iyi de her tarihi dönem kendi içinde bir sistem oluşturur ve o sistem üzerinden mübadelesine devam eder. örneğin imparatorluk dönemi, ardından milliyetçilik akımı vb. Erdoğan ile Hitleri benzetmek bi kere bu açıdan çok yanlış. Erdoğan istese bile sistem buna izin vermez zira şu anda dünya demokratik bir dünya. Hitlerin Almanyası yada "Almanyanın" Hitleri ise 1920 lerden 1940 lara kadar olan dönemi kapsar. çünkü Hitler "efsanesi" bu dönemde zuhur etmiştir. bu dönemin özelliği ise imparatolrukların çöküşü ile birlikte kumandan lider dediğimiz tek adam prensibidir. bu dönem liderleri hem askeri kumandan, hem sivil kumadan olma özelliklerine sahiptirler. Stalin, Mao, Mustafa Kemal Atatürk. Atatürk'ün ismini onlarla zikrediyor diye hemen galeyana gelmeyin ben bir dönmeden bahsediyorum ki devrimci kemalistler bundan gurur duyar. çünkü Stalin Rusyasının o dönemde Türk ordusuna desteği açıktır. hatta Atatürk siyasi bir deha olarak bu dönemde malum askere mühimmat lazım Komünizm e sıcak baktığını dahi ifade eder. elbetteki bu onun Türkiye ye komünizmi getirceğinden değil siyasi bir politikadır. yine bu dönemde Atatürk ile Hitler arasındaki samimiyet te şu anda gizli saklı birşey değildir. Bilgi çağındayız Atatürk ve Hitler yazdığınız anda arama motorlarına bu bilgilere ulaşmak mümkün. Yukarıda bahsettiğim gibi bu içinde bulunulan dönemin getirdiği bir mecburiyettir adeta.
ancak Erdoğan'ın hemde bir gazeteci olarak o dönemin siyasi karaktlerine benzetilmesi çok komik. bi kere dedğim gibi dünya sistemi değişti. şu anda Erdoğan gücünü halktan alıyor. önümüzde seçim var hadi bu belediye seçimi diyelim çok net belki belli olmaz ama ondan sonrasında cumhurbaşkanlığı seçimi var, belki, aday olacak , halk istemiyorsa oy vermez. sonrasında genel seçim var. cumhurbaşkanlığına aday olmaz ise genel seçime girecek burada noktayı halk koyacak. aksini iddia etmek 2014 yılını yalanlamak gibi bişey.
Evet sovyet rusya ile Türkiye ilşkileri kurtuluş savaşı esnasında iç içeydi. Bunun yegane sebebi, her iki ülkenin de emperyalistlere karşı olan savaşıdır. Anadoluyu işgal eden emperyalist güçlere karşı, sovyet rusyanın anadolu halkına yadsınamaz yardımları olmuştur. Bu yüzden Lenin Atatürkün silah arkadaşıydı diyoruz zaten. Leninden sonra en yüksek makamda olan stalin de elbet bu yardımlarda önemli rol oynamıştır.
Ancak kurtuluş savaşı bitip siyasi anlaşmalar başladığında, rusya türkiyeden kars ve ardahanı istemiş, Atatürk bunu kesin bir dille reddetmiştir ve bu noktadan sonra sovyet rusya ile Türkiye ilişkileri büyük ölçüde gerilemiştir. Bundan sonraki dönemde rusyanın Türkiyeye karşı tehditkar politika izlemesi de yadsınamaz bir gerçektir.
Hitler ile ilişkilere gelince, hitlerin bir Atatürk hayranı olduğu bilinen bir gerçek. (Atama düm dünya hayrandı zaten
)
Ama 2. dünya sırası esnasında bu ilişkilerin asıl sebebi "denge politikası" uygulanmasıdır.
İnönünün belki de yaptığı en akıllıca, en zekice şey, yeni savaştan çıkmış bir Türkiyeyi bu ılımlı politikayla 2. dünya savaşına sokmamasıdır.
Yazılacaklar uzar gider, ama her ne yazılırsa yazılsın, satır aralarında söylenilmeye çalışılan kişi değildir Atatürk....
Yani
ATATÜRK BİR DİKTATÖR DEĞİLDİR..Bu yüzden diktatörlerin yanında isminin zikredilmesini oldukça manidar buldum.
Konudan kopmamak adına; diktatör kimdir kim değildir? Halkına zulmeden, halkın haklarını çatır çatır yiyen, kendisine eğilmeyen kesmi halk'lıktan reddeten, "sadece benim dediğim olur siz de kimsiniz" tavrı takınan, yargıyı tanımayan insan diktatördür. Bu noktada iki liderin neden kıyas edildiği biraz olsun anlam kazanabilir.
Ayrıca sözlük anlamıyla diktatörler sadece "askeri kumandan" lar değildir...Bir de sivil diktatörler vardır ki çok daha tehlikelidirler