- 17 Ekim 2007
- 791
- 9
Hiçbir ilişki sırasında erkeklerin neden ilgilerini kaybettiğini düşündüğünüz oldu mu? İşler ta yolunda gidermiş gibi gözükürken, bir de bakmışsınız her şey tepe taklak olmuş. Bu yazıda sizlere bu hiç de hoş olmayan durumun nedenlerini anlatmaya çalışacağız.
Hiç, bir erkekle inanılmaz bir akşam geçirdiğiniz, pek çok ortak ilgi alanınız olduğunu keşfettiğiniz, inanılmaz bir çekim hissettiğiniz, belki mahrem bir şeyler paylaştığınız ve daha sonra ondan hiç haber alamadığınız oldu mu?
Veya aylar boyunca size muhteşem bir ilişki yaşattığı, duymak istediğiniz tüm güzel şeyleri söylediği, sizin için kesinlikle mükemmel eş olduğu ve sonra bir anda soğuk ve uzak bir insana dönüştüğü veya ilişkinin bir anda bittiği oldu mu? Uzmanlar bu durumu şöyle açıklıyor:
Bunun sebebi, erkeklerin genlerine kazınmış olan takip etmenin yarattığı heyecan hissi olmalı. Ve kaçma kısmına gelince, işte o eski kendini adama korkusu ortaya çıkıyor. Pek çok erkek yaşlandıkça bu korkunun üstesinden gelir ancak bazıları maalesef gelemez. Kendine güveni olan, size ilk tanışmanızda sadece 2. buluşmada ortadan kaybolmak üzere gösteriş yapmayan erkekleri tanımayı öğrenin.
Korkunun Kokusunu Almayı Öğrenin
Konu böcekleri öldürmek veya bir korku filmi seyretmekse neredeyse tüm erkekler cesur kesilirler. Ancak konu samimiyet veya ilişkiyi bir adım öteye götürmek olduğunda hepsi bir anda korkak tavuklara dönüşürler.
Eğer karşınızdaki erkek kendisini bir ilişkiye adamaya hazır hissetmiyorsa, öyle bir yöne kaçar ki kendinizi “erkeklerin derdi de ne?” diye sorarken bulursunuz.
Uzmanlar, erkeklerin neden ilişkilere bir döner kapıdan geçermiş gibi bir girip bir çıktıklarını açıklarken bunun sebebini yeni biriyle tanışmanın başlangıçta verdiği heyecan duygusuna ve ego tatminine bağlıyor:
Ona Her şeyinizi vermeyin
Pek çok erkek için bütün mesele fethetme duygusudur. Size sahip olabileceklerini bilmek isterler. Sizi bir kere ele geçirdiklerini hissettiklerinde ise kanıtlayacak bir şeyleri kalmaz ve dolayısıyla kendi kendilerine ne kadar çekici, zeki, eğlenceli ve muhteşem olduklarını kanıtlayacak yeni bir kadın aramaya başlarlar.
İlişkilerle ilgili en büyük mit erkeklerin bağlanmaktan korktukları mitidir. Erkeklerin asıl korktukları yeni bir kadın onları dayanılmaz bulduğunda, yaşadıkları ilişkiye dair olan heyecanlarını kaybetmektir.
Peki, onların bu saçmalıklarına kapılma ihtimalinizi nasıl en aza indirebilirsiniz? İŞİ YAVAŞTAN ALIN. Kaçma-kovalamaca faslının sürmesini sağlayın. Hiç kimse bir ilişki için her şeyini vermemelidir. Asla!
Eğer sizinle sürekli görüşme talebiyle sizi sıkıştırmaya başlarsa, her ne kadar, bu size çok hoş gelse de hemen teslim olmayın. Pozisyonunuzu koruyun ve gerek arkadaşlarınızla zaman geçirme planları yaparak, gerekse kendinize zaman ayırarak partnerinizle aranıza biraz mesafe koyun.
Eğer hayatınız onun çevresinde dönmeye başladıysa, ondan biraz ayrı kalmanızı sağlayacak arkadaşlar edinin. Böylece karşınızdaki erkeğin kafası her zaman, bir adım ileriye gitmekten korkup korkmayacağınız sorusuyla meşgul olacaktır. Uzmanlar bu durumu ise şöyle açıklıyor:
İnsanlar kendilerini ateşe atıyorlar, olayların aslında istediklerinden çok daha hızlı gelişmekte olduğunu fark ediyorlar ve paniğe kapılıyorlar. Bu durumda verdikleri tepki ise bu durumla savaşmak yerine arkalarını dönüp kaçmak oluyor.
İşleri biraz ağırdan aldığınızda daha fazla iletişime geçmiş oluyorsunuz ki bir ilişkinin anahtarı budur. Ve bu sayede ilişkiniz devam ederken karşınıza çıkan sorunları konuşma şansına sahip oluyorsunuz. Başlangıçta her şey güllük gülistanlıktır ancak yavaş yavaş bazı sorunlar ortaya çıkmaya başlar. İşte o anda insanlar genelde kaçarlar.
Kaçan kişiler genellikle duygusal olarak bir ilişkiye hazır olmayan kişilerdir. Eğer zaten duygusal olarak bir ilişkiye hazır olmayan kişilerle birlikte olmak istiyorsanız, siz de duygusal olarak bir ilişkiye hazır değilsiniz demektir. Bir şeyler sadece sizi bir ilişkiye sürüklüyordur.
Uçlarda Yaşamayın
Ondan başka da bir hayatınız olduğunda partneriniz kendisini çok fazla boğuluyor gibi hissetmeyecektir. Tutkularınızın esiri olup Fantezi Adası tuzağına düşmeyin. İşleri biraz daha ağırdan alın. Bir ilişki sırasında hızlarını kontrol edemeyen erkekler aynı zamanda kendilerini daha hızlı kontrolden çıkmış hissedeceklerdir. Eğer böyle bir şey söz konusu olursa siz “muhteşem” erkek arkadaşınızı bulduğunuzu düşünürken o bir anda sizden ayrılabilir. Bu durumda terk edilmenin verdiği acıyı ve arkadaşlarınızın ve sizin kendinize sorduğunuz “Her şey bu kadar iyiyken beni nasıl terk eder?” sorusunu kendinize saklayın. İşte Uzmanların bu konudaki uyarısı:
İlişkinin başlangıcında yaşanan herhangi bir aşırı tepki, örneğin bir evlenme teklifi gerçekten derinlemesine incelenmesi gereken bir davranıştır. Bir adım geri atabilmeli ve bu olayı inceleyebilmelisiniz. Bu her ne kadar kolaymış gibi gözükse de söz konusu bağlandığınız biriyse bunun sizin için ne kadar zor olabileceğini görürsünüz.
Bilgece hareket eden bir kişi bir adım geri çekilerek böyle bir davranışı inceler ve 'Bu tepkinin kaynağı başka bir şey ve ben bu tepkiye balıklama atlamadan önce bunun kaynağını bulmalıyım' diye düşünür.
Eskiden her iki kişinin de dahil olması gereken bir ilişkide neden sorumluluğu sadece kadının alması gerektiğine izin verdiğimizi düşündüğümde, tüm erkeklerin birbirlerinin aynısı olduğunu düşünürdüm.
Ancak bir ilişkiye girmek iki kişinin de üstlenmesi gereken bir sorumluluktur. Biz kadınlar bir ilişkiden sonra hep erkekleri suçlarız. Oysa tek aradığınız bir erkek arkadaş olursa, önünüzdeki açık izleri görmezden gelebilir ve ilişkinin başlangıçta verdiği hazza kendinizi bırakabilirsiniz.
Eğer oto kontrol üzerinde bir miktar çalışırsanız, hiç bir ilişkiye gözü kapalı atlamazsınız. Genellikle bir erkek bir ilişkiye gözü kapalı atlıyorsa bir sorunu var demektir. Uzmanlar, partnerinizin size önerdiği şeyler size ne kadar çekici gelirse gelsin, mümkün olduğunca sık ara vermenizi ve mesafeyi korumanızı öneriyor.
Hiç, bir erkekle inanılmaz bir akşam geçirdiğiniz, pek çok ortak ilgi alanınız olduğunu keşfettiğiniz, inanılmaz bir çekim hissettiğiniz, belki mahrem bir şeyler paylaştığınız ve daha sonra ondan hiç haber alamadığınız oldu mu?
Veya aylar boyunca size muhteşem bir ilişki yaşattığı, duymak istediğiniz tüm güzel şeyleri söylediği, sizin için kesinlikle mükemmel eş olduğu ve sonra bir anda soğuk ve uzak bir insana dönüştüğü veya ilişkinin bir anda bittiği oldu mu? Uzmanlar bu durumu şöyle açıklıyor:
Bunun sebebi, erkeklerin genlerine kazınmış olan takip etmenin yarattığı heyecan hissi olmalı. Ve kaçma kısmına gelince, işte o eski kendini adama korkusu ortaya çıkıyor. Pek çok erkek yaşlandıkça bu korkunun üstesinden gelir ancak bazıları maalesef gelemez. Kendine güveni olan, size ilk tanışmanızda sadece 2. buluşmada ortadan kaybolmak üzere gösteriş yapmayan erkekleri tanımayı öğrenin.
Korkunun Kokusunu Almayı Öğrenin
Konu böcekleri öldürmek veya bir korku filmi seyretmekse neredeyse tüm erkekler cesur kesilirler. Ancak konu samimiyet veya ilişkiyi bir adım öteye götürmek olduğunda hepsi bir anda korkak tavuklara dönüşürler.
Eğer karşınızdaki erkek kendisini bir ilişkiye adamaya hazır hissetmiyorsa, öyle bir yöne kaçar ki kendinizi “erkeklerin derdi de ne?” diye sorarken bulursunuz.
Uzmanlar, erkeklerin neden ilişkilere bir döner kapıdan geçermiş gibi bir girip bir çıktıklarını açıklarken bunun sebebini yeni biriyle tanışmanın başlangıçta verdiği heyecan duygusuna ve ego tatminine bağlıyor:
Ona Her şeyinizi vermeyin
Pek çok erkek için bütün mesele fethetme duygusudur. Size sahip olabileceklerini bilmek isterler. Sizi bir kere ele geçirdiklerini hissettiklerinde ise kanıtlayacak bir şeyleri kalmaz ve dolayısıyla kendi kendilerine ne kadar çekici, zeki, eğlenceli ve muhteşem olduklarını kanıtlayacak yeni bir kadın aramaya başlarlar.
İlişkilerle ilgili en büyük mit erkeklerin bağlanmaktan korktukları mitidir. Erkeklerin asıl korktukları yeni bir kadın onları dayanılmaz bulduğunda, yaşadıkları ilişkiye dair olan heyecanlarını kaybetmektir.
Peki, onların bu saçmalıklarına kapılma ihtimalinizi nasıl en aza indirebilirsiniz? İŞİ YAVAŞTAN ALIN. Kaçma-kovalamaca faslının sürmesini sağlayın. Hiç kimse bir ilişki için her şeyini vermemelidir. Asla!
Eğer sizinle sürekli görüşme talebiyle sizi sıkıştırmaya başlarsa, her ne kadar, bu size çok hoş gelse de hemen teslim olmayın. Pozisyonunuzu koruyun ve gerek arkadaşlarınızla zaman geçirme planları yaparak, gerekse kendinize zaman ayırarak partnerinizle aranıza biraz mesafe koyun.
Eğer hayatınız onun çevresinde dönmeye başladıysa, ondan biraz ayrı kalmanızı sağlayacak arkadaşlar edinin. Böylece karşınızdaki erkeğin kafası her zaman, bir adım ileriye gitmekten korkup korkmayacağınız sorusuyla meşgul olacaktır. Uzmanlar bu durumu ise şöyle açıklıyor:
İnsanlar kendilerini ateşe atıyorlar, olayların aslında istediklerinden çok daha hızlı gelişmekte olduğunu fark ediyorlar ve paniğe kapılıyorlar. Bu durumda verdikleri tepki ise bu durumla savaşmak yerine arkalarını dönüp kaçmak oluyor.
İşleri biraz ağırdan aldığınızda daha fazla iletişime geçmiş oluyorsunuz ki bir ilişkinin anahtarı budur. Ve bu sayede ilişkiniz devam ederken karşınıza çıkan sorunları konuşma şansına sahip oluyorsunuz. Başlangıçta her şey güllük gülistanlıktır ancak yavaş yavaş bazı sorunlar ortaya çıkmaya başlar. İşte o anda insanlar genelde kaçarlar.
Kaçan kişiler genellikle duygusal olarak bir ilişkiye hazır olmayan kişilerdir. Eğer zaten duygusal olarak bir ilişkiye hazır olmayan kişilerle birlikte olmak istiyorsanız, siz de duygusal olarak bir ilişkiye hazır değilsiniz demektir. Bir şeyler sadece sizi bir ilişkiye sürüklüyordur.
Uçlarda Yaşamayın
Ondan başka da bir hayatınız olduğunda partneriniz kendisini çok fazla boğuluyor gibi hissetmeyecektir. Tutkularınızın esiri olup Fantezi Adası tuzağına düşmeyin. İşleri biraz daha ağırdan alın. Bir ilişki sırasında hızlarını kontrol edemeyen erkekler aynı zamanda kendilerini daha hızlı kontrolden çıkmış hissedeceklerdir. Eğer böyle bir şey söz konusu olursa siz “muhteşem” erkek arkadaşınızı bulduğunuzu düşünürken o bir anda sizden ayrılabilir. Bu durumda terk edilmenin verdiği acıyı ve arkadaşlarınızın ve sizin kendinize sorduğunuz “Her şey bu kadar iyiyken beni nasıl terk eder?” sorusunu kendinize saklayın. İşte Uzmanların bu konudaki uyarısı:
İlişkinin başlangıcında yaşanan herhangi bir aşırı tepki, örneğin bir evlenme teklifi gerçekten derinlemesine incelenmesi gereken bir davranıştır. Bir adım geri atabilmeli ve bu olayı inceleyebilmelisiniz. Bu her ne kadar kolaymış gibi gözükse de söz konusu bağlandığınız biriyse bunun sizin için ne kadar zor olabileceğini görürsünüz.
Bilgece hareket eden bir kişi bir adım geri çekilerek böyle bir davranışı inceler ve 'Bu tepkinin kaynağı başka bir şey ve ben bu tepkiye balıklama atlamadan önce bunun kaynağını bulmalıyım' diye düşünür.
Eskiden her iki kişinin de dahil olması gereken bir ilişkide neden sorumluluğu sadece kadının alması gerektiğine izin verdiğimizi düşündüğümde, tüm erkeklerin birbirlerinin aynısı olduğunu düşünürdüm.
Ancak bir ilişkiye girmek iki kişinin de üstlenmesi gereken bir sorumluluktur. Biz kadınlar bir ilişkiden sonra hep erkekleri suçlarız. Oysa tek aradığınız bir erkek arkadaş olursa, önünüzdeki açık izleri görmezden gelebilir ve ilişkinin başlangıçta verdiği hazza kendinizi bırakabilirsiniz.
Eğer oto kontrol üzerinde bir miktar çalışırsanız, hiç bir ilişkiye gözü kapalı atlamazsınız. Genellikle bir erkek bir ilişkiye gözü kapalı atlıyorsa bir sorunu var demektir. Uzmanlar, partnerinizin size önerdiği şeyler size ne kadar çekici gelirse gelsin, mümkün olduğunca sık ara vermenizi ve mesafeyi korumanızı öneriyor.