- 14 Ekim 2016
- 7.051
- 47.513
-
- Konu Sahibi Boleyn Kizi
- #1
Cengiz Aytmatov’un Beyaz Gemi’sindeki isimsiz çocuk. Öyle terk edilmiş, öyle kimsesiz, öyle yok sayılmış ki yazarı ona bir isim bile vermemiş. Aklıma gelince hüzünlenirim. Terk edilmiş tüm çocuklar için içim sızlarBazen gümüş bir şamdan görürüm JanValjan olurum.
Bir balta Raskolnikovu anımsatır, kürklü bir siyah palto Akakiyevici düşündürür bana.
Bir uçurtma görsem Hasan olup Kabile giderim.
Bir tren istasyonu görsem Anna Karenina olurum .
Bazen uçsuz bucaksız bir pamuk tarlası görünce aklıma Scarlet Ohara gelir.
Yayı kopmuş bir keman bana Jülidenin kırgınlığını anımsatır.
Zaman zaman Meryem olurum Herattaki kulübemde babamın gelişini beklerim..
Bazen bir icra memuru bana Madam Bovarynin çaresizliğini yaşatır.
Erken doğan hasta bir erkek bebek görsem; Anna Boleyn oluRum.
Bazen beyaz bir gül demeti bana Bay R nin zalimliğini hatırlatır.
Ve herkes gibi bir kutu fondan görsem feride olurum... bazen mini mini bir kamara penceresinden usul usul yağan yağmuru izlerim... bazen ilk bakışta hala yer yer dumanları tüten bir yangin harabesine benzeyen Zeynileri izlerim... ve bazen de bir tepenin üstünde, kendi gibi ince bir selvinin altında yatan Munisenin mezarı basında ağlarım...
Liste uzun, yazmaya yerim az
Siz kimleri hatırlıyorsunuz, lütfen paylaşın
Listenizdeki en iyi kitaba ihtiyacım var
Elhan
Uzun zamandır haber alamadığım arkadaşlarımdan bahsedilen bu sohbeti o kadar sevdim ki....içimi tarifsiz bir özlem doldurdu Boleyncim.Bazen gümüş bir şamdan görürüm JeanValjean olurum.
Bir balta Raskolnikovu anımsatır, kürklü bir siyah palto Akakiyevici düşündürür bana.
Bir uçurtma görsem Hasan olup Kabile giderim.
Bir tren istasyonu görsem Anna Karenina olurum .
Bazen uçsuz bucaksız bir pamuk tarlası görünce aklıma Scarlet Ohara gelir.
Yayı kopmuş bir keman bana Jülidenin kırgınlığını anımsatır.
Zaman zaman Meryem olurum Herattaki kulübemde babamın gelişini beklerim..
Bazen bir icra memuru bana Madam Bovarynin çaresizliğini yaşatır.
Erken doğan hasta bir erkek bebek görsem; Anna Boleyn oluRum.
Bazen beyaz bir gül demeti bana Bay R nin zalimliğini hatırlatır.
Ve herkes gibi bir kutu fondan görsem feride olurum... bazen mini mini bir kamara penceresinden usul usul yağan yağmuru izlerim... bazen ilk bakışta hala yer yer dumanları tüten bir yangin harabesine benzeyen Zeynileri izlerim... ve bazen de bir tepenin üstünde, kendi gibi ince bir selvinin altında yatan Munisenin mezarı basında ağlarım...
Liste uzun, yazmaya yerim az
Siz kimleri hatırlıyorsunuz, lütfen paylaşın
Listenizdeki en iyi kitaba ihtiyacım var
Elhan
Zambak okumuştum. Balzactan başka da okumadım dersem şasirir misinUzun zamandır haber alamadığım arkadaşlarımdan bahsedilen bu sohbeti o kadar sevdim ki....içimi tarifsiz bir özlem doldurdu Boleyncim.Rus, Fransız, İngiliz dostlarımı çok özlemişim tekrar tekrar ziyaret etsem yine bıkmam. Balzac' ın şöyle bir aşk tarifi var.: "Aşk bedende değil ruhta yaşanmalı ve aşk, geçici değil sonsuz olmalı tüm benliğiyle. Ve de çokça ve de çocukça olmalı tüm saflığıyla” . Bu aşkı anlatan çok sevdiğim bir romanı senin listene iliştirmek isterim. Vadideki Zambak.. Felix ve Henriette' nin acı ve masum aşkları unutulmayacak kadar güzel.
Zambak okumuştum. Balzactan başka da okumadım dersem şasirir misin
Pusulanın daima kuzeyi gösteren ibresi gibi bir erkeğin suçlayan parmagı da daima her zaman bir kadını gösterir. Bunu sakın unutma, demişti meryemin annesi Sevgili Nana.Çok güzel bir başlık olmuş, bence böyle bir sohbet konusuna ihtiyacımız vardı.
Ben en çok Bin Muhteşem Güneş kitabındaki Meryem ve Leylayı unutamıyorum. Bir adama küçük yaşta "kadın" olarak getirilen küçücük kızlar, ardından yedikleri dayaklar, küfürler, sonrasında birlik olup herşeyi geride bırakarak kaçıp birbirlerini kurtarmalarına hayran kaldım.
Üniversite zamanında okuduğum Goriot Baba'dan da çok etkilenmiştim. Kızlarının eşlerini daha çok el üstünde tutmaları, sonrasında babalarının paralarını bitirerek Goriot Babayı sefillik içinde terk etmelerine kızmıştım. Oysa Goriot Baba son sözünde dahi kızlarını dilinden düşürmemişti.
Bir de Aylak Adam kitabındaki karakteri Albert Camus'nün Yabancı kitabındaki karaktere çok benzetiyorum. Avare yaşanan günler, hiçbir şey yapmadan amaçsızca yaşanan yaşam içinde akıp gidiyor o kitaplar...
Canım yengencim. Bin muhteşem güneş genel olarak dram olsa da... sana yasadigin hayata şükredecek bir farkındalık kazandıracaktir.Neredeyse her yolculuk öncesi , gördüğü rüya ile piramitlere doğru yol alan Enduluslu Santiago'dan ilham alırım. İlginç bir şekilde, her okuduğumda da daha önce farketmedigim bir cümle olur,bana yol gösterecek. Kesinlikle başucu kitabımdir Simyacıonu hiç bir şeye değişmem..
Çok takip etmek istemem ama ne zaman haber okusam, Twitter'dan gündem takip etsem aklıma 1984 kitabından tanıdık sayfalar gelir.
Ne zaman devlet dairesinde beklemem gerekse , ruhsuz-enerjisi az -orta yaşı geçmiş memur görsem aklıma Kürk Mantolu Madonna'daki Raif gelir . Çünkü 'dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir'
Konu harika olmuş, şu güzel sokağa çıkma yasakli cumarteside kitap okuma isteği verdi bana
Özellikle rus klasikler.O zaman sırada Goriot Baba varBalzac karakterlerini uzun bir zaman diliminde gözlemler öyle canlandırirmis. Bu yaşlı adamı tam bir yıl takip etmiş gerçek hayatta...
Şaşırmadım canım. Geçen gün Ramazan'da sahur beklerken okuyayım diye Emile Zola' nin " Bir Aşk Sayfası" elime geçti şaşırdım nasıl duymadım diye... olabiliyor. Germinal' i de okumadım mesela. Madencileri anlatıyormuş. Ben klasikçiyim vazgeçemiyorum.
Canım ben de Rus edebiyatına tutku derecesinde bağlıyım. O kadar haklısın ki bu sevgide. Kahramanları capcanlı ruh hallerini tüm detaylarıyla önümüze seriyorlar. Kendi ustaliklarindan mi yoksa dillerinden mi bilmiyorum. Bizim sanatçıların esin kaynağı Fransız edebiyatı. Romanla tanışmamız Fransız cevirileriyle başlamış. Rus edebiyatıyla tanişikligimiz daha yeni....geç olsun güç olmasın.Özellikle rus klasikler.
Bigün kitapçıda alışveriş yapıyordum.
Birsürü rus topladım kasaya gittim. Kasada gençten bir delikanli duruyordu.
Oo abla ne yaptın böyle dedi.
Güldüm "rus edebiyati cok severim" dedim.
Çocuk anlamli bir bakisla süzdü beni ve dedi ki "evet abla ruslari biz de cok severiz"
Sanırım o başka bir türlü sevgiden bahsediyordu ama olsun.
Ruslar ve sanattaki doğuştan yetenekleri insani mest ediyor.
Rus olup Dostiyevskiyi anadilinden okumayı o kadar isterdim ki diyorum bazen. Ama sonra aklima geliyor ki ne ferideyi ve ne de jülideyi tanımayacaktim o zamanbütün dilleri bilmek ve hepsini okumak istiyorum hepsini ❤
Yazdım Boleyncim...Bin Muhteşem Güneş en yakın zamanda elimdedir inşallah.Pusulanın daima kuzeyi gösteren ibresi gibi bir erkeğin suçlayan parmagı da daima her zaman bir kadını gösterir. Bunu sakın unutma, demişti meryemin annesi Sevgili Nana.
Bazen düşünüyordum da. Nana fazlasıyla iyimser yaklaşmış olaya.
Bir kadını işaret eden parmaklar her zaman bir erkeğe ait olmuyor
Bu coğrafyada bir kadını suçlayan parmakların sahibi yine o kadının hemcinsi oluyoro kadar üzgünüm ki
Bin muhteşem güneş en sevdiklerimden ❤
Sevgili dostumElhan
Mutlaka okumuşsundur ama okumamişsan hemen derhal okumalısın ve benim ağladığım sayfalarda ağlamalısın ❤
Pusulanın daima kuzeyi gösteren ibresi gibi bir erkeğin suçlayan parmagı da daima her zaman bir kadını gösterir. Bunu sakın unutma, demişti meryemin annesi Sevgili Nana.
Bazen düşünüyordum da. Nana fazlasıyla iyimser yaklaşmış olaya.
Bir kadını işaret eden parmaklar her zaman bir erkeğe ait olmuyor
Bu coğrafyada bir kadını suçlayan parmakların sahibi yine o kadının hemcinsi oluyoro kadar üzgünüm ki
Bin muhteşem güneş en sevdiklerimden ❤
Sevgili dostumElhan
Mutlaka okumuşsundur ama okumamişsan hemen derhal okumalısın ve benim ağladığım sayfalarda ağlamalısın ❤
O zaman sırada Goriot Baba varBalzac karakterlerini uzun bir zaman diliminde gözlemler öyle canlandırirmis. Bu yaşlı adamı tam bir yıl takip etmiş gerçek hayatta...
Şaşırmadım canım. Geçen gün Ramazan'da sahur beklerken okuyayım diye Emile Zola' nin " Bir Aşk Sayfası" elime geçti şaşırdım nasıl duymadım diye... olabiliyor. Germinal' i de okumadım mesela. Madencileri anlatıyormuş. Ben klasikçiyim vazgeçemiyorum.
Bazen gümüş bir şamdan görürüm JeanValjean olurum.
Bir balta Raskolnikovu anımsatır, kürklü bir siyah palto Akakiyevici düşündürür bana.
Bir uçurtma görsem Hasan olup Kabile giderim.
Bir tren istasyonu görsem Anna Karenina olurum .
Bazen uçsuz bucaksız bir pamuk tarlası görünce aklıma Scarlet Ohara gelir.
Yayı kopmuş bir keman bana Jülidenin kırgınlığını anımsatır.
Zaman zaman Meryem olurum Herattaki kulübemde babamın gelişini beklerim..
Bazen bir icra memuru bana Madam Bovarynin çaresizliğini yaşatır.
Erken doğan hasta bir erkek bebek görsem; Anna Boleyn oluRum.
Bazen beyaz bir gül demeti bana Bay R nin zalimliğini hatırlatır.
Ve herkes gibi bir kutu fondan görsem feride olurum... bazen mini mini bir kamara penceresinden usul usul yağan yağmuru izlerim... bazen ilk bakışta hala yer yer dumanları tüten bir yangin harabesine benzeyen Zeynileri izlerim... ve bazen de bir tepenin üstünde, kendi gibi ince bir selvinin altında yatan Munisenin mezarı basında ağlarım...
Liste uzun, yazmaya yerim az
Siz kimleri hatırlıyorsunuz, lütfen paylaşın
Listenizdeki en iyi kitaba ihtiyacım var
Meyhane ve devamı Nana' yi okudum canım. Tekrar tekrar okunasi eserler.Germinal harikadır , bu tarzları seviyorsanız mutlaka ama mutlaka okumalısınız. Zola ' dan Meyhane de aynı şekilde , tavsiye ederim.