E
EU1
Ziyaretçi
- Konu Sahibi EU1
- #1
DÜŞÜNCELERİNİZLE HAYATINIZI DEĞİŞTİREBİLİRSİNİZ
Enerji arındırma çalışmalarının sonucunda, şahısların bedensel ve ruhsal sağlığında iyileşme oluştuğunu gözlemlediğimiz gibi, hayatlarında da aynı durumun geliştiğini sevinçle fark ettik. Temizlendikçe şahsın enerjisi, yaydığı frekansın rengi değişiyor ve hayatı da ona göre gelişiyor. O zaman kendine çektiği olayların içeriği farklılaşıyor. Bu durumu kişinin kendi başına yaratması için ne oluşturabilirim diye araştırdığımda ve yaptığım içsel yolculuğumda oluşturduğum formüllerden biri aşağıda.. Defalarca deneyimledim ve başkaca tavsiye ettiğim kişilerinde olumlu raporlarından sonra sizlere sunuyorum.
Düşüncelerimizle İstediklerimizi Oluşturmak Mümkün!
Princeton Üniversitesinden John A. Wheeler, fiziksel dünyanın bilgiden oluştuğunu ve enerji ve maddenin küçük tesadüfler olduğunu söylüyor. Fizikçiler kara deliklerin sahip olduğu mistik özellikleri inceleyerek uzaydaki belli bir bölgenin veya madde ile enerjinin ne kadar bilgiye sahip olduğunun limitlerini söyleyebiliyorlar. Neticeler, üç boyutlu algıladığımız evrenimizin bir hologram gibi aslında 2 boyutlu düz bir satıhta yazılmış olduğunu belirtiyor. Dolayısı ile günlük 3 boyutlu kavram etkileyici bir illüzyon veya gerçekliği başka bir şekilde algılamaktır.
Atalarımızın yaşadıklarının bilgilerini genlerimizdeki kod ile bağlanıp elde ediyoruz ve kişiye özel olarak elde edebildiğimiz bilgileri yaşamımızda bir kılavuz gibi kullanıyoruz. Yaşamımızı bize özel olan bu bilgiler belirler ve otomatik olarak uygulanır çünkü onlar kayıtlardadır ve onları biliriz. Atalarımızın yaşadığı korkular, duygular, inançlar, düşünceler, yaydıkları frekans kalitesinde aynı tür olayları hayatımıza çekecektir ve bir kez daha tarafımızdan tekrar yaşanılacaktır, böylece durum daha da pekişecektir. Yaşanmış olanın bilgisi enerjidir, ışıktır, elektriktir. Elektrik ise frekanslardan oluşur ve frekanslar döngü halindedir. Bu yüzden biz yaşanmış olanları, bir dönme dolap gibi nesilden, nesile bilgiyi aktararak tekrar, tekrar yaşarız, çünkü elimizde başka bir bilgi yoktur. İnanç ve alışkanlıklarımızdan kaynaklanan olayları tekrar, tekrar yaşarız. Yaşamda ilerlerken mutlaka bir yerlerde fark ederiz bu durumu. "Ben hep ayni olayları yaşıyorum, hayatıma giren insanlar farklı da olsa hep ayni tür davranışla karşılaşıyorum." veya "Şu fakirlikten bir türlü kurtulamıyorum, ne yaparsam yapayım bu değişmiyor." diyenlerimiz az değil. İçsel olarak var olan bu programı değiştirmek düşüncelerimiz, hislerimiz, sözlerimiz ve konuşmalarımızla mümkündür ama şunu da unutmayalım yaşanılanın enerjisini temizlenmek bunu hızlandırır ve netleştirir.
Düşüncenin Gücü
Stanford üniversitesi fizik profesörü William A. Tiller, bilinçli düşünceleri standart 1 mikrovatt'tan daha az güç yayan bir elektronik alete yükleyip bunu daha sonraki bir tarihte kullanarak bir canlıyı etkileyebileceğini ispat etmiş. Aletlerine belirli bir düşünce (niyet) yükleyerek neticeyi elde etmiş. Sistemi kullanarak PH solüsyonunun değişmesini sağlayıp sinek larvalarının gelişimini %15 hızlandırmış. Su ve hava derecelerini değiştirmiş ve karaciğer enziminin alkalin fosfat aktivitesinin yükselmesini sağlamış. Tiller araştırmalarında 4 güçlü meditatör uzmanı kullanmış ve niyete 15 dakika odaklanılıp, zihinsel olarak mühürlenilmiş. Meditasyon insanın beyninde yoğun alpha ürettiği zamandır, alpha frekansını insan kendini mutlu ve huzurlu hissettiğinde üretir. Alpha üretmek için sık ve düzenli meditasyon yapmak gerekir. Konunun uzmanı olmak daha çok başarı elde etmeyi sağlar. Niyet uzman bir kişi tarafından kullanıldığında var olan bir durumu fiziksel olarak değiştirebiliyor.
Sadece beyin sinyalleriyle cihazları çalıştırma konusunda büyük adımlar atıldı. Duke Üniversitesi (Kuzey Carolina) sinir bilimcilerinden Miguel Nicolelis, maymunlarla gerçekleştirdiği deneyler sonucunda, düşüncelere göre hareket eden bir araç geliştirdi. Amerikalı doktorlar Roy Bakay ve Philip Kennedy'nin bundan üç yıl önce başladıkları, felçli bir hastanın kafatasına yerleştirdikleri elektrotlarla beyin sinyallerini çalıştırma denemesi de başarılı oldu. Hasta bugün komutları düşünce yoluyla bir bilgisayara aktarabiliyor. Yeniçağda, hatta Altın çağ diyebiliriz içinde bulunduğumuz döneme, birçok değişik ülkede düşünce ve sözün gücü ile fiziki, somut değişiklik yapılabilindiğini kanıtlayan araştırmalar yapıldı.
1980'lerde bir grup bilim adamı yaşayan hücrelerin bir santimetre karelik alanda saniyede 100 ünite foton (ışık, enerji) yaydığını bir aletle ölçtüler. Bu foton kaynağı ise DNA hücresiydi. DNA hücresinin ışıdığını ispat ettiler. Işığın saniyede kaç kez dönüş yaptığı frekansını belirler ve o hücre o frekansta ışık yayar. Yani o dalga boyunda bir enerji yayar.
Profesör Natalya Bekhtereva telepatinin insan ruhunun süper güçlerinden olduğu olasılığını kabul ediyor. Başka bir Rus fizikçi Profesör Okhatrin telepatinin biokimyevi ve biofiziksel oluşumların beynin düşünsel oluşumuyla iç içe olduğunu ve buna karşılık elektromanyetik bir ışıma oluşturduğunu söylüyor. Profesör Okhatrin özel bir aygıt icat ederek oluşan mikro lepton alanları gözlemledi ve düşüncelerin bu mikro leptonlardan oluştuğunu buldu. Bu oluşumlar rahatlıkla başka oluşumlara ve objelere nüfuz edebilir ve güneş ışığının içlerinden geçmesine izin verir ama insan gözü tarafından görülmezler demiştir.
BUGÜN HAYATIMIZI KOLAYLAŞTIRAN İCATLAR, MUCİTLERİN HAYALLERİDİR
İsteklerimizi Nasıl Yaratabiliriz?
1. İstiyorum, olacak, diliyorum, inşallah olacak, gibi kelimeler ve bunlardan kurduğunuz cümleler, isteğinizi hep askıda tutar ve hep olmayı bekliyor hali oluşturursunuz. Hep istiyor, diliyor hali yaşanır. İsteğinizi olmuş bitmiş olarak düşünmek ve dile getirmek gerekir. Çünkü zaman denilen olgu, bizim güncel hayatta düşündüğümüz gibi yatay bir çizgi halinde; geçmiş, şimdi ve gelecek
olarak gitmez. Fizik der ki, zaman dikeydir. Yani üst üste binmiş resim kareleri gibi her şey aynı anda yaşanır, geçmiş, şimdi ve gelecek aynı anda yaşanır. Bu yüzden, isteğinizi, olmuş-bitmiş şeklindeki cümlelerle isteyin. Mesela; "Ben sevdiklerimle birlikte, bu bedenimle, bu dünyada, mutlulukla, sağlıkla, zenginlik, bolluk ve neşe ile cenneti yaşarım ve evren bunun böyle olması için gereken her şeyi yapar".
Beyinde 4 farklı frekans Beta, Alpha, Tetha, Delta frekansları devamlı olarak üretilir ama yaşanan duruma göre biri daha fazlalaşır. ''Beta'' en hızlı dalga boyudur saniyede 15 - 40 dönüş yapar, günlük koşuşturmalarımızı yaparken oluşan "sinirlilik, stres" durumunda daha da döngüsü artan bir frekanstır. ''Alpha'' saniyede 7 - 14 dönüş yapar "mutlu, huzurlu ve öğrenme yeteneğimizin yüksek olduğu zamanlarda" oluşur. ''Tetha'' saniyede 4 - 8 dönüş yapar derin uykudan önceki haldir, Delta derin uykudayken ortaya çıkan bir frekanstır saniyede 0,1 - 4 dönüş yapar. Beyin zarı elektrik yüklü bir ağdır. Tüm bedende hücreler arası mesajlaşma, özelleşmiş kimyasal haberciler olan nörotransmitter'larla yapılır. Tüm bedende sinirlerden oluşmuş bir elektrik ağı vardır.
2. Meditasyon yaparak isteğinizi daha çabuk oluşturun. Yani, isteğinizi, dingin bir durumda, beyinde Alpha frekansı oluştuğunda düşünmeniz hatta hayal etmeniz, daha etkili olmasını sağlar. Alpha, gözünüzü kapattığınızda hemen oluşmaya başlar ve yaklaşık 5 dakika sürer. Meditasyonun birinci aşamada; Alpha frekansının beyinde üretilmeye devam etmesi için, gözünüz kapalıyken iki kaşınızın arasına bakın. Yani 20 derece yukarıya ve bu hali koruyun 2 dakika. İkinci aşamada; tüm bedeninizi ayak başparmağınızdan başlayarak tek, tek rahatlatın. Örnek: Dikkatinizi rahatlatacağınız uzvunuza vererek "Ayak başparmaklarımın dışı rahatladı, içindeki etler rahatladı, sinirler rahatladı, damarlar rahatladı, kemikler rahatladı, tırnaklar rahatladı." Siz rahatlattıkça uzuvlarınızda bir sıcaklık ve karıncalanma oluşabilir. "Bu rahatlık ayaklarıma yayıldı ve şimdi ayaklarımın altı rahatladı, altındaki kavis rahatladı..." vs. vs. En son beyninizi, düşüncelerinizi ve kafatasınızdaki saçları ve ruhunuzu rahatlattın. Bu rahatlatma işlemine siz meditasyonunuzu her gün yaptıkça vücut alışır ve benimser, 1inci haftadan sonra daha detaylı olmayan genel bir beden rahatlatması yapabilirsiniz. Ayaklarım rahatladı, alt bacak rahatladı bu rahatlık yukarı doğru tüm vücudumu kapladı gibi. Üçüncü aşamasında; hoşunuza giden bir temayı istediğiniz şekilde süsleyip hayal edin. Mesela bir ormanda şırıl, şırıl akan bir nehrin kenarında dolaştığınızı veya kendinizi deniz kenarında dalgaların vurduğu tropikal bir sahilde uzanmış beyaz bulutlarla süslenmiş masmavi gökyüzüne bakarken hayal ederseniz zihninizi daha da rahatlatırsınız ve beyindeki Alpha frekansı daha da fazlalaşır. Muhtemelen vücudunuzu artık hissetmiyor gibi olacaksınız ve o derin rahatlığın içinde aydınlık beyaz veya renkli bir ışık görebilirsiniz, kendinizi yaratana teslim ettiğinizi hissedin. Huzur içinde sevgi hissedersiniz, isteğinizi işte o zaman düşünün. Hatta detaylı bir şekilde içine duygularınızı da katarak hayal edin. Örnek: Bir araba sahibi olmak istiyorsunuz. Nasıl hayal edeceksiniz?
a. Hayalinizde, istediğiniz arabayı satan bir yere gidin. Saygıyla sizi karşıladıklarını, ikramlarda bulunduklarını gözlemleyin ve ne kadar mutlu olduğunuzu hissedin. Satıcının sizi sevdiğini hissedin. Size tümüyle sizin hayrınıza olacak şekilde bir arabanın satışını yaptığını gözlerindeki hayranlıkla karışık sevgide görün. Arabanın içine binin ve iç döşemesini okşayın, hissedin.
b. Parayı satıcıya verdiğinizi, onun aldığını, evrakların hazırlanıp size verildiğini ve sizin arabanın sahibi olarak evraklara imza attığınızı hayal edin, görün. Artık sahibi olduğunuz arabanıza binip sokaklarda onu kullanmanın zevkini hissedin ve bunu sevdiğiniz biri ile kutladığınızı düşünün, hayal edin.
c. Hayallerinizi evrene salın ve oluşmaları için gerekli her şeyin yapıldığını hissedin. Bunu yaparken şu cümleyi kullanmayı unutmayın: "istediğim, benim, sevdiklerimin ve bütünün en yüce hayrına olacak şekilde olur ve evren bunun için ne gerekirse oluşturur." d. Bu arabayı almanız en az 2 kişiye fayda sağlamalı bunu hayal edin.
3. Hırsla, sabırsızlıkla istemeyin, çünkü olmasını engelliyor. Bu duyguların frekansı daha hızlı döngü içinde olduğu için ağır bir enerji, isteğinizin üstüne taş koyulmuş gibi olur ve durdurur. Hiçbir şekilde hırs ve sabırsızlığı ima eden bir davranış veya düşüncede bulunmayın. Sabırlı olmanız, isteğinizde kararlı olduğunuzu vurgular ve bu inanç enerjisini yayar. Olacağına inanç tarzında davranışlarda bulunun, o şekilde düşünüp konuşun.
4. Konuyla ilgili, yapabiliyorsanız, eylemde bulunun- inançlı olduğunuzu vurgular. Yani araba istiyorsanız araba satan yerlere gidip istediğiniz arabayı inceleyin, alacak şekilde pazarlık yapıp sonra uğrayacağınızı söyleyip çıkın.
5. Böyle bir çalışma yaptığınızı henüz isteğiniz olmadan kimseye anlatmayın. "Hadi canım, saçmalama, olur mu öyle şey?" gibi, insanların negatif konuşma ve düşüncelerinin frekansları, hem sizi, hem de isteğinizin oluşmasını enerjisel anlamda etkileyecektir. Tabii ki kullandığınız metodu anlatmak bütünün hayrı için güzel bir şey, verdikçe alırız çünkü. Ancak bir istek uygulaması yaparken başkalarına detaylı bir şekilde anlatmayın. İsteğiniz oluştuktan sonra anlatmanızda bir sakınca yok, bilakis fayda var. Mutlu insanlar mutlu bir toplum oluşturur, o zaman sizin yaşamınız da daha rahat olur.
6. Olumlu bir gelişim olduğunda, aşırı heyecanlanıp herkese anlatmayın. Bu tutum isteğinizin olacağına inanamadığınızın enerjisini oluşturur. Ayrıca içinizde birikmiş olan, "olur" inancının enerjisidir, isteğinizin olmasını sağlayan. Bu sizin içinizde kaldıkça isteğinizi size çeker, bu yüzden başkalarına anlatarak dışarı atmayın bu enerjiyi. Hep dingin bir hal, sakinlik, huzur, neşeli ve "Zaten öyle" gibi bir tavır gerekiyor.
7. İstedikten sonra, en ufak bir umutsuzluk yaratan durumda, isteğinizi iptal edebilecek bir negatif düşünce veya söz sarf etmeyin. Siz huzurlu bir şekilde, istediğinizi zaten olmuş şeklinde, yılmadan düşünmeye devam edin, olduğunu görürsünüz.
8. Bugüne kadar hep sıralı düşünmeye alıştık, "Çok çalışırsam, para kazanırım, zengin olurum" gibi. Oysa evrende böyle bir sıralama yoktur. Şöyle düşünebilirsiniz: "Paranın bana gelmesi için neden gerekmez, para bana nedensiz de gelir. Ben, zengin ve lüks içinde yaşarım, şans ve parayı kendime mıknatıs gibi çekerim ve para gelir." Bunun oluşmasını evren her zaman sağlar, evrenin zenginliği sınırsızdır. Yalnız, sonradan önünüze ummadığınız fırsatlar gelecektir, onları kullanmayı bilin. Bir şekilde bir şey vesile olur ve size para gelir. Bu olduğunda, vesileyi fark etmeniz önemli.
9. İsterken, olumsuz mana taşıyan kelime veya cümleler kullanmayın. "Ben hasta değilim." yerine "Ben son derece sağlıklı bir insanım.", "Ben fakir değilim." yerine "Ben zengin ve mutlu bir insanım." Fakir, hasta gibi kelimeler negatif enerji yüklüdür. Kullandığınız kelimelerin taşıdığı anlama dikkat edin, hep pozitif olsun.
10. Aynı meditasyon'da birçok istekte bulunmayın. İsteğiniz tek ve belirgin bir istek olsun. Aynı anda birçok şey istemek düşüncelerin frekansını dağıtır, o zaman ya hiç biri gerçekleşmez ya da çok uzun zaman alır ve eksik oluşur. Her bir meditasyon'da tek bir isteğe odaklanın.
11. İsteğinizin en az 2 kişiye faydası dokunuyor olsun.
Meditasyonunuzu her gün 1 kez yaparsanız çok iyi olur ama günde 2 kez yaptığınızda daha da iyi olacaktır.
Asla unutmayın ki; bir başkasını değiştiremezsiniz, onun istemediği bir şeyi yaptıramazsınız.
Ancak meditasyon sırasında onun ruhuna dokunup ikna edebilirsiniz.
Evrene, ikna olması için istekte bulunabilirsiniz.
Her şahısın özgür bir iradesi olduğunu hatırlayın. Şunu da unutmayın; siz muhtemelen korunuyorsunuzdur; o şahısla devam etseniz üzücü bir şeyler yaşayacak olabilirsiniz. Bir kapı kapandığında bir diğeri açılır.
Deneyimlerimizle öğrenir, bilgili hale geliriz. En önemlisi, birisine kötülük getirecek bir şey istiyorsanız, unutmayın ki isteğiniz bir enerjidir, belli bir frekansı vardır ve frekanslar döngü halindedir. Frekanslar dairesel olarak döner, dolayısı ile sizin isteğiniz, bir ara, herhangi bir şekilde size geri dönecektir. Bunu göze alabiliyorsanız isteyin.
Enerji arındırma çalışmalarının sonucunda, şahısların bedensel ve ruhsal sağlığında iyileşme oluştuğunu gözlemlediğimiz gibi, hayatlarında da aynı durumun geliştiğini sevinçle fark ettik. Temizlendikçe şahsın enerjisi, yaydığı frekansın rengi değişiyor ve hayatı da ona göre gelişiyor. O zaman kendine çektiği olayların içeriği farklılaşıyor. Bu durumu kişinin kendi başına yaratması için ne oluşturabilirim diye araştırdığımda ve yaptığım içsel yolculuğumda oluşturduğum formüllerden biri aşağıda.. Defalarca deneyimledim ve başkaca tavsiye ettiğim kişilerinde olumlu raporlarından sonra sizlere sunuyorum.
Düşüncelerimizle İstediklerimizi Oluşturmak Mümkün!
Princeton Üniversitesinden John A. Wheeler, fiziksel dünyanın bilgiden oluştuğunu ve enerji ve maddenin küçük tesadüfler olduğunu söylüyor. Fizikçiler kara deliklerin sahip olduğu mistik özellikleri inceleyerek uzaydaki belli bir bölgenin veya madde ile enerjinin ne kadar bilgiye sahip olduğunun limitlerini söyleyebiliyorlar. Neticeler, üç boyutlu algıladığımız evrenimizin bir hologram gibi aslında 2 boyutlu düz bir satıhta yazılmış olduğunu belirtiyor. Dolayısı ile günlük 3 boyutlu kavram etkileyici bir illüzyon veya gerçekliği başka bir şekilde algılamaktır.
Atalarımızın yaşadıklarının bilgilerini genlerimizdeki kod ile bağlanıp elde ediyoruz ve kişiye özel olarak elde edebildiğimiz bilgileri yaşamımızda bir kılavuz gibi kullanıyoruz. Yaşamımızı bize özel olan bu bilgiler belirler ve otomatik olarak uygulanır çünkü onlar kayıtlardadır ve onları biliriz. Atalarımızın yaşadığı korkular, duygular, inançlar, düşünceler, yaydıkları frekans kalitesinde aynı tür olayları hayatımıza çekecektir ve bir kez daha tarafımızdan tekrar yaşanılacaktır, böylece durum daha da pekişecektir. Yaşanmış olanın bilgisi enerjidir, ışıktır, elektriktir. Elektrik ise frekanslardan oluşur ve frekanslar döngü halindedir. Bu yüzden biz yaşanmış olanları, bir dönme dolap gibi nesilden, nesile bilgiyi aktararak tekrar, tekrar yaşarız, çünkü elimizde başka bir bilgi yoktur. İnanç ve alışkanlıklarımızdan kaynaklanan olayları tekrar, tekrar yaşarız. Yaşamda ilerlerken mutlaka bir yerlerde fark ederiz bu durumu. "Ben hep ayni olayları yaşıyorum, hayatıma giren insanlar farklı da olsa hep ayni tür davranışla karşılaşıyorum." veya "Şu fakirlikten bir türlü kurtulamıyorum, ne yaparsam yapayım bu değişmiyor." diyenlerimiz az değil. İçsel olarak var olan bu programı değiştirmek düşüncelerimiz, hislerimiz, sözlerimiz ve konuşmalarımızla mümkündür ama şunu da unutmayalım yaşanılanın enerjisini temizlenmek bunu hızlandırır ve netleştirir.
Düşüncenin Gücü
Stanford üniversitesi fizik profesörü William A. Tiller, bilinçli düşünceleri standart 1 mikrovatt'tan daha az güç yayan bir elektronik alete yükleyip bunu daha sonraki bir tarihte kullanarak bir canlıyı etkileyebileceğini ispat etmiş. Aletlerine belirli bir düşünce (niyet) yükleyerek neticeyi elde etmiş. Sistemi kullanarak PH solüsyonunun değişmesini sağlayıp sinek larvalarının gelişimini %15 hızlandırmış. Su ve hava derecelerini değiştirmiş ve karaciğer enziminin alkalin fosfat aktivitesinin yükselmesini sağlamış. Tiller araştırmalarında 4 güçlü meditatör uzmanı kullanmış ve niyete 15 dakika odaklanılıp, zihinsel olarak mühürlenilmiş. Meditasyon insanın beyninde yoğun alpha ürettiği zamandır, alpha frekansını insan kendini mutlu ve huzurlu hissettiğinde üretir. Alpha üretmek için sık ve düzenli meditasyon yapmak gerekir. Konunun uzmanı olmak daha çok başarı elde etmeyi sağlar. Niyet uzman bir kişi tarafından kullanıldığında var olan bir durumu fiziksel olarak değiştirebiliyor.
Sadece beyin sinyalleriyle cihazları çalıştırma konusunda büyük adımlar atıldı. Duke Üniversitesi (Kuzey Carolina) sinir bilimcilerinden Miguel Nicolelis, maymunlarla gerçekleştirdiği deneyler sonucunda, düşüncelere göre hareket eden bir araç geliştirdi. Amerikalı doktorlar Roy Bakay ve Philip Kennedy'nin bundan üç yıl önce başladıkları, felçli bir hastanın kafatasına yerleştirdikleri elektrotlarla beyin sinyallerini çalıştırma denemesi de başarılı oldu. Hasta bugün komutları düşünce yoluyla bir bilgisayara aktarabiliyor. Yeniçağda, hatta Altın çağ diyebiliriz içinde bulunduğumuz döneme, birçok değişik ülkede düşünce ve sözün gücü ile fiziki, somut değişiklik yapılabilindiğini kanıtlayan araştırmalar yapıldı.
1980'lerde bir grup bilim adamı yaşayan hücrelerin bir santimetre karelik alanda saniyede 100 ünite foton (ışık, enerji) yaydığını bir aletle ölçtüler. Bu foton kaynağı ise DNA hücresiydi. DNA hücresinin ışıdığını ispat ettiler. Işığın saniyede kaç kez dönüş yaptığı frekansını belirler ve o hücre o frekansta ışık yayar. Yani o dalga boyunda bir enerji yayar.
Profesör Natalya Bekhtereva telepatinin insan ruhunun süper güçlerinden olduğu olasılığını kabul ediyor. Başka bir Rus fizikçi Profesör Okhatrin telepatinin biokimyevi ve biofiziksel oluşumların beynin düşünsel oluşumuyla iç içe olduğunu ve buna karşılık elektromanyetik bir ışıma oluşturduğunu söylüyor. Profesör Okhatrin özel bir aygıt icat ederek oluşan mikro lepton alanları gözlemledi ve düşüncelerin bu mikro leptonlardan oluştuğunu buldu. Bu oluşumlar rahatlıkla başka oluşumlara ve objelere nüfuz edebilir ve güneş ışığının içlerinden geçmesine izin verir ama insan gözü tarafından görülmezler demiştir.
BUGÜN HAYATIMIZI KOLAYLAŞTIRAN İCATLAR, MUCİTLERİN HAYALLERİDİR
İsteklerimizi Nasıl Yaratabiliriz?
1. İstiyorum, olacak, diliyorum, inşallah olacak, gibi kelimeler ve bunlardan kurduğunuz cümleler, isteğinizi hep askıda tutar ve hep olmayı bekliyor hali oluşturursunuz. Hep istiyor, diliyor hali yaşanır. İsteğinizi olmuş bitmiş olarak düşünmek ve dile getirmek gerekir. Çünkü zaman denilen olgu, bizim güncel hayatta düşündüğümüz gibi yatay bir çizgi halinde; geçmiş, şimdi ve gelecek
olarak gitmez. Fizik der ki, zaman dikeydir. Yani üst üste binmiş resim kareleri gibi her şey aynı anda yaşanır, geçmiş, şimdi ve gelecek aynı anda yaşanır. Bu yüzden, isteğinizi, olmuş-bitmiş şeklindeki cümlelerle isteyin. Mesela; "Ben sevdiklerimle birlikte, bu bedenimle, bu dünyada, mutlulukla, sağlıkla, zenginlik, bolluk ve neşe ile cenneti yaşarım ve evren bunun böyle olması için gereken her şeyi yapar".
Beyinde 4 farklı frekans Beta, Alpha, Tetha, Delta frekansları devamlı olarak üretilir ama yaşanan duruma göre biri daha fazlalaşır. ''Beta'' en hızlı dalga boyudur saniyede 15 - 40 dönüş yapar, günlük koşuşturmalarımızı yaparken oluşan "sinirlilik, stres" durumunda daha da döngüsü artan bir frekanstır. ''Alpha'' saniyede 7 - 14 dönüş yapar "mutlu, huzurlu ve öğrenme yeteneğimizin yüksek olduğu zamanlarda" oluşur. ''Tetha'' saniyede 4 - 8 dönüş yapar derin uykudan önceki haldir, Delta derin uykudayken ortaya çıkan bir frekanstır saniyede 0,1 - 4 dönüş yapar. Beyin zarı elektrik yüklü bir ağdır. Tüm bedende hücreler arası mesajlaşma, özelleşmiş kimyasal haberciler olan nörotransmitter'larla yapılır. Tüm bedende sinirlerden oluşmuş bir elektrik ağı vardır.
2. Meditasyon yaparak isteğinizi daha çabuk oluşturun. Yani, isteğinizi, dingin bir durumda, beyinde Alpha frekansı oluştuğunda düşünmeniz hatta hayal etmeniz, daha etkili olmasını sağlar. Alpha, gözünüzü kapattığınızda hemen oluşmaya başlar ve yaklaşık 5 dakika sürer. Meditasyonun birinci aşamada; Alpha frekansının beyinde üretilmeye devam etmesi için, gözünüz kapalıyken iki kaşınızın arasına bakın. Yani 20 derece yukarıya ve bu hali koruyun 2 dakika. İkinci aşamada; tüm bedeninizi ayak başparmağınızdan başlayarak tek, tek rahatlatın. Örnek: Dikkatinizi rahatlatacağınız uzvunuza vererek "Ayak başparmaklarımın dışı rahatladı, içindeki etler rahatladı, sinirler rahatladı, damarlar rahatladı, kemikler rahatladı, tırnaklar rahatladı." Siz rahatlattıkça uzuvlarınızda bir sıcaklık ve karıncalanma oluşabilir. "Bu rahatlık ayaklarıma yayıldı ve şimdi ayaklarımın altı rahatladı, altındaki kavis rahatladı..." vs. vs. En son beyninizi, düşüncelerinizi ve kafatasınızdaki saçları ve ruhunuzu rahatlattın. Bu rahatlatma işlemine siz meditasyonunuzu her gün yaptıkça vücut alışır ve benimser, 1inci haftadan sonra daha detaylı olmayan genel bir beden rahatlatması yapabilirsiniz. Ayaklarım rahatladı, alt bacak rahatladı bu rahatlık yukarı doğru tüm vücudumu kapladı gibi. Üçüncü aşamasında; hoşunuza giden bir temayı istediğiniz şekilde süsleyip hayal edin. Mesela bir ormanda şırıl, şırıl akan bir nehrin kenarında dolaştığınızı veya kendinizi deniz kenarında dalgaların vurduğu tropikal bir sahilde uzanmış beyaz bulutlarla süslenmiş masmavi gökyüzüne bakarken hayal ederseniz zihninizi daha da rahatlatırsınız ve beyindeki Alpha frekansı daha da fazlalaşır. Muhtemelen vücudunuzu artık hissetmiyor gibi olacaksınız ve o derin rahatlığın içinde aydınlık beyaz veya renkli bir ışık görebilirsiniz, kendinizi yaratana teslim ettiğinizi hissedin. Huzur içinde sevgi hissedersiniz, isteğinizi işte o zaman düşünün. Hatta detaylı bir şekilde içine duygularınızı da katarak hayal edin. Örnek: Bir araba sahibi olmak istiyorsunuz. Nasıl hayal edeceksiniz?
a. Hayalinizde, istediğiniz arabayı satan bir yere gidin. Saygıyla sizi karşıladıklarını, ikramlarda bulunduklarını gözlemleyin ve ne kadar mutlu olduğunuzu hissedin. Satıcının sizi sevdiğini hissedin. Size tümüyle sizin hayrınıza olacak şekilde bir arabanın satışını yaptığını gözlerindeki hayranlıkla karışık sevgide görün. Arabanın içine binin ve iç döşemesini okşayın, hissedin.
b. Parayı satıcıya verdiğinizi, onun aldığını, evrakların hazırlanıp size verildiğini ve sizin arabanın sahibi olarak evraklara imza attığınızı hayal edin, görün. Artık sahibi olduğunuz arabanıza binip sokaklarda onu kullanmanın zevkini hissedin ve bunu sevdiğiniz biri ile kutladığınızı düşünün, hayal edin.
c. Hayallerinizi evrene salın ve oluşmaları için gerekli her şeyin yapıldığını hissedin. Bunu yaparken şu cümleyi kullanmayı unutmayın: "istediğim, benim, sevdiklerimin ve bütünün en yüce hayrına olacak şekilde olur ve evren bunun için ne gerekirse oluşturur." d. Bu arabayı almanız en az 2 kişiye fayda sağlamalı bunu hayal edin.
3. Hırsla, sabırsızlıkla istemeyin, çünkü olmasını engelliyor. Bu duyguların frekansı daha hızlı döngü içinde olduğu için ağır bir enerji, isteğinizin üstüne taş koyulmuş gibi olur ve durdurur. Hiçbir şekilde hırs ve sabırsızlığı ima eden bir davranış veya düşüncede bulunmayın. Sabırlı olmanız, isteğinizde kararlı olduğunuzu vurgular ve bu inanç enerjisini yayar. Olacağına inanç tarzında davranışlarda bulunun, o şekilde düşünüp konuşun.
4. Konuyla ilgili, yapabiliyorsanız, eylemde bulunun- inançlı olduğunuzu vurgular. Yani araba istiyorsanız araba satan yerlere gidip istediğiniz arabayı inceleyin, alacak şekilde pazarlık yapıp sonra uğrayacağınızı söyleyip çıkın.
5. Böyle bir çalışma yaptığınızı henüz isteğiniz olmadan kimseye anlatmayın. "Hadi canım, saçmalama, olur mu öyle şey?" gibi, insanların negatif konuşma ve düşüncelerinin frekansları, hem sizi, hem de isteğinizin oluşmasını enerjisel anlamda etkileyecektir. Tabii ki kullandığınız metodu anlatmak bütünün hayrı için güzel bir şey, verdikçe alırız çünkü. Ancak bir istek uygulaması yaparken başkalarına detaylı bir şekilde anlatmayın. İsteğiniz oluştuktan sonra anlatmanızda bir sakınca yok, bilakis fayda var. Mutlu insanlar mutlu bir toplum oluşturur, o zaman sizin yaşamınız da daha rahat olur.
6. Olumlu bir gelişim olduğunda, aşırı heyecanlanıp herkese anlatmayın. Bu tutum isteğinizin olacağına inanamadığınızın enerjisini oluşturur. Ayrıca içinizde birikmiş olan, "olur" inancının enerjisidir, isteğinizin olmasını sağlayan. Bu sizin içinizde kaldıkça isteğinizi size çeker, bu yüzden başkalarına anlatarak dışarı atmayın bu enerjiyi. Hep dingin bir hal, sakinlik, huzur, neşeli ve "Zaten öyle" gibi bir tavır gerekiyor.
7. İstedikten sonra, en ufak bir umutsuzluk yaratan durumda, isteğinizi iptal edebilecek bir negatif düşünce veya söz sarf etmeyin. Siz huzurlu bir şekilde, istediğinizi zaten olmuş şeklinde, yılmadan düşünmeye devam edin, olduğunu görürsünüz.
8. Bugüne kadar hep sıralı düşünmeye alıştık, "Çok çalışırsam, para kazanırım, zengin olurum" gibi. Oysa evrende böyle bir sıralama yoktur. Şöyle düşünebilirsiniz: "Paranın bana gelmesi için neden gerekmez, para bana nedensiz de gelir. Ben, zengin ve lüks içinde yaşarım, şans ve parayı kendime mıknatıs gibi çekerim ve para gelir." Bunun oluşmasını evren her zaman sağlar, evrenin zenginliği sınırsızdır. Yalnız, sonradan önünüze ummadığınız fırsatlar gelecektir, onları kullanmayı bilin. Bir şekilde bir şey vesile olur ve size para gelir. Bu olduğunda, vesileyi fark etmeniz önemli.
9. İsterken, olumsuz mana taşıyan kelime veya cümleler kullanmayın. "Ben hasta değilim." yerine "Ben son derece sağlıklı bir insanım.", "Ben fakir değilim." yerine "Ben zengin ve mutlu bir insanım." Fakir, hasta gibi kelimeler negatif enerji yüklüdür. Kullandığınız kelimelerin taşıdığı anlama dikkat edin, hep pozitif olsun.
10. Aynı meditasyon'da birçok istekte bulunmayın. İsteğiniz tek ve belirgin bir istek olsun. Aynı anda birçok şey istemek düşüncelerin frekansını dağıtır, o zaman ya hiç biri gerçekleşmez ya da çok uzun zaman alır ve eksik oluşur. Her bir meditasyon'da tek bir isteğe odaklanın.
11. İsteğinizin en az 2 kişiye faydası dokunuyor olsun.
Meditasyonunuzu her gün 1 kez yaparsanız çok iyi olur ama günde 2 kez yaptığınızda daha da iyi olacaktır.
Asla unutmayın ki; bir başkasını değiştiremezsiniz, onun istemediği bir şeyi yaptıramazsınız.
Ancak meditasyon sırasında onun ruhuna dokunup ikna edebilirsiniz.
Evrene, ikna olması için istekte bulunabilirsiniz.
Her şahısın özgür bir iradesi olduğunu hatırlayın. Şunu da unutmayın; siz muhtemelen korunuyorsunuzdur; o şahısla devam etseniz üzücü bir şeyler yaşayacak olabilirsiniz. Bir kapı kapandığında bir diğeri açılır.
Deneyimlerimizle öğrenir, bilgili hale geliriz. En önemlisi, birisine kötülük getirecek bir şey istiyorsanız, unutmayın ki isteğiniz bir enerjidir, belli bir frekansı vardır ve frekanslar döngü halindedir. Frekanslar dairesel olarak döner, dolayısı ile sizin isteğiniz, bir ara, herhangi bir şekilde size geri dönecektir. Bunu göze alabiliyorsanız isteyin.