Geçtiğimiz cumartesi günü yumurtalıklarımdaki sorundan dolayı EMAR çektirmeye gittim. Öncesinde epey bir araştırma yapıp tatmin edici bir yazıya ulaşamadığım için yaşadıklarımı burada paylaşmaya karar verdim.
Muayene olduğum hastane SGK ile anlaşması olan özel bir hastaneydi, emar randevusunu yine anlaşmalı oldukları bir yerden aldık. 35TL ücret ödedim ve iki gün sonrasına randevu aldım. (Tabii emar sırasında damardan verdikleri ilacı sonuçları almaya geldiğimde eczaneden alıp getirmemi istediler:)
Emar'a girerken 6 saatlik açlıkla girmem gerekiyordu, randevum sabah 9 da olduğu için açlık konusunda zorlanmadım. Sırada beklerken korkuyordum, kapalı yerlerde, tuvalet kabininde bile kalmak benim için zorken o metal tüpün içinde nasıl kalacaktım? Sıra bana gelip de ismim okunduğunda titriyordum... Acaba açık emar mı tercih etseydim diye düşünmeye başladım. Ama kapalı emar'ın manyetik alanı daha kuvvetli olduğu için tarama sonuçlarının daha kesin olduğunu biliyordum.
Odaya girdim, üstümde metal içeren herhangi birşey kalmaması gerektiğini söylediler, sutyen kopçalarındaki metaller, düğmeler, takılar, alyans, piercing vs olmamalıymış. Bunları daha önceden bildiğim için hazırlıklı gittim, dolayısıyla üstümdekileri çıkarıp oradaki önlüğü giymek zorunda kalmadım. Önlükler de tek kullanımlık hijyenik paketlerde oluyor zaten, ama onu giymek ayrı bir psikoloji...
Emar makinesinin içine girmeden önce ayakkabılarımı çıkardım, sedyeye yattım ve o sedye benzeri şey makinenin içine doğru gitti. Öncesinde sesten rahatsız olmamam için bir kulaklık takıp, elime de korkarsam basıp makineyi durdurabileceğim bir düğme verdiler.
İlk beş dakika biraz huzursuzdum, düğmeye bastım, görevli bayan yanıma gelip gülümseyerek korkacak bir şey olmadığını söyledi, utandım doğrusu. Sonra kapıyı kapatıp makineyi tekrardan çalıştırdı. Emar makinesi de öyle heryeri kapalı bir tüp gibi değil, iki ucu açık bir boru gibi. Kafam borunun açık olan kısmına doğru geldi, rahattım. Kafam içerde bile olsa içi püfür püfür esiyor, havadar ve aydınlık. Korkacak ne var bunda dedim kendi kendime... Onbeş dakika filan gözlerimi kapatıp izlediğim dizileri filan düşündüm. Sonra bayan tekrar gelip kolumu uzatmamı istedi ve görüntülemeyi kolaylaştıran kontrast madde denen şeyi damarıma enjekte etti. O da acımadı. Sonra bir beş on dakika da öyle kaldım makinenin içinde.
Çıkışta bu muymuş ya korktuğum şey diyip sırada bekleyen endişeli hastaları sakinleştirmeye çalıştım. Gerçekten de bundan bu kadar korkmam komikti. Emar, radyasyon içermeyen, hiç bir zararı olmayan, sadece manyetik alan oluşturan bir alet.
Şimdi korkanlara sesleniyorum, bir daha çektirmekten asla çekinmem. İçinde bir saat dahi kalabilirim. Öyle basık havasız bir yer de değil. Ayrıca görevli sizi camın arkasından takip ediyor, en ufak şeyde makineyi durdurup yanınıza gelebiliyor. Makinenin gürültüsü de çamaşır makinesinin kurutma sesi gibi. Öyle dayanılmayacak bir takırtı yok yani. İnsanlar abartıp duruyor, korkutmayı çok seviyorlar.
Korkmadan gönül rahatlığıyla emar çektirebilirsiniz arkadaşlar...