bir de bir kitap vardı adını unuttum, yazarın anlattıgına göre başkalarının yanında ya da onlarla konusurken şikayet edersek, hiç uyumuyorsun, hep ağlıyorsun, bıktım, yoruldum,yeter artık vs gibi, bebeklerimiz çok küçük olmalarına ragmen bu cümlelerin yaydıgı enerjiden anlıyormus ne demek istedigimizi ve bu da olumsuz tepki ve protestoların devamına, iletişim sorununa yol açıyormuş. şöyle örneklesek; diyelim ki karşısınızdakine, uykum var ama bir türlü uyuyamıyorum çünkü gaz sancım var, diyorsunuz. karşısınızdaki de uyu artık ya, yeter artık, saatler oldu, kırıldı belim diyor. siz tamam uyuyacagım ama canım acıyor uyuyamıyorum ki diyorsunuz. karşınızdaki uyu artık, niye uyumuyorsun, bitirdin beni diyor.siz ağladıkça derdinizi anlatmaya çalıştıkça o daha çok sinirleniyor. yardım bekliyorsnuz ama o ısrar ediyor. siz onu hissediyor, anlıyorsunuz, o sizi anlamayıp kızıyor... ben ısrarla alıp bebişi, atın kendinizi dışarı diyecegim.e tabi en çok da sabır dileyecegim. 6 aya kadar gaz sancısından bebeği iki dak. susmamış ve aylardır bırakın uykuyu yataga bir-iki sa aralıksız uzanamamış bir anne olarak sizi çok iyi anlıyorum arkadaşlar ama dayanmak zorundayız, cennet neden annelerin ayakları altındadır sanıyorsunuzboshayallersmile
Son düzenleme: