Elizabeth Taylor

elizabethtaylordanaandr.jpg
 
On yaşında bir kız çocuğu, 1942 yılında Universal Stüdyoları’nın deneme çekimlerine getirildi. ınce, uzun bir yüzü, sivrice bir çenesi, simsiyah saçları ama daha da önemlisi upuzun kirpiklerle çevrili menekşe rengi iri gözleri vardı. Denemede başarılı oldu ve kısa bir filmde rol aldı. Ama Universal sözleşmesini iptal etti. MGM küçük kızı hemen kaptı. Beyazperdenin Rin Tin Tin’den sonraki en büyük köpek yıldızının serüvenlerini konu alan "Lassie Come Home / Yuvaya Dönüşöte ona rol verdi. Filmin başarısı üzerine menekşe gözlü kızla hemen bir yıllık sözleşme imzaladılar. 1944 yılında Mickey Rooney ile başrolü paylaştığı "National Velvet / Büyük Yarış" 4 milyon dolar hasılat yapınca sözleşme uzatıldı ve Elizabeth Rosemund Taylor MGM’in bir numaralı çocuk yıldızı oldu!
Elizabeth Taylor, kariyerinin daha başlangıcındaki bu ticari başarıyı ömrü boyunca sürdürdü. Hatta sinema tarihinin en büyük ticari fiyaskolarından biri olan "Kleopatra" bile onun lehine bir çalışmaydı. Bu filmle, Hollywood’da 1 milyon dolar ücret alan ilk kadın oyuncu oldu! Işıltısını onun için özel olarak tasarlanan paha biçilmez mücevherlerle arttırdı. Birinden boşanıp diğeriyle evlendiği yedi kocasından dört çocuğu, onlardan da dokuz torunu oldu. Son zamanlarda, beyninden bir tümör alınan Taylor, kanser dahil birçok sağlık sorunuyla boğuşurken bile aşkla, servetle kuşatılmış durumda. Yaşamı trajedilerle dolu yıldız profili Elizabeth Taylor’a hiç uymuyor!
Taylor, birçok çocuk yıldız gibi sorunlu bir ergenlik dönemi de geçirmedi. "Küçük Kadınlar", "Gelinin Babası" ve "ınsanlık Suçu" gibi art arda iyi sonuç aldığı filmler çevirip son derece verimli bir yirmili yaş dönemine erişti.
1954 yılında, 22 yaşındayken aralarında "Last Time I Saw Paris / Son Hatıra" dahil tam dört filmde birden oynadı.
ıki yıl sonra, usta yönetmen George Stevens "Devlerin Aşkı"nda ona Rock Hudson ile James Dean arasında paylaşılmayan kadın rolü biçti. Eleştirmenlerin Taylor’ı bir oyuncu olarak dikkate aldıkları ilk filmi "ınsanlık Suçu"nun yönetmeni de Stevens idi.
Taylor, kariyerinin doruğuna tırmanıyordu. Art arda üç kez Oscar’a aday gösterildi. 1957’de rol aldığı ve çok da parlak bir yapım olamayan "Raintree Country / Yağmur Ağacı"ndaki Güneyli güzel Susanna Drake rolü Taylor’a ilk Oscar adaylığını getirdi. Tenessee Williams uyarlaması "Kızgın Damdaki Kedi"de latan bir eşcinsel olan yakışıklı kocasıyla bir an önce torun isteyen otoriter kayınpederi arasında kalan, hırslı, tutkulu ve mutsuz Maggie rolü ile bir kez daha aday oldu. Üçüncü adaylığı, yine Güneyli bir güzeli canlandırdığı, bir başka Tennessee Williams uyarlaması "Geçen Yaz Birdenbire / Suddenly Last Summer" ile şeytanın bacağını kıramadıysa Oscar’ı "Room at the Top / Tepedeki Oda" ile Simone Signoret hak ettiği içindi.
Bu arada iki kez evlenip boşandı. Üçüncü kocası Mike Todd’u kaybetti ve ağır sağlık sorunlarıyla boğuştu. Dördüncü kez evlendi. Buna rağmen 1960 yılında "Butterfield 8 / Vizonlu Venüsöteki tele kız rolüyle sonunda Oscar kazandı! Yoğun temposuna üç yıl ara veren Taylor’ın dönüş filmi görkemli "Kleopatra" bütün zamanların en üstün yapımı olmaya adayken bir fiyaskoya dönüştü. Ama bu kez de hayatının erkeğini buldu: Richard Burton. Debbie Reynolds’dan boşandırıp evlendiği için kıyametler kopan Eddie Fisher’ı hemen boşayıp onunla evlendi. "Dünyanın en ünlü evli çifti" yapımcılar için bulunmaz nimetti. Romantik "The Sandpiper", Shakespeare uyarlaması "Hırçın Kızödahil birçok iyi filmde başrolü paylaştılar. Bu filmlerden 1966 yapımı, Edward Albee’nin tanınmış oyunundan uyarlanan "Who’s Afraid of Virginia Woolf? / Kim Korkar Hain Kurttan?öda çizdiği Virgina Woolf kompozisyonu Taylor’a ikinci Oscar’ını kazandırdı.
Taylor ile Burton, on yıllık evliliklerini 1974’te bitirdiler. 1975’te bir kez daha evlendiler ama bu kez ancak bir yıl birlikte kalabildiler. Taylor, iki koca daha eskitti.
Yetmişli yıllarda yorgunluk belirtileri gösteren ve sinemada aradığını bulamayan Taylor, televizyon yapımlarına yöneldi. Seksenli yıllarda yakın arkadaşı Rock Hudson’ın AIDS’ten ölümünden sonra kendini bu hastalıkla savaşa adadı. 1993 yılında bu çabasından dolayı Akademi Ödülleri çerçevesinde verilen Jean Hersholt ınsancıl Yardım Ödülü’ne değer görüldü. 1997’de beyninden bir tümör alınan Taylor, sosyal etkinliklerle, yardım çalışmalarıyla meşgul oluyor. Son olarak Liza Minelli’nin düğününde nedimeydi! Ancak, gönül işlerinde hızını yitirmiş gibi. Geçen yıl aktör George Hamilton ile birlikte olduğu iddialarından beri hakkında söylenti çıkmadı...


alıntıdır
 
Taylor-Burton
Belki de Elizabeth Taylor ve Richard Burton hakkında anlatılmış olan en duygulandırıcı hikaye gerçekten de yaşanmış olanıdır. Evet, gerçekten de Richard Burton, Elizabeth Taylor'a dünyanın en büyük ve en güzel elmaslarını vermişti. Bunun üzerine bu elmaslara Taylor-Burton elmasları adı verildi.

Şayet Elizabeth Taylor'un güzelliği yanında dikkat çekebilecek bir mücevher varsa o da 69 karat lık inci şeklindeki elmastır. Bu taş, 1966 yılında Güney Afrika'nın Premier maden ocağından çıkarılmıştı. Ve çıkarıldığı ilk haldeki büyüklüğü 244 karat olan bu taş, Harry Winston tarafından kesilip ve taşlanmıştı.
1969'da müzayedeye çıkarılan bu mücevherin ilk alıcısı Cartier'di. Bunun hemen ertesi günü Richard Burton, miktarı gizli tutulan bir meblağ ödeyerek elması karısı için satın aldı. Elmaslara olan düşkünlüğü ile bilinen Bayan Taylor 10 yıl sonra bu Taylor-Burton'u müzayedeye çıkardı. Elmasın satışından elde edilen ghelir Botswana'da bir hastaneye kaynak sağlamak için gönderildi.
Taylor-Burton, en son 1979 yılında yaklaşık 3 milyon dolara ismi bilinmeyen Suudi Arabistanlı bir alıcıya satılmıştır.


alıntıdır
 
X