- 30 Ocak 2007
- 2.027
- 13
Ev Hanımlığı Kabus mu?
Kadının evdeki rutin işleri, her şeyin makineleşmesi ve otomatikleşmesiyle daha çabuk bitmektedir. Çocuk büyüten annelerin işi bile kolaylaşmış, kadının evdeki yükü hafiflemiştir. Kadın bir müddet ev gezmelerinde dolaştıktan sonra, 'kabul günlerine' gitmekten de vazgeçer. Çoğu zaman dedikodu ve gösteriş toplantılarına dönüşen bu günler, kadına pek de fayda sağlamaz. Düşünen, üreten ve toplumun sorunlarıyla ilgilenen kadını bu durum mutlu etmez, aksine rahatsız eder. Kadın evde kendisini yalnız ve işe yaramaz hissetmeye başlar. Hele çocukları büyüdüğü ve evleriyle ilgili sorumlulukları azaldığı zaman ne yapacağını düşünür. Sosyal bağları zayıflamış olan kadınlar, kendilerini çalışmaya yöneltir; işyeri açma veya işe girme gibi yöntemler bulurlar. Bazı kadınlar ise dernekler ve kadın kuruluşları gibi kendilerini kolayca ifade edebilecekleri sosyal faaliyetlere yönelirler. Para kazanma gibi bir mecburiyetleri yoksa, sanat alanlarına kayarlar. Atölye çalışmaları, kadını dedikodu yapmaktan daha üretken alanlara sevkeder. Kadın isterse, toplumdaki sosyal rolünü güçlendirecek pek çok şey yapabilir.
Sevgisizliğin kötü sonuçları, insanlar arasındaki ilişkilerin her alanında görülmektedir. Topluma kadın sevgisi girmezse hayat çok anlamsız ve çekilmez olacaktır. Hayatın renkleri kadının sunduğu sevgiyle artar ve kendisini gösterir. Kadının sevgi duygusuna yoksulların, zayıfların, yaşlıların, hastaların, toplumdaki bütün kesimlerin ihtiyacı vardır. Evdeki rolü kadını mutlu etmiyorsa, sosyal faaliyetlere yönelmelidir. Şu anda dünyanın bir çok yerinde kadınların kurduğu binlerce dernek faaliyet göstermektedir. Meselâ Almanya'da, üç kişi bir araya gelip dernek kurmakta, oradaki kadınlar sosyal faaliyetlere olan ihtiyaçlarını böylece gidermektedir.
Bizim geleneksel yapımız; kadını, evdeki rolü bittiği zaman, komşusuyla dedikodu yapmaya yönlendirir. Toplumdaki bu olgu değişmeli, kadınlar örgütlenerek, bulunduğu mahalleye, oturduğu apartmana ve sahip olduğu aileye neler katabileceği konusunda kafa yormalıdır. Kadınlar, oturdukları apartmandaki karı koca kavgalarının çözümüne bile yardımcı olabilirler. Onların sosyal hayata katılmasında pek çok fayda vardır. Kadınlar, şefkat duygularını kullanabilecekleri faaliyetlerin her çeşidine yönelmelidirler. Kadının kendisini özgür ve güvende hissetmesinin tek yolu, herhangi bir işte ücretli çalışması değildir.
Devlet tarafından dernek kurma işlemleri kolaylaştırılmalı, eğitimli kadınların sosyal aktiviteleri özellikle desteklenmeli, bu tip organizasyonlar teşvik edilmelidir. Mahallî derneklerin kurulma aşamasında ise devlet desteği şarttır.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan
Kadının evdeki rutin işleri, her şeyin makineleşmesi ve otomatikleşmesiyle daha çabuk bitmektedir. Çocuk büyüten annelerin işi bile kolaylaşmış, kadının evdeki yükü hafiflemiştir. Kadın bir müddet ev gezmelerinde dolaştıktan sonra, 'kabul günlerine' gitmekten de vazgeçer. Çoğu zaman dedikodu ve gösteriş toplantılarına dönüşen bu günler, kadına pek de fayda sağlamaz. Düşünen, üreten ve toplumun sorunlarıyla ilgilenen kadını bu durum mutlu etmez, aksine rahatsız eder. Kadın evde kendisini yalnız ve işe yaramaz hissetmeye başlar. Hele çocukları büyüdüğü ve evleriyle ilgili sorumlulukları azaldığı zaman ne yapacağını düşünür. Sosyal bağları zayıflamış olan kadınlar, kendilerini çalışmaya yöneltir; işyeri açma veya işe girme gibi yöntemler bulurlar. Bazı kadınlar ise dernekler ve kadın kuruluşları gibi kendilerini kolayca ifade edebilecekleri sosyal faaliyetlere yönelirler. Para kazanma gibi bir mecburiyetleri yoksa, sanat alanlarına kayarlar. Atölye çalışmaları, kadını dedikodu yapmaktan daha üretken alanlara sevkeder. Kadın isterse, toplumdaki sosyal rolünü güçlendirecek pek çok şey yapabilir.
Sevgisizliğin kötü sonuçları, insanlar arasındaki ilişkilerin her alanında görülmektedir. Topluma kadın sevgisi girmezse hayat çok anlamsız ve çekilmez olacaktır. Hayatın renkleri kadının sunduğu sevgiyle artar ve kendisini gösterir. Kadının sevgi duygusuna yoksulların, zayıfların, yaşlıların, hastaların, toplumdaki bütün kesimlerin ihtiyacı vardır. Evdeki rolü kadını mutlu etmiyorsa, sosyal faaliyetlere yönelmelidir. Şu anda dünyanın bir çok yerinde kadınların kurduğu binlerce dernek faaliyet göstermektedir. Meselâ Almanya'da, üç kişi bir araya gelip dernek kurmakta, oradaki kadınlar sosyal faaliyetlere olan ihtiyaçlarını böylece gidermektedir.
Bizim geleneksel yapımız; kadını, evdeki rolü bittiği zaman, komşusuyla dedikodu yapmaya yönlendirir. Toplumdaki bu olgu değişmeli, kadınlar örgütlenerek, bulunduğu mahalleye, oturduğu apartmana ve sahip olduğu aileye neler katabileceği konusunda kafa yormalıdır. Kadınlar, oturdukları apartmandaki karı koca kavgalarının çözümüne bile yardımcı olabilirler. Onların sosyal hayata katılmasında pek çok fayda vardır. Kadınlar, şefkat duygularını kullanabilecekleri faaliyetlerin her çeşidine yönelmelidirler. Kadının kendisini özgür ve güvende hissetmesinin tek yolu, herhangi bir işte ücretli çalışması değildir.
Devlet tarafından dernek kurma işlemleri kolaylaştırılmalı, eğitimli kadınların sosyal aktiviteleri özellikle desteklenmeli, bu tip organizasyonlar teşvik edilmelidir. Mahallî derneklerin kurulma aşamasında ise devlet desteği şarttır.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan
Son düzenleyen: Moderatör: