"Down sendromlular ölsün"

haberi nasıl da çarpıtmışlar. adam dogru söylemiş.

bu karar aslında anne babalara bile bırakılmamalı. hatta belli fiziksel ya da zihinsel eksikliklerle dogacagı anlaşılan çocuklar da aldırılmalı. senin gönlün olsun diye bir ömür öyle mi yaşasın çocuk?
nasıl gönlü olsun diye ya ben anlamadım
hangi anne baba ister ki çocuğunu sağlıksız dünyaya getirsin
gönlü nerede olacak yani
 
Anne baba engelli doğacağı belli olan çocukları dünyaya getirmekte ısrar ediyorlar. Çünkü böylece kendi anne babalıkları (özellikle annelikleri) daha kutsal, daha ulaşılmaz daha daha daha olur diye düşünüyorlar. Toplumda da böyle bir algı var malesef. Kadın çiçek gibi bakıyor engelli çocuğuna derler mesela, takdir ederler. Ama o çocuğun yaşadığı hayattan zevk alıp almadığını kimse bilmez, anne baba öldüğünde ortada kalan çocuğu kimse düşünmez. Sağlıklı kardeşlerine yük olabileceği, istenmeyeceği belki hırpalanacağı kimsenin aklına gelmez.
 
Açıklamayı yapan Dawkins haklı haksız diyemem, bunca teknolojiye rağmen bazen tıbbında yanıldığı gerçeğini de unutmamak lazım, kesinlikle %90 engelli doğacak denip gayet sağlıklı doğan bebekler var.

Hiçbirşeyin garantisi yok, anne karnında sağlıklı olan bebekler doğum hataları sebebiyle engelli de olabiliyor, onları da doğumda mı öldürsünler?
 
eskiden ben de sendromlu gebeliklerin sonlandırılması gerektiğini düşünüyordum ama fikrim değişti
down sendromu yaşamla bağdaşır, yani gayet normal yaşarlar, eğitimle üniversite bitiren down sendromlular var.
ama bi anensefali, trizomi 13 filan öyle değil tabi, yaşama şansı yok sonlandırılması mantıklı
bu arada zaten amniyosentez yaparak kromozom hastalıklarında kesin tanı konulup gebelik öyle sonlandırılıyor.
 
benim anlamadigim basliga neden sinirlendiniz? madem o kadar berbat hayat yasayacaklarina dogmasinlar diyorsunuz, doganlar da olup kurtulsunlar degil mi?
yok anne kendini tatmin ediyormus!
down sendromlular ufak tefek seyden mutlu olurlar zorlugu onlar degil aileleri ceker. siz burda gelmis doguranlari elestiriyorsunuz.
durust olun rahatimi bozamam diyin saygi duyalim.
 
eskiden ben de sendromlu gebeliklerin sonlandırılması gerektiğini düşünüyordum ama fikrim değişti
down sendromu yaşamla bağdaşır, yani gayet normal yaşarlar, eğitimle üniversite bitiren down sendromlular var.
ama bi anensefali, trizomi 13 filan öyle değil tabi, yaşama şansı yok sonlandırılması mantıklı
bu arada zaten amniyosentez yaparak kromozom hastalıklarında kesin tanı konulup gebelik öyle sonlandırılıyor.
Ağzınıza sağlık, kesinlikle katılıyorum, Down Sendromu çok yanlış biliniyor insanlarca, gayet normal hayatlar sürüyorlar, yüzüyorlar, bisiklet sürüyorlar, okuma yazma biliyorlar, arkadaşlık ilişkileri kuruyorlar, kendi temel ihtiyaçlarını kendileri gideriyorlar...
 
Sürekli böyle yorumlar atma o zaman,senin doğru olmadığını düşündüğün konular hakkında yaptığın,iğneleyeci yorumlarını hoş bulmuyorum,bence tartışmamıza devam edeceksek bu özelden olsun yoksa kol kola girip ban'a doğru yol açarız..:KK59:
senin gibi bende görüşlerimi söylüyorum
kimi neyi iğneledim herneyse ....
kendi başına BAN lan benden uzak dur:KK53::cool::KK59:
Attığınız bağlantıdaki makaleyi, ve makalede kaynak gösterilen diğer web sitelerine göz attım. Sizin de içiniz rahat etsin diye söylüyorum ki, makalenin akademik bir değeri yok.
Yani, yazıda kaynak gösterilen web siteleri, ve bu web sitelerinin kaynak gösterdiği diğer web siteleri, sağlık kurumlarının, üniversitelerin veya araştırma kurumlarının resmi web siteleri değil, şahsi ve yanlı bloglardır.
Bütün bu görüşlerin başlangıcı, aşı ile otizm arasındaki bağlantıyla verilmiş, ancak eğer yine benim gibi gösterilen kaynakları takip ederseniz, aynı web sitelerinde "New autism studies do not disprove link between autism and vaccines" gibi tam aksini iddia eden makalelere de rastlayacaksınızdır.

"Son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre", "yapılan araştırmaya göre", "..... isimli şahısa göre" gibi ibareler bir yazıya akademik anlamda bir nitelik kazandırmaz, yapılan araştırmanın hangi tarihlerde, nerede, nasıl, kim tarafından, yapıldığı, araştırmanın hangi koşullarda ne gibi metotlarla gerçekleştirildiği belirtilmediği sürece.


bunun Türkçesi yokmu YABANCI DİL bilecek KÜLTÜRÜM YOK!!!
AYRICA seviinirim olmamasına inşALLAH senin söylediklerin doğrudur:cool:
 
image.jpg


Şunun güzelliğine bakın
 
Ağzınıza sağlık, kesinlikle katılıyorum, Down Sendromu çok yanlış biliniyor insanlarca, gayet normal hayatlar sürüyorlar, yüzüyorlar, bisiklet sürüyorlar, okuma yazma biliyorlar, arkadaşlık ilişkileri kuruyorlar, kendi temel ihtiyaçlarını kendileri gideriyorlar...
Aynen dediğiniz gibi. Söylenenlerin aksine öyle korkunç hayatları yok. Hele egitimle bambaşka yerlere gelebiliyorlar.

Yüzünden gülümseme eksik olmayan down sendromlu bir yakınımız var. Neden onun hiç yasamamasi gerektiğini dusuneyim anlam veremiyorum
 
senin gibi bende görüşlerimi söylüyorum
kimi neyi iğneledim herneyse ....
kendi başına BAN lan benden uzak dur:KK53::cool::KK59:


bunun Türkçesi yokmu YABANCI DİL bilecek KÜLTÜRÜM YOK!!!
AYRICA seviinirim olmamasına inşALLAH senin söylediklerin doğrudur:cool:

Estağfurullah, bunun kültürle ne ilgisi var. Hem zaten, şimdi tekrar dönünce farkettim yanlış makaleden link vermişim.
Ama lafın kısası, sitede hem su çiçeği aşısı gibi aşılar otizme sebep olabilir diye makaleler yayınlamışlar, hem de aslında böyle bir bağın varlığının kesin olmadığına dair makaleler var. Çelişkilerle dolu yani.

Bu aşı-otizm bağlantısı çok uzun yıllardır süren bir tartışma konusu, hakkında çok bilgi sahibi değilim.
Ama siteler çok da bilimsel değer taşıyan siteler değil; o yüzden bu yazıya bakıp da can sıkmaya değmez.
Gönül rahatlığıyla Pepsi'nizi içip, yüzünüze kırışık kremi sürebilirsiniz.
Kremdeki sperm iğrendirirse bilemem tabii :KK53:
 
ANNEMLERİN ALT KOMŞUŞU down sendromlu
şimdi okulda çalışıyor 20 yaşında sanırım
bizimkiler seni beni cepten çıkarır diyolar o derece kıvrak zeka
kendini gayet iyi idame edebiliyor
 
Estağfurullah, bunun kültürle ne ilgisi var. Hem zaten, şimdi tekrar dönünce farkettim yanlış makaleden link vermişim.
Ama lafın kısası, sitede hem su çiçeği aşısı gibi aşılar otizme sebep olabilir diye makaleler yayınlamışlar, hem de aslında böyle bir bağın varlığının kesin olmadığına dair makaleler var. Çelişkilerle dolu yani.

Bu aşı-otizm bağlantısı çok uzun yıllardır süren bir tartışma konusu, hakkında çok bilgi sahibi değilim.
Ama siteler çok da bilimsel değer taşıyan siteler değil; o yüzden bu yazıya bakıp da can sıkmaya değmez.
Gönül rahatlığıyla Pepsi'nizi içip, yüzünüze kırışık kremi sürebilirsiniz.
Kremdeki sperm iğrendirirse bilemem tabii :KK53:

şimdi o derin konu kırışıklık kremini başka sebebten kullanmıyorum heleki sipermenleri duydum hiç daha kullanmam:KK53:

pepsi kola vırt zırt onlarıda bal olsa içmem:KK59::KK59:açmayacam sebeblerini:cool:
 
eskiden ben de sendromlu gebeliklerin sonlandırılması gerektiğini düşünüyordum ama fikrim değişti
down sendromu yaşamla bağdaşır, yani gayet normal yaşarlar, eğitimle üniversite bitiren down sendromlular var.
ama bi anensefali, trizomi 13 filan öyle değil tabi, yaşama şansı yok sonlandırılması mantıklı
bu arada zaten amniyosentez yaparak kromozom hastalıklarında kesin tanı konulup gebelik öyle sonlandırılıyor.
selamm:KK54:

sanırım bilginiz var
amniyosentez ile jouberde sendromu biliniyormu genetik bi rahatsızlık
kaçıncı ayda biliniyor
 
insan öldürmekle, kürtaj aynı şey diyorsanız bu adama karşı çıkarsınız.
insan öldürmekle, kürtaj farklı şeylerdir diyorsanız da adamı desteklersiniz.

bana göre kürtaj, insan öldürmek demek degildir. bu yüzden de adama hak verdim. ''rahatımı bozamam'' la bir ilgisi yok. çocuk hayatı boyunca kötü bakışlara maruz kalacak, daha fazla zorluk çekecek, küçük görülecek... vs.

örnegin bir kolu eksik olacak bir çocuk da aldırılmalı diye düşünüyorum. hayatı boyunca niye tek kolla yaşasın, bir sürü şeyden mahrum olsun, canı sıkılsın, sevgilisi olmasın, hiç yüzmeye gidemesin... sen istedigin kadar iyi bak, eksik olan şeyin yerini dolduramazsın. down sendromu ile çok alakalı bir örnek olmamış olabilir ama bakış açım bu. daha en başından belli olan bir şeyi engellememek bencillik olurdu bence.
 
The Memory Keeper's Daughter babasi tarafindan istenmeyen ve olume terkedilen down sendromlu bir bebegin hikayesini anlatiyor. Filmi seyredecek olanlar icin daha fazla yazmak istemiyorum ama seyredin tavsiye ederim.
aslında hiç yabancı film izlemem
daha doğrusu bilmem :cool:
şöyle bi hızlandırarak baktım ve tavsiyen üzerine izleyeceğim en kısada:cool:
 
insan öldürmekle, kürtaj aynı şey diyorsanız bu adama karşı çıkarsınız.
insan öldürmekle, kürtaj farklı şeylerdir diyorsanız da adamı desteklersiniz.

bana göre kürtaj, insan öldürmek demek degildir. bu yüzden de adama hak verdim. ''rahatımı bozamam'' la bir ilgisi yok. çocuk hayatı boyunca kötü bakışlara maruz kalacak, daha fazla zorluk çekecek, küçük görülecek... vs.

örnegin bir kolu eksik olacak bir çocuk da aldırılmalı diye düşünüyorum. hayatı boyunca niye tek kolla yaşasın, bir sürü şeyden mahrum olsun, canı sıkılsın, sevgilisi olmasın, hiç yüzmeye gidemesin... sen istedigin kadar iyi bak, eksik olan şeyin yerini dolduramazsın. down sendromu ile çok alakalı bir örnek olmamış olabilir ama bakış açım bu. daha en başından belli olan bir şeyi engellememek bencillik olurdu bence.

doğum masasındasın düşün ki.
çocuğun doğdu, o da ne? kolunun biri yok.
ebe sana tamamen acısız bir öldürme yöntemi sundu.
yasalar da buna izin veriyor.
bebeği öldürme kararı verir misin?
vermezsin çünkü insan öldürmek farklı şey değil mi?
eğer kötü bir hayatı olacak diye yaşamayı haketmiyorsa bunu 4-5 ay önce yapmanın farkı nedir peki?
sonucta doğan bebek de birşey anlamayacak, karnındaki de.
en başından belli olan birşeyi neden engellemiyorsun ?
 
doğum masasındasın düşün ki.
çocuğun doğdu, o da ne? kolunun biri yok.
ebe sana tamamen acısız bir öldürme yöntemi sundu.
yasalar da buna izin veriyor.
bebeği öldürme kararı verir misin?
vermezsin çünkü insan öldürmek farklı şey değil mi?
eğer kötü bir hayatı olacak diye yaşamayı haketmiyorsa bunu 4-5 ay önce yapmanın farkı nedir peki?
sonucta doğan bebek de birşey anlamayacak, karnındaki de.
en başından belli olan birşeyi neden engellemiyorsun ?

neye insan dedigimize göre degişiyor bu. sen 3 haftalıkken insan dersin, ben ise dogduktan sonrasına insan derim. bu tamamen bakış açısı farkı.

soruyu ise yanlış şekilde yöneltiyorsun. daha önceki mesajda da yazdıgım gibi, bu kararın ebeveynlere bırakılmaması gerektigini düşünüyorum. çünkü ebeveynler ya buna onay vermeyecektir duygusal sebeplerden ötürü ya da onay verecek ve yine duygusal sebeplerden dolayı sürekli sıkıntı çekecektir (çünkü kararı kendileri vermiştir). bu kararı onlara bırakmadan halletmek hem ebeveyn için daha iyi olur, hem de göz göre göre hayatı boyunca sıkıntı çekecek bir çocuk dünyaya gelmemiş olur.

yine de soruna gelirsek, bahsettigin bebek artık dogmuş... benim ona bakışım farklı olacak elbette çünkü artık dünyaya gelmiş. ama yine de evet bu durumda da aynı temel var, 'göz göre göre çocugun hayat boyu sıkıntı çekecek olması sorunu' yani. bu durumda duygusal sebeplerden ötürü ben tabi ki hayır derim, ama şu anda ''bu karar ebeveynlere bırakılmasın, bana da bırakılmasın, hayatına son verilsin aradaki bag daha da güçlenmeden'' diyorum.
 
Back