<div class="bbWrapper"><b><span style="color: Red">Celal ile Behiye<br />
<br />
Tarlayı ekti Celal.Bahar geldi.Çiçek oldu <br />
badem, sevindi.Atı öldü.Ana avrat küfretti şansına. <br />
Yılanları yaktı bir gece, bütün çayır kavruldu.Çok <br />
Rakı içti yalnızlık öldü.Altmış yedi yılın hesabı <br />
masalarda sızdı.O güzelim hatıraları leş gibi <br />
taşımaya çalıştı. <br />
O gece yaktı Birinci'yi...Uzandı.Döşek, saman <br />
hayata perde oldu tavan. <br />
Seyretti seyretti, iki gıdım oynadı dudağı.Güldü. <br />
Ne devlet ne dünya, bir tek o vardı evde ve <br />
Behiye'nin on sekiz yaşındaki gülüşü... <br />
Elini uzattı, okşadı yanaklarını. <br />
*Kızdın mı seninle gelmedim diye? <br />
*Amaann Celal, sanki gel desem gelecektin. <br />
*Gelirdim be! Gelirdim deyyusun kızı, gelirdim <br />
tabii.Bak ne halde ev.Çiçekler hep kurudu her taraf <br />
toz duman. <br />
*Oralar nasıl? Soba yakmaya halim yok, üşüyorum. <br />
Behiye çocuksu bir gülümseyişiyle elini uzattı. <br />
*Celal, gelsen artık diyorum.Sen sıkılırsın, bak <br />
çocuklar, çoluğa çocuğa karıştı.Evde yalnız başına <br />
olur mu hiç? Gel be Celal'im <br />
Celal güldü.Biraz yorgun, biraz kararsız. <br />
*Ben kalkamıyorum, tut elimden.Vakit geldi. <br />
Yavaş! sırtım ağrıyor. <br />
Sarıldılar, gün doğdu, günler geçti, mahalle koktu <br />
buldular onu.</span></b></div>