Esimden sogumayayim da ne yapayim

Konu farkli yere sapmis.Ben esim cok maas aliyor ben de bol bol harciyorum denedim ki.Esim paranin hesabini yapmaz kiskanmaz demek istiyorum.Mesela 4 sene once 1500 lazere odeme yaptim ve esim sonra ogrendi..Ve sadece keske bi kac ay sonra yaptirsaydin odeneler artti bu aralar dedi gecti.Normal de arkadasim 100 e canta alirken esine sormak zorundadir ki kendi esinden cok daha kazandigi halde.
Ben de ozetle sunu demek istedim esim aile problemi cikartmaz,para hesabi sormaz hatta sadece kendi annemler cagirdigin da israr eder gidelim vs diye.Vs vs.Yani ben de diyorum ki esimle oturup kahkahalarla sohbet etmiyoruz da bu iki uc iyi yonuyle mi avutuyorum kendimi diye yorum istedim sizlerden.

Arkadaşım eşin para hesabı sormuyosa temizlikçi çağır, tvyi teli kapat mum yak, birbirinize kitap okuyun, sinemaya tiyatroya gidin, arada dışarda yemek yiyin.

Sevgili gibi dışarda buluşun. Mesela pazar günü biyere mi gideceksiniz evden ayrı çıkıp dışarda buluşun.

Heycan eksik arkadaşım heycan kat.
 
Burada sana yorum yapan arkadaşların hiçbirinin evlilikleri senden çok daha iyi değil, milyon kat daha mutlu değiller.
Zaten 13 sayfa da sorunlara çözüm bulunmuştur deyip yazmayacaktım ama yorumlara bi göz gezdirdim "adamın elle tutulacak yanı yok", "nasıl çekiyorsun bu adamı" falan yazılmış.

Canım benim, evlilik 3. yılından sonra ne yaparsan yap monotonlaşmaya mahkumdur,
Bu sana ya da senin evliliğine özel bi durum değil.
Erkek evliliğin ilk büyüsünü atlattıktan sonra aile babası moduna geçip evlenmeden önce kendi ailesine nasılsa evlendikten sonra da eşine tamamen aynı tavrı takınıyor.Yani kendi karakterini kişiliğini ortaya koyuyor.
Hele bi de çocuk varsa (ki çocuktan sonra evlilik çok değişiyor) tamamen babayım, sorumluluklarım, önceliklerim var gibi düşünüyorlar.Aşk, sadakat, mutluluk için adım, özel günler.. bunların hepsi onlara ergen takıntısı gibi geliyor."Kaç yaşımıza gelmişiz, bilmem kaç yıllık evliyiz, şu yaşta çocuğumuz var sen hala sürpriz, aşk, mutluluktan bahsediyorsun" cümlesini kurabiliyor rahatlıkla.Ortalama bir türk erkeğinden bahsediyorum, elbette istisnalar vardır ama adı üstünde istisna.

Bebeğim doğduğunda ve ben çalışmıyorken eşim hiç bir ev işine elini sürmezdi.
Çocuğumun bir kere altını aldığını, üstünü değiştirdiğini bilmem.
Akşam eve 9da gelir biraz çocukla oynar, sonra uyut artık çocuğu der.
Ben onu uyuturken o internete dalar.
Çay içeriz, tv izleriz yatar uyuruz.

Ben çalışmaya başladıktan sonra ilk bi süre yine elini hiç bir şeye sürmedi.
Yetişemediğimi, çok yorulduğumu dile getirdim.
Üstüne hamile olduğumu öğrendim.
Onu tetikleyen hamileliğim mi, çalıştığım için yorulmam mı bilmiyorum.
Ama artık daha itinalı, ben yıkarsam o yerleştirir, ben çocuğu giydirirsem o yatırır.
Ben kurarsam o kaldırır.
Koltukta uzanıyorsa gel yat yanıma der yanına çağırır beni.
Ben çenesinden bezdiğim için konu açmaktan korkarım, çünkü konuşmaya başladığında o kadar kaptırır ki kendini ben araya girip iki kelime etmeye korkarım, dinlemekten yorulurum.

Yani şunu söylemeye çalışıyorum, çok güzel bi evliliğin yok evet ama standartlarda bi evliliğin var.
Ne boşanmak ne de başkasıyla evlenmek sana bundan daha iyi bir hayat vaadetmez.
Çalışmıyorsun, maddi durumun iyi, altında araban var, bebeğin var.
Sahip olduklarının yarısına sahip olsam kimseden beklentim olmadan çocuğumla mutlu olmayı seçerdim.
Eşim bize katılmak isterse ne ala, ama üzerine düşüp bunu kendime dert etmezdim.
 
Burada sana yorum yapan arkadaşların hiçbirinin evlilikleri senden çok daha iyi değil, milyon kat daha mutlu değiller.
Zaten 13 sayfa da sorunlara çözüm bulunmuştur deyip yazmayacaktım ama yorumlara bi göz gezdirdim "adamın elle tutulacak yanı yok", "nasıl çekiyorsun bu adamı" falan yazılmış.

Canım benim, evlilik 3. yılından sonra ne yaparsan yap monotonlaşmaya mahkumdur,
Bu sana ya da senin evliliğine özel bi durum değil.
Erkek evliliğin ilk büyüsünü atlattıktan sonra aile babası moduna geçip evlenmeden önce kendi ailesine nasılsa evlendikten sonra da eşine tamamen aynı tavrı takınıyor.Yani kendi karakterini kişiliğini ortaya koyuyor.
Hele bi de çocuk varsa (ki çocuktan sonra evlilik çok değişiyor) tamamen babayım, sorumluluklarım, önceliklerim var gibi düşünüyorlar.Aşk, sadakat, mutluluk için adım, özel günler.. bunların hepsi onlara ergen takıntısı gibi geliyor."Kaç yaşımıza gelmişiz, bilmem kaç yıllık evliyiz, şu yaşta çocuğumuz var sen hala sürpriz, aşk, mutluluktan bahsediyorsun" cümlesini kurabiliyor rahatlıkla.Ortalama bir türk erkeğinden bahsediyorum, elbette istisnalar vardır ama adı üstünde istisna.

Bebeğim doğduğunda ve ben çalışmıyorken eşim hiç bir ev işine elini sürmezdi.
Çocuğumun bir kere altını aldığını, üstünü değiştirdiğini bilmem.
Akşam eve 9da gelir biraz çocukla oynar, sonra uyut artık çocuğu der.
Ben onu uyuturken o internete dalar.
Çay içeriz, tv izleriz yatar uyuruz.

Ben çalışmaya başladıktan sonra ilk bi süre yine elini hiç bir şeye sürmedi.
Yetişemediğimi, çok yorulduğumu dile getirdim.
Üstüne hamile olduğumu öğrendim.
Onu tetikleyen hamileliğim mi, çalıştığım için yorulmam mı bilmiyorum.
Ama artık daha itinalı, ben yıkarsam o yerleştirir, ben çocuğu giydirirsem o yatırır.
Ben kurarsam o kaldırır.
Koltukta uzanıyorsa gel yat yanıma der yanına çağırır beni.
Ben çenesinden bezdiğim için konu açmaktan korkarım, çünkü konuşmaya başladığında o kadar kaptırır ki kendini ben araya girip iki kelime etmeye korkarım, dinlemekten yorulurum.

Yani şunu söylemeye çalışıyorum, çok güzel bi evliliğin yok evet ama standartlarda bi evliliğin var.
Ne boşanmak ne de başkasıyla evlenmek sana bundan daha iyi bir hayat vaadetmez.
Çalışmıyorsun, maddi durumun iyi, altında araban var, bebeğin var.
Sahip olduklarının yarısına sahip olsam kimseden beklentim olmadan çocuğumla mutlu olmayı seçerdim.
Eşim bize katılmak isterse ne ala, ama üzerine düşüp bunu kendime dert etmezdim.


kelımesı kelımesıne katılıyorum..
 
Back