- 17 Aralık 2006
- 2.221
- 12
Mutlu ve uyumlu çiftler, birbirini olduğu gibi kabul eden, seven ve onaylayan eşlerdir.
Böyle olmasa evlilik gerçekleşebilir mi? Evlilikte eşler arasında ne kadar çok destek, birbirini takdir ve birlik beraberlik varsa o kadar da güven ve uyum gerçekleşiyor. Eşlerden birinin diğerini kendi isteği doğrultusunda değiştirmeye, kısaca kendi zihnindeki kalıba sokması evlilikte geçim problemlerine, anlaşmazlıklara yol açıyor. Uyum her iki eşin tabii olarak bazı davranışlarını değiştirmesiyle mümkün olsa da temel özelliklerin değişmesi ise ya hiç mümkün olmuyor ya da az bir kısmı zamanla değişebiliyor.
Kişi belli konularda değişmeyi istese de eşinin birden değişmeye zorlayan eleştirileri karşısında tepki göstererek bu konudaki isteklere karşı duyarsızlaşabiliyor. Eşler birbirini temel noktalarda değişeceğini düşünerek değil, olduğu gibi kabul ederek evlendiklerinde ise hayal kırıklıklarından ve gereksiz gerginliklerden baştan korunmuş oluyorlar. Bunun için eş seçimi esnasında her iki eş birbirinin dinî, ahlakî ve kişisel özelliklerini mümkün mertebe iyi öğrenmeli; ailesini ve etkili sosyal çevresini tanımalı ve denkliğe önem vermelidir. Her konuda benzerlik olmasının mümkün olmayacağı da unutulmamalıdır. Farklılıklar tamamlayıcıdır.
Evliliğin kurulması ve sürdürülmesi için temel şartların gerçekleşmesi ve kişilerin evrensel ve yaşadıkları toplumun ahlak kurallarına göre hareket etmeleri gerekmektedir. Bunların sağlanmasından sonra her iki eşin detaylarda anlayışlı olması evliliği kolaylaştırmaktadır.
Kusursuz insan olmayacağı gibi kişilerin önem verdikleri konular kişiden kişiye, kültürden kültüre değişir. Bir kişi için çok önemli olan bir özellik diğeri için o kadar önemli olmayabilir. Farklı bakış açıları, davranış özellikleri bu şekilde ortaya çıkmaktadır ki bu da insanlığın çok yönlü gelişimi için gereklidir.
Ailelerde eş tarafından değişime zorlanma her konuda olabiliyor. Diğer taraftan dinî, ahlakî, kişisel, sosyal vb. her türlü gelişim kişinin hayat şartlarına, aldığı eğitime ve iç hazırlığına bağlı belli süreçleri gerektirmektedir. Bunların hepsi bireye özeldir ve zorlanmalar bu süreçleri olumsuz şekilde etkilemektedir.
Değişime açık olmak, güzel bir kişilik özelliği olsa da prensipli ve kararlı olmak başka bir güzel özelliktir. Kişinin karakter sahibi, sağlıklı ve uyumlu bir birey olabilmesi bu iki özelliği birbirine zarar vermeyecek şekilde yerine göre dengeli bir şekilde kullanabilmesine bağlıdır. Bu sebeple kişilik üzerinde aşırı baskılar, eleştiri ve suçlamalar kişide yoğun strese yol açıp kişilik üzerinde tehdit olarak algılanabilmektedir.
Koşulsuz sevgi güven veriyor
Evliliğin başında eşi tarafından değişmeye zorlanmadan koşulsuz bir sevgiyle sevilen kişinin kendisine, eşinin sevgisine, evliliğe olan güveni artar. Yine eşlerin birbirinin olumlu özelliklerini görmeleri, bunu ifade etmeleri, birbirlerine güzel sözler söylemeleri duygusal yakınlığı ve bağlılığı artırır. Huzurlu ortam kişinin kendisini geliştirmesini kolaylaştırır. Bundan sonra kişi sevdiği eşini memnun edecek davranışları yapmaya karşı daha çok istek duyar. Bununla beraber bu zaman ister.
Diğer taraftan eşlerin birbirini suçlamamakla birlikte ihtiyaçlarını ifade etmeyi, olumsuz bir durumdan duydukları rahatsızlığı aşırıya varmadan ifade etmeyi ihmal etmemeleri gerekir.
İhtiyaçların ölçülü şekilde ifadesi ve problemlerin suçlamadan dile getirilmesi eşlerin kendi duygu, düşünce ve davranışları hakkında iç görü sahibi olmasını kolaylaştırarak farkındalığa yol açar.
Bununla beraber olumlu ifadelerle daha çok problem ve ihtiyaçların daha az dile getirilmesi gerekir.
Kişi kendi kusurlarının farkında olunca kendisini geliştirmeyi de zamanla başarabilir. Yine eşinin ihtiyaçlarının da farkında olunca o konularda da hayatını ve davranışlarını zamanla düzenleyebilir. Karşılıklı uyum, değişim ve gelişim bu şekilde zamanla gerçekleşmektedir. Öyle olur ki birbirini seven bazı çiftler bir zaman sonra bazı konularda birbirinden etkilenmeye, birbiri gibi düşünmeye, konuşmaya, davranmaya bile başlarlar.
Eşlerin dikkat etmeleri gereken hususlar:
Eşlerin başta birbirini olduğu gibi kabul etmesi evlilikte güven ortamı meydana getirir.
Eşlerin birbirini kendi kalıplarına sokmaya çalışması stres ve direnç meydana getirir.
Koşulsuz sevginin meydana getirdiği huzurlu ortam kişisel gelişimi kolaylaştırır.
İhtiyaçlar ölçülü şekilde ifade edilmelidir.
İhtiyaçların ve problemlerin ölçülü ifadesi eşlerin farkındalığını kolaylaştırır.
Değişim için iç görü (kendini tanıma) ve farkındalık gerekir.
Değişim zaman ve sabır ister.