- 16 Ağustos 2010
- 293.035
- 602.906
- 43
Biz kadınların en sık kullandığı cümle galiba;‘Beni hiç anlamıyor!’ Anlamasını da beklememeli. İşte gerçek: Erkekler ve kadınlar beyinlerinin farklı bölümlerini kullanıyor...
'Seni seviyorum’ demiyor. Özel günlerimizin tarihini önemsemiyor. Alışveriş merkezine gitmek istiyorum, gelmiyor. Ailemle iletişimini güçlendirmek için hiçbir şey yapmıyor. Evlilik fikri ona çok uzak. Çocuk kelimesi cümle içerisinde özne bile olmuyor. Tanrım galiba onunla ayrı dünyaların insanlarıyız! Durun! Sakinleşin! Evet ayrı dünyaların insanlarısınız, daha doğrusu ayrı beyinlerin sahiplerisiniz; tıpkı diğer tüm erkek-kadınlar gibi... İlk olarak bilmeniz gereken şu; erkekler beyinlerinin sol yarım küresini daha çok kullanırken biz sağ yarım küresini daha aktif kullanıyoruz. Bunun tabii bilimsel bir açıklaması var. Her şeyin suçlusu bir hormon ve hikayenin başlangıcı anne karnında geçirdiğimiz dokuz aya kadar uzanıyor. Testosteron beynin sol yarım küresinin gelişimini hızlandırıyor. Bu hormon erkek bebeklerde daha fazla olduğu için de onlar bu bölümü daha fazla kullanıyor.
Farkı, bakış açısı
Peki sağ beyni ya da sol beyni daha etkin kullanmak hayatımızda neleri değiştiriyor?
• Sağ beyin özgürlüğüne daha düşkün. Bu da bizim farklı düşünceleri daha kolay kabul etmemizi sağlıyor. Yani biz kadınlar değişime daha açığız. Düzenimizi yeni bir düzene çevirmekte de çok zorlanmıyoruz. Evlilik fikri belki de bu nedenle bize daha yakın.
• Görselliğe erkeklerden daha fazla önem verdiğimizi söylemeye bile gerek yok galiba... Kadınlar kadınların ne giydikleri, saçlarını ne zaman boyattıkları hatta oje renkleri ile erkeklerden çok daha fazla ilgileniyor. Yani iki kilo verdiğinizi fark etmediği için ‘trip’ atmaktan vazgeçmeniz gerek.
• İşte acı gerçek: Biz hayatımızı, özellikle ilişkilerimizi taktikler üzerine kurguluyoruz. ‘Önce o arasın, mesajına hemen yanıt yazmayayım beni hevesli sanmasın, randevuya geç gideyim bekletmek çekiciliği artırır’ gibi stratejiler geliştirmek biz kadınlara özel. Unutmayın erkekler çok daha düz mantıkla ilerliyor. Aramıyor olması sizi meraklandırmak için değil, gerçekten işi olduğu için!
• Gelelim duygu meselesine.
Duygusallığımız da kalbimizden değil, beynimizden aslında. Erkekler mantık, kadınlar sevgi üzerine kurulmuş... Siz hiç arkadaşıyla tartıştığı için günlerce uykuları kaçan bir adam gördünüz mü?
• Uzun tartışmalar bizim işimiz! Eğer karşımızdakinden istediğimiz cevabı alamıyorsak susma ihtimalimiz çok düşük. Durum erkeklerde çok farklı. Konu kapansın diye ‘tamam haklısın’ dedikleri kesin. Ama bu sizin istediğinizi yapacağı anlamına gelmiyor; sakın yanılmayın!
• Çevrenizdeki erkeklerin telefonla konuşmalarını gözlemlediniz mi? Kısa bir hal hatır sorma süreci, oradan direkt konuya bağlanma, veda… Tamam hepsi bu! En fazla 5-6 dakika… Biz mi? Uzun uzun merhaba, en son görüşmeden bugüne kadar yaşanılanların gün gün analizi, oradan ‘minik’ dedikodulara geçiş… “Ben seni ne için aramıştım? Neyse yine konuşuruz…” Yapılan araştırmalar kadınların ortalama 20 dakika telefonda konuşabildiklerini gösteriyor. Bunun nedeni ise basit; sağ beynimiz çok yönlü çalışıyor ve konudan konuya atlamamız ‘biraz’ konuşmamıza neden oluyor.
• Matematik konusunda ise yenilgiyi kabul etmeliyiz. Psikolog Özer Öztürk, “Sol beyin yarım küresini kullananlar matematiksel düşünme, analiz yapabilme becerisini etkin kullanırlar” diyor. Bu da onların parayı bizden daha mantıklı harcamalarını açıklıyor. Teknoloji konusunda yetenekleri de aslında bundan kaynaklanıyor. Ve evet itiraf ediyoruz: Erkekler bizden daha iyi otomobil kullanıyor. Bunun da maalesef ki analitik düşünmeyle doğrudan ilgisi var.
• Matematikte başarılı olmaları onların akademik başarısıyla doğru orantılı değil. Kadınlar okulda erkeklerden daha başarılı. Bu da sağ beynin planlama konusunda bizi desteklemesinden kaynaklanıyor. Ev ödevini düzenli yapan, okula devamlılığı daha fazla olan ve sınav döneminde planlı şekilde çalışan hemcinslerimiz okulda da beş yıldızlı pekiyiyi hak ediyor tabii…
Erkekler ağlamaz!
Psikolog Özer Öztürk; “Sağ yarım küreyi etkin kullananların daha duygusal olduğunu, sol yarım küreyi kullanan insanların daha mantıksal davrandıklarını biliyoruz. Bu bilgi doğrultusunda beyin yapısının duygusallığı etkilediğini söyleyebiliriz” diyor. Bundandır ki bizim göz pınarlarımızın hemen ucunda hazır bekleyen gözyaşlarımız varken, erkeklerin dilinin ucunda ‘biraz mantıklı ol aşkım’ cümlesi oluyor hep. Erkekler için ağlamak kolay olmadığı için ağlayan bir kadına karşı da oldukça zayıf oluyorlar. Çünkü numaradan ağlamak onlar için neredeyse imkansız. Yani ağlayan biri mutlaka üzgündür nokta; net!
ALIŞ VERİŞ SORUNSALI
Bir kadın alışverişe çıkarken almayı planladığı şey dışında onlarcasını satın alabilir. Tişört almaya gidip eve elinde mutfak robotu ile gelmek bir kadın için olağandır. İlk gördüğünü alan bir kadınsa, neredeyse nesli tükenmekte olan bir cinstir. Peki ya erkekler? “Mavi, sıfır yaka bir tişört istiyorum ve eve geldiğimde mavi sıfır yaka bir tişörtüm oluyor. Bunun için 10 mağaza, 325 reyon gezmeye ne gerek var!” Onların beyninden geçenleri özetliyor sanki bu cümle... Bunun nedeni sanırım duygusallığımızın karar verme yetimiz üzerindeki negatif etkisi. Bir de gönlümüzün hemen başka bir şeye kayması.
Renkli dünya...
Biz daha çok küçükken renklere tutkun oluyoruz. Bebeğine kreasyon hazırlamayanımız neredeyse yok! Renklerin hayatımıza girişi bir klişe ile doğduğumuz gün başlıyor. Pembe zıbın ile başlayan yaşam serüvenimiz hep bu doğrultuda devam ediyor. Psikolog Özer Öztürk; “Renkler üzerinde beyin yapılarının farklılığı etkili olduğu gibi kişilerin kültürel ve kişilik özellikleri de etkili” diyor. Ama bilimsel olarak sağ beyin küresini etkin kullanan kişilerin renk seçiminde daha iyi olduğu da kanıtlanmış bir gerçek.