- 24 Kasım 2008
- 14.247
- 37
-
- Konu Sahibi Halikarnas
- #1
- ÇOCUKLUK VE GENÇLİK YILLARI: 1958 - 1978
Dokuz çocuklu bir ailenin yedinci üyesi olarak dünyaya gelen Michael Joseph Jackson'un, fabrika işçisi olan babası Joseph Jackson, müziğe tutku derecesinde bağlıydı ve boş zamanlarında gitar çalıyordu. Eşi Katherine (Scruse) ile evlenip kalabalık bir aile haline geldikten sonra bu ilgisini çocuklarına da aşıladı. 60'lı yılların başlarında büyük erkek kardeşleri, Jackie, Tito ve Jermaine, babaları tarafından organize edilen "The Jackson Brothers" adında bir grup kurarak, kulüplerde şarkı söylemeye ve yarışmalara katılmaya başladı. Jackson'un sahip olduğu ses ve dans yeteneği, kısa zamanda fark edildi. Henüz yaşı küçük olmasına rağmen, özellikle solo şarkılardaki performansı nedeniyle, 1964'de, diğer kardeşi Marlon'la birlikte gruba dahil edildi. Artık 5 üyeden oluşan kardeşler, grubun adını "The Jackson 5" olarak değiştirdi.
1968'e kadar geçen süreçte, amatör çalışmalarına gece kulüplerinde ve barlarda devam eden grup, Harlem-New York'ta bulunan Apollo Tiyatrosu'nda düzenlenen bir yarışmada birinci gelerek, dönemin en ünlü R&B plak şirketi Motown'ın kurucusu Berry Gordy'nin dikkatini çekti. 1968'te Motown'la imzaladıkları sözleşmeden sonra Kaliforniya'ya taşınan grubun yıldızı hızla parlamaya başladı. Söz konusu şirketten Suzanne de Passe'ın menajerliğinde çıkan ilk dört tekli, "I Want You Back", "ABC", "The Love You Save", "I'll Be There" listelerde bir numaraya oturdu. O-Jays grubu ve James Brown gibi soul müziğin önderlerinin izinden giden The Jackson 5, 70'lerin başında zenci pop ve soul vokal gruplarının dünya çapında bir numaralı temsilcisi haline gelmişti. Michael Jackson ise, bu yeni müzik tarzını kendi içerisinde, dansıyla birlikte harmanlayarak, özgün bir tarza dönüştürecek, kendi kulvarında yalnız koşacaktı. Grubun bu hızlı yükselişinden sonra, güçlü sesiyle, farklı dansıyla oldukça sivrilen ve öne çıkan Michael Jackson, 1971-1976 yılları arasında halen The Jackson 5'a bağlı olarak, yine Motown'dan, "Got To Be There", "Ben", "Music and Me" ve "Forever Michael" adlı ilk solo albümlerini çıkardı. Artık Jackson için bireysel kariyerin önü açılmıştı.
Walt Disney Pictures tarafından, 1971'de grubun çizgi filmi yapıldı ve yayına verildi. Ününü tüm dünyaya duyuran Jackson kardeşler, uluslararası konserler serisine 1972'de İngiltere'den başladılar ve gittikleri her yerde kapalı gişe yaptılar. Bu dünya turnelerinde Commodores ve Lionel Richie, The Jackson 5'ın alt grupları olarak sahneye çıkmıştı. 1973'den itibaren grubun satış rakamlarının düşme eğilimi göstermesiyle birlikte, Motown kontrolü ele alarak, bundan böyle şirket tarafından seçilecek şarkıların seslendirilmesi konusunda Jackson'lara baskı yapmaya başladı. Sıkıntılı günler geçiren grup, 1976'da şirketten ayrılma kararı alarak, Epic Records'la sözleşme imzaladı. Bu gelişmeden sonra Motown, Jackson'lar aleyhine, sözleşmeyi ihlal etmek savıyla dava açtı. Aynı yıl, grubun bilgisi olmaksızın "The Jackson 5 Anthology" adıyla karışık bir albüm yaparak piyasaya sürdü. Bu gelişme iplerin iyice gerilmesine neden oldu. Şirketin sahibi Berry Gordy'nin kızıyla evli olan Jermaine Jackson, taraflar arasındaki bu ihtilaftan dolayı, gruptan ayrılarak Motown'da kaldı. İsim hakkını kaybeden Jackson kardeşler ise, Jermaine'in yerine en küçük kardeşleri Randy'i gruba dahil ederek, The Jacksons olarak ismini değiştirdi. Yenilenen grup için artık yeni bir dönem başlıyor; Michael ise zirveye doğru koşar adım ilerliyordu. The Jacksons kısa zamanda toparlandı ve 1976 - 1984 yılları arasında, ağırlıklı kendi parçalarından oluşturdukları albümler ve teklilerle kariyerlerinde yükselmeye devam etti. Yeni şirketlerinden altı yeni albüm çıkaran grubun, 1978'deki Destiny çalışması neredeyse patlama yaptı ve Jackson kardeşlerin en başarılı albümleri arasında yer aldı. Bu albümün Michael için de ayrı bir önemi oldu. Çünkü kendi bestelediği şarkılar, dünya çapında büyük beğeni topladı ve grubun klasikleri arasına girmeyi başardı. Böylece Michael'ın "beste yapabilme" gibi başka bir yeteneği daha ortaya çıkmış oldu. Söz konusu albüm iki milyondan fazla satarak, grubun ve özellikle de Michael'ın ününe ün kattı.
- Off The Wall: 1978 - 1982
1978'e gelindiğinde Michael için farklı tecrübeler söz konusu oldu. Jackson korkuluğu canlandırdığı "The Wiz" adlı müzikal filmde, aralarında aşk dedikodusunun çıktığı Diana Ross ile birlikte rol aldı. Tam da bu dönemde, müzikalde kullanılacak olan şarkıları aranje eden Quincy Jones'la Michael'ın yolları kesişti. Jones, ünlü pop starın gelecekteki başarısının ortaklarından biri olacaktı. Çünkü, film prodüksiyon aşamasındayken, Jackson'la Jones oldukça uyumlu bir ortaklık kurdular ve Michael'in bağımsız ilk solo albümünü birlikte yapmak için anlaştılar. Böylece 1979'da, ünlü şarkıcının ilk bağımsız solo albümü olan "Off the Wall", Jones'un prodüktörlüğünde Epic Records'tan çıktı. "Don't Stop 'Til You Get Enough", "She's Out Of My Life", "Off The Wall", "Rock With You" gibi dünya çapında ses getiren birçok hit parçayı içinde barındıran bu albüm, inanılmaz satış rakamlarına ulaşarak, Michael'ı pop müzik ve eğlence dünyasının idolü haline getirecek; sanatçıya ilk önemli ödüllerini kazandırmaya başlayacaktı.
1980 yılında, American Music Awards tarafından 3 dalda ödüle layık görülen albüm (En İyi Soul/R&B Albümü - Off the Wall, En İyi Soul/R&B Erkek Şarkıcı, En İyi Soul/R&B Şarkı - Don't Stop 'Til You Get Enough), birçok liste başarı ödülünün de sahibi oldu. Aynı yılın Şubat ayına gelindiğinde, Michael yine "Don't Stop 'Til You Get Enough"la "En İyi R&B Erkek Vokal" dalında ilk Grammy ödülünü aldı. Bir caz müzisyeni olan Jones'un, albümdeki parçalarda bu müzik türünü altyapıya yerleştirmesi doğal karşılanırken, bununla yetinilmeyip disco ve funky tarzı ritimlere de yer vermiş olması, sadece Michael'e özgü yeni bir müzik türünün ortaya çıkmasına neden oldu. Elbette bu da, Jackson'a benzersiz ve evrensel bir ün getirdi. İlk olarak yakın arkadaşı, Elizabeth Taylor tarafından kendisine atfedilen ve sonraları yaygın bir ifade şeklini alan "pop idolü" benzetmesi, özellikle bu dönemlerde anılmaya başlandı. İlk solo albümünün getirdiği başarıların yanı sıra, Jackson kardeşlerle de çalışmaya devam eden Michael, 1980'de grupla birlikte "Triumph" albümünü çıkardı. Bestelediği şarkılar ve bunlara yazdığı sözlerle Triumph'a damgasını vuran yine Michael oldu. "Can You Feel It"e çekilen farklı klip de büyük ses getirdi ve sanatçının dans yeteneği milyonlarca müziksever tarafından yansındı. 1982'de ise, ünlü pop yıldızına, En İyi Çocuk Albümü dalında Grammy ödülü kazandıracak olan E.T. (Extra-Terrestrial) filminin orijinal soundrack'i "Someone in the Dark" şarkısını seslendirdi.
- THRILLER: 1982 - 1987
1982 yılı, ünlü pop yıldızı için neredeyse bir dönüm noktası oldu. Jackson'ı hemen hemen bugün bulunduğu noktaya getiren ve efsaneleştiren albüm, "Thriller", Epic Records'tan yine Quincy Jones prodüktörlüğünde müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Genellikle arka arkaya, tekli halinde piyasaya sürülen albümün "Wanna Be Startin' Somethin'", "Billie Jean", "Beat It"i de içeren her şarkısı hit oldu ve müzik tarihinde tüm zamanların en yüksek satış rakamına ulaşarak rekor kırdı. Şarkıların yanı sıra, dört hit parça için kısa film tadında çekilen, güçlü ve geniş bütçeli prodüksiyon gerektiren ilginç klipler de büyük yankı uyandırdı. MTV, Billie Jean'le, ilk defa zenci bir şarkıcının video klibini yayınlamış oldu. Fantastik bir konuyla kurgulanmış ve danslarla görsel bir şölene dönüştürülmüş Thriller şarkısının 13 dakikalık klibi ise, patlama yaptı ve gelen talepler üzerine VHS formatında piyasaya sunularak, yine ulaşılamayacak bir satış rekoruna imza attı. Klipte Michael'in sergilediği özgün dans kareografileri, birçok gence ilham kaynağı oldu. Özellikle Jackson kardeşler olarak katıldıkları Motown'ın 25.kuruluş yıldönümünde, Billie Jean'i seslendirirken sergilediği moonwalk denilen ayak kaydırma hareketi, Jackson'ın imzasıyla tarihe geçti. 37 hafta zirvede kalan ve Billboard albüm listesinde 122 hafta geçiren Thriller, elbette birçok ödülü de beraberinde getirdi. 1984 yılında, 12 dalda aday gösterildiği Grammy'den 8 ödülle ayrılan Jackson, bir gecede en çok ödül alan sanatçı ünvanını, 2000 yılında Carlos Santana egale edene kadar elinde tutmayı başardı (Ödüllerin yedisi Thriller'a giderken, biri de, 1982'de seslendirdiği "Someone in the Dark"a verildi). Albüm aynı yıl, 8 Amerikan Müzik Ödülü, 4 Amerikan Video Ödülü, 3 MTV Video Müzik Ödülü ve Üstün Başarı Ödülü almaya hak kazandı. Bu sırada, Pepsi-Cola'yla sponsorluk anlaşması imzalayan ve kardeşleriyle birlikte şirketin reklam filmlerinde rol alan Jackson'ın başına talihsiz bir olay geldi. Reklam çekiminde, havai fişek gösterisi esnasında saçları alev alarak cildinde ciddi hasar meydana geldi. Jackson, gördüğü fiziksel zarardan şirketi sorumlu tuttu ve tazminat davası açtı. Lehine sonuçlanan davadan kazandığı astronomik meblağı ise, tedavisini yürüten hastaneye bağışladı. 1984'te, Thriller rüyası devam ederken, kardeşleriyle tekrar biraraya gelerek "Victory" albümünü çıkardılar. Bu albümde de Michael tarafından yazılmış ve bestelenmiş hit parçalar bulunuyordu. Jackson kardeşlerin en başarılı albümü olan Victory için 5 aylık uluslararası dev bir turne düzenlendi. Turne gelirinin tümünü bağışlayacaklarını duyurması üzerine, Jackson'ın adı, jest olarak Hollywood yıldızlar geçidine eklendi. Turneden 5 milyon $ gelir elde edildi. 1985'te, "Beat It" adlı şarkısını, alkollü araba kullanmaya karşı televizyonlarda ve diğer basın-yayın organlarında yürütülen kampanyalarda kullanılmak üzere bağışlaması nedeniyle, dönemin devlet başkanı Ronald Reagan tarafından, teşekkür amacıyla Beyaz Saray'a davet edildi. Jackson ileriki yıllarda, ünlü bir dünya starı olarak,
çok daha fazla ses getirecek sosyal sorumluluk ve insani yardım projelerini hayata geçirecekti. Bunlardan en önemlisi, USA For Africa kampanyası çerçevesinde, özellikle Doğu Afrika'da açlık sınırında ve yardıma muhtaç bir şekilde yaşayan insanlar için, Lionel Richie ile birlikte yazdığı "We Are the World" parçasıydı. Dünya çapında en çok satış rakamına sahip tekli olma özelliğini hala taşıyan şarkı, Stevie Wonder, Tina Turner, Diana Ross, Ray Charles, Cindy Lauper, Bob Dylan, Bruce Springsteen gibi ünlülerin de aralarında bulunduğu 40'dan fazla popüler sanatçı tarafından seslendirildi. Bu başarının ardından, We Are The World'le Richie ve Jackson, Yılın Şarkısı dalında Grammy Ödülü'nü almaya hak kazandı. 1985 yılı yıldız şarkıcı için yalnızca övgülerle geçmedi. Jackson, içinde birçok ünlü sanatçı tarafından seslendirilmiş parçanın yanı sıra, özellikle Beatles'a ait 200'den fazla şarkının telif hakkını bulunduran ATV Müzik'in en büyük hissesini satın alarak, birçok tartışmaya neden oldu. En sert tepki de müzayedeyi düzenleyen yakın arkadaşı, söz yazarı Paul McCartney'den geldi. Bu olay, dostluklarının ve bilhassa ortak söz yazarlığı çalışmalarının sonu oldu. Sözk onusu tartışmaların ardından, birtakım basın ve medya çevreleri, uzun süre yaşamak için Elephant Man'ın kemiklerini satın almaya kalkıştığından, ilginç tavırlarına kadar birçok konuda sanatçıya karşı alaycı bir üslup kullanmaya ve adından "Wacko Jacko" gibi irrite edici şekilde bahsetmeye başladı. 1986'da, George Lucas'ın yapımcılığında ve Francis Ford Coppola'nın yönetmenliğinde çekilen "Captain EO" adlı kısa filmde Jackson, Kaptan EO rolüyle ekranlardnın karşısına geçti. 17 dakika olmasına rağmen yaklaşık 17 milyon dolara malolan film, o
güne kadar çevrilmiş, dakika başına en büyük maliyete sahip filmdi. Disneyland'da gösterime giren film için Jackson, "Another Part Of Me" -sonradan "Bad" albümünde de yer aldı- ve "We Are Here To Change The World" adlı iki yeni parça seslendirdi.
- BAD: 1987 - 1990
1987'de, pop yıldızı, "Bad" albümüyle müzikseverlerin karşısına çıktı. Quincy Jones'un prodüktörlüğünü üstlendiği son Michael Jackson albümüydü ve yine Epic Records etiketi taşıyordu. Satış rakamları sanatçının beklentisinin altında olsa da -yaklaşık 30 milyon adet-, "I Just Can't Stop Loving You", "Bad", "The Way You Make Me Feel", "Man in the Mirror" ve "Dirty Diana" gibi tekliler listelerde aynı anda bir numaraya oturarak bir ilke imza attı. 2008 itibariyle, albümü 30 milyon kopya, ABD'de 8 milyon gönderileri de dahil olmak üzere dünya çapında satılmaktadır. Albümün tanıtımından sonra Jackson, yine Pepsi sponsorluğunda, 16 ay gibi oldukça uzun bir zaman alacak ilk solo dünya turnesine çıkarak hayranlarıyla buluştu; 123 konser verdi. Bu arada Pepsi reklamlarıyla ekranlarda boy gösterdi. Dönüşündeyse, Bad şarkısına, Martin Scorsese yönetmenliğinde 18 dakikalık, yine kısa film niteliğinde bir klip çekildi. Ancak klipteki yeni Michael Jackson görüntüsü, neredeyse şarkıdan daha çok konuşulur hale geldi. Çünkü ünlü şarkıcının hem yüzünde, hem de ten renginde çok belirgin ve şaşırtıcı değişiklikler vardı. Medya, sanatçının, zenci olmaktan utandığı için ten rengini beyazlatmaya çalıştığı, burun estetiği, alın kaldırma ve dudak inceltme operasyonu gibi birçok ameliyat geçirdiği iddialarını ortaya attı. Ancak ünlü şarkıcı, 1988 yılında kendi yazmış olduğu Moonwalk adlı otobiyografisinde, sadece iki tane estetik operasyon yaptırdığını ve çenesindeki yaralardan dolayı da cildi için cerrahi işlem uygulandığını yazdı. Bad'in klibi de tüm bu sansasyonlara rağmen, oldukça iyi bir satış rakamına ulaştı. Jerry Kramer ve Colin Chilvers tarafından yönetilen; Kellie Parker, Sean Lennon ve Brandon Adams'ın Jackson'a eşlik ettiği "Moonwalker" adlı müzikal film, 1988 yılında gösterime girdi ve izleyiciler tarafından büyük ilgi gördü. Filmin VHS sürümü bir milyon satış adediyle yeni bir rekora imza attı. Artık yıldız sanatçı, pop,rock ve soul müziğinin kralı ilan edilecek ve Elvis Presley, Beatles, Frank Sinatra gibi dünya çapında üne kavuşarak zirveye oturmuş bir idol haline gelecekti. Filmin başarısından sonra, paparazzilerden ve hakkında türetilen dedikodulardan bunalan Michael, Hayvenhurst'te ailesiyle birlikte yaşadığı evi terk ederek, 2700 dönümlük dev bir alana kurulu Neverland çiftliğini satın aldı ve orada gözlerden uzak yaşamaya başladı. Çok küçük yaşta hayata atılmak zorunda kaldığı için, özlemini kurduğu çocukluk günlerini yaşayabilmek adına, lunaparktan hayvanat bahçesine, büyükçe bir göle kadar kendine apayrı bir dünya kurdu bu çiftlikte.
Dokuz çocuklu bir ailenin yedinci üyesi olarak dünyaya gelen Michael Joseph Jackson'un, fabrika işçisi olan babası Joseph Jackson, müziğe tutku derecesinde bağlıydı ve boş zamanlarında gitar çalıyordu. Eşi Katherine (Scruse) ile evlenip kalabalık bir aile haline geldikten sonra bu ilgisini çocuklarına da aşıladı. 60'lı yılların başlarında büyük erkek kardeşleri, Jackie, Tito ve Jermaine, babaları tarafından organize edilen "The Jackson Brothers" adında bir grup kurarak, kulüplerde şarkı söylemeye ve yarışmalara katılmaya başladı. Jackson'un sahip olduğu ses ve dans yeteneği, kısa zamanda fark edildi. Henüz yaşı küçük olmasına rağmen, özellikle solo şarkılardaki performansı nedeniyle, 1964'de, diğer kardeşi Marlon'la birlikte gruba dahil edildi. Artık 5 üyeden oluşan kardeşler, grubun adını "The Jackson 5" olarak değiştirdi.
1968'e kadar geçen süreçte, amatör çalışmalarına gece kulüplerinde ve barlarda devam eden grup, Harlem-New York'ta bulunan Apollo Tiyatrosu'nda düzenlenen bir yarışmada birinci gelerek, dönemin en ünlü R&B plak şirketi Motown'ın kurucusu Berry Gordy'nin dikkatini çekti. 1968'te Motown'la imzaladıkları sözleşmeden sonra Kaliforniya'ya taşınan grubun yıldızı hızla parlamaya başladı. Söz konusu şirketten Suzanne de Passe'ın menajerliğinde çıkan ilk dört tekli, "I Want You Back", "ABC", "The Love You Save", "I'll Be There" listelerde bir numaraya oturdu. O-Jays grubu ve James Brown gibi soul müziğin önderlerinin izinden giden The Jackson 5, 70'lerin başında zenci pop ve soul vokal gruplarının dünya çapında bir numaralı temsilcisi haline gelmişti. Michael Jackson ise, bu yeni müzik tarzını kendi içerisinde, dansıyla birlikte harmanlayarak, özgün bir tarza dönüştürecek, kendi kulvarında yalnız koşacaktı. Grubun bu hızlı yükselişinden sonra, güçlü sesiyle, farklı dansıyla oldukça sivrilen ve öne çıkan Michael Jackson, 1971-1976 yılları arasında halen The Jackson 5'a bağlı olarak, yine Motown'dan, "Got To Be There", "Ben", "Music and Me" ve "Forever Michael" adlı ilk solo albümlerini çıkardı. Artık Jackson için bireysel kariyerin önü açılmıştı.
Walt Disney Pictures tarafından, 1971'de grubun çizgi filmi yapıldı ve yayına verildi. Ününü tüm dünyaya duyuran Jackson kardeşler, uluslararası konserler serisine 1972'de İngiltere'den başladılar ve gittikleri her yerde kapalı gişe yaptılar. Bu dünya turnelerinde Commodores ve Lionel Richie, The Jackson 5'ın alt grupları olarak sahneye çıkmıştı. 1973'den itibaren grubun satış rakamlarının düşme eğilimi göstermesiyle birlikte, Motown kontrolü ele alarak, bundan böyle şirket tarafından seçilecek şarkıların seslendirilmesi konusunda Jackson'lara baskı yapmaya başladı. Sıkıntılı günler geçiren grup, 1976'da şirketten ayrılma kararı alarak, Epic Records'la sözleşme imzaladı. Bu gelişmeden sonra Motown, Jackson'lar aleyhine, sözleşmeyi ihlal etmek savıyla dava açtı. Aynı yıl, grubun bilgisi olmaksızın "The Jackson 5 Anthology" adıyla karışık bir albüm yaparak piyasaya sürdü. Bu gelişme iplerin iyice gerilmesine neden oldu. Şirketin sahibi Berry Gordy'nin kızıyla evli olan Jermaine Jackson, taraflar arasındaki bu ihtilaftan dolayı, gruptan ayrılarak Motown'da kaldı. İsim hakkını kaybeden Jackson kardeşler ise, Jermaine'in yerine en küçük kardeşleri Randy'i gruba dahil ederek, The Jacksons olarak ismini değiştirdi. Yenilenen grup için artık yeni bir dönem başlıyor; Michael ise zirveye doğru koşar adım ilerliyordu. The Jacksons kısa zamanda toparlandı ve 1976 - 1984 yılları arasında, ağırlıklı kendi parçalarından oluşturdukları albümler ve teklilerle kariyerlerinde yükselmeye devam etti. Yeni şirketlerinden altı yeni albüm çıkaran grubun, 1978'deki Destiny çalışması neredeyse patlama yaptı ve Jackson kardeşlerin en başarılı albümleri arasında yer aldı. Bu albümün Michael için de ayrı bir önemi oldu. Çünkü kendi bestelediği şarkılar, dünya çapında büyük beğeni topladı ve grubun klasikleri arasına girmeyi başardı. Böylece Michael'ın "beste yapabilme" gibi başka bir yeteneği daha ortaya çıkmış oldu. Söz konusu albüm iki milyondan fazla satarak, grubun ve özellikle de Michael'ın ününe ün kattı.
- Off The Wall: 1978 - 1982
1978'e gelindiğinde Michael için farklı tecrübeler söz konusu oldu. Jackson korkuluğu canlandırdığı "The Wiz" adlı müzikal filmde, aralarında aşk dedikodusunun çıktığı Diana Ross ile birlikte rol aldı. Tam da bu dönemde, müzikalde kullanılacak olan şarkıları aranje eden Quincy Jones'la Michael'ın yolları kesişti. Jones, ünlü pop starın gelecekteki başarısının ortaklarından biri olacaktı. Çünkü, film prodüksiyon aşamasındayken, Jackson'la Jones oldukça uyumlu bir ortaklık kurdular ve Michael'in bağımsız ilk solo albümünü birlikte yapmak için anlaştılar. Böylece 1979'da, ünlü şarkıcının ilk bağımsız solo albümü olan "Off the Wall", Jones'un prodüktörlüğünde Epic Records'tan çıktı. "Don't Stop 'Til You Get Enough", "She's Out Of My Life", "Off The Wall", "Rock With You" gibi dünya çapında ses getiren birçok hit parçayı içinde barındıran bu albüm, inanılmaz satış rakamlarına ulaşarak, Michael'ı pop müzik ve eğlence dünyasının idolü haline getirecek; sanatçıya ilk önemli ödüllerini kazandırmaya başlayacaktı.
1980 yılında, American Music Awards tarafından 3 dalda ödüle layık görülen albüm (En İyi Soul/R&B Albümü - Off the Wall, En İyi Soul/R&B Erkek Şarkıcı, En İyi Soul/R&B Şarkı - Don't Stop 'Til You Get Enough), birçok liste başarı ödülünün de sahibi oldu. Aynı yılın Şubat ayına gelindiğinde, Michael yine "Don't Stop 'Til You Get Enough"la "En İyi R&B Erkek Vokal" dalında ilk Grammy ödülünü aldı. Bir caz müzisyeni olan Jones'un, albümdeki parçalarda bu müzik türünü altyapıya yerleştirmesi doğal karşılanırken, bununla yetinilmeyip disco ve funky tarzı ritimlere de yer vermiş olması, sadece Michael'e özgü yeni bir müzik türünün ortaya çıkmasına neden oldu. Elbette bu da, Jackson'a benzersiz ve evrensel bir ün getirdi. İlk olarak yakın arkadaşı, Elizabeth Taylor tarafından kendisine atfedilen ve sonraları yaygın bir ifade şeklini alan "pop idolü" benzetmesi, özellikle bu dönemlerde anılmaya başlandı. İlk solo albümünün getirdiği başarıların yanı sıra, Jackson kardeşlerle de çalışmaya devam eden Michael, 1980'de grupla birlikte "Triumph" albümünü çıkardı. Bestelediği şarkılar ve bunlara yazdığı sözlerle Triumph'a damgasını vuran yine Michael oldu. "Can You Feel It"e çekilen farklı klip de büyük ses getirdi ve sanatçının dans yeteneği milyonlarca müziksever tarafından yansındı. 1982'de ise, ünlü pop yıldızına, En İyi Çocuk Albümü dalında Grammy ödülü kazandıracak olan E.T. (Extra-Terrestrial) filminin orijinal soundrack'i "Someone in the Dark" şarkısını seslendirdi.
- THRILLER: 1982 - 1987
1982 yılı, ünlü pop yıldızı için neredeyse bir dönüm noktası oldu. Jackson'ı hemen hemen bugün bulunduğu noktaya getiren ve efsaneleştiren albüm, "Thriller", Epic Records'tan yine Quincy Jones prodüktörlüğünde müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Genellikle arka arkaya, tekli halinde piyasaya sürülen albümün "Wanna Be Startin' Somethin'", "Billie Jean", "Beat It"i de içeren her şarkısı hit oldu ve müzik tarihinde tüm zamanların en yüksek satış rakamına ulaşarak rekor kırdı. Şarkıların yanı sıra, dört hit parça için kısa film tadında çekilen, güçlü ve geniş bütçeli prodüksiyon gerektiren ilginç klipler de büyük yankı uyandırdı. MTV, Billie Jean'le, ilk defa zenci bir şarkıcının video klibini yayınlamış oldu. Fantastik bir konuyla kurgulanmış ve danslarla görsel bir şölene dönüştürülmüş Thriller şarkısının 13 dakikalık klibi ise, patlama yaptı ve gelen talepler üzerine VHS formatında piyasaya sunularak, yine ulaşılamayacak bir satış rekoruna imza attı. Klipte Michael'in sergilediği özgün dans kareografileri, birçok gence ilham kaynağı oldu. Özellikle Jackson kardeşler olarak katıldıkları Motown'ın 25.kuruluş yıldönümünde, Billie Jean'i seslendirirken sergilediği moonwalk denilen ayak kaydırma hareketi, Jackson'ın imzasıyla tarihe geçti. 37 hafta zirvede kalan ve Billboard albüm listesinde 122 hafta geçiren Thriller, elbette birçok ödülü de beraberinde getirdi. 1984 yılında, 12 dalda aday gösterildiği Grammy'den 8 ödülle ayrılan Jackson, bir gecede en çok ödül alan sanatçı ünvanını, 2000 yılında Carlos Santana egale edene kadar elinde tutmayı başardı (Ödüllerin yedisi Thriller'a giderken, biri de, 1982'de seslendirdiği "Someone in the Dark"a verildi). Albüm aynı yıl, 8 Amerikan Müzik Ödülü, 4 Amerikan Video Ödülü, 3 MTV Video Müzik Ödülü ve Üstün Başarı Ödülü almaya hak kazandı. Bu sırada, Pepsi-Cola'yla sponsorluk anlaşması imzalayan ve kardeşleriyle birlikte şirketin reklam filmlerinde rol alan Jackson'ın başına talihsiz bir olay geldi. Reklam çekiminde, havai fişek gösterisi esnasında saçları alev alarak cildinde ciddi hasar meydana geldi. Jackson, gördüğü fiziksel zarardan şirketi sorumlu tuttu ve tazminat davası açtı. Lehine sonuçlanan davadan kazandığı astronomik meblağı ise, tedavisini yürüten hastaneye bağışladı. 1984'te, Thriller rüyası devam ederken, kardeşleriyle tekrar biraraya gelerek "Victory" albümünü çıkardılar. Bu albümde de Michael tarafından yazılmış ve bestelenmiş hit parçalar bulunuyordu. Jackson kardeşlerin en başarılı albümü olan Victory için 5 aylık uluslararası dev bir turne düzenlendi. Turne gelirinin tümünü bağışlayacaklarını duyurması üzerine, Jackson'ın adı, jest olarak Hollywood yıldızlar geçidine eklendi. Turneden 5 milyon $ gelir elde edildi. 1985'te, "Beat It" adlı şarkısını, alkollü araba kullanmaya karşı televizyonlarda ve diğer basın-yayın organlarında yürütülen kampanyalarda kullanılmak üzere bağışlaması nedeniyle, dönemin devlet başkanı Ronald Reagan tarafından, teşekkür amacıyla Beyaz Saray'a davet edildi. Jackson ileriki yıllarda, ünlü bir dünya starı olarak,
çok daha fazla ses getirecek sosyal sorumluluk ve insani yardım projelerini hayata geçirecekti. Bunlardan en önemlisi, USA For Africa kampanyası çerçevesinde, özellikle Doğu Afrika'da açlık sınırında ve yardıma muhtaç bir şekilde yaşayan insanlar için, Lionel Richie ile birlikte yazdığı "We Are the World" parçasıydı. Dünya çapında en çok satış rakamına sahip tekli olma özelliğini hala taşıyan şarkı, Stevie Wonder, Tina Turner, Diana Ross, Ray Charles, Cindy Lauper, Bob Dylan, Bruce Springsteen gibi ünlülerin de aralarında bulunduğu 40'dan fazla popüler sanatçı tarafından seslendirildi. Bu başarının ardından, We Are The World'le Richie ve Jackson, Yılın Şarkısı dalında Grammy Ödülü'nü almaya hak kazandı. 1985 yılı yıldız şarkıcı için yalnızca övgülerle geçmedi. Jackson, içinde birçok ünlü sanatçı tarafından seslendirilmiş parçanın yanı sıra, özellikle Beatles'a ait 200'den fazla şarkının telif hakkını bulunduran ATV Müzik'in en büyük hissesini satın alarak, birçok tartışmaya neden oldu. En sert tepki de müzayedeyi düzenleyen yakın arkadaşı, söz yazarı Paul McCartney'den geldi. Bu olay, dostluklarının ve bilhassa ortak söz yazarlığı çalışmalarının sonu oldu. Sözk onusu tartışmaların ardından, birtakım basın ve medya çevreleri, uzun süre yaşamak için Elephant Man'ın kemiklerini satın almaya kalkıştığından, ilginç tavırlarına kadar birçok konuda sanatçıya karşı alaycı bir üslup kullanmaya ve adından "Wacko Jacko" gibi irrite edici şekilde bahsetmeye başladı. 1986'da, George Lucas'ın yapımcılığında ve Francis Ford Coppola'nın yönetmenliğinde çekilen "Captain EO" adlı kısa filmde Jackson, Kaptan EO rolüyle ekranlardnın karşısına geçti. 17 dakika olmasına rağmen yaklaşık 17 milyon dolara malolan film, o
güne kadar çevrilmiş, dakika başına en büyük maliyete sahip filmdi. Disneyland'da gösterime giren film için Jackson, "Another Part Of Me" -sonradan "Bad" albümünde de yer aldı- ve "We Are Here To Change The World" adlı iki yeni parça seslendirdi.
- BAD: 1987 - 1990
1987'de, pop yıldızı, "Bad" albümüyle müzikseverlerin karşısına çıktı. Quincy Jones'un prodüktörlüğünü üstlendiği son Michael Jackson albümüydü ve yine Epic Records etiketi taşıyordu. Satış rakamları sanatçının beklentisinin altında olsa da -yaklaşık 30 milyon adet-, "I Just Can't Stop Loving You", "Bad", "The Way You Make Me Feel", "Man in the Mirror" ve "Dirty Diana" gibi tekliler listelerde aynı anda bir numaraya oturarak bir ilke imza attı. 2008 itibariyle, albümü 30 milyon kopya, ABD'de 8 milyon gönderileri de dahil olmak üzere dünya çapında satılmaktadır. Albümün tanıtımından sonra Jackson, yine Pepsi sponsorluğunda, 16 ay gibi oldukça uzun bir zaman alacak ilk solo dünya turnesine çıkarak hayranlarıyla buluştu; 123 konser verdi. Bu arada Pepsi reklamlarıyla ekranlarda boy gösterdi. Dönüşündeyse, Bad şarkısına, Martin Scorsese yönetmenliğinde 18 dakikalık, yine kısa film niteliğinde bir klip çekildi. Ancak klipteki yeni Michael Jackson görüntüsü, neredeyse şarkıdan daha çok konuşulur hale geldi. Çünkü ünlü şarkıcının hem yüzünde, hem de ten renginde çok belirgin ve şaşırtıcı değişiklikler vardı. Medya, sanatçının, zenci olmaktan utandığı için ten rengini beyazlatmaya çalıştığı, burun estetiği, alın kaldırma ve dudak inceltme operasyonu gibi birçok ameliyat geçirdiği iddialarını ortaya attı. Ancak ünlü şarkıcı, 1988 yılında kendi yazmış olduğu Moonwalk adlı otobiyografisinde, sadece iki tane estetik operasyon yaptırdığını ve çenesindeki yaralardan dolayı da cildi için cerrahi işlem uygulandığını yazdı. Bad'in klibi de tüm bu sansasyonlara rağmen, oldukça iyi bir satış rakamına ulaştı. Jerry Kramer ve Colin Chilvers tarafından yönetilen; Kellie Parker, Sean Lennon ve Brandon Adams'ın Jackson'a eşlik ettiği "Moonwalker" adlı müzikal film, 1988 yılında gösterime girdi ve izleyiciler tarafından büyük ilgi gördü. Filmin VHS sürümü bir milyon satış adediyle yeni bir rekora imza attı. Artık yıldız sanatçı, pop,rock ve soul müziğinin kralı ilan edilecek ve Elvis Presley, Beatles, Frank Sinatra gibi dünya çapında üne kavuşarak zirveye oturmuş bir idol haline gelecekti. Filmin başarısından sonra, paparazzilerden ve hakkında türetilen dedikodulardan bunalan Michael, Hayvenhurst'te ailesiyle birlikte yaşadığı evi terk ederek, 2700 dönümlük dev bir alana kurulu Neverland çiftliğini satın aldı ve orada gözlerden uzak yaşamaya başladı. Çok küçük yaşta hayata atılmak zorunda kaldığı için, özlemini kurduğu çocukluk günlerini yaşayabilmek adına, lunaparktan hayvanat bahçesine, büyükçe bir göle kadar kendine apayrı bir dünya kurdu bu çiftlikte.