Türkiye’nin bir haftadır merakla takip ettiği ve önceki gün İzmir’de sağ salim bulunmalarıyla maceraları mutlu sona eren iki EMO’cu kız arkadaştan C.B. (14) önceki gün baba evine döndü. Milliyet, Mehmet-Aynur B. çifti ve kızları C.B. ile evlerinde görüştü.
Bağcılar’ın gelişmekte olan Güneşli semtinde inşaat sıvasıyla duran beş katlı bir apartmanın dördüncü katında oturan aile, geride bıraktıkları üzüntü, telaş ve heyecan dolu bir haftanın ardından kızlarına kavuşmanın sevinciyle, yaşamlarına kaldıkları yerden devam ediyor.
‘Tatil amaçlıydı’
Amasyalı B. çifti, yaklaşık 20 senedir İstanbul Güneşli’de oturuyor. 120 metrekarelik dairelerinde, kızları C.B., biri 13 yaşında, diğeri yedi aylık oğullarıyla birlikte yaşıyorlar. C.B’nin, ünlülerin posterleriyle süslediği odasının duvarlarında kendisi hakkında çıkan birkaç haberin kupürü de var. Ceplerinde toplam 300 lira ile yola çıktıklarını anlatan C.B., büyük kaçışın aslında “tatil” amacı güttüğünü söylese de, sohbet ilerledikçe babalarının internete girmelerini engellemesinin bu kaçışta etkili olduğunu dile getiriyor.
Üstelik geri dönmeyi de hiç düşünmediklerini anlatıyor:
“Ailemin üzüntüsünü görünce pişman olup her gün ağladım. Hatta bu yüzden İzmir’de isteyerek polislere yakalandım.”
“O benim kız kardeşim gibi” dediği B.E. (13) ile üç yıl önce Koca Yusuf İlköğretim Okulu’nda tanıştıklarını anlatan C.B., arkadaş çevresinde, kendisinin “EMOkolik”, B.E.’nin ise “greyfurt” lakabıyla tanındığını söylüyor.
Rock ve Rap dinlediğini söyleyen C.B., geçen yıl ailesinden gizlice 2 ay bir dövmecide çalıştığını, orada çenesi, kaşı ve göbeğine de piercing yaptırdığını anlatıyor.
Aile röportajda duydu
Genç kız konuşurken hemen karşısında kucağında 7 aylık bebeğiyle oturan annesi şaşkınlık içinde “Bunları şimdi duyuyoruz” diye mırıldanıyor... Kızına karşı anlayışlı ve özenli hallerinin yanı sıra arada bir yanına çağırıp “temkinli” konuşmasını salık veriyor.
C.B., İzmir’de kendileri gibi EMO’cu olan “antiaşk” rumuzlu gençle buluştuklarını, ama onun yazıldığı gibi erkek arkadaş değil, sadece “kanki” olduğunu söylüyor.
Babanın suçluluk duygusu
İzmir’de yakalandıkları gün, mahallelerinden başka bir genç kızın daha evden kaçtığını polisten öğrendiğini belirten C.B., “Ben pişmanım. Annemin İzmir’de ağlayarak bana sarılması çok dokundu, üzüldüm. Ne yapacağımı şaşırdım, bir daha yapmam” diyor. Kızını çok sevdiğini söyleyen baba ise iş hayatı, geçim derdi derken ailesine zaman ayıramadığı için suçluluk hissettiğini belirterek, “Çocuklarıma ve aileme daha fazla zaman ayıracağım” diye konuşuyor.
Tarzı değilmiş,okulu bırakmış!
Geçen yıl okulu bıraktığını söyleyen C.B., “Okul tarzım değil. Forma giymek, makyajsız olmak... Piercing de taktırmıyorlar. Ailem kızsa da bıraktım; dışarıdan bitireceğim, kuaförlük eğitimi alacağım. Güzel EMO saçları yapacağım” diyor. EMO akımını Güneşli’ye taşıdığını, arkadaş çevrelerinde bu akıma öncülük ettiklerini söyleyen C.B., bugün sokağa çıktığında insanların arkasından, “Aa, EMO C. gelmiş” diye seslendiklerini, ancak onları görmezden geldiğini söylüyor. Taksim, Bebek ve Bakırköy’de arkadaşları arasında yaşamına devam etmeyi planlayan C.B., İstanbul’un yeni Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’a da ailesine yardım ettiği için teşekkür ediyor.
EMO’culuk nedir?
C.B., EMO’ların yaşam tarzına harfiyen uyduğunu vurguluyor. İngilizce “duygusal” anlamına gelen “emotional” kelimesinin kısaltılması olan EMO akımını ilk olarak 2-3 yıl önce Bakırköy-Taksim’de keşfettiğini, özentiyle bu akıma uyduğunu söylüyor.
(Milliyet)