• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

En güzel rüyam

gunesanne

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Sahte Profil
Kayıtlı Üye
2 Ağustos 2013
73
15
13
İstanbul
En güzel rüyamı bundan tam 5 yıl önce gördüm. Yeni evliydim, bir gece rüyamda kel kafalı çok ama çok güzel bir bebek gördüm. O kadar güzeldi ki ışık gibiydi. Ertesi gün uyandığımda hem mutluydum, hem de şaşkın. Çünkü henüz bebek gündemimizde olan bir konu değildi. Ama rüya o kadar muhteşemdi ki hem eşime hem anneme anlattım. Böyle kel çok tatlı bir bebek gördüm anne dedim. Ben rüyalarıma pek inanırım, bazı rüyalarım çıkmış ve hafif dejavu yaşamışlığım vardır. Belki de bu yüzden bu tatlı kel bebek beni çok derin etkilemişti.

İşte tam bu rüyadan iki yıl sonra kel bir bebek verdiler kucağıma hastanede. Şaşkın şaşkın ona baktım ve dedim ki yoksa rüyamdaki bebek sen miydin ? Tabi buraya kadar işler öyle pek kolay olmadı.

Zor bir hamilelik dönemi geçirmiştim. 7 aylıkken sancılarım artmış durdurmak için ilaca başlamış, bir hafta hastanede kalmış ve işten oldukça erken izne ayrılmak durumunda kalmıştım. Aslında o dönem çok yoğun çalışıyordum ve belki de bunun da etkisi vardı. 1,5 ay yatakta kımıldamadan yattım sırf erken gelmeyesin diye..

İşte o gün, günlerden bir salı akşamıydı. Televizyonda ‘Öyle bir geçer zaman ki’ dizisi vardı. Baban henüz eve gelmemişti, belimde çok kuvvetli bir ağrı hissettim. Ha geçti ha geçecek derken baban geldi, bir yandan da sancının geçmesini bekliyorduk. Akşam olmuştu ve biz çok acıkmıştık, yemeğe oturduk, epeyce güzel yedik. Ama ağrı artarak devam ediyordu. Bekle bekle geçmiyor. Yemekten sonra da biraz daha bekledik ama devam edince artık doktorunu aramaya karar verdik.

Doktorunun telefonu kapalıydı, oysa her an çok ulaşılabilir biriydi. O anda acayip telaş oldum sanki İstanbul’da başka hiç doktor kalmamış gibi yapayalnız hissettim bir an. Sonra muayenehaneyi aramayı akıl ettik ve doktorun asistanına ulaştık. Asistanın doktorun oğlunun konserinde olduğunu, şoförü aracılığıyla ona ulaşmaya çalışacağını iletti ve sonunda asistanı yardımı ile doktora ulaştık ve 5 dakika içinde kendisini oğlunun konserinden çıkardık. Telefonda hemen hastaneye gitmemizi ve NST ölçümü yaptırmamızı istedi.

O ana kadar sıkca NST’ye girdiğim için buna oldukça alışkındım. Eşofmanlarımız ile elimizi kolumuzu sallayarak hastaneye gittik. Kapıdan girdik kapıdaki adam ‘eşiniz nerde yatışınızı yapalım’ dedi. Ben de ‘allah allah ne yatışı NST’ye geldim’ ben dedim ve yukarı çıktım. Hemşirenin yardımı ile NST bağlandım ve hemşire ‘damar yolu açacağım’ dedi. ‘Neden’ diye sordum. Cevap vermedi o da şaşkındı. Sanırım o an korkudan tüm ağrım geçmişti. Sonuçta bu benim ilk doğumumdu ve hiçbir tecrübem de yoktu.

O sırada baban da odaya yanımıza geldi. Kapı açıldı ve elinde bir ameliyat elbisesi ile başka bir hemşire geldi. Babana döndüm, ‘neler oluyor?2 dedim. Baban dedi ki ‘doktorumuz hastaneye haber vermiş, anestezi uzmanı, bebek doktoru herkes yoldaymış ve saat 10.30’da beni doğuma alacaklarmış.’ Aman tanrım korkular sanmıştı dört bir yanımı.. Ben normal doğum cesaretine hiç sahip olamadım, hatta dünyada ağrı eşiği en düşük kadın yarışmasında birinci olabilirdim de.. Bu nedenle kararım sezaryen doğrultusundaydı. Doktorumuzun da bu konuda bilgisi vardı.

Sonradan adını kıl taktığım anestezi uzmanı geldi. Aramızdaki diyalog şu şekilde gelişti;

Uzman: Yemek yediniz mi?

Ben: Evet

Uzman: Kaçta yediniz ?

Ben: 8.30’da

Uzman: Kötü! En son ne zaman su içtiniz ?

Ben: Yarım saat önce

Uzman: Çok çok kötü! Ağrınız varsa neden yemek yeyip su içiyorsunuz ki?

Ben: Ne bileyim ben doğuma gireceğimi!!

Sonunda anestezi uzmanı operasyonun hemen olamayacağını beklememiz gerektiğini söyledi. Biz de tamam dedik. Artık doğum saati kesinleştiğinde aradığım ilk kişi fotoğraflarını çekecek olan Şahin ağabeyindi. Ulaşamadım, sonra ‘doğuruyorum çabuk gelin’ diye mesaj attım. 20 dakika sonra hastaneye gelmişlerdi. Baban da eş zamanlı olarak tüm aileye haber vermişti. Sırasıyla babaannen, deden, yengen, dayın kısaca herkes oradaydı. Sonra herkesle vedalaşıp ameliyathaneye girdik.



Seni 15 dakika sonra babanın kucağına vermişler. Ben çıktığımda hafif baygın ve çok ağrılıydım. Elime bir düğme verdiler ağrınız oldukça basarsınız dediler. 3 saniyede bir basmaya başladım. Narkozun etkisi geçmemişti ve herkesi çift görüyordum. Bir de ayılırken nefes almakta zorlanıp herkesi bir panik yaptım, doktorum biraz oksijen verince kendime biraz daha gelmiştim. Hemşire bebeğini getirelim dedi. Ben her şeyi çift görüyorum dedim. Şahin ağbin; ‘Kayan gözler güzel Güneş keyfini çıkar dedi..’

Sonra küçücük bir prenses getirdiler, kucağıma koydular, pembiş, miniş, ressam şapkalı el kadar bir bebişti. Bu ilk karşılaştığımız an.



Dünyanın en tarif edilemez, en mutlu anıydı, içimde kımıl kımıl kımıldayan bebeğimle tanışmıştım. Seni kucağıma almak ne büyük mutluluk, huzur ve sükunetti. Tanrıya binlerce kez şükrettim sağlıkla kucağımıza geldiğin için. İyi ki geldin, iyi ki varsın Nisan’ım, ilkbaharım, çiçeğim…



Ve dedim ki içimden rüyalarımdaki kel tatlı bebek demek sendin, dünyamıza hoşgeldin bebeğim..

gunesanne

blogdaki diğer doğum hikayelerine buradan ulaşabilirsiniz. ...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Çok duygusalım her hikaye okuyuşumda gözlerim dolar, sizinki de ben,i duygulandırdı Allah bebeğinize kavuşturmuş sizi, sağlıklı günlerde büyütün inşallah.
 
çok güzel anlatmışınız resimlerde çok güzel duygulanmamak elde değil bide hamileysen :(( allah güle güle büyütmeyi nasip etsin darısı bize inşallah
 
Back