Dünya Hayvan Hakları Günü - 4 Ekim

seaBahAR

Nosce Te İpsum
Pro Üye
13 Nisan 2007
15.555
36.072

4 Ekim, “Dünya Hayvan Hakları Günü”. 15 Ekim 1978’de Paris UNESCO evinde ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirisi ile onların da hakları oldu.

İlk “Hayvanları Koruma Derneği”ni 1825’de İngilizler kurdular. Daha sonra birçok ülke de kurulan dernekler 1931 yılında toplanarak 4 Ekim gününü “ Hayvanları Koruma Günü” olarak kabul ettiler. Bizde ise ilk dernek, 1955 tarihinde Ankara’da kuruldu.

Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi metni, Uluslararası Hayvan Hakları Birliği ve ona bağlı ulusal birlikler tarafından 21-23 Eylül 1977 tarihinde Londra’da hayvan hakları konusunda yapılan üçüncü uluslararası toplantıda kabul edildi. Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi ise, Paris’te UNESCO Sarayında 15 Ekim 1978 tarihinde törenle ilan edildi.

  • Tüm hayvanlar eşit doğar ve eşit yaşama hakkına sahiptirler.
  • Tüm hayvanların saygı görme hakkı vardır. Bir tür hayvan olan insan, diğer hayvanları yok edemez. Hayvanları kendi çıkarı için karşılıksız kullanamaz.
  • Hiçbir hayvana kötü ve zalimce davranılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu ise bu, bir anda ve acı çektirilmeden yapılmalıdır.
  • Vahşi hayvanlar kendi doğal çevrelerinde yaşama ve çoğalma hakkına sahiptir. Eğitim amacıyla bile olsa vahşi hayvanlar özgürlüklerinden mahrum bırakılamaz.
  • Evcil hayvanlar, uyumlu bir biçimde ve özgürlük içinde yaşama hakkına sahiptir. İnsanların kendi çıkarları için evcil hayvanların yaşama koşullarında yapacakları her türlü değişiklik, haklara aykırıdır.
  • Evcil hayvanlar, doğal yaşama sürelerine uygun uzunlukta yaşama hakkına sahiptir.
  • Tüm çalışan hayvanlar (at, eşek&#8230 iş süresinin sınırlandırılması, işin daha az yorucu olması, güçlerini artırıcı bir beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir.
  • Hayvanlara fiziksel ya da psikolojik acı çektiren deney yapmak, hayvan haklarına aykırıdır.
  • Beslenmek için bakılan hayvanlar barındırılmalı, taşınmalı ve ölümleri de korkutmadan ve acı çektirmeden olmalıdır.
  • Hayvanlar, insanlar tarafından eğlence amaçlı kullanılamazlar. Hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlarla gösteri yapılması, hayvan onuruna aykırıdır.
  • Zorunlu olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi, yaşama karşı işlenmiş bir suçtur.
  • Çok sayıda vahşi hayvanın öldürülmesine neden olan safariler ve av partileri, hayvanlara karşı yapılmış bir soykırımdır. Doğal çevrenin kirletilmesi, yıkılıp yok edilmesi de soykırıma eşdeğerde alçakça bir davranıştır.
  • Hayvanların ölüsüne de saygı göstermek gerekir. Hayvanların öldürüldüğü şiddet sahneleri, sinemalarda ve televizyonlarda yasaklanmalıdır.Ama hayvanlara yapılan saldırıları kınamak amacında olan filmlerde bu sınırlama yoktur.
  • Hayvanları koruma kuruluşları, devlet katında temsil edilmelidir. Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmalıdır.


TÜRKİYE’DE HAYVAN HAKLARI

Çevre Bakanlığı’nca hazırlanan ve TBMM Genel Kurul gündeminde bulunan “Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı”, hayvanların korunması ve yaşama haklarının güvence altına alınması amacıyla hazırlandı. Kanun tasarısının amacı, başta evcil hayvanlar olmak üzere tüm hayvanların, insan ve doğa kaynaklı mağduriyetlerinin önlenmesini, gözetilmesini, bakımlarını, kötü muamelelerden uzak tutulmalarını, üremelerini, canlarının ve sağlıklarının korunmasını sağlamak.

Bu amaca ulaşmak için hayvanların korunmasına ilişkin geliştirilen temel ilkeler şunlar:
  • Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir. Ancak kanuni istisnalar ve insan gıdası olarak yararlanılan hayvanlar bu hükmün dışında tutulmuştur.
  • Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan türden olan evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamaları desteklenir.
  • İnsanlar, hayvanların korunmaları, gözetilmeleri, bakımları ve kötü muamelelerden uzak tutulmaları için gerekli önlemleri alırlar.
  • Hiçbir maddi kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin sadece insani ve vicdani sorumluluklarla hayvan besleyen ve koruyan gerçek ve tüzel kişilerin desteklenmesi esastır.
  • Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır.

Tasarıda yer alan düzenlemelerden bazıları şunlar:
  • Hayvan sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, türüne ve üreme yöntemine uygun olarak ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek ve aşılarını yaptırmakla yükümlüdür.
  • Hayvan sahiplenecek kişi, hayvanın sağlığı ve yaşam koşulları ile ilgili insan-hayvan etkileşimi ve çevre sağlığı açısından sorumludur.
  • Hayvan sahipleri çevreye ve insanlara verecekleri zararları ve rahatsızlıkları tazmin etmekle yükümlüdür.
  • Çevre Bakanlığı, hayvan bulundurma ve sahiplenme şartları ile rahatsızlıkları önleyici tedbirleri, çıkaracağı bir yönetmelikle belirleyecektir.
  • Sağlık nedenleri ile gerekli olmadıkça, bir hayvana zor kullanarak yem yedirmek, acı, ızdırap ya da zarar veren yiyecekler ile alkollü içki, sigara, uyuşturucu vb. bağımlılık yapan yiyecekler veya içecekler verilmesi yasaktır.
  • Hayvanları taşıyan ve taşıtanlar, onları türüne ve özelliğine uygun ortamlarda ve şartlarda taşımak, taşıma esnasında bakmakla yükümlüdür.
  • Hayvanların kendi mekanlarında yaşamalarının desteklenmesi esas olup, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların öldürülmesi yasaktır.
  • Hayvanlarda acı veren müdahalelerin uyuşturmaksızın yapılması yasaktır.
  • Sadece veteriner hekimler acil ve zorunlu müdahalelerde bulunabilirler.
  • Hayvanların bilimsel olmayan tedavi ve deneylerde kullanılması yasaktır.
  • Hayvanlara acı, ızdırap, korku veren tıbbi, ticari ve bilimsel deneylerin yerine alternatif yöntemlerin kullanılması esastır.
  • Hayvanların ticareti esnasında sağlıklarının iyi, satıldıkları ve yaşadıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunludur.
  • Hayvanların doğal kapasitelerini veya gücünü aşacak ve yaralanmalarına ya da acı çekmelerine yol açacak yöntemlerle eğitmek, başka bir hayvan üzerinde şiddetini denemek, onların acı çekmesine, yaralanmasına, sakatlanmasına ve ölümüne neden olabilecek şekilde dövüştürmek yasaktır.
  • Her ilde valinin veya görevlendireceği bir vali yardımcısının başkanlığında, ilgili bakanlık ve gönüllü kuruluşların da temsil edildiği “il hayvan koruma kurulu” oluşturulacaktır.
  • Kanun’un yürürlüğünü müteakiben her türlü hayvan bulunduran tüzel kişiler, işletmeleri ile ilgili belgelere dayalı bilgileri altı ay içerisinde il hayvan koruma kuruluna bildireceklerdir.
  • Denetim konusunda Çevre Bakanlığı ve mülki amirler yetkilidir.
  • Hayvanları koruma amacıyla kontrollerde bulunarak bu kanuna aykırı hususları tespit, görevlilere haber vermek ve kötü muameleyi engellemek üzere hayvan koruma gönüllüleri görevlendirilecektir.
  • Kanun’un amaç ve kapsamına uygun faaliyet ve çalışmalarda bulunmak ve finansmanı sağlamak için Türkiye Hayvanları Koruma Vakfı kurulacaktır.
  • Eğitici yayınlar, trafik kazaları, hayvanat bahçeleri, yasak ve izinler, koruma alanları, koruma altına alma ile ilgili düzenlemeler yapılacaktır.
  • Kanun hükümlerine uyulmaması durumunda para cezalarını içeren ceza hükümleri devreye girecektir.

 
4 EKİM `DÜNYA HAYVAN HAKLARI GUNU`: İnsan türü` hayvan haklarına saygı...

İnsanlar, hayvanları sevmek zorunda değil. Ama mutlaka, haklarına saygı duymak zorunda...

Dünyada kurulu bulunan `Hayvanları Koruma` dernekleri, 1931 yılında toplanarak 4 Ekim gününü "Dünya Hayvan Hakları Günü" olarak kabul etti. Yıllar sonra, 21-23 Eylül 1977`de Uluslararası Hayvan Hakları Birliği ve ona bağlı ulusal birlikler tarafından Londra`da Hayvan Hakları konusunda düzenlenen bir uluslararası toplantıda, "Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi" kabul edildi. Daha sonra, 15 Ekim 1978 tarihinde de Paris`te UNESCO Evi`nde törenle tüm dünyaya duyurulup ilan edildi. Dünyadaki tüm ülkelerle birlikte "4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Günü" artık Türkiye`de de kutlanıyor. Her geçen yıl daha yaygın, daha ayrıntılı olarak anılan, kutlanan bu gün vesilesiyle gelişkin bir hayvan türü olan `insan tü-rü`nün doğaya yaptığı tahribat, verdiği zarar da tartışılanlar arasında yerini alıyor.

Bazı eğitim kurumlarınca ve `hayvan hakları savunucusu` ya da `hayvan korumacı` örgütlerce yurdun çeşidi bölgelerinde etkinlikler düzenleniyor. Bu yıl düzenlenen etkinliklerin ana konusunu ve temasını 2004 yılında çıkarılan 5199 sayılı "Hayvanları Koruma Yasasının değiştirilmesi talebi oluşturuyor. Bu arada, Türkiye`de yürütülen "Sivil, demokratik Anayasa" çalışmaları ve bu bağlamda süren tartışmalar kapsamına "hayvan haklan" da adım atıyor. Hayvan haklarının tanınması, hayvanların haklarına saygı gösterilmesi daha sağlam yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması çalışmaları yaygınlaşıyor.

`YASA DEĞİŞTİRİLSİN`

Aralarında, HAYTAP, DOHAYKO, HAYKOD, YHS, EHKD, ASKOD, HAKDEM, BGD gibi `hayvan koruma` örgütleri, DYBD gibi `hayvan hakları savunucusu` platformların bulunduğu kuruluşlar hayvanlara yönelik son günlerde artan katliamların önüne geçilmesi için 5199 sayılı "Hayvanları Koruma Yasası"nın değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan kampanyalar düzenliyor. Yasanın yürürlüğe girdiği yıllarda Ankara`da kurulu HAYKOD tarafından hukukçuların danışmanlığında hazırlatılan yasa değişikliği çalışması uygulamada görülen yaptırımsızlıklar üzerine şimdilerde kampanya haline dönüştürüldü. Kampanyanın yürütücülerinden Adana`da kurulu Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği (DOHAYKO)"nun sözcüsü Nesrin Çıtırık konu ile ilgili olarak şunları söylüyor: "5199 sayılı `Hayvanları Koruma Yasası`, Türkiye`de gerçekleştirilen, tecavüz, kurşuna dizme, işkence etme, dövüştürme, dövme, sakat bırakma gibi hayvanlara yönelik suçların hiç birini cezalandırmıyor. Yasa, söz konusu eylemleri `suç` sayıyor ama, aynen "sigara içme yasağı"na uymayanlara verilen göstermelik `ceza` gibi göstermelik bir yaptırımı öngörüyor. Bu nedenle kampanyamıza `5199 KERE HAYIR` adını koyduk. Yasa işlenen suç karşısında `ceza`yı öngörmüyor. Bu haliyle yasa, hukuk sistemimizde "Kabahatler Kanunu" kapsamına giriyor. Oysa hayvan öldürmekle insan öldürmenin arasının sadece bir adım olduğu, bugün hayvana yapılan eziyetin yarın aynen insana yapılacağı unutuluyor. Hayvanlar can çekişerek öldürülürken, ceza olarak kesilen makbuzlarla devletimiz bu yanlış sistemden "para" kazanıyor. Bu nedenle 5199 sayılı yasanın "kabahatler" kapsamından çıkarılıp, "ceza" kapsamına alınmasını talep ediyoruz..."

AB VETERİNER HEKİM PLATFORMU

Türkiye`de Hayvan Hakları konusuna ağırlık veren ve "veteriner hekimliğin hayvan haklarına saygı" temelinde yürütülmesi gerektiğini vurgulayan bir anlayışa sahip "AB Veteriner Hekim Platformu" da, ülkemizde yaygınlaşmakta olan "Hayvan Hakları Günü" etkinliklerine katılanlardan.

Ankara-Giresun-İstanbul-İzmir-Mersin-Afyonkarahisar-Antalya-Gaziantep-Hatay-Adana-Amasya-Kayseri-Elazığ-Trabzon-Bursa-Kastamonu-Trakya- Aksaray-Muğla ve Uşak Bölge Veteriner Hekim Odaları, Veteriner Gıda Hijyenistleri Derneği, Veteriner Hekimler Derneği, Veteriner Dahiliyeciler Derneği- Hayvan Hakları İçin Veteriner Hekimler Derneği-Veteriner Halk Sağlığı ve Toplumsal Çalışmalar Derneği, Veteriner Sağlık Ürünleri Sanayicileri Derneği`nin oluşturduğu "AB Veteriner Hekim Platformu" 4 Ekim "Dünya Hayvan Hakları Günü" nedeniyle yaptığı açıklamada şu mesajı verdi: "Tüm canlıların sağlığından sorumlu bir meslek grubu olarak sağlığın temelinin bile sevgiyle güçlendiğini, bilinçsiz hayvan edinmenin, bilinçsiz avlanmanın, bilinçsiz tüketmenin, ne kadar tehlikeli olduğunu biliriz. Yok ettiğimiz her varlıkla insanlığımızın ve insanlığın tükendiğini iyi biliriz.

Bu gerçeği anımsatmanın görevimiz olduğu bilinci içerisinde, "4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Günü" vesilesiyle değerli halkımıza çağrıda bulunuyor ve `Barınaklardan aşıları yapılmış, sağlıklı bir hayvan edinerek bu karşılıksız sevgi ortamını yaşamalarını, bunu ya-pamıyorlarsa hiç olmazsa bu dost canlıların acılarını, yalnızlıklarını hafifletmek amacıyla barınaklara yardım etmelerini, ziyaretierde bulunmalarını ayrıca sadece evcil olanlar değil yaban hayvanlarının da korunmasına özen göstermelerini` diliyoruz..."

`CANLILARI MERKEZE ALAN ANLAYIŞ`

Ege Çevre Platformu(EGEÇEP) de, 4 Ekim "Dünya Hayvan Hakları Günü" nedeniyle yaptığı açıklamada şunları söyledi: "İnsan merkezli hak ve özgürlük anlayışı" yerine doğal çevreyi oluşturan tüm bileşenlerin, yani diğer canlıların da hakkın öznesi olduğu, Dünyanın yalnız insanlara ait olmadığı gerçeği artık kabul edilmelidir... 15 Ekim 1978`de Paris UNESCO evinde ilan edilen `Hayvan hakları Evrensel Bildirisi`, "bütün hayvanların yaşam önünde eşit doğduğu ve aynı var olma hakkına sahip olduklarını, bütün hayvanların saygı görme hakkına sahip olduğu, bir hayvan türü olan insanın, öbür hayvanları yok edemeyeceği, onları sömüremeyeceği, bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevli olduğu, bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları olduğunu, yabani türden olan bütün hayvanların, kendi özel doğal çevrelerinde karada, havada ve suda yaşama ve üreme hakkına sahip oldukları, eğitim amaçlı olsa bile özgürlükten yoksun kılınamayacağı..." kurallarını koymuştur. İnsan merkezli hak ve özgürlük anlayışı yerine doğal çevreyi oluşturan tüm bileşenlerin, yani diğer canlıların da hakkın öznesi olduğu, dünyanın yalnız insanlara ait olmadığı gerçeği artık kabul edilmelidir... Yaşam alanlarımızı korumak, çocuklarımıza yaşanılası bir dünya bırakmak bizim elimizde..."

Alıntı
 

Neden herkez onları sevmez bir anlam veremem...
Allah'ın biz insanoğluna bahşettiği güzelliklerin içinde en güzelleridirler kendileri.
Ne yazık ki bazıları onların da can taşıdığını unutuyor



Hiç bir hayvan barınağına gittiniz mi?O kafeslerin ardında size bakan gözleri gördünüz mü?
Soğukta titreyen patilerini size ulaşmak için nasıl demir kafesler ardından uzattıklarını gördünüz mü?
Onlar benim kanatsız meleklerim :)
Lütfen...lütfen bu gün onlar için bir şeyler yapın...



Sokaktaki isimsiz dostlarımıza bir kap yemek bırakalım,en yakın barınağa gidip elimizden
geldiğince yardımda bulunalım.
Bazı barınakların web adresi ve bilgileri,adresi,telefonu,hesap bilgileri,ihtiyaç listeleri var.
5 ytl 10 ytl ...gönlünüzden ne koparsa yardım edelim.
Çok küçük gibi gözüken bu paralara barınaklarda ihtiyaç var.
Barınak gönüllüleri bir avuç insan kendi imkanlarıyla zar zor birşeyler yapmaya çalışıyor.
En azından bir gün onlara destek olup yanlarında olduğumuzu hissettirelim.
Bir 5 ytl ile küçük bir köpeğin 1 haftalık süt ihtiyacını ya da ilacını almış olucaksınız.
Ben Tekirdağ barınağını bilirim,ne zor imkanlarda ne şartlarda hayvanlara yardım etmeye çalıştıklarını.
Bir veteriner hekimleri olmadığı için yaralı hayvanları,kaza geçiren hayvanları özel veterinere
ne zor imkanlarla götürdüklerini,kaybettikleri hayvanların ardından nasıl göz yaşı döktüklerini...
Bu insanlara yatırdığınız paralar son kuruşuna kadar yerine gider.
Tekirdağ Barınağına destek olmak isterseniz:
Barınak Yetkilisi Gülşen TEKİN
 
tuçecim, yönetim kararları var...kötü içerikli görüntü ve yazılar yasaklandı ...o yüzden silinmiştir...size bildirilmiş olması gerekirdi...yoğunluk yüzündendir...iyi günler
 
bu konu bir yıl önce açılmış.ne yazık ki kimseler uğramamış.barınaklara hiç uğramazlar,beklemeyin.çok acı,ama gerçek
 
haywanları çok çok çok sewıyorum hatta ınsanlardan dahada cok sewıyorum bnm için haywanlar dunya uzerındekı en degerlı warlıklar bırtanesının kılına zarar gelse bnm canım acır haywan sewmeyen ınsanları hıc bır zaman anlayamadım anlayamam da bunun hıc bır açıklaması olamaz sewmeseler bıle kötu kötu bakmasınlar zarar wermesınler sewmıyolarsa onları görmezden gelsınler ama hıc bır sekılde zarar wermesınler buna tahammulum yooooooook bnce en ağırcezalar werılmelı zarar werenlere en ağır ben olsam yapılan ıskencenın aynısını işkence uygulayana uygularım hiç acımam haywan sewgısı bam başka bısey bunu herkez anlamayaz bu sewgı ıcınde olan ınsanlar emın olun şanslı ınsanlar merhamet duygusu olan ınsanlar ama olmayanlar onlar ıcın cok sey derım ama burası yerı degıl
 

aynen Şeniz
 
Günaydın hanımlar ...

Başlığı tesadüf gördüm ve benim çok ilgilendiğim bir konu ...

Sadece birkaç saniyenizi alır, LÜTFEN dilekçeyi imzalayın ve konuyu gündemde tutun.

Bugün hayvanlara zulmedenler yarın SİZLERİN ya da YAVRULARINIZI karşısına çıkabilir ...

Bilimsel olarak ıspatlanmıştır ... HAYVANLARA ZULMEDENLERİN BİR SONRAKİ HEDEFİ KADINLAR VE ÇOCUKLARDIR ...

Dilekçe için : sessizkalmasucaortakolma (nokta) com/dilekce/dilekce_detay.asp?id=523

Dilekçeye imza atanlara TEŞEKKÜR olarak benim de ufak bir hediyem var ... Şayet kanaviçe seviyorsanız, blogumda ( pelintezer (nokta) blogspot (nokta) com ) resmini göreceğiniz desenin şeması, isminizin dilekçede yer alması kaydı ile, e-posta adresinize gönderilecektir. Bu deseni, tığ işi ve örgüde de kullanabilirsiniz ... İlgilenenler lütfen benimle irtibat kursun!

Pelin Tezer
 

Duyarlılığınız için teşekkürler.. a.s.

Bizler de Tuna Arman destekli kampanyada gönüllü olarak elden imza topluyoruz.

Linkini vermiş olduğunuz dillekçeye de imza atıyorum şimdi..

El ele.. Kurtaracağız bu çocukları..
 
sizin gibi duyarlı insanlar daha çok olsa keşke şu dünyada....keşke hep hayvanlar ve böyle merhametli insanlar yaşasa dünyada...

bu konuya ilgi gösteren ve bişeyler yazanları kutluyorum...saçma sapan konular reyting rekoru kırarken böyle bi konunun 1 yıldır bu kadar ilgi görmüş olması çok üzücü...

püsküüt arkadaşım çok teşekkürler....

hayvanları çok seviyorum hemde öyle çok seviyorum ki onlara bakarken içim eriyor,dokunduğumda huzur buluyorum....o kadar temiz, o kadar saf,o kadar masum bir sevgisi var ki onların....anlatılmaz yaşanır,hissedilir....ne yazık ki bunu hissedebilme kabiliyeti her insanda mevcut değil....
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…