim düşüncesi de vardı. öğretmen olmak bu konuda en uygun meslekti.
19 yaşında evlendiğimde, okulum bittikten sonra bebek sahibi olma planımız vardı. Adı bile hazırdı. O zamanlar gençliğin de verdiği güçle hastalıklarımla baş ediyor gibiydim. Zaten sayısı da daha azdı.eski eşim beni dengeleyecek güçteydi,sağlıklıydı. 1yıl sonra ayrıldık.
Aradan yıllar geçti. Ben de her sene yeni bir rahatsızlık çıkmaya başladı. ömür boyu sürecek hastalıklar. Onlara alışmam, onlarla yaşamayı öğrenmem gerekiyordu. O zaman düşünmeye başladım. Hamilelik 9 ay, çok zor olsa da bir şekilde belki geçirebilir insan o süreyi. Ama ya sonra???
çocuk doğduktan sonra, yerde yuvarlayarak bakılmıyor. Onu düştüğünde kaldıracak, sevmek için kucağına, havaya kaldıracak, omzunda taşıyacak, hastalandığında kucaklayıp hastaneye götürecek anne-babaya ihtiyacı olacak. Kaldı ki sürekli sağlık sorunlarıyla boğuşan, sabırlı-anlayışlı olmayı zorlaştıran rahatsızlıklarla bir çocuğa nasıl işkence çektirilir.
Hayatımdaki insanla şaşırtıcı derecede ortak hastalıklarımız. Ikimiz de enine-boyuna düşündüğümüzde bunun, yani çocuk yapmanın yanlış olduğunda hemfikir olduk. Tabii ki yıllar ne getirir bilemeyiz. Belki yıllar geçtikçe tıp ilerleyecek, ya da biz hastalıklarımızı mucizelerle hafifleteceğiz.
Ruh halimizi hazır hissedersek bir gün, neden bir çocuğun ailesi olmayalım. Kendisine sorulmadan dünyaya getirilmiş, ve sadece o anne-babanın çocuğu olduğu için o anda ailesiz, yalnız olan bir çocuğa çocuk sevgisini, insan sevgisini vermenin çok da anlamlı olduğu düşüncesindeyim. En azından fiziksel olarak kendini toparlamış, okula başlayacak ya da başlamış olabilir mesela.
Birkaç arkadaşın da dediği gibi "kan bağı" kavramına inanmıyorum. Etrafımda bir sürü yaşlı başlı kardeşin miras kavgası yüzünden küs olduğunu, birbirinin kuyusunu kazdığını gördükten sonra, öz evlatlar annelerini bilezikleri uğruna öldürdükten sonra, öz babalar kızlarına tecavüz ettikten sonra, lütfen kimse bana "kan bağı"ndan bahsetmesin! önemli olan insanlık bağıdır, sevgi-gönül bağıdır.
Düşünün bir kere, neden eşimiz-dostumuz olur çoğu zaman yanı başımızda bir derdimiz olduğunda. çünkü aynı sülaleden- aileden geliyoruz diye değil, birbirimizi sevdiğimiz için ilişkideyiz onlarla!