- Konu Sahibi betty_boop
-
- #41
Ya iste bnmde anlatmak istediğim o anlamio.. Az once yine msglastik artk cirkinlestim bnde cok kaba saba konustum beni kendini oldurmkle tehdit edio.. Esine anlatamam cnki esi bana inanmaz ona gore ben ona yapıştım ben onu bastan cikariorum
Türkçe veya Türkiye Türkçesi, batıda Balkanlardan doğuda Hazar Denizi sahasına kadar konuşulan Altay dillerinden biridir. Türk yazı dilleri içinde Oğuz sahası yazı dillerinden Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Başta Türkiye olmak üzere, eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulan Türkçe, dünyada en fazla konuşulan 15. dildir. Türkçe sondan eklemeli bir dildir.[7] Bundan ötürü, kullanılan herhangi bir eylem üzerinden istenildiği kadar sözcük türetilebilir.[8] Türkiye Türkçesi bu yönünden dolayı diğer Türk dilleriyle ortak ya da ayrık bulunan onlarca eke sahiptir.[9] Türkçe çok geniş kullanımıyla birlikte zengin bir dil olmasının yanı sıra, genel itibarıyla özne-nesne-yüklem biçimindeki cümle kuruluşuna sahiptir.
Türkiye Türkçesi, batıdan doğuya doğru Balkanlar, Ege Adaları, Anadolu, Kıbrıs Adası, Orta Doğu olmak üzere Avrupa ve Asya kıtalarında yazı dili ve çeşitli ağızlarıyla konuşulmaktadır. Aynı grupta yer aldığı diğer Oğuz grubu yazı dilleri de bu sahanın doğu ve güneyinde; Kafkaslar, Azerbaycan, İran, Hazar Denizinin güneydoğusunda konuşulmaktadır.
İstanbul ağzı, Türkiye Türkçesi yazı dilinin kaynağı olarak kabul edilir; yazı dili bu ağız temelinde oluşmuştur. Anadolu ağızlarında ve Türk yazı dillerinin bazılarında bulunan "açık e" (/ǝ/), "hırıltılı h" (/ḫ/) ve "öndamaksıl n" (/ŋ/) sesleri, İstanbul ağzı dolayısıyla yazı dilinde de yoktur. Ayrıca, yine diğer Türk lehçe ve ağızlarında bulunan /q/, /w/ gibi fonemler de bulunmaz.
Türkiye Türkçesi, dünya dilleri sınıflandırmasında Ural-Altay Dil Ailesinin Altay dilleri kolunda bulunur. Ural-Altay dil birliği temelinde yapılan daha derinlemesine araştırmalar, bu iki grubu aynı dil ailesi içinde birleştirme bakımından gittikçe zayıflayan sonuçlar vermiştir.[10] Bu sebeple Türkçe, bazı sınıflandırmalarda Altay dillerinden biri olarak belirtilmekle yetinilir; sınıflama buradan başlatılır.
Ünlü Türkolog Reşit Rahmeti Aratın Türk Şivelerinin Tasnifi makalesinde ayrıntılıca anlatıldığı gibi, Türkiye Türkçesinin de yer aldığı Türk yazı dillerinin sınıflandırması konusunda geçmişten bugüne kadar çeşitli bilimsel görüşler ortaya atılmıştır. Bütün sınıflandırma çalışmalarından da hareketle Aratın yaptığı sınıflandırmaya göre Türkiye Türkçesi, Türk şive grupları nın VI. daġlı grubu (Cenup) içinde yer alır.[11] Türk dil ailesi, Doğu Avrupa, Orta Asya ve Sibiryada konuşulan 30 kadar yaşayan dili kapsar.[12] Türk dili konuşurlarının % 40 civarında bir kesimi Türkiye Türkçesi konuşurudur.
Türkçe, Türkiye'nin ve Türkiye Türklerinin kurumsal dilidir. Türkiye'de Türk Dil Kurumu, Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla 12 Temmuz 1932'de Atatürk'ün talimatıyla kurulmuştur. Cemiyetin kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Sâmih Rifat, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri'dir. Kurumun ilk başkanı Sâmih Rif'at'tır. Türk Dili Tetkik Cemiyetinin amacı, "Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek" olarak tespit edilmiştir. Atatürk'ün sağlığında, 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç kurultayda hem Kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil politikası belirlenmiş, hem de bilimsel bildiriler sunulup tartışılmıştır. 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Birinci Türk Dili Kurultayı sonunda Kurumun "Lügat-Istılah, Gramer-Sentaks, Derleme, Lenguistik-Filoloji, Etimoloji, Yayın" adları ile altı kol hâlinde çalışmalarını sürdürmesi kabul edilmiştir. Sonraki kurultaylarda bu kollardan bazıları ayrılmış, bazıları tekrar birleştirilmiş; fakat ana çatı değiştirilmemiştir. 1934'te yapılan kurultayda Cemiyetin adı, Türk Dili Araştırma Kurumu; 1936'daki kurultayda ise Türk Dil Kurumu olmuştur.
Vikipedi`den alintidir. :)
Dilimizi sevelim ve koruyalim. :)
Ya kusura bakmayında hem 2 . Kadın olmayı, hem de mağdur olmayı aynı anda nasıl beceriyorsunuz?
ağzına sağlık :)
hani aşkı sevgiyi anlarım,adamın evli olduğunu bilmeden sevgili olmayı da anlarım ama evli olduğunu öğrendikten sonra ki onun için ölüyorum bitiyorum aşığım kısmında ben dumur oluyorum..algılama gücüm bitiyor..
adam her akşam evine eşinin yanına gidiyor,onunla aynı yatakta yatıyor ona doknuyor..ondan arta kalan vakitleri de sana ayırıyor..bu nasıl çirkin bir aşk böyle..
ve hala yok şundan boşanmamış yok bundan...yalan hepsi yalan! ve kızlar hala buna inanıyor.
Türkçe veya Türkiye Türkçesi, batıda Balkanlar’dan doğuda Hazar Denizi sahasına kadar konuşulan Altay dillerinden biridir. Türk yazı dilleri içinde Oğuz sahası yazı dillerinden Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Başta Türkiye olmak üzere, eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulan Türkçe, dünyada en fazla konuşulan 15. dildir. Türkçe sondan eklemeli bir dildir.[7] Bundan ötürü, kullanılan herhangi bir eylem üzerinden istenildiği kadar sözcük türetilebilir.[8] Türkiye Türkçesi bu yönünden dolayı diğer Türk dilleriyle ortak ya da ayrık bulunan onlarca eke sahiptir.[9] Türkçe çok geniş kullanımıyla birlikte zengin bir dil olmasının yanı sıra, genel itibarıyla “özne-nesne-yüklem” biçimindeki cümle kuruluşuna sahiptir.
Türkiye Türkçesi, batıdan doğuya doğru Balkanlar, Ege Adaları, Anadolu, Kıbrıs Adası, Orta Doğu olmak üzere Avrupa ve Asya kıtalarında yazı dili ve çeşitli ağızlarıyla konuşulmaktadır. Aynı grupta yer aldığı diğer Oğuz grubu yazı dilleri de bu sahanın doğu ve güneyinde; Kafkaslar, Azerbaycan, İran, Hazar Denizi’nin güneydoğusunda konuşulmaktadır.
“İstanbul ağzı”, Türkiye Türkçesi yazı dilinin kaynağı olarak kabul edilir; yazı dili bu ağız temelinde oluşmuştur. Anadolu ağızlarında ve Türk yazı dillerinin bazılarında bulunan "açık e" (/ǝ/), "hırıltılı h" (/ḫ/) ve "öndamaksıl n" (/ŋ/) sesleri, İstanbul ağzı dolayısıyla yazı dilinde de yoktur. Ayrıca, yine diğer Türk lehçe ve ağızlarında bulunan /q/, /w/ gibi fonemler de bulunmaz.
Türkiye Türkçesi, dünya dilleri sınıflandırmasında Ural-Altay Dil Ailesi’nin Altay dilleri kolunda bulunur. Ural-Altay dil birliği temelinde yapılan daha derinlemesine araştırmalar, bu iki grubu aynı dil ailesi içinde birleştirme bakımından gittikçe zayıflayan sonuçlar vermiştir.[10] Bu sebeple Türkçe, bazı sınıflandırmalarda Altay dillerinden biri olarak belirtilmekle yetinilir; sınıflama buradan başlatılır.
Ünlü Türkolog Reşit Rahmeti Arat’ın “Türk Şivelerinin Tasnifi” makalesinde ayrıntılıca anlatıldığı gibi, Türkiye Türkçesinin de yer aldığı Türk yazı dillerinin sınıflandırması konusunda geçmişten bugüne kadar çeşitli bilimsel görüşler ortaya atılmıştır. Bütün sınıflandırma çalışmalarından da hareketle Arat’ın yaptığı sınıflandırmaya göre Türkiye Türkçesi, “Türk şive grupları ”nın “VI. daġlı grubu (Cenup)” içinde yer alır.[11] Türk dil ailesi, Doğu Avrupa, Orta Asya ve Sibirya’da konuşulan 30 kadar yaşayan dili kapsar.[12] Türk dili konuşurlarının % 40 civarında bir kesimi Türkiye Türkçesi konuşurudur.
Türkçe, Türkiye'nin ve Türkiye Türklerinin kurumsal dilidir. Türkiye'de Türk Dil Kurumu, Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla 12 Temmuz 1932'de Atatürk'ün talimatıyla kurulmuştur. Cemiyetin kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Sâmih Rifat, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri'dir. Kurumun ilk başkanı Sâmih Rif'at'tır. Türk Dili Tetkik Cemiyetinin amacı, "Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek" olarak tespit edilmiştir. Atatürk'ün sağlığında, 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç kurultayda hem Kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil politikası belirlenmiş, hem de bilimsel bildiriler sunulup tartışılmıştır. 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Birinci Türk Dili Kurultayı sonunda Kurumun "Lügat-Istılah, Gramer-Sentaks, Derleme, Lenguistik-Filoloji, Etimoloji, Yayın" adları ile altı kol hâlinde çalışmalarını sürdürmesi kabul edilmiştir. Sonraki kurultaylarda bu kollardan bazıları ayrılmış, bazıları tekrar birleştirilmiş; fakat ana çatı değiştirilmemiştir. 1934'te yapılan kurultayda Cemiyetin adı, Türk Dili Araştırma Kurumu; 1936'daki kurultayda ise Türk Dil Kurumu olmuştur.
Vikipedi`den alintidir. :)
Dilimizi sevelim ve koruyalim. :)
Şehnaz yazdıklarımı okudun mu acaba ?
Şehnaz kim yahu?
Şehnaz kim yahu?
Ben bu arkadaşın isminin Şehnaz olduğunu biliyorum.
http://www.kadinlarkulubu.com/derdim-var/514952-hatadan-dondum.html
burda konun vardı henüz boşanmadan evli ama mutsuz bi adamdan hoşlandığını yazmıştın omu hala devam eden
ağzına sağlık :)
hani aşkı sevgiyi anlarım,adamın evli olduğunu bilmeden sevgili olmayı da anlarım ama evli olduğunu öğrendikten sonra ki onun için ölüyorum bitiyorum aşığım kısmında ben dumur oluyorum..algılama gücüm bitiyor..
adam her akşam evine eşinin yanına gidiyor,onunla aynı yatakta yatıyor ona doknuyor..ondan arta kalan vakitleri de sana ayırıyor..bu nasıl çirkin bir aşk böyle..
ve hala yok şundan boşanmamış yok bundan...yalan hepsi yalan! ve kızlar hala buna inanıyor.
kendisini de tanıyo musun
arkadaşın mı yani
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?