- 18 Ağustos 2007
- 1.258
- 2
Sosyal bir varlık olan insan, yaşantısını başka insanlarla paylaşma ihtiyacı duyar. Bu ihtiyaç, evlilik ve aile kurumunu doğurmuştur. Lakin modern kültürle gelen iş yoğunluğu, vakitsizlik, aşırı yorgunluk, TV, internet, chat ve çeşitli meşguliyetler dikkatli olunmadığı zaman evlilikleri tehdit edebiliyor.
Eşlerin birbirlerine kendilerini rahatça ifade edebilmesi ve birbirlerini dinleme becerisi, evliliğin kalitesini ve evlilik doyumunu etkiler.
Evli kadınların en çok şikâyet ettiği durum, erkeklerin onları dinlemediği ve anlamadığı konusudur. Erkekler minicik bir çabayla bunun önüne geçebilir. Ancak anlamak ve anlaşmak için dinlemek öncelikli şarttır. Erkeklerin, hanımları yargılamadan, bilgiçlik taslamadan, samimi ve içten dinlemeleri çok önemlidir.
Tarafların birbirlerine zaman ayırarak dinlemeleri; aralarındaki sevgi bağını güçlendirir; kızmışsa, öfkelenmişse bunu ifade etmelerini sağlar. Konuşarak rahatlar ve anlaşılmış olmanın huzurunu, güvenini yaşar. Eşlerin karşılıklı olarak birbirini anlamak için çaba göstermesi gerekir. Konuşurken birinin cümlesi bitmeden diğerinin konuşmaya başlayarak hemen çözüm önerileri getirmeye çalışması, muhatabın nezaketini istismar etmek demektir. Başkalarının nezaketini istismar edenler, dinlemekten çok konuşmaya yeltenenlerdir. Bu durumda kişi iletişim kuramaz. Onun yaptığı sadece karşıdakine iletmektir. Beyan gerektiği şekilde dinlenmezse kelimelerden geçen duygular akıp gider ve kişi bunun farkına varamayabilir. İlişkilerinizde yeter ki dinlemeye hazır olun. Birçok problemin kendiliğinden çözüldüğüne şahit olacaksınız.
Kadın ve erkek, farklı donanımlarla yaratılmıştır. Sözgelimi kadınlar şefkatin ve sevginin sembolü iken erkekler gücü ve otoriteyi temsil eder. İnsanın doğasında var olan psikolojik farklılıkları anlamak, tarafların beklentilerine cevap bulabildiği ve kendini ifade edebildiği kaliteli bir ilişki zemini oluşturur. İlişkilerde kadınların önceliği anlaşılmak ve kendini ifade edebilmektir. Bu konuda sorunlar yaşayan hanımlar ilk etapta kendini gözyaşlarıyla ifade eder. Sorun devam ederse psikiyatrik rahatsızlıklarla istem dışı olarak bedeni konuşmaya başlar.
İnsanın her anı bir olmayabilir. Sevinç, hüzün, gözyaşı, öfke, evlilik sürecinde farklı zaman aralıklarında yaşanabilir. Önemli olan, mutlulukların paylaşımı ve yaşanması kadar eşlerin birbirlerinin öfke ve kızgınlıklarına da tahammül edebilmeleridir. Tarafların sabır kapasiteleri ve öfke anında sakinleştirici bir rol oynamaları evliliğin seyrine etki eder. Ancak bu durum, yaşanan sorunların çözüme kavuşturulmadan üstünün kapanması olarak algılanmamalıdır. Sabır ve tahammül, o anki yaşanan kriz durumunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmemek ve tarafların çözüm aramak için rahat, sakin ve aklıselim düşünebileceği bir vakte ulaştırmak adına geçici bir çözümdür.
*Burç Özgören Lisesi Psikolojik Danışmanı
ZAMAN
Eşlerin birbirlerine kendilerini rahatça ifade edebilmesi ve birbirlerini dinleme becerisi, evliliğin kalitesini ve evlilik doyumunu etkiler.
Evli kadınların en çok şikâyet ettiği durum, erkeklerin onları dinlemediği ve anlamadığı konusudur. Erkekler minicik bir çabayla bunun önüne geçebilir. Ancak anlamak ve anlaşmak için dinlemek öncelikli şarttır. Erkeklerin, hanımları yargılamadan, bilgiçlik taslamadan, samimi ve içten dinlemeleri çok önemlidir.
Tarafların birbirlerine zaman ayırarak dinlemeleri; aralarındaki sevgi bağını güçlendirir; kızmışsa, öfkelenmişse bunu ifade etmelerini sağlar. Konuşarak rahatlar ve anlaşılmış olmanın huzurunu, güvenini yaşar. Eşlerin karşılıklı olarak birbirini anlamak için çaba göstermesi gerekir. Konuşurken birinin cümlesi bitmeden diğerinin konuşmaya başlayarak hemen çözüm önerileri getirmeye çalışması, muhatabın nezaketini istismar etmek demektir. Başkalarının nezaketini istismar edenler, dinlemekten çok konuşmaya yeltenenlerdir. Bu durumda kişi iletişim kuramaz. Onun yaptığı sadece karşıdakine iletmektir. Beyan gerektiği şekilde dinlenmezse kelimelerden geçen duygular akıp gider ve kişi bunun farkına varamayabilir. İlişkilerinizde yeter ki dinlemeye hazır olun. Birçok problemin kendiliğinden çözüldüğüne şahit olacaksınız.
Kadın ve erkek, farklı donanımlarla yaratılmıştır. Sözgelimi kadınlar şefkatin ve sevginin sembolü iken erkekler gücü ve otoriteyi temsil eder. İnsanın doğasında var olan psikolojik farklılıkları anlamak, tarafların beklentilerine cevap bulabildiği ve kendini ifade edebildiği kaliteli bir ilişki zemini oluşturur. İlişkilerde kadınların önceliği anlaşılmak ve kendini ifade edebilmektir. Bu konuda sorunlar yaşayan hanımlar ilk etapta kendini gözyaşlarıyla ifade eder. Sorun devam ederse psikiyatrik rahatsızlıklarla istem dışı olarak bedeni konuşmaya başlar.
İnsanın her anı bir olmayabilir. Sevinç, hüzün, gözyaşı, öfke, evlilik sürecinde farklı zaman aralıklarında yaşanabilir. Önemli olan, mutlulukların paylaşımı ve yaşanması kadar eşlerin birbirlerinin öfke ve kızgınlıklarına da tahammül edebilmeleridir. Tarafların sabır kapasiteleri ve öfke anında sakinleştirici bir rol oynamaları evliliğin seyrine etki eder. Ancak bu durum, yaşanan sorunların çözüme kavuşturulmadan üstünün kapanması olarak algılanmamalıdır. Sabır ve tahammül, o anki yaşanan kriz durumunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmemek ve tarafların çözüm aramak için rahat, sakin ve aklıselim düşünebileceği bir vakte ulaştırmak adına geçici bir çözümdür.
*Burç Özgören Lisesi Psikolojik Danışmanı
ZAMAN