• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Engelli deil Yelkenli

ENGELLİLER YELKEN AÇIYOR...

Kimisi görme engelli, kimisi işitme, kimisi bedensel... Ama onlar her şeye rağmen doğaya meydan okuyor, Yelkenlerini Poseidon’un diyarında şişiriyorlar...

“Engelli Değil Yelkenli” Projesi Türkiye’nin ilk engelli yelken kulübünü kurmak için yola çıkıyor. Amaçları ülkemizin Paralimpik Olimpiyatlarda Yelken branşında tarihinde ilk kez temsil edilmesi...

Proje 11-17 yaş grubundan engelli çocukların yelken açmak yoluyla, özgüvenlerinin arttırılması, sosyal uyumlarının güçlendirilmesini amaçlıyor...

Bu kapsamlı proje amacına ulaşırsa, hem sivil toplumun engellilere yönelik bilinci geliştirilmiş, hem de engellilerin, sistemli çalışarak her türlü zorluğun üstesinden gelebileceği mesajı verilmiş olacak...

PROJE DETAYLARI

Engelli Değil Yelkenli, İzmir il sınırları içinde yaşayan, 11-17 yaş aralığındaki, 60 işitme, 12 görme engelli olmak üzere toplam 72 engelliye, 7 aylık bir süre boyunca uzman eğitmenler kanalıyla temel yelken eğitimi verilmesi projesidir.

Proje dezavantajlı bireylerin eğitim, spor, beceri kazanma, nitelik arttırma, sosyal uyum, gibi faaliyetlere erişimlerinin ve katılım düzeylerinin arttırılması, yaşam kalitelerinin spor aracılığıyla iyileştirilmesi amaçlarını taşımaktadır.

Projenin temel hedefi, yelken gibi çok yönlü bir takım sporuyla genç yaşta tanışan engelli çocukların özgüvenlerinin, zoru başarma konusunda güdülenmelerinin ve takım çalışmasına yatkınlıklarının arttırılması, bunu yaparken de topluma adapte olabilme ve sosyal uyum yeteneklerinin geliştirilmesinin sağlanmasıdır.

Bu amaçla, yalnızca engellilerin özgüvenlerinin ve sosyal uyumlarının arttırılması değil, engellilere yönelik toplumsal bilinç ve duyarlılığın arttırılmasına da gayret edilmektedir. Proje kapsamında oluşturulan gönüllü havuzu bu amaca yöneliktir.

Engelli Değil Yelkenli Gönüllüleri, yalnızca bilgi, beceri ve donanımları oranında projeye katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda yelkencilik ve denizcilik alanlarında verilen eğitimleri izlemek suretiyle kendilerini geliştirme fırsatına erişeceklerdir. Böylelikle pratikte eğitmenlere ve proje uygulayıcılarına önemli bir destek kaynağı oluşturacak olan gönüllülerin projeyi sahiplenmesi sağlanacak, aynı zamanda da proje, genel anlamda sivil toplum etkinliğinin ve katılımcılığının arttırılması amacına da hizmet edecektir.

Engelli değil Yelkenli Projesi sonucunda Türkiye’nin ilk “Paralimpik” Yelken Kulübü’nün kurulması ve faliyetlerinin sürdürülebilir kılınması nihayi amacımızdır. Bu yüzden sponsorluk ve medya destek etkinlikleri projenin temel unsurlarındandır. Nihayi amacımız ülkemizin tarihinde ilk kez 2012 Engelli olimpiyatları’nda yelken branşında temsil edilmesidir.

Engelli Değil Yelkenli Projesi Paydaşları

• Çağdaş Özürlüler Yaşam Derneği
• KSK ve Yelken Şubesi
• İzmir Deniz Ticaret Odası
• Özel Piri Reis Koleji
• Aşık Veysel İşitme Engelliler Okulu
• NTV (Resmi Medya Sponsoru)

Sizden Ricamız: Projemizi destekleyen gönüllülerimizden biri olmanızdır. Sizin varlığınız dahi projenin başarıya ulaşma şansını büyük oranda arttıracaktır. Yolunuz İzmir’e düşerse yelkenlerimizi beraberce şişirmek için sizi bekliyor olacağız.

Özgür İnam,
Milli Yelkenci Proje Koordinatörü
info@engellidegilyelkenli.com
05324644854
 
“ENGELLİ DEĞİL YELKENLİ”

Proje Özeti:
“Engelli Değil Yelkenli”, İzmir il sınırları içinde yaşayan, 11-17 yaş aralığındaki, 60 işitme, 12 görme engelli olmak üzere toplam 72 engelliye, 7 aylık bir süre boyunca uzman eğitmenler kanalıyla temel yelken eğitimi verilmesi projesidir. Proje dezavantajlı bireylerin eğitim, spor, beceri kazanma, nitelik arttırma, sosyal uyum, gibi faaliyetlere erişimlerinin ve katılım düzeylerinin arttırılması, yaşam kalitelerinin spor aracılığıyla iyileştirilmesi amaçlarını taşımaktadır.

Projenin temel hedefi, yelken gibi çok yönlü bir takım sporuyla genç yaşta tanışan engelli çocukların özgüvenlerinin, zoru başarma konusunda güdülenmelerinin ve takım çalışmasına yatkınlıklarının arttırılması, bunu yaparken de topluma adapte olabilme ve sosyal uyum yeteneklerinin geliştirilmesinin sağlanmasıdır.

Özelde çarpan etkisi yaratarak ulus geneline yayılacağına inanılan bu proje, genelde Türkiye çapında yaklaşık %13 gibi önemli bir kesimi temsil eden engellilerin yaşadığı sosyal uyum sorunlarının giderilmesine katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Bu amaçla, yalnızca engellilerin özgüvenlerinin ve sosyal uyumlarının arttırılması değil, engellilere yönelik toplumsal bilinç ve duyarlılığın arttırılmasına da gayret edilmektedir. Proje kapsamında oluşturulacak olan gönüllü havuzu bu amaca yöneliktir. “Engelli Değil Yelkenli Gönüllüleri”, yalnızca bilgi, beceri ve donanımları oranında projeye katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda yelkencilik ve denizcilik alanlarında verilen eğitimleri izlemek suretiyle kendilerini geliştirme fırsatına erişeceklerdir. Böylelikle pratikte eğitmenlere ve proje uygulayıcılarına önemli bir destek kaynağı oluşturacak olan gönüllülerin projeyi sahiplenmesi sağlanacak, aynı zamanda da proje, genel anlamda sivil toplum etkinliğinin ve katılımcılığının arttırılması amacına da hizmet edecektir.

Yapısı itibariyle bir “rol model” teşkil eden projenin teknik olarak yelkenli tekne atıp çekme ve barındırma olanağı bulunan tüm yelken kulüplerinde uygulanabilir olması dolayısıyla, projenin farklı coğrafyalarda yinelenmesi olasıdır. Projenin başlamasıyla birlikte Türkiye’deki diğer yelken kulüplerinden yönetici ve antrenörler İzmir’e davet edilerek hem projeye destek olma hem de projenin uygulama süreci ile ilgili gözlem yapma olanağına kavuşacaklardır. Böylelikle zaten bu spora gönül vermiş olan bu kimseler, yaşadıkları yerlerde gelecekte uygulanacak olan projelerin potansiyel uygulayıcısı ve/veya destekçisi olacaklardır.

Projenin uygulanmaya başlaması ve görüşmekte olduğumuz medya kuruluşlarının da desteğiyle basına yansımasını takip eden 1 ay sonrasında, her ay projeyi destekleme potansiyeline sahip 2 kurumla proje sonrası faaliyetlerin mali ve kurumsal açıdan sahiplenilmesine ve olanaklarının artırılmasına yönelik görüşmeler yapılacaktır. Projenin hayata geçtiğinin bu kurumlar tarafından görülmesi ve desteklenmesiyle birlikte, projenin kurumsal açıdan sürdürülebilirliği konusundaki en önemli etmenlerden bir tanesi olan yeterli mali kaynakların yaratılması adına önemli destekler sağlanmış olacaktır.

Projenin başarıyla uygulanması sonucunda Türkiye’de bir ilk gerçekleştirilmiş, ülke çapında engellilere yönelik benzer projeler üretilmesine zemin hazırlanmış, ülkemizde bir paralimpik yelken kulübü kurulmasının tohumları atılmış olacak ve hepsinden öte engelli çocukların da en az diğer yaşıtları kadar “özgür” ve “güçlü” olduklarını hissetmelerine katkıda bulunulmuş olunacaktır.
 
Proje Hedefleri:
Engelli değil Yelkenli” projesi öncelikle İzmir genelindeki 11-17 yaş gurubundan 60 işitme, 12 görme engelli olmak üzere toplam 72 çocuğun, 16 saatlik temel yelken eğitimi kurslarını başarıyla tamamlamalarını amaçlamaktadır. Buradan yola çıkarak hedeflenen; engelli çocukların spora olan ilgisini, sporun yararları konusundaki bilgilerini ve takım çalışmasına yatkınlıklarını arttırmaktır. Bu çalışmalar sayesinde İzmir’deki engelli çocukların; kendilerine beceri kazandıran ve niteliklerini arttıran spor faaliyetlerine erişimlerinin ve katılım düzeylerinin arttırılması hedeflenmektedir. Böylelikle engellilerin yaşam kalitelerinin spor aracılığıyla iyileştirilmesi ve onların; özgüveni yüksek, sosyal uyum yetenekleri gelişmiş, sağlıklı ve sosyal bireyler olarak gelişmelerine katkı sağlamak amaçlanmaktadır.

Proje; yukarıdaki hedeflere ulaşmak için verilecek olan eğitimlerde kullanılmak üzere, tamamen engellilerin gereksinimleri gözetilerek hazırlanmış, uygulanılabilir ve yinelenebilir bir eğitim müfredatı oluşturmayı ve bu müfredat dâhilinde verilecek olan tüm eğitimlerin hem video kayıtlarını hem de detaylı raporlarını oluşturmak suretiyle, kapsamlı bir doküman arşivi yaratmayı da amaçlamaktadır. Böylelikle bundan sonra İzmir’de veya başka illerde engellilere yönelik yapılacak olan benzer faaliyetler için de önemli bir kaynak ve örnek oluşturmak suretiyle katkı sağlamak hedeflenmektedir.

Engelli Değil Yelkenli Projesi ayrıca proje boyunca hem proje uygulayıcılarına hem de engellilere, kendi bilgi ve deneyimleri oranında destek olacak, bunları yaparken de denizcilik ve yelkencilik konularında kendilerini geliştirme fırsatına erişecek en az 40 kişilik bir “Proje Gönüllüleri Havuzu” da oluşturmayı hedeflemektedir.

Böylelikle İzmir’de sivil toplumun, dezavantajlı bireylerin potansiyeli konusundaki bilinçlerinin ve onların kalkındırılması konusundaki etkinliğinin ve katılımcılığının arttırılması, aynı zamanda da engellilerin toplumsallaşma deneyimlerinin arttırılmasına ve sosyal uyum yeteneklerinin geliştirilmesine katkı sağlamak amaçlanmaktadır.

Proje, yukarıdaki etkinlikleri yaparken her ay proje sonrası faaliyetlerin mali ve kurumsal açıdan sahiplenilmesine ve olanaklarının arttırılmasına destek olabileceği düşünülen toplam 12 adet kurumla görüşmeyi ve bunlardan en az 4 tanesinin desteğini sağlamayı hedeflemektedir. Bu şekilde, İzmir’de engelli ve engelsizlere yelken dersi vererek kendi kendine finansal kaynak yaratabilecek; gerekli tekne, yelken, teknik donanım, eğitim müfredatı ve yetişmiş insan kaynaklarına sahip bir Engelli Yelken Kulübü’nün kurulmasına ortam hazırlamak amaçlanmaktadır.

Proje ayrıca, proje ortaklarından Karşıyaka Spor Kulübü Yelken Şubesi’nin engellilere yelken öğretilmesiyle ilgili teknik altyapısını ve yönetim kapasitesini geliştirerek, engellilerin bu kulüpte gelecekte de yelken yapabilmelerine olanak sağlamayı hedeflemektedir. Proje yukarıdaki iki paragrafta özetlenen özel hedeflerine ulaşarak, Türkiye’de ilk kez bir Paralimpik (engelli olimpiyatları) Yelken Branşı’nın oluşturulup, ülkemizin tarihinde ilk kez 2012 Paralimpik Olimpiyat Oyunlarında yelken branşında temsil edilmesine katkı sağlamayı hedeflemektedir.

Özetle, Engelli Değil Yelkenli Projesi’nin hedefi, engellilerin yelken sporuyla tanıştırılması, İzmir’de engellilerin yelken yapmasının sürdürülebilir kılınması, engellilerin sportif etkinliklere katılımlarının arttırılması, spor yoluyla yaşam kalitelerinin arttırılması ve sosyal uyum yeteneklerinin geliştirilmesi, bunları yaparken de engellilere yönelik toplumsal bilinç ve duyarlılığın arttırılmasına katkı sağlamaktır.
 
Neden Engelli Değil Yelkenli Projesi?

Proje özellikle ortaklardan KSK Yelken Şubesi’nin yelken eğitimi konusundaki kapasitesin ve eğitim kalitesini arttıracağı için “eğitim kurumlarının kapasitelerinin ve eğitim kalitelerinin arttırılması“ Dezavantajlı bireylerin bilgi ve beceri düzeylerini arttırarak onlara, gelecekte kendilerine istihdam yaratabilecek kalıcı bir yetenek; “yelken ve denizcilik bilgisi” kazandırılması Teorik ve pratik yelken eğitimleri ve sporun yarar ve keyfini öğretmesi itibariyle, “dezavantajlı bireylerin beceri kazanma, nitelik arttırma ve sosyal uyum gibi faaliyetlere erişimlerinin ve katılımlarının arttırılması” Oluşturacağı gönüllü havuzuyla, hem gönüllülerin deneyimlerini proje yararına yönlendirmek, hem de yelken ve denizcilik konularında kendilerini geliştirme olanağı yaratarak, onların gönüllü etkinliklerinden manevi haz dışında da bir fayda sağlamalarına ortam hazırlamak yoluyla, “sivil toplumun etkinliğinin ve katılımcılığının arttırılması” Amaçlarına hizmet etmektedir.

Hedef bölgenin belirlenen ihtiyaç ve sorunları:
İzmir Türkiye’nin gelişmiş, modern ve çağdaş kentlerinden bir tanesi olmasına rağmen, bu kentte yaşayan engellilerin sorunları da Türkiye geneliyle aynıdır . Öncelikle engellilerin eğitim düzeyleri engelsizlere oranla düşüktür . Engelli çocukların önemli bir kesimi akraba evliliği yüzünden, yani cahil ebeveynler yüzünden engellidirler. Eğitim düzeyi düşük olan veliler de, çocukları okuyor olsalar dahi, onları spor, kültür sanat gibi; çocukların yaşam kalitesini arttıracak etkinliklere katılmaya teşvik edecek bilinçte değildirler. O bilinçte olsalar dahi bu gibi etkinliklere katılacak veya çocuklarının katılımını sağlayacak maddi imkanlara sahip değildirler. Çünkü Türkiye genelinde olduğu gibi İzmir’de de engelli kesiminin maddi güçleri genellikle düşüktür. Bunun yanında kentte engellilere yönelik, onların özel koşullarını da gözeterek planlanan, altyapısı hazırlanan sosyal ve sportif etkinlikler yetersizdir. Ayrıca İzmir’de engellilere yönelik toplumsal bilinç ve farkındalık düzeyinin istenen düzeyde olmaması ve engelli çocuklar üzerindeki toplumsal baskı, onlara ilave “engeller” çıkartmaktadır.

Hedef Gurupların ve Nihai Yararlanıcıların tanımı ve tahmini sayıları:
Engellilik; Dünya Sağlık Örgütü tarafından bozukluk ve özürlülükten kaynaklanan sosyal dezavantaj olarak tanımlanmıştır . Proje hedef gurubu olan 11-17 yaş aralığındaki 72 adet engelli; henüz reşit olmamış, sosyal ve sportif becerileri kolaylıkla öğrenebilecek yaştaki engellilerdir. Çocuk engellilerin yetişkinlere oranla, sosyal dezavantajlarının üstesinden gelerek toplumla bütünleşme olasılıkları daha yüksektir. İzmir’de yaklaşık 350 bin tane engelli olduğu düşünülürse, yaklaşık 50 bin kadarının bu yaş gurubundan olması muhtemeldir. Proje’nin nihai yararlanıcıları tüm İzmirlilerdir. Çünkü bu proje yalnızca engellilerin kalkındırılmasın değil aynı zamanda, engellilere yönelik toplumsal bilincin geliştirilmesini ve İzmir’de sivil toplumun etkinliğinin ve katılımcılığının arttırılmasına yönelik de çalışmalar yürütmektedir.

Bu Hedef gurubun(ların) seçilme nedenleri ve bu gurupların ihtiyaçlarının ve sorunlarının tanımlanması:
Yrd. Doç Dr. Kasım KARATAŞ ’ın da belirttiği üzere, yukarıdaki paragrafta anlatılan, İzmir kentindeki toplumsal ve fiziksel koşullar, engelli insanların kendilerine olan yaklaşımlarını bozan, onlarda içe kapanıklılık ve sosyal izolasyona neden olan koşullardır. Engellilerin engelleriyle bağlantılı bir eğitim ve rehabilitasyon olanağından yararlanması, onları toplumsal yaşamla bütünleştiren en önemli etkendir. Ancak engellilerin büyük çoğunluğu bu olanaklardan yararlanamamaktadır. Rehabilitasyon Dr. Karataş’ın deyimiyle yitirilen bir yeteneğin yeniden kazandırılması, yerine başka bir yeteneğin 'ikame edilmesi" demektir. Engellilerin fiziksel ve ruhsal işlevlerinde bir bozulma ya da eksiklik olsa bile, onların bu niteliklerini dikkate alan uygun bir eğitim ve rehabilitasyondan geçirildikleri zaman üretken olabilirler. Spor, engellilere hem fiziksel, hem de sosyal anlamda yarar sağlayacak bir araçtır. Ancak engellilerin spor olanaklarına erişim ve katılımları da çok düşük düzeydedir. Oysa sporun engelli insanlar için çok önemli bir etkinlik olduğu uzmanlarca kanıtlanmıştır . Sportif etkinlikler; hem sosyal ilişkilerin oluşmasını sağlamakta hem de engellilerin kendini önemseme duygusunun kazanılmasına, pozitif mental davranışlarını geliştirmelerine ve sosyal hayata entegrasyonuna yardımcı olmaktadır. Ayrıca psikodepresif durumlardaki engelli kişilerin,spor aktivitelerine katılmaları ile bu durumlarında düzelme görülmüştür . Bu yüzden engellilerin yaşam kalitesini spor yoluyla yükseltmek ve bunun için çeşitli olanaklar yaratmak, çeşitli engel gruplarına yönelik uzmanlar yetiştirmek ihtiyacı vardır.

Projenin engelli çocukları seçmiş olmasının nedeni ise; henüz genç yaşta sosyal hayata uyum sağlama yeteneğini, sporun yarar ve keyfini öğrenmiş engellilerin, ilerideki yıllarda hem kendi kendilerine, hem de topluma fayda sağlayabilecek beceri ve donanıma kavuşmalarını sağlamaktır. Araştırmalar, çocukluk yıllarında kazanılan davranışların büyük bir kısmının yetişkinlikte bireyin kişilik yapısını, tavrını, alışkanlıklarını, inanç ve değer yargılarını biçimlendirdiğini göstermektedir. Toplumdan yalıtılmış halde büyüyen engellilerin belli bir yaştan sonra yeniden rehabilite edilmesindense, çocukların, engellerine rağmen toplumun içinde var olabileceklerini, hatta en az engelsizler kadar başarılı olabileceklerini kanıtlamak daha kolaydır denilebilir.

Projenin hedef gurubun-ların ve Nihai yararlanıcıların ihtiyaç ve sorunlarının çözümüne sağlayacağı katkısı:
Karmaşık, fiziksel güç isteyen yelken sporu, aynı zamanda da bir takım sporu olduğu için sosyal yönü de olan bir spordur. Yelken Sporu: Engellilerin dikkatinin ve farkındalığının artmasını sağlayan, vücut koordinasyonunun gelişimine katkıda bulunan,özbakım becerilerini ve kendilerine olan güven duygusu geliştiren, problem çözmeyi daha kolay öğreten, fiziksel dayanıklılığın ve kaslarının gelişmesine yardımcı olan, kurallara uymayı, sorumluluk almayı ve paylaşmayı öğreten bir spordur.

Proje, bu yetenekleri gelişen engelli çocukların yaşamlarında daha fazla özgüven sahibi, toplumsal yaşamla daha uyumlu, kendi ayakları üzerinde durabilen, sağlıklı ve sosyal bireyler olarak toplumda bir yer edinebilmelerine katkı sağlayacaktır. Az bir sayı gibi görünen 72 engellinin başarıları kitle iletişim araçları yoluyla geniş kitlelere ulaştığında, proje kapsamında eğitim almayan engelli bireylerin de zoru başarma konusundaki azimleri artacaktır. Ayrıca bu sayede engellilerin başarılarını gören engelsiz bireylerin engellilere bakış açısı olumlu yönde değişecek, bir çok engelsizin dahi yapamadığı zorlu bir sporu yapan engellilere daha fazla saygı duymaları sağlanmış olacaktır. Proje çeşitli alanlarda faaliyet gösteren STK’ların, yelken ve spor kulüplerin ve resmi ve özel diğer kuruluşların dikkatini çekecektir. Böylelikle proje, başka kurumların da engellilerin sportif etkinliklere katılımlarının arttırılmasına yönelik yapacakları projeler için bir örnek ve kaynak oluşturacaktır.

Sonuç olarak engellilerin yaşam kalitesini yükseltmek devletin olduğu kadar toplumun da görevidir. “Engelli Değil Yelkenli Projesi” bu bilinçle hazırlanmış bir projedir. Engellilerin her türlü işi, her şeye rağmen başarıyla yapabilecekleri, onların da engelsizler kadar farklı ve zorlu uğraşılarla ilgilenebilecekleri, iddia edilebilir ki, bu ve buna benzer projenin başarıyla uygulanması sonucunda kanıtlanmaktadır. Bu proje kurak toprakların üstüne düşen bir yağmur damlasıdır. Ancak damlalar dereleri, dereler nehirleri, nehirler denizleri besler. Ve bir gün ufukta deniz göründüğünde, tek tek damlaları anımsayamayız belki ama “engelli değil yelkenli” oradadır. Şişirmiş yelkenini, bu kez okyanuslara yelken açmaktadır.
 
Uygulama Yöntemleri ve Bu yöntemlerin Seçilme Nedenleri:
Sporun genel olarak engelli çocukların fiziksel ve sosyal gelişimlerine büyük katkı sağladığı bilimsel çalışmalarda kanıtlanmıştır . Bu konudaki detaylı bilgi formun 1.6 maddesinde açıklanmıştır. Engelli çocukların gelişiminde yöntem olarak özelde yelken sporunun uygulanacak olmasının gerekçelerini de şu şekilde açıklayabiliriz:

Öncelikle yelken sporu hem zorlu ve bedensel aktiviteye dayanan bir spor olduğu için sporcuların fiziksel gelişimini ve dayanımı geliştiren, hem de takım sporu olması nedeniyle sporcuların takım çalışmasına yatkınlıklarını ve sosyal yönden gelişimlerini sağlayan çok yönlü bir spordur.

Bunun yanında yelken sporu özünde doğayla mücadele ederek ayakta kalma ve doğanın gücünden yararlanarak doğru kararları vermek suretiyle amaca ulaşma (doğru rotayı çizme) etkinliklerini içerdiği için; sporcuların özgüvenlerini pekiştiren ve karar verme yeteneklerini geliştiren bir spordur.

Ayrıca yelken sporu doğası gereği, rüzgarın, dalgaların ve denizin rehabilite edici etkisini sporcuya doğrudan yansıtan, yalnızca spor yapmanın değil, aynı zamanda denizin ve doğanın huzur ve keyfini hissettiren, denizciliği ve özgürlüğü öğreten, doğanın güzelliğini gösteren bir spor olması dolayısıyla da, toplumun içinde baskıya maruz kalan engelli çocuklar için ideal bir rahatlama yöntemidir. Ayrıca diğer sporlarla karşılaştırıldığında, deniz üzerindeki rüzgâr ve sağanakların (yoğunlaşmış esinti) hissedilebilmesinin büyük önem arz etmesi dolayısıyla, vücudundaki belli eksiklikler dolayısıyla, diğer his ve duyu organları normal insanlara göre daha fazla gelişmiş olan engellilerin çok daha başarılı olabilecekleri bir spordur. Örneğin işitme engellilerin duyma yetenekleri olmaması dolayısıyla yüzlerinde, elmacık kemikleri civarındaki hissiyat duyuları normal insanlara göre iki katına kadar daha gelişkindir . Bu ayrıcalık işitme engellilerin normal insanlardan bile daha başarılı yelkenciler olabileceklerinin kanıtıdır. Nitekim KSK Yelken Şubesi Sporcusu Varol Hepağuçlar, sağır-dilsiz olmasına rağmen engelsiz yelkenciler arasından sıyrılarak 1981 yılında Türkiye Yelken Şampiyonu, 1982 ve 1983 yıllarında Cumhurbaşkanlığı Kupası Şampiyonluklarına ulaşarak Türk Milli Takımı’na girmeyi başarmıştır. Maalesef maddi ve manevi olanakların yetersizliği dolayısıyla yeni Varollar yetiştirmekte başarısız olan ülkemiz yelkenciliğinin, yeni projelere gereksinimi vardır. İşte bu yüzden “Engelli Değil Yelkenli” projesi önemlidir. Proje engellileri, sporun ve sağlıklı yaşamın keyfine genç yaşta, hem de yelken sporu gibi doğa ve deniz dolu bir sporla tanıştıracaktır. Bu yüzden projenin, engelli çocukların kalkınmasına katkı sağlamak adına, onları özellikle de yelken sporuyla tanıştırmayı yöntem olarak benimsemiş olmasının isabetli bir seçim olduğuna inanılmaktadır.

Verilecek eğitimlerde bir adet antrenör, en fazla 3 adet engelli çocukla ilgilenecek, teknelerde bir antrenör, bir çevirmen ve 3 öğrenci toplam en fazla 5 kişi olacaktır. Bu şekilde eğitmenin öğrencilerle en iyi şekilde ilgilenmesi ve teknenin dengesinin en güvenli ve ideal formunda olması sağlanacaktır. Eğitimlerin her seferinde 2 teknenin bir arada denize çıkmasıyla yapılmasının bir yöntem olarak seçilmiş olmasının nedeni ise, bu eğitimlerin engelli çocukların daha fazla keyif almalarına, tatlı bir rekabet ortamı oluşturarak eğitimlerin daha verimli geçmesine katkı sağlayacağına inanılmasıdır. Ayrıca projenin tanıtımı ve kitlelere görsel olarak canlı olarak aktarılması amacıyla, 30 Ağustos, 9 Eylül, 29 Ekim ve 10 Kasım tarihlerinde, resmi kutlamalara koşut olarak, tören alanına mümkün olan en yakın yerde yapılacak olan gösteri yarışlarının gerçekleştirmesi için de, bir çift tekneye gereksinim vardır.

Projenin uygulanmasını olumlu veya olumsuz etkileyecek dışsal faktörleri ve riskleri açıklayınız:
Projenin seyrini olumlu veya olumsuz olarak etkileme potansiyeline sahip en büyük dışsal faktör, hava ve rüzgar koşullarıdır. Pratik eğitimlerin yapılabilmesi için tüm güvenlik önlemleri, soğuk ve sıcaktan koruyucu özel giysiler ve teknik donanıma rağmen, hava sıcaklığının 5 ̊C’ nin altında olması veya 40 ̊C’ nin üzerinde olması, ayrıca rüzgar şiddetinin 3 knots’un altında veya 25 knots’un üzerinde olması durumlarında, pratik eğitimlerin verilmesine olanak yoktur. Bu eşiklerin, öğrencilerin güvenliği dolayısıyla esnetilmesi kesinlikle mümkün değildir. Ancak proje planlanırken, projeye doğrudan ve aşırı etkisi olan hava ve rüzgar koşullarının, bölgenin mevsimsel hava ve rüzgar rejimine göre, en yumuşak olduğu tarih aralığı seçilmiştir. Buna göre, İzmir’de sıcaklık ortalamasının en yüksek olduğu mevsim olan Temmuz ayının sonuna kadar yelken eğitimi verilmeyecek, ardından yine bu kez sıcaklık ortalamasının en düşük olduğu ay olan Ocak ayına varmadan, en geç Aralık ayında pratik yelken eğitimleri tamamlanacaktır. Bunun yanında, proje süresince 72 engellinin 16 saatlik temel eğitimi tamamlamaları için 18 hafta sonu veya 36 tam günlük eğitim yeterli olacakken, proje aradaki olası kötü hava koşullarını düşünerek, eğitimlere 3 hafta sonu veya 6 tam günlük bir esneklik koyarak gerçekçi bir dışsal faktör değerlendirmesi yapmaya çabalamıştır.

Denizdeki riskler:
Projenin güvenlik yönünden temel riski etkinliklerin tamamen doğanın insafında yapılacak etkinlikler olmalılarıdır. Havanın birden sertleşmesi, ya da tamamen kesilmesi, sisin veya kötü hava koşullarının görüş açısını düşürmesi veya görsel iletişimi sınırlaması hesaba katılması gerekenlen risk unsurlarıdır. Bu risklere yönelik alınan güvenlik önlemleri şu şekilde sıralanılabilir:

1. Acil durumlarda en önemli unsur olan iletişim sorununu çözmek için proje boyunca bir tanesi proje koordinatöründe, bir tanesi denizdeki, bir tanesi de karadaki antrenörde olmak üzere 3 adet telsiz, bataryaları her gün tam doldurulmuş halde sürekli iletişimi sağlamak üzere kullanılacaktır.

2. Eğitimler sırasında bir adet güvenlik botu (Zodyak) acil durumlarla kullanılmak üzere, deposu dolu ve denize atılmış halde mutlaka hazır bekleyecektir. Rüzgârsız kalınması, şiddeti fırtınaya maruz kalınması veya herhangi bir kaza durumunda ivedilikle eğitim yerine ulaşacaktır.

3. Herhangi bir acil durumda en kısa zamanda karaya dönülebilmesi amacıyla eğitim parkuru, proje koordinatörünün gözetiminde, KSK Yelken Şubesi Mendireği’nde ve mendireğin ucunun merkez olarak alınmasıyla çizilecek olan ½ deniz mili yarıçapındaki yarı daire içindeki kıyı hattında gerçekleştirilecektir.

4. Eğitimler ve gösteri yarışları sırasında tüm öğrenci ve antrenörler hiçbir koşulda can yeleksiz denize çıkmayacaklardır.

5. Bir gün öncesinden hava raporuna bakılacak ve herhangi bir fırtına veya kötü hava riski olan gün veya haftalarda kesinlikle denize çıkılmayacaktır.

6. Sıcak havalarda güneşten korunmak için şapka ve güneş kremi sürmeden, soğuk havalarda da termal özelliğe sahip, vücut ısısını muhafaza ederek sıcak tutan koruyucu teknik giysileri giymeden, hiçbir öğrenci veya antrenör denize çıkmayacaklardır.

7. Tüm bu güvenlik önlemlerinin alınmasının gözetilmesi proje koordinatörünün sorumluluğundadır ve proje koordinatör her türlü pratik ve teorik eğitime katılmak mecburiyetindedir.

Karadaki Riskler:
Bunun dışında proje hedef kitlesinin 11 – 17 yaş aralığındaki engelli çocuklar olması nedeniyle, çocukların başıboş kalmaları halinde, denizde veya karada sakatlık doğurucu bir kazaya veya trafik kazasına maruz kalmaları riski bulunmaktadır. Bu riskleri olabildiğince azaltmak için çocuklar, okuldan etkinlik yerine, etkinlik yerinden okula gidiş gelişleri sırasında, mutlaka bir tanesi işaret dilini bilen en az iki adet yetişkin refakatçi eşliğinde olacaklardır. Öğrencilerin ders aralarında kulüp bahçesi ve sınırları dışarıdan izole edilmiş olan kulüp mendireği mahalli dışına çıkmalarına izin verilmeyecektir. Sıra dışı durumlar için de, yanlarına her koşulda bir adet yetişkin refakatçi verilecektir.

Ayrıca eğitimler sırasında Karşıyaka Yelken Tesisleri’ne 200 metre uzaklıktaki Karşıyaka Belediyesi Çamlık Dispanseri nöbetçi doktoru ve ambulans personeli, eğitimlerden haberdar edilecektir. Bu personel, eğitim süresince acil durumlara derhal müdahale edecektir. Denizde bir acil durum olması durumunda, denizdeki antrenör, telsizle karadaki proje koordinatörüne derhal bilgi verecek, koordinatör de karadaki gerekli hazırlıkları yapacaktır.

Çeşitli Aktörlerin projedeki rollerinin ve katılımlarının tanımlanması ve bu rollerin onlara verilmesin nedenleri:
Proje için, daha önce Avrupa Snipe Sınıfı Yelken Şampiyonası ve yakın tarihte de ÜNİVERSİADE Dünya Yelken Şampiyonluğunu yapmış KSK Yelken Şubesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecektir. Bu kulübün kayıkhanesi ve mendireği Türkiye’nin en geniş ve en iyi donanımlılarından bir tanesidir. Teknik konularda yine bu kurum yarım asrı aşkın yelken eğitim deneyimi sayesinde en büyük destekçi olacaktır.

Yarış Organizasyonları için, her yıl D.T.O Kupası Yelken Yarışları adı altında yarışın maddi ve yönetimsel tüm sorumluluğunu alarak şampiyonlar düzenleyen Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi, KSK Yelken’le beraber sorumluluk üstlenecektir.

Projenin idari kısmında, 1994 yılından beri faaliyet gösteren, engellilere yönelik bir çok sosyal, kültürel ve sportif etkinlikler gerçekleştirmiş olan aynı zamanda da bünyesinde “Barış Gücü” adlı bir engelli spor kulübü bulunduran Çağdaş Özürlüler Yaşam Derneği sorumluluğu üstlenecektir.

İştirakçilerimizden Comenus Yaşam Boyu Öğrenme Projesi yararlanıcısı,Tülay Aktaş Engelliler Okulu hedef kitlenin belirlenmesine, Özel Piri Reis İlköğretim Okulu da eğitim deneyimi ve olanaklarıyla servis hizmetinin sağlanmasına ve antrenörlerin eğitimine katkıda bulunacaktır.

Proje’nin özgün yanları:
Türkiye’de ilk kez engellilerin, onlar için ideal bir spor olduğu yukarıdaki maddelerde detaylarıyla anlatılmış olan yelken sporuyla tanışmalarını sağlamaya yönelik olan projemiz, yapısı itibariyle bir “rol model” teşkil etmektedir. Projenin teknik olarak yelkenli tekne atıp çekme ve barındırma olanağı bulunan tüm yelken kulüplerinde uygulanabilir olması dolayısıyla, projenin farklı coğrafyalarda yinelenmesi olasıdır.

Projenin başlamasıyla birlikte çeşitli yarış, seminer veya kurslar dolayısıyla İzmir’e gelecek olan bir çok yelken antrenörü ve yöneticilerinin eğitimleri izleyerek, proje hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlanacaktır. Böylelikle zaten bu spora gönül vermiş olan bu kimseler, yaşadıkları yerlerde gelecekte uygulanacak olan projelerin potansiyel uygulayıcısı ve/veya destekçisi olacaklardır. Projenin özgün ve ilginç bir etkinlik olması dolayısıyla medya kurumlarının ilgisini çekme ve onlar tarafından haber yapılma olasılığı yüksektir. Ayrıca proje kapsamında tanıtım faaliyetleri esas faaliyet olarak belirlenmiş ve bir çok medya kuruluşuyla şimdiden görüşülmeye başlanmıştır. Projenin görsel ve yazılı basın aracılığıyla kitlelere aktarılması sayesinde, projeyi örnek alacak benzer etkinliklerin yapılması beklenmektedir.

Proje verilecek olan eğitimlerde kullanılmak üzere, tamamen engellilerin gereksinimleri gözetilerek hazırlanmış, uygulanılabilir ve yinelenebilir bir eğitim müfredatı oluşturacak ve bu müfredat dâhilinde verilecek olan tüm eğitimlerin hem video kayıtlarını hem de detaylı raporlarını oluşturmak suretiyle, kapsamlı bir doküman arşivi yaratacaktır. Böylelikle taklit edilmesi veya örnek alınması kolaylaşmış olacaktır.

Ayrıca, proje kapsamında hem proje uygulayıcılarına hem de engellilere destek olacak, bunu yaparken de yelken ve denizcilik konularında bilgi edinecek olan proje gönüllüleri, projenin çarpan etkisi yaratmasına önemli katkı sağlayacaklardır. Bu gönüllüler engelliler ile ilgili bilinç düzeylerini attıracak ve ilgilendikleri diğer sivil toplum kuruluşlarında engellilerin sorunlarına daha fazla yer ayrılması konusunda çaba harcayacaklardır. Ayrıca gönüllüler, edinecekleri deneyimlerle benzer projelerin planlanıp uygulanmasına da katkı sağlayacaklarıdır.

KSK Yelken Şubesi Türkiye’nin en büyük ve en başarılı yelken kulüplerinden bir tanesidir. Tarihinde defalarca Türkiye, Avrupa ve Dünya Şampiyonları çıkartmış, köklü bir kulübün engellilerin yelken yapmasına yönelik bir faaliyetin içinde ortak olarak bulunması, Türkiye’deki diğer yelken kulüplerine örnek olacaktır.

Deniz Ticaret Odası da Türkiye’de denize kıyısı olan tüm bölgelerde şubeleri bulunan bir Meslek Odasıdır. İzmir Şubesi’nin ortak olduğu böyle bir projenin başarıyla uygulanması sonucunda, diğer şubeler de bundan güdülenecek ve buna benzer projelerin altına imza atmak için çaba göstereceklerdir. Bu konuda DTO İzmir Şubesi elinden gelebilecek her türlü yardımı ve desteği vermeye hazırdır.


Karataş, Kasım. "Özürlüler Kentlerde Özgürce Yaşamak İstiyorlar" Ufkun Ötesi Aylık Dergi, Yıl 2, Sayı 4, 97 Kasım-98 Nisan, ss.: 10-1
Türkiye Özürlüler Araştırması ileri Analiz Raporu -(Ocak 2006)
TC. Başbakanlik Özürlüler İdaresi
http://www.ozida.gov.tr/egitim/ttr.htm
Engelliler Kulübü
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Öğretim Üyesi.
http://www.tsd.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=1526&Itemid
http://www.igespor.com/dosyalar/engelliler_icin_spor.htm
http://www.igespor.com/dosyalar/engelliler_icin_spor.htm
Tesyev
Karataş, Doçent Doktor; Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Öğretim Üyesi.
http://www.tsd.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=1526&Itemid
İkili Görüşme: Dr. Işın Küçükaltun; Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi iziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümü, Fizik Tedavi Uzmanı.
 
Karşıyaka Spor Kulübü Yelken Şubesi, Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi ve Çağdaş Özürlüler Yaşam Deneği'nce yürütülen, İzmir Kalkınma Ajansı'nın desteklediği proje ile 72 engelli çocuk daha önce hayal bile edemediği bir spor dalında faaliyet gösterecek. Projede koordinatörlük ve antrenörlük yapan milli yelkenci Özgür İnam, engellilere imkan verildiğinde her türlü zorluğun üstesinden gelebileceklerini göstermek istediklerini, spor yoluyla çocukların sosyal adaptasyonunu ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuya yönelik farkındalığını geliştirmeyi amaçladıklarını söyledi.

Kurslara katılan çocuklara önce yüzme eğitimi verdiklerini anlatan İnam şunları kaydetti: "7 ay sürecek proje ile 60'ı işitme engelli toplam 72 engelli çocuk temel yelkencilik eğitimi alacak. Engelli rehabilitasyonunda denizin rahatlatıcılığının kullanılması yönünden bir ilk olacak. Güney Deniz Saha Komutanlığına ait iki yelkenli ile işitme engellilerin çalışmalarını sürdürüyoruz. Görme engellilerin eğitimi ekim ayında başlayacak. Onların kullanacağı botların kenarlarına sensörler takarak çocukların yelkenli içinde kalmasını sağlayacağız. Onlar, antrenörün verdiği sese göre yönlerini belirleyecek."

Engellilere eğitim vermenin daha zor olduğunu ifade eden İnam "Eğitim sırasında zorlandığımız oluyor. Ancak uzun yıllardır antrenörlük yapıyorum ve diyebilirim ki engelsiz bireyler kadar başarılılar. Hatta daha kolay öğrenenleri gördüm. Gözleri parlıyor çocukların. Hayallerinde bile yaşayamayacakları şeyi yaşıyorlar" diye konuştu. İnam, Türkiye'nin şimdiye kadar olimpiyatlarda yelken branşında temsil edilmediğine dikkati çekerek "Türkiye'nin ilk paralimpik yelken kulübünü kurmak istiyoruz. Türkiye'yi 2012'de Londra'daki paralimpik oyunlarda temsil etmek istiyoruz" dedi. Kurslara katılan engelli çocuklar, İzmir'in Kurtuluşu etkinlikleri kapsamında 9 Eylülde gösteri yapacak.
 
engelli-degil-yelkenli-11911.jpg
 
TÜRKİYE’de ilk kez engellilerin yaşamlarını zenginleştirmek, denizi kullanarak rehabilite edilmelerini sağlamak amacıyla hazırlanan “Engelli değil yelkenli” projesi start aldı. Projenin koordinatörlüğünü milli yelkenci Özgür İnam’ın yaparken, havuzdaki ilk ders 5 işitme engelli çocuğun katılımıyla başladı. İnam, “İşitme ve görme engelli 72 çocuğumuza temel yelken eğitimi vereceğiz. İkinci aşamadaki amacımız ilk engelli olimpik (paralimpik) yelken kulübünü kurup olimpiyatlara katılmak” dedi.

İlk ders havuzda

İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) tarafından kabul edilen proje Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi, Karşıyaka Yelken Kulübü, Çağdaş Özürlüler Yaşam Derneği ve Piri Reis İlköğretim Okulları ortaklığında hayata geçirilecek. 7 ay sürecek, yüzde 75’i İZKA tarafından karşılanacak 123 bin lira bütçeli projede engelli sporculara uzmanlar, gönüllüler ve antrenörler taarfından temel yelken eğitimi verilecek. Yelkenlilerin 5 kişilik olması nedeniyle iki hafta 20 saatlik eğitimlerin gruplar halinde verileceğini belirten Milli Yelkenci İnam, şöyle konuştu:

“Eğitime katılacak işitme ve görme engelli öğrencilerimiz 11-17 yaşları arasında. Hepsi yüzme biliyor. Ancak ilk ders havuzda, suyla tanışma. Öğrencilerimizin suyla uyumunu, can yeleklerini nasıl kullanacaklarını sağlama. Ondan sonra yelkenlilerde eğitim yapılacak. Yelken sporu bir takım sporu. Bu spor uyum yeteneğini geliştiriyor, bireysel karar vermeyi gerektirdiği için özgüven sağlıyor. Projemiz Türkiye’de ilk kez engelli çocukların denizi kullanarak sistematik bir şekilde rehabilite edilmesini amaçlıyor. Proje ortaklarımız denizcilik, yelkencilik, engelli kalkınması ve eğitim alanlarında uzman kurum ve kuruluşlar, proje kapsamında kendi alanlarında katkı sağlayacaklar.”

Heyecanlandılar

Öte yandan İşitme engelli yelkenci adayları Sena Savtekin (17), yasemin aydın (12), Elif Yatbez (12), Oktay Nomanoğlu (14) ve Muhammed Çakır (14) ilk derslerini Ege Üniversitesi Prof. Dr. Sermed Akgün Olimpik Yüzme Havuzu’nda yaptı. Çocuklar, işaret diliyle çok heyecanlı olduklarını ifade ettiler.
 
Back