Balayı için ilk kez Kıbrıs'a gidiyoruz.Uçaktan bin bir türlü macera ve rezillikle nihayet Kıbrıs'a inmişiz.İnsanlar pide kuyruğunda gibi pasaport kontrolü için sıraya dizilmişler.Eşim sıra biraz seyrekleşsin diye kenara çekiyor beni.O esnada, sıradaki insanların yanında bir köpek görüyorum.Karınca bulsa onla sohbet edecek derece hayvansever biri olarak, "aa köpeğe bak, uçağa o da binmiş, yazık tırsmıştır o da, gel bobi, gel oğlum"dememle köpeğin "hırrrrr" diyerek bize doğru depara kalkması, eşimin beni uzağa itekleyerek kaçırması "lan o uyuşturucu arayan k-9 köpeklerinden, niye kendine çağırıyorsun manyak? Polisler köpek sana gitti diye işkillenecek, çekecekler içeri" demesiyle uyanıyorum."ne bileyim polis köpeği olduğunu, arkasından anlayamadım" dememe , eşimin "arkasından erkek olduğunu ve adının bobi olduğunu anlıyorsun ama " demesiyle sinirli olduğunu anlıyorum.
Bu arada eşim sıraya doğru çemkirerek gidiyor.Tam bir kütük türü olduğu için kontrolden o geçiyor, gidiyor.Arkada kalanın canı çıksın misali.Ben arkasından elimde pasaport yerine geçen bir kağıtla memurun önüne geliyorum.Herkesin kağıdına ve kimliğine bakıp gülümseyerek "iyi tatiller " diyen adam bana uzaylı gibi bakıyor.Ve sonrası:
-Winstonlight hanım değil mi?
-(Yok Kamil bey, kimlikte yazıyor işte hödük) Evet, ismim Winstonlight.
-Tatil amaçlı geldiniz öyle değil mi?
-(Hayır kadın pazarlayacağım burada, tövbe tövbe)Evet.
-Ne kadar kalacaksınız?
-(Pasaportumsu kağıtta yazıyor zaten mal) Bir hafta kadar.
-Tam olarak ayrılacağınız günü söyler misiniz?
-Bilmiyorum tam.21 Şubatta evlendik, bugün 22si.7 gece kalacağız ya da 8 gece 7 gün mü ne? İşte ya 29u ya 30unda döneceğiz.Aaa bir dakika, şubat 28 çeker o zaman mart 2 ya da 3 oluyor sanırım.
-Yani belli değil? Kimlikteki fotoğrafınızda biraz değişik olunca bu soruları sormak zorunda kaldım.
-(Kimlikteki foto sanki Angelina Jolie, o da ben, bu da ben işte)
Bu arada sınırı geçen eşim benim kaldığımı görünce yarım yarım uzaktan elini dizine vura vura yarılmaktadır.Onun şebek hallerine dayanamayınca, sinirlerimde bozulunca, bende başlarım.
-Hahahahha, muhahahhaha..
-Winstonlight hanım iyi misiniz?
-Beyefendi, eşim beni uzaktan güldürüyorda sinirlerim bozuldu.Bakın dün gece 8 saat düğünümde tepindim, sonrası malum yorgunluk, sabah 4te havaalanına geldik.Uçakta acil çıkış kapısının önüne oturdum, olurda uçak düşerse kapıyı ben açmakla ve herkesi kurtarmakla yükümlüyüm diye 45 dakika elim uçak kapısında, kalbim güm güm gözümü bile kırpmadım.Az önce şu k-9 köpeklerinden birine kendimi zorla ısırttıracakken son anda kurtuldum.Siz de biraz anlayışlı olun lütfen.Bu tatile inanın çok ihtiyacım var.
Zor zekat geçtim, sonra eşim olacak odunu payladım.Dışarı çıktık.Otele transfer için gelen minibüsün yanına gittim.Çalım yapıp, bineceğim saçımı savura savura.Allahım minibüsün kapısı yok.Acaba gizli kapımı yapmışlar diye minibüsün her yerini ilk kez minübüs görmüş uzaylı gibi mıncıklarken, şöför bağırır :" İlk gelişiniz, öyle değil mi?", "Trafik ters akar burada, doğal olarak tüm taşıtlara tersten binersiniz, kapı öbür tarafta hahaha" demesiyle rezilliğin bana ne kadar yakıştığını bir kez daha anlarım.