doğum ölüm hayat

efeckt

Nirvana
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
119
57
49
arkadaşlar ben o kadar çok düşündüm ki hayat biraz garip aslında . doğuyoruz herşey çok güzel. çocukluk süper eğlenceli. sonrası sorumluluk ve acı üzüntü. neşeli günler az belki lkimine göre. ama o zaman ölüyorsak neden doğuyoruz diyorum ama doğanın kanunu bu diyenleri duyar gibiyim. fakat mantık dışı çok şey var yaaa. çok kısaca düşüncelerimi yazmak istedim. pek vaktim yok şu an. gene gelir yazarım. sizlerinde düşüncelerinizi merak ediyorum:1shok:
 
arkadaşlar ben o kadar çok düşündüm ki hayat biraz garip aslında . doğuyoruz herşey çok güzel. çocukluk süper eğlenceli. sonrası sorumluluk ve acı üzüntü. neşeli günler az belki lkimine göre. ama o zaman ölüyorsak neden doğuyoruz diyorum ama doğanın kanunu bu diyenleri duyar gibiyim. fakat mantık dışı çok şey var yaaa. çok kısaca düşüncelerimi yazmak istedim. pek vaktim yok şu an. gene gelir yazarım. sizlerinde düşüncelerinizi merak ediyorum:1shok:

arkadasım sence yasamın amacı nedir
 
bende hepp düşünür düşünür dururum neden dogduk neden ölüyoruzz diee ama işin içinden çıkamam hayat bazenn çok güzell insan kuşlarr gibi uçuyorr neden doğdum demiyor iyiki yaşıyorum allahım yaşamk ne güzel şey die düşünüyor ama bide öteki yüzü var birden acımasızzlığını görüyorsunn işte o zaman bunları düşünüyorsun neden doğdum neden yaşıyorum neden ölücezz.. Allah ın takdir ettiği herşeyin bi sebebi vardır
 
efeck slm canım neden doğduk neden ölüyoruz diyorsun bu dünyaya gelen herkezin bence bir görevi var bu ne türlü olursa olsun bu sınav dünyası sıkıntı üzüntü keder hepsi var
evet çocukken herşey tozpembeydi şimdi bizde kendi çocuklarımız için diyoruz ne kadar güzel hiç birşeyden haberleri yok keşke biz de çocuk kalsaydık diyoruz
ama büyünce işler değişiyor hayatın gerçekleriyle karşılaşıyorsun bence bu dünya sınav dünyası eskiler der
yarın ölücekmiş gibi ibadetini bırakma hiç ölmüyecekmissin gibi bu dünyayı yaşıyacakmıssın
 
bende bu konuyu çok düşünürdüm bu konuyu, yaşamak çok manasız gelrdi bana. madem öleceksek ne diye yaşıyoruz derdim. bi gün babama açıldım. (babam eski imamlardandır) . düşüncelerimi söyledim. babam çok kızdı bana . ne biçim bir düşünce o dedi. allah bizi yaratmışsa elbette bi nedeni vardır. yaşadğımız herşeyin bi sebebi var. çektiğimiz acılar günahlarımıza kefaret edecektir. müslümanın, imanlı olan bir kişinin elektiriğinin kesilmesi dahi onun günahlarına kefarettir . dedi.
şimde aklıma ne zaman böyle bişey gelse, hep bunu düşünürüm. babamın söylediklerini aklıma getiririm.
düşünsenize bir çiçek . bir sürü çiçek var dünyada. biri olmasa ne çıkar ki. ama var . yaratılmış. demekki yarıtlması gerekiyodu. allah o çiçekle kendi sanatını göstermek istemiş, bize kendini anlatmak istemiş.
bizide yratmış hemde en harikulade bi şekilde. başımımza verdiği her olayda onu hatırlamamızı istiyo. mutlu anlarımızda onu düşünüp şükretmemezi, üzgün ve acı dolu anlarımızda onu yönelip ona sığınmamazı . elbette ki her yaşanan olayın bir yansıması olacaktır.
iyiki inana insanlardanız .
 
Yazdıklarınızı okudum da bazılarınız dünyaya gelmiş olmamızın vardır elbet bir sebebi demiş. Bir sebebi bir anlamı var mutlakaki ama bunun ne olduğunun farkında olamamak çok sıkıntı verici. Ben ölümden sonra da yaşam olduğuna (enkarnasyona) inanıyorum ve her enkarnemizde farklı dersler alıyoruz, bir program yaratılıyor bizim için. Örneğin bir önceki enkarnesinde çok zengin olan biri bu yaşamına yoksul biri olarak gelebilir (bu sadece bir örnek). Bunun amacı; her koşulda yaradanın ışığına gidebilme sınavı. Geniş olan kapıdan girmek çok kolay ama bakalım o dar kapıdan da geçebilecekmisiniz diye sınav oluruyoruz bazen. Farkında olmamız gereken en büyük şey sevgi. Sevginin açamayacağı kapı yok. Ve felaketimiz dediğimiz şey bazen hayırlı olur, sevgiyle bakarsak herşeye, içindeki hayrı görebiliriz. Hiçbirşey boşuna ya da tesadüfi değildir. Bir de iki kutubiyette varlıklar olduğumuzu düşünüyorum; negatif ve pozitif varlıklar olmak üzere. Çevrenize baktığınızda kiminin salt kendi egosunu tatmin etmek için yaşadığını, çevresine hep önyargılarla yaklaştığını hatta hatta herşeyi kendisinin bildiğini sanacak kadar ahmaklaştığını görebilirsiniz. Bir de pozitif varlıklar vardır ki, onlar kendileri kadar çevrelerindeki insanlara da faydalı olmaya çalışırlar, daha önyargısız daha sevgi doludurlar. İşte yaşam fenomeni içinde önce hangi kutubiyette olduğunun farkına varabilmeli insan, sonra da yaşam programını incelemeli neler gelmiş başına, neler umut etmiş neler olmuş, yaşamının efendisi kim?
Bu konu üzerinde günlerce sayfalar dolusu yazabilirim ama özetlemeye çalıştım düşüncelerimi, duygularımı.
Sonuç olarak hepimiz o ışığa ulaşmaya çalışıyoruz, o ışık Allah...
 
Belki bir açıklaması vardır ama bunun cevabını herhalde öbür tarafta alacağız.Bu dünyada yapılan hiç bir açıklama bana inandırıcı gelmiyor. İmanın şartlarından bir taneside kadere imandır.Bir de alınyazısı olayı var derler. O zaman da ister istemez sorgulamaya başlıyorum madem alınyazım ben doğmadan yazılmış o zaman yaptıklarımdan dolayı niye cezalandırılacağım diye sorduğumda cevabını hemen veriyorlar Allah sana akıl fikir vermiş doğruyu yanlışı ayır diye.Ben doğruyu yanlışı kendim ayıracaksam o zaman alınyazısını devre dışı bırakmış olmuyormuyum? Ya da hitlerin dünyaya geliş amacı neydi acaba? milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu.Hitler öbür dünyada günahkar olarak cezalandırılacak diye ölen onca insanın günahı neydi? Onlarda günahsız öldürüldüler diye öbür dünyada mükafatlandırılacaklarmı? Belgesel seyrediyorum orasıda kan revan içinde Allah sanki otçul hayvanları etçil hayvanlar beslensin diye yaratmış. Etçil hayvanların ne özelliği varsa? dünyanın düzeni güçlü olan yaşasın güçsüz olan ölsün diye kurulmuş. Bu insanlar içinde geçerli. Benim kaderim niye böyle diyorum Kaderin önüne geçilmez diyorlar.Sakat bir insan düşünün hayata zaten bir sıfır yenik başlıyor bir de ailesi fakir ise hayatı boyunca resmen sürünüyor itilip kakılıyor bizler ise Allaha isyan etme diyoruz vardır bir bildiği seni böyle yarattığı için bu dünyada çektiklerin için öbür dünyada mükafatlandırılacaksın. Üstelik öbür dünyaya gidip de gelen kimse olmamış.Neyse bunlar benim düşüncelerim Şimdi bazılarınız bana kızacak senin dinin imanın yokmu diye.Ama körü körüne inanmakta bana saçma geliyor.Neyse benim de dünyaya geliş sebebim vardır herhalde kimbilir?
 
bu soruyu bende çok sık soruyorum..etrafıma baktığım zaman tüm dünya adeta insana hizmet etmek için yaratılmış...gün içerisinde bize doğal gelen yürümek ellerimizi kullanmak konuşmak duymak vs...aslında okadar büyük nimetler ki bunu ancak kaybettiğimiz zaman anlayabiliyoruz elimizdeki değerlerin çoğunun farkında değiliz...Allah tüm insanları ve kainatı kendisini zikir etsin diye yarattı...meleklerden farkımız azgın bir nefse ve her an şeytanla mücadele etmemiz....ve bunu başardığımız zaman meleklerden daha üst mertebeye çıkmış oluyoruz...yaşam boyu sevinçlerimiz üzüntülerimiz bu sınavın bir parçası ...Allah son nefeste imandan ayırmasın...DÖNÜŞ O'NA....
 
Evreene baktığımızda herşey birbirini tamamlıyor.Bilimle düşünürsen denge çok ince.Birinin eksikliği bütün çalışmayı bozuyor.Bugün kıtlık ve küresel ısınma bütün dünyayı etkiliyo.Sebebi bozulan denge.Allah yarattığı herşeyin ne görev ve ne amaçla yarattığını zaten biliyor.Haşa sorgulamak bile yanlış.Gözümüz zaten görüyor,düşünebiliyoruz.Kader deyip geçmemek lazım,aslında herşey insanoğlunun elinde.Bazen isyanda ediyoruz.Bu da insanın doğasında olan şey.Ama yinede elimizdekilerin kıymetini bilip,etrafımızdaki her canlıya saygılı ve sevgi dolu olabilsek bakın o zaman dünya nasıl güzel ve yaşam ne kadar anlam kazanıyor.
 
Bu soruyu zaman zaman ben de sormuşumdur kendime. En çok da çok değer verdiğim birini kaybettiğim zaman. Birçok kişi gibi ben de ölümü sevmeyenlerdenim. (Ölüme farklı bakan, dünya sürgününün bitişi olarak gören bir çok insan olduğunu biliyorum ama ben onlardan değilim hala)
İnsanın hayatı algılayışı biraz yaşayışı ile ilgili galiba. Eğer dünya ile ilgili yeterince sorumluluk alırsanız, dini inançlarınızla ilgili inandığınız şeyleri yapmaya da başlarsanız bu soruları daha az sormaya başlıyorsunuz bunu keşfettim. Bu tamamen iç huzurla ilgili bir olgu. Eğer iyi bir insan iyi bir kul olma amacı ile çalışıyorsanız bir gün sonunda yatağa girdiğinizde 'Ben bugün dürüst çalıştım, kimsenin kalbini kırmadım, namazımı kıldım -tabi bu benim inancıma göre, yani islamiyete göre - bir gün huzurluyum' diyebiliyorsanız daha az sorgularsınız ya da bu sorgulamaya karşı daha dik bir duruşunuz olur.
Kader bana göre Allahın yazdığı değil bizim yaptığımız. Yani Allah yazdığı için biz yapmıyoruz biz yaptığımız için Allah yazıyor ya da biliyor. Bu Allah'ın herşeyi önceden bilme özelliğindendir. O elbette bilecek. Bu dünya aslında bizi bize kanıtlama sınavı. Yoksa Allah hepimizin ne olduğunu, nerde hata yapacağımızı, nerede isyan edeceğimizi elbette biliyordu. Ama biz bilmiyorduk. Anne karnındaki hayatımızı bilmediğimiz gibi ahiret hayatımızı da hatırlamayınca nasıl bir insan olacağımızı Allah bize kanıtlıyor sadece. Bu dünya bu.
Bunu anlayabilmemiz için yeterince akıl da vermiş yaşam da. Bunun için 30 yıl da bir 60 yıl da. Tek bir akıl da yeterli. Tekrar tekrar yaşamak, tekrar tekrar sınanmak sınanarak olgunlaşmak diye bir kavram yok bana göre. İnsan bir kere yaşar ve kendine göre bir sınavı vardır. Bunu bir şekilde tamamlar ve gider. Baştan başlamaya inanmak dünyaya ait sınavını tam olarak yerine getiremeyen ya da bir yaratıcının olduğuna inanmayan öldükten sonra tamamen yok olacağı fikrinden korkan insanların yüreklerine su serpmek için, 'Allah ya da doğa size bir daha şans verir' diye kandırmaya çalışmaktan başka birşey değil bana göre. Dikkat edin tüm ilahi dinlerin ortak özelliği yaşamı tek bir yaşam olarak kabul etmesidir.
Bu yaşamı nasıl değerlendireceği de Allahın verdiği akılla herkesin kendi iradesindedir.
 
Aslinda bu soruyu herkes kafasindan geciriyor ama en cokta sevdigimiz birilerini, kaybedince hayiflaniyor ve bos dunya bir variz bir yokuz diyoruz, o an dusunuyoruz bunlari hayatin bos oldugunu olumlu dunya oldugunu kafamiza herseyi takmamamiz gerektigini birgun olup bu dunyaya veda edecegimizi, hicbir seyi dert etmeyecegim artik diyor insan ama snra gene hayata gercek hayata donuyor ve basliyoruz ona buna dertlenmeye sonumuzun ne olacagina niye bu dunyaya geldigimize takiyoruz kafayi, ben soyle dusunuyorum bu dunya universite imtahani gibi ogrenci secme sinavi, ogrenci yerlestirme sinavi, bu dunyada yaptiklarimizla nereye gidecegimizi seciyor, obur dunyadada yerlestirilecegimiz yeri beliliyoruz sanirim.
 
Belki bir açıklaması vardır ama bunun cevabını herhalde öbür tarafta alacağız.Bu dünyada yapılan hiç bir açıklama bana inandırıcı gelmiyor. İmanın şartlarından bir taneside kadere imandır.Bir de alınyazısı olayı var derler. O zaman da ister istemez sorgulamaya başlıyorum madem alınyazım ben doğmadan yazılmış o zaman yaptıklarımdan dolayı niye cezalandırılacağım diye sorduğumda cevabını hemen veriyorlar Allah sana akıl fikir vermiş doğruyu yanlışı ayır diye.Ben doğruyu yanlışı kendim ayıracaksam o zaman alınyazısını devre dışı bırakmış olmuyormuyum? Ya da hitlerin dünyaya geliş amacı neydi acaba? milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu.Hitler öbür dünyada günahkar olarak cezalandırılacak diye ölen onca insanın günahı neydi? Onlarda günahsız öldürüldüler diye öbür dünyada mükafatlandırılacaklarmı? Belgesel seyrediyorum orasıda kan revan içinde Allah sanki otçul hayvanları etçil hayvanlar beslensin diye yaratmış. Etçil hayvanların ne özelliği varsa? dünyanın düzeni güçlü olan yaşasın güçsüz olan ölsün diye kurulmuş. Bu insanlar içinde geçerli. Benim kaderim niye böyle diyorum Kaderin önüne geçilmez diyorlar.Sakat bir insan düşünün hayata zaten bir sıfır yenik başlıyor bir de ailesi fakir ise hayatı boyunca resmen sürünüyor itilip kakılıyor bizler ise Allaha isyan etme diyoruz vardır bir bildiği seni böyle yarattığı için bu dünyada çektiklerin için öbür dünyada mükafatlandırılacaksın. Üstelik öbür dünyaya gidip de gelen kimse olmamış.Neyse bunlar benim düşüncelerim Şimdi bazılarınız bana kızacak senin dinin imanın yokmu diye.Ama körü körüne inanmakta bana saçma geliyor.Neyse benim de dünyaya geliş sebebim vardır herhalde kimbilir?

yanii senin dediklerinden çoğunu düşünüyorum aslında bende aynen. inançsız kesinlikle deyilimde , senin düşüncelerinin çoğuna sahiim denebilir. of yaaa şu an gecenin 3 ü . ve ben yatmadan önce oturmuşum kendimi hayatımı yaşamımı nereye doğru gittiğimi sorgukuyorum .yoruldum . yarın devam ederim. sevgiler herkese...:çok üzgünüm:
 
Bu soruyu zaman zaman ben de sormuşumdur kendime. En çok da çok değer verdiğim birini kaybettiğim zaman. Birçok kişi gibi ben de ölümü sevmeyenlerdenim. (Ölüme farklı bakan, dünya sürgününün bitişi olarak gören bir çok insan olduğunu biliyorum ama ben onlardan değilim hala)
İnsanın hayatı algılayışı biraz yaşayışı ile ilgili galiba. Eğer dünya ile ilgili yeterince sorumluluk alırsanız, dini inançlarınızla ilgili inandığınız şeyleri yapmaya da başlarsanız bu soruları daha az sormaya başlıyorsunuz bunu keşfettim. Bu tamamen iç huzurla ilgili bir olgu. Eğer iyi bir insan iyi bir kul olma amacı ile çalışıyorsanız bir gün sonunda yatağa girdiğinizde 'Ben bugün dürüst çalıştım, kimsenin kalbini kırmadım, namazımı kıldım -tabi bu benim inancıma göre, yani islamiyete göre - bir gün huzurluyum' diyebiliyorsanız daha az sorgularsınız ya da bu sorgulamaya karşı daha dik bir duruşunuz olur.
Kader bana göre Allahın yazdığı değil bizim yaptığımız. Yani Allah yazdığı için biz yapmıyoruz biz yaptığımız için Allah yazıyor ya da biliyor. Bu Allah'ın herşeyi önceden bilme özelliğindendir. O elbette bilecek. Bu dünya aslında bizi bize kanıtlama sınavı. Yoksa Allah hepimizin ne olduğunu, nerde hata yapacağımızı, nerede isyan edeceğimizi elbette biliyordu. Ama biz bilmiyorduk. Anne karnındaki hayatımızı bilmediğimiz gibi ahiret hayatımızı da hatırlamayınca nasıl bir insan olacağımızı Allah bize kanıtlıyor sadece. Bu dünya bu.
Bunu anlayabilmemiz için yeterince akıl da vermiş yaşam da. Bunun için 30 yıl da bir 60 yıl da. Tek bir akıl da yeterli. Tekrar tekrar yaşamak, tekrar tekrar sınanmak sınanarak olgunlaşmak diye bir kavram yok bana göre. İnsan bir kere yaşar ve kendine göre bir sınavı vardır. Bunu bir şekilde tamamlar ve gider. Baştan başlamaya inanmak dünyaya ait sınavını tam olarak yerine getiremeyen ya da bir yaratıcının olduğuna inanmayan öldükten sonra tamamen yok olacağı fikrinden korkan insanların yüreklerine su serpmek için, 'Allah ya da doğa size bir daha şans verir' diye kandırmaya çalışmaktan başka birşey değil bana göre. Dikkat edin tüm ilahi dinlerin ortak özelliği yaşamı tek bir yaşam olarak kabul etmesidir.
Bu yaşamı nasıl değerlendireceği de Allahın verdiği akılla herkesin kendi iradesindedir.

kridi nin dediklerini son dakkada okudum. hakkaten doğru şeyler yazmış. tabii kendi düşüncelerimle birleşince de bir dolu bilgi edinmiş oldum . sağolun..
 
Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi. (Ankebut Suresi, 64)

Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? (Enam Suresi, 32)


Bu surelerden ne anlıyorsunuz acaba?
 
Belki bir açıklaması vardır ama bunun cevabını herhalde öbür tarafta alacağız.Bu dünyada yapılan hiç bir açıklama bana inandırıcı gelmiyor. İmanın şartlarından bir taneside kadere imandır.Bir de alınyazısı olayı var derler. O zaman da ister istemez sorgulamaya başlıyorum madem alınyazım ben doğmadan yazılmış o zaman yaptıklarımdan dolayı niye cezalandırılacağım diye sorduğumda cevabını hemen veriyorlar Allah sana akıl fikir vermiş doğruyu yanlışı ayır diye.Ben doğruyu yanlışı kendim ayıracaksam o zaman alınyazısını devre dışı bırakmış olmuyormuyum? Ya da hitlerin dünyaya geliş amacı neydi acaba? milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu.Hitler öbür dünyada günahkar olarak cezalandırılacak diye ölen onca insanın günahı neydi? Onlarda günahsız öldürüldüler diye öbür dünyada mükafatlandırılacaklarmı? Belgesel seyrediyorum orasıda kan revan içinde Allah sanki otçul hayvanları etçil hayvanlar beslensin diye yaratmış. Etçil hayvanların ne özelliği varsa? dünyanın düzeni güçlü olan yaşasın güçsüz olan ölsün diye kurulmuş. Bu insanlar içinde geçerli. Benim kaderim niye böyle diyorum Kaderin önüne geçilmez diyorlar.Sakat bir insan düşünün hayata zaten bir sıfır yenik başlıyor bir de ailesi fakir ise hayatı boyunca resmen sürünüyor itilip kakılıyor bizler ise Allaha isyan etme diyoruz vardır bir bildiği seni böyle yarattığı için bu dünyada çektiklerin için öbür dünyada mükafatlandırılacaksın. Üstelik öbür dünyaya gidip de gelen kimse olmamış.Neyse bunlar benim düşüncelerim Şimdi bazılarınız bana kızacak senin dinin imanın yokmu diye.Ama körü körüne inanmakta bana saçma geliyor.Neyse benim de dünyaya geliş sebebim vardır herhalde kimbilir?

canımm;hiç bir kader ve alınyazısı anlayışı yoktur ki sırf Allah yada kul sorumlu olsun...evet Allah kaderimizi yazıyor ama "falanca kulumun başına şu gelecek" diye değil;"falanca kulum şunu yaptığı yada yapmaadığı için başına şu gelecek" şeklinde...yani klasik bi örnek olacak ama ahmet çok hızlı araba kullandığı kaza yapıp öldüyse;onun kaderi ni Allah kazayapacak diye değil;hız yaptığı için kaza yuapacak şeklinde yapmıştır.yani dedşiğim gibi ne Allah'ın nede kulun sorumluluğunu sıfıra indirecek bi kadercilik yoktur.ama tabiki mutlaka herşeyin temelinde Allah vardır ve onun bir bildiği vardır.içinden çıkılamadığı durumlarda sorgulamamak gerektiğine inanıyorum.o'na güvenmek gerekiyor sadece.çünkü bazı şeyleri bizim aklımız almayabiliyıor.çok fazla düşünürsek bi ssüre sonra inkar noktasına varabilir düşüncelerimiz...
mesela ben çocuğu kaçıruılann anneleri izlediğimde önceleri Allah'ım niye bu kullarına bunu reva gördün diye düşünür ve çok üzülür hatta bazen acırdım.ama bi gün annem dedi ki(kendisi gayet aydın bir emekli öğretmendir ama 25 yıldır dinini inceler...)belki o kadın bilmeden bir kalp kırmış,bir can yakmıştır.veya sadece imtihan ediliyordur ki bununda mükafatı büyüktür...bilemezsin.yani hayatta herşeyin bir sebebi var...
 
X