- 27 Mart 2023
- 250
- 445
- 23
- 30
- Konu Sahibi Mikasa Ackerman
-
- #1
Evli olup eşini kaybedenlerin yası daha kısa sürüyor ama nişanlı, sözlü yada erkek arkadaşsa daha uzun sürüyor. Böyle bir acı yaşamadım çok şükür. Size de sabırlar diliyorum. Fakat hayat böyle geçmez elbet bir yerinden hayata tutunmanız gerekir. Hiç bir zaman tamamen unutamazsınız ama zamanla sadece bir tebessüm ve yaşanmamışlık olarak kalır ki olması gereken de bu.Merhabalar bu benim ilk gönderim. Yıllar önce de vardı bu sayfa hala var olduğunu görünce hem şaşırdım hem de sevindim. Etrafımda beni dinleyecek insanlar var elbet ama biliyorsunuz böyle bir konu hakkında verdikleri destek yeterli olmuyor. Kendi hikayemi anlatmadan önce sadece merak ettiklerimi sormak istiyorum. Okumak isteyen olur istemeyen olur. Sorularımı sadece kendimle kıyaslayıp hangi süreçten geçtiğimi görmek ve kendimi yalnız hissetmemek soruyorum. Ne hissettiğimi düşündüğümü bilmiyorum. Lütfen zarar verecek yorumlarda bulunmayın. Zaten harap haldeyim. Sadece daha iyi olmak istiyorum. Çünkü son sözleri sen hep gül ben senin hep mutlu olmanı istiyorum idi.
Eşini veya ilişkisi olduğu kişiyi kaybedenlerden eğer sizi rahatsız etmezse yanıt bekliyorum. Ne kadar oldu ve şimdi ne durumdasınız? Geçiyor mu ya da ne kadar geçiyor? Kendinizi iyileştirmek için neler yaptınız? Destek aldığınız yazar, kitap, kişi vb. öneriniz var mı? Olduysa başka biriyle bir yola çıkma düşüncesini ne kadar zaman sonra kabul edebildiniz? Bu yeni yolculuk acınızı dindirdi mi yoksa devamlı eski günleri mi hatırlatıyor? Gerçekten birini daha sevebildiniz mi? Bu eksiklikle ömür boyu yaşanılabilir mi?
Cevap verecek olan herkese teşekkür ederim.
Allah rahemet eyledinYok, corona zamaniydi, once hastanelik oldu yogun bakim vs, sonra rahmetli
Vah gideneAllah rahemet eyledin
2 ay deyince tuhafima gitti
Selam herkese. Yorum yazan herkese teşekkür ederim. Acılarını paylaşanlara sabır dilerim. İnşaallah cennette birlikte olacağız.Şimdi nasılsın
Başınız sağolsun, Allah mekanı cennet olsun.Bu yazıyı yazdığınız gün eşimi kaybettim.
Henüz 3 ay oldu ama ben yaşamak zorunda olmakla ölmek istemek arasına sıkıştım. Çünkü eşimi kaybettiğimde 25 günlük bebeğim vardı henüz lohusaydım. Birde 21 aylık bir oğlum daha vardı. Eşimin vefatından 10 dakika önce görüntülü konuşmuştuk. Kapatırken bana sizi çok seviyorum Allaha emanetsiniz demişti. Bilmeden bizi Allaha emanet etti ve gitti. 3 yıl olmuştu evlendiğimiz. O kadar çok hayalimiz vardı ki. Ben bebeğimin büyüdüğünü gördükçe acı çekiyorum. Onunla bu anları paylaşamıyorum. Onunla en büyük hayalimiz evlatlarımızdı. Şimdi ben tek başıma onlar için yaşamak zorundayım. Sizin konunuzu okudum belki bir umut ışığı yakalarım diye ama hala acı çekiyor olduğunuzu görmek beni iyice kötü yaptı. Bende nasıl geçecek nasıl olacak bir daha nasıl güleceğim bilmiyorum. Evlatlarım için yaşamak ve gülmek zorundayım ama nasıl başarırım henüz aklım almıyor. Her saniye onu özlemekle geçiyor günlerim. Onlarla ilgilendiğim için acımı yaşamaya bile vakit bulamıyorum kimi zaman. Bitik bir haldeyim. Bir gün tekrardan mutlu olabilir miyim gerçekten içten gülebilir miyim diye düşünüyorum ve tabiri caizse dört gözle o günleri bekliyorum
Size iyi hissettirir umarım diye bir arkadaşomdan bahsetmek istiyorum...Bu yazıyı yazdığınız gün eşimi kaybettim.
Henüz 3 ay oldu ama ben yaşamak zorunda olmakla ölmek istemek arasına sıkıştım. Çünkü eşimi kaybettiğimde 25 günlük bebeğim vardı henüz lohusaydım. Birde 21 aylık bir oğlum daha vardı. Eşimin vefatından 10 dakika önce görüntülü konuşmuştuk. Kapatırken bana sizi çok seviyorum Allaha emanetsiniz demişti. Bilmeden bizi Allaha emanet etti ve gitti. 3 yıl olmuştu evlendiğimiz. O kadar çok hayalimiz vardı ki. Ben bebeğimin büyüdüğünü gördükçe acı çekiyorum. Onunla bu anları paylaşamıyorum. Onunla en büyük hayalimiz evlatlarımızdı. Şimdi ben tek başıma onlar için yaşamak zorundayım. Sizin konunuzu okudum belki bir umut ışığı yakalarım diye ama hala acı çekiyor olduğunuzu görmek beni iyice kötü yaptı. Bende nasıl geçecek nasıl olacak bir daha nasıl güleceğim bilmiyorum. Evlatlarım için yaşamak ve gülmek zorundayım ama nasıl başarırım henüz aklım almıyor. Her saniye onu özlemekle geçiyor günlerim. Onlarla ilgilendiğim için acımı yaşamaya bile vakit bulamıyorum kimi zaman. Bitik bir haldeyim. Bir gün tekrardan mutlu olabilir miyim gerçekten içten gülebilir miyim diye düşünüyorum ve tabiri caizse dört gözle o günleri bekliyorum
Çok üzüldüm şuan ne diyeceğimi bilemedim. Rabbim mekanını cennet eylesin inşallah. Size de bol sabır versin.Nedense buraya bir şey yazmak istediğimde çok zorlanıyorum. Elim klavyeye alışkın ama ondan bahsedeceğim zaman yazamıyorum donup kalıyorum. Üzdüğüm kişilerden özür dilerim. Ama paylaşımlarınız bana destek oldu tekrar teşekkür ederim. Hem çok yalnızım içimi gerçekten dökebileceğim kimse yok hem de buraya yazamıyorum anlamıyorum neden. Devamlı kafamla konuşuyorum.
28 yaşındayım ve kendisi ilk sevdiğim erkekti. Beni kendinden çok sevdi. Bunu süreç boyunca hissettirdi. Çok güzel bir kalbi vardı. Yüzü o kadar masumdu ki baktıkça rahatlardım ve hala çok garip geliyor uykumu getirirdi. Uyurken bile telefon açık kalırdı. Bazı aksilikler oldu ve ailelerimizi yüz yüze görüştüremedik. Nisan ayında hem söz hem de dini nikahı yapacak yazın da ben tayin alırken evlenecektik. Önce telefonun kapanma sesini duydum sonra bu saatte niye uyanık acaba diye düşünürken evin sallandığını fark ettim. Hemen onu aradım ama hat düşmedi. Whatsapp üzerinden aradım çaldı ama açmadı. Evden çıktığımda abisine ulaştım. İyi olduğunu gece evden çıkıp kuzeniyle görüştüğünü söyledi. Eğer enkazda olduğunu söylemiş olsaydı mahvolur ailemin yanına dönemezdim. Sekizinci gün ona ulaşabildiler. Üstlerine ikinci bir bina daha yıkılmış. Ailesi ben maraşta yaşamak istemiyorum diye istemeye gelmeyi iptal etmişti. Ailecek vefat etttiler. Cenazesine gidemedim. Yıllarca beklediğim hayallerimdeki insanın cenazesine gidemedim.
Ailesinden bir tek abisi hayatta. Eşi bana dönüş yapacaktı ama aramadı. Ben psikolojileri iyi değildir belki diyerek rahatsız etmedim onları ama annem mesaj atmış görüldü atmışlar. Abisinin ailesinden uzak olduğunu biliyordum ama bu kadar umursamaz olacağını düşünmemiştim. Kardeşinin anne babasının evinin bile resimleri var bende. Bunları istemek için bile ulaşmadılar. Benimde ne kadar üzgün olduğumu biliyorlar ama yok saydılar. Ramazandan sonra mezarına gideceğim umarım yerini ve numarasını söylerler.
Size komik gelecek belki ama en büyük isteğim beni gerçekten ve benim de sevebildiğim biriyle aile olmaktı. Ve onunla tanışana kadar hiç kimseyi bu hayale ortak etmemiştim. Daha önceden ne istediysem hatta fazlası onda vardı. Sanki benim için dünyaya gelmiş gibi. Fikirlerimiz zevklerimiz hayallerimiz ortaktı. Tanıştıktan bir hafta on gün sonra evlilik hakkında konuşmaya başlamıştık. Tek dileği benim yanımda olmaktı. Ben bir şeyler hayal ederken o sadece benim içerisinde olduğum bir ev istiyordu. Hayaller kurarak çeyiz hazırladım temel alınması gerekenleri aldım. Diğer odada duruyorlar şimdi.
Prenses gibi büyümedim. O nedenle güçlü bir insanım. Ama ilk defa gerçekten kaldıramayacağımı düşündüğüm için psikolojik desteğe başladım. Hala ne depremden ne de yastan bahsetmişim psikoloğa. Karalar bağlayıp kendimi yatağa atmadım. İyileşmeye çalışıyorum. Onu aklımdan çıkarmaya çalışmıyorum varlığı ve bana yaşattıkları için şükrediyorum. İntihar haram olduğu için ve kız kardeşim bunu kaldıramayacağı için ölemiyorum. Yaşamak zorundayım ama artık ne yapacağım bilmiyorum. Dizi film oyun kitap şuanı doldurmaya normalleşmeye çalışsam da gelecekten korkuyorum. Ömür boyu yalnız nasıl yaşayacağım bilmiyorum.
İçimden geçenleri kısaca yazmaya çalıştım. Dağınık oldu kusura bakmayın
Allah kaybettiğimiz sevdiklerimize rahmet eylesin bizlere sabır versin. Sizi anlıyorum. Her yas süreci aynı mıdır bilemiyorum ama öyleyse farklı farklı aşamalardan geçeceksiniz. İçinizde küçük bir mutluluk oluşacak ara sıra. Sonra o anlar çoğalacak ve kendinizi daha uzun süre mutlu hissetmeye başlayacaksınız. Derken derken iyi hissettiğiniz günler olacak. Farklı bir şey bu yaşamayan anlayamaz. O acıyla özlemle yaşamaya alışacağız. Bunu okuyunca ama nasıl yapacağım diyeceksiniz biliyorum. Bunu zamana bırakın. Beynimiz uzun süre acı çekmek istemeyecek. Alışacağız.Bu yazıyı yazdığınız gün eşimi kaybettim.
Henüz 3 ay oldu ama ben yaşamak zorunda olmakla ölmek istemek arasına sıkıştım. Çünkü eşimi kaybettiğimde 25 günlük bebeğim vardı henüz lohusaydım. Birde 21 aylık bir oğlum daha vardı. Eşimin vefatından 10 dakika önce görüntülü konuşmuştuk. Kapatırken bana sizi çok seviyorum Allaha emanetsiniz demişti. Bilmeden bizi Allaha emanet etti ve gitti. 3 yıl olmuştu evlendiğimiz. O kadar çok hayalimiz vardı ki. Ben bebeğimin büyüdüğünü gördükçe acı çekiyorum. Onunla bu anları paylaşamıyorum. Onunla en büyük hayalimiz evlatlarımızdı. Şimdi ben tek başıma onlar için yaşamak zorundayım. Sizin konunuzu okudum belki bir umut ışığı yakalarım diye ama hala acı çekiyor olduğunuzu görmek beni iyice kötü yaptı. Bende nasıl geçecek nasıl olacak bir daha nasıl güleceğim bilmiyorum. Evlatlarım için yaşamak ve gülmek zorundayım ama nasıl başarırım henüz aklım almıyor. Her saniye onu özlemekle geçiyor günlerim. Onlarla ilgilendiğim için acımı yaşamaya bile vakit bulamıyorum kimi zaman. Bitik bir haldeyim. Bir gün tekrardan mutlu olabilir miyim gerçekten içten gülebilir miyim diye düşünüyorum ve tabiri caizse dört gözle o günleri bekliyorum
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?